Hoş Sohbet

Kurgu:Sabah kar yağmıştır.Kar fazla yağmadı.Dışarıda hava güneşli olmasına rağmen keskin bir soğuk hissediliyor.Üç Süpürge'de adım atacak yer yoktur.İçeri havasız denilebilir.

Kar tanelerinin pencereye vurarak çıkarttığı sesler,bir melodiyi andırıyordu.Sevimli 'pat pat' sesleri...Vera-pencerinin karşısında,elinde her zamanki gibi bir fincan sıcak çikolata vardı-dışarıyı izliyordu.Yılın ilk karının tadını çıkarıyordu aslında Vera.Soğuktan hoşlanmazdı;ama karı severdi.Bembeyaz,irili ufaklı,pamuk gibi tanecikler...Hoş görüntüleri Vera'yı etkilemeyi başarırdı.Bu doyumsuz manzarayı biraz daha izledikten sonra,yatağının yanındaki davetkar görünüşü ile ortama sıcaklık katan kırmızı kanepesine oturdu.Her sabah olduğu gibi Gelecek'i eline aldı.Büyücü dünyasındaki haberleri okumaktan zevk alırdı.Tüm haberlere yorum yapardı.Gerçi bu sıralar biraz tepkiliydi Gelecek'e karşı.Eski okuma isteği ölmüştü içinde.Sırf geri kalmamak için okuyordu haberleri,sonra direk çöpe.Daha düne kadar bir dosyada tutardı.Gelecek'i açıp gözüne ilk çarpan resme baktı.Resimler muggle dünyasınınkinden farklı olarak hareketli olurdu.Resimdiki kişiyi seçebiliyordu,kuzeninden başka kim olabilirdi ki?Haberi hızlıca okudu,gazateyi bir köşeye fırlatarak,kafesinde uyuklayan baykuşuna yöneldi.Baykuşu gidiciydi,çok yaşlanmıştı.Ama onun o ötüşü...Dünyadaki hiçbir şeye değişmezdi.İnsanın içine dokunurdu,kimi zamanda huzur verirdi.Kafesi birkaç kere tıklattı.Kuş yerinde birkaç kere sallandı.Ve birden sarımsı bir çift gözle karşı karşıya geldi Vera.İstemsizce iki adım geriledi.Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı.Bir şeyi mi vardı?Kafesini açıp baykuşu omzuna aldı.Onun gri,parlak tüylerini okşadı,gagasını öptü.Masasına gelerek çekmecesinden mürekkebini ve gösterişli mavi tüy kalemini çıkarttı.Parşömenleri her zaman masanın üstünde hazır dururdu.Hemen bir tanesini kendisine doğru çekti.'Acaba ne yazsam?',diye düşündü içinden.Kuru kuru tebrik etmek olmazdı tabi.Bugüne bugün kuzeniydi ne de olsa.Derin bir nefes aldı ve kıvrımlı el yazısıyla yazmaya başladı.


''Sevgili kuzenim Marishka,
Öncelikle seni tebrik ediyorum.Hogwarts'ta profesörlüğe başlayacağına çok sevindim.Bunu kutlamak için seni Üç Süpürge'ye bekliyorum.
Vera Curis''

Altına imzasını attı.Parşömeni eline aldı ve dikkatli bir şekilde tam ortadan ikiye katladı.Çekmecesinde bulunan açık mavi,üstünde beyaz benekler olan,küçük bir kutuyu masanın üstüne koydu.Kağağını açtı ve içine mektubunu koydu.Mektup denilmezdi;ama neyse...Vera'nın huyuydu bu.Ne zaman birilerine bir şeyler gönderecek olsa böyle küçük bir kutuya koyardı.Kutuyu baykuşun bacağına bağlayıp gönderdi.Baykuş sanki ona gülümsemişti.Vera onun büyülenmiş biri olabileceğini hep düşünmüştü.Bakışları bazen bir insanınki gibi derin olabiliyordu.Derin ve anlamlı...Baykuş gelene kadar bir duş almak istedi.Hemen duşa geçti.Su sıcaktı.Derisini yaktığını hissetmişti,ama dayanıklı olmalıydı.Kendi kendine işkence etmekten hoşlanırdı.Aslında kendi sınırlarını aşmaktan hoşlanırdı.Yine de buna dayanamadı,hemen kendini dışarıya attı.Üstüne birkaç şey geçirdi.Aslında şık bir takım giymişti.Sadelikten yanaydı.Abartmaktan hoşlanmazdı.Değişik büyücü tasarımlarını giymeyi de severdi.Dolabı odasının sağ tarafını tamamen kaplıyordu.Kendini kanepesine attı.Pencereyi kapatmayı unuttuğundan içerisi soğumuştu.'Soğuk dinç yapar insanı.',dedi içinden.Neyseki cevabı beklemesi uzun sürmedi.Penceren bir şeyin süzüldüğünü görünce hemen ayağıya kalktı.Baykuşun ardından pencereyi 'Küt!' diye kapattı.Tabi sesten dolayı kulaklarında bir cızırtı oluşmuştu.Yerdeki beyaz halının üstünde duran baykuşa doğru uzandı.Hemen kutuyu aldı.Tek bir kelime yazılıydı:Tamam.Merdivenlerden koşarak indi.Üstüne siyah cübbesini geçirip evden uçarcasına çıktı.Marishka'yı görmek için sabırsızlanıyordu.Gerçi tüm bir sene boyunca yeterince beraber olacaklardı.Asıl şey belki de bu değildi.Konuşacak birilerine ihtiyacını vardı belki.Evet,evet,kesinlikle konuşacak birileri!Bunu kendine itiraf edemiyordu.Zayıf bir yönüymüş gibi utanç duyuyordu.O,bunları düşünürken çoktan cisimlenmişti.Dışarıda hava güneşliydi;ama ürperdiğini hissetti soğuktan.Nerdeyse dişlerini 'tak tak' diye sesler çıkartıcak,gıcırdıyacaktı.Sıcağa doğru bir adım attı.Kapıya değmemek için özen gösteriyordu,soğuktan ellerinin donmasını istemezdi,elleri ona lazımdı.İçeriye girince müthiş bir kalabalıkla karşı karşıya geldi.Bu kadar kişinin arasından birisini ona sıcak bir gülümsemeyle baktığını gördü.Kuzeniydi...

Aleera , yatağında kıvrılıyordu . Havanın soğuğu , pencereden içeri süzülüyordu . Rüzgarın hafif uğultusu , ona bir ninni gibi geliyordu . Tüm gece boyunca uyuyamamış , küçük perisi ile konuşmuştu . Başı çok ağrıyordu aynı zamanda uykusuda çok gelmişti . Gözlerini hafifçe kapadı , küçük perisi ise avcunun içine kondu . Biraz uyku onun için çok iyi gelecekti.

Aleera , çok hızlı birşekilde gökyüzünde yeşil ışıkların parladığı yere gidiyordu . Orada düellonun olduğunu biliyordu ve oraya gitmesinin gerektiğinide... Etrafında birçok yeşil ve kırmızı ışık , dolaşıyordu . Sürekli Aleera'nın yanından geçiyorlar ve sanki ona gülümsüyorlardı . Kuzenini düelloda gördü . Vera , Karanlık Lady , ile savaşıyordu . Vera'ya bir lanet gönderdi ve , v-e Vera gözlerinin hoş bakışını kapattı .
"Hayır ! " şeklinde bağırarak uyandı Aleera . Uzun zamandır kabus görmüyordu . Avucunun içindeki küçük minik peri biranda uyandı . Aleera , gözlerini yavaş yavaş açıp kapıyordu .Grödüklerinin bir rüya olup olmadığını anlamak için , hafızasını tazelemeliydi . Yaptıklarını hatırlayınca , bunu bir rüya olduğunu anladı . O sırada buğulu cama bir karaltı yaklaştı . Otomatik olarak Aleera , asasını eline aldı ve cama doğru yaklaştı . Cam'ı büyüyle açtı ve tam bir büyü gönderecek iken , duran karaltının sadece bir baykuştan ibaret olduğunu gördü . Küçük perisi Ena, kıkırdıyordu . Baykuşun , bacağında küçük mavi bir kutu duruyordu . Aleera , baykuşun canını yakmak istemeyerek yavaşça bacağından kutuyu aldı . İçini açtığında hoş kokulu bir kağıt duruyordu .

''Sevgili kuzenim Marishka,
Öncelikle seni tebrik ediyorum.Hogwarts'ta profesörlüğe başlayacağına çok
sevindim.Bunu kutlamak için seni Üç Süpürge'ye bekliyorum.
Vera Curis''


Vera ... Bu mektubun gelmesi Aleera'nın yüzünün gülmesine sebep olmuştu . Açık pencereden süzülen , hoş fakt sert rüzgar , titremesine yol açmıştı . Buda havanın çok soğuk olduğunu ifade ediyordu . Baykuşu geri gönderdikten sonra , paltosunu giydi ve perisi Ena'yı cebinin içine koydu . Evden , hemen çıktı . Kuzenini bekletirse , olacakları biliyordu . Soğuk rüzgar , kirpiklerinin donmasına sebep oluyordu. Güneş gökyüzünde parıldasada ,rüzgarın sertliği onu donduruyordu . Üç Süpürge , uzakta görünmüştü . Camda ki buğudan dolayı , içeriyi göremiyordu . Biraz daha yaklaştıkça , Üçsüpürge'nin ttıklım tıklım dolu olduğunu gördü . Muggle deyişi ile , iğne atsan yere düşmez . Kapıya geldiğinde , ellerini ceplerinde çıkardı ve buz gibi olduğunu tahmin ettiği , tokmağa uzattı . Kapıyı açtığında Üç Süpürge'de , nem oranının fazla olduğunu farketti. Kuzenini arıyordu . Birden içeride ona el sallayan Vera'yı gördü . Gülümseyerek onun yanına gitti ve ona sarıldı .

"Nasılsın Vera? " dedi ve çok sevdiği kuzenine gülümseyerek baktı.