~1. Sınıflar 2. Sihir Tarihi Dersi~

Valerié 1. Sınıflarla işleyeceği ikinci ders için hazırlık yapıyordu.Ödevlerin tamamını okumuş ve beğendiklerine oldukça yerinde notlar vermişti.Bunun mutluluğu ile ders için hazırladığı minik parşömenleri eline aldı ve sabırsızlanarak diğer eşyaları ile birlikte sınıftan içeri girdi.Sınıfa girdiğinden bir sıra haricinde hepsi doluydu.Sıranın geç kalan bir öğrenciye ait olduğunu düşünerek bunu fazla kafasına takmadı ve eşyalarını diğerine göre oldukça normal bir hızla masasının üzerine bıraktı.Öğrencilerin bir kısmı derse oldukça hazırlıklı gelmiş olacaklardı ki soru sormamak için kendilerini zor tutuyorlardı.Ama Valerié Slytherindeki çoğu öğrencinin ödevlerini yaptıktan sonra kitabı açmaya yelteneceğini düşünmüyordu.Bu yüzden heyecanını gizlemek ve bu konuyu fazla ön plana getirmek pek de doğru olmazdı.Eşyalarını masasının üstüne bıraktıktan sonra yavaşça sıralara doğru yöneldi ve konuşmaya başladı;

“-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.”

Dedi ve meraklı gözlerle sınıfı süzdü.Birden kapının dışarısında dolanan bir gölge belirdi Valerié’nin gözlerinde.Belli ki geç kalan öğrenci girip girmemek arasında sürekli gidip geliyordu.Valerié sınıfa gülümseyerek yavaş adımlarla kapıya doğru yöneldi.Yavaşça kapıyı açtı ve dışarıda üzgünce gözlerini kendisine dikmiş olan kıza eliyle boş sırayı göstererek ;

“-Geçsene.”

Dedi ve kızında içeriye geçmesiyle birlikte hemen asasına sarıldı.Asasını tahtaya doğru doğrultarak ikinci dersinin başlığını tahtaya attı; “Hogwarts Kurucuları”…Bu başlık çok basit olduğundan bulmak birkaç saniyeden daha fazla zamanını almamıştı.Bunu düşünürken kaşlarında gerçekleşen değişimleri sezince birden sarsıldı.Düşünmeyi bırakarak tiz bir sesle konuşmaya başladı;

“-Bu günkü konumuz Hogwarts’ın kurucuları.Hepiniz kendi binalarınızın kurucularının tarihlerini öğrenmek istersiniz diye düşündüm.”

Dedi ve ellerini birbirine kenetleyerek konuyu anlatmaya başladı;

“İsterseniz ilk önce Godric Gryffindordan başlayalım.Godric Gryffindor , Gryffindor binasını kuran büyücüdür. Binasına en cesur ve yiğit büyücüleri seçmiştir.Godric Gryffindor en ünlü Hogwartsdörtlüsünden biridir ve büyük bir şatoda doğmuştur. Diğer büyücülerde olduğu gibi o da bir safkandır. Gryffindor, büyü yerine muggle silahları oklar ve kılıçlarla çalışmıştır. 4 yaşına geldiğinde ise büyük çok güzel adını taşıyan sihirli bir kılıç ona hediye edilmiştir.Gryffindor büyücülükle ilgilenmeye başladığında "Biçim Değiştirme"'ye karşı özel bir yeteneği olduğunu görmüş. Bu yüzden hayatının büyük zamanını Mısır'da, yani en iyi Biçim Değiştiren Animaguslar'ın olduğu yerde geçirmiş. Yine Ravenclaw ve Hufflepuff gibi, işaretini seyahatlerinde bulmuş. Gryffindor Mısır'ı terketmek üzereyken, bir hırsız onun bütün eşyalarını -kılıcı da içinde olmak üzere- çalmış. Hırsızlar, hızlı bir şekilde kum üzerinde kaçarken ileride bir aslan belirmiş. Aslan hırsızları korkutarak Godric Gryffindor'un hayatını kurtarmış. Böylece Godric, hayatını ona borçlu olduğunu hissederek binasının simgesini aslan yapmıştır.Ne yazık ki Godric Gryffindor , Gryffindor'lu birçok arkadaşı ile birlikte savaşırken genç yaşta ölmüştür.”

Dedi ve hafifçe yüzgün bir ifade sergileyerek dersi anlatmaya devam etti;

“Şimdi de sıra Rowena Ravenclaw da , Ravenclaw binasını kuran büyücüdür. Binasına en zeki ve çalışkan büyücüleri seçmiştir.Rowena Ravenclaw'ın da diğer kurucular gibi doğum tarihi ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup, yok olmuştur. Diğer büyücüler gibi o da safkandı. Rowena, bir kaç çocuk ile dolu olan küçük bir büyücü köyünde doğdu. Asosyal bir kız olan Rowena kendi kendine büyü çalışmaya başlamıştı. Daha 8 yaşındayken kendi kendine ait olan birkaç büyü keşfetmiştir.Birkaç yıl sonra Rowena, Avrupa seyahatlerine başlamıştır.Fransa'da en önemli büyülere çalışmıştı. Binanın simgesi Kartal'ı bu gezilerinden birinde bulmuştur. Küçük, dar bir yolda yürürken seyahatindeyken büyük derin bir çukura düştüğünde, Rowena kartalı görmüş ve kartal onu kurtarırken korktuğu birşey olmuştur. Asasını düşürmüştü ama Rowena'nın çıkmasına yardım eden bu kartal onun asasınıda almış ve ona geri vermiştir. Rowena hayatında ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştır. Daha sonra kartal uçup gitmiş ve Rowena seyahatine devam etmiş bir köye ulaşana kadar. O zamandan beri Rowena bu kartala teşekkür borçluymuş ve onu yine görmese bile binasının simgesinin bir kartal olmasını istemiştir.Diğer dörtlü ile okulu kurduğunda, dörtlüden biri olan Salazar Rowena'nın korktuğu birşeyi gerçekleştirmişti, öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratmıştı. Salazar öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratırken Rowena her zaman ona karşı koyacak büyüler geliştirirdi. Rowena genç bir büyücü ile evlendi ve 3 çocuğundan ikisi öldü. (Evlendiği büyücü duyumlara göre Flitwick adında bir büyücüydü.) Üçüncü çocuğu ise Hogwarts'a yazılanlardandı ve mezun olduğunda orada bir öğretmen oldu. Rowena geri kalan hayatında hatıralarını Hogwarts kütüphanesine yazdı ve oraya araştırmalarını bıraktı.Söylencelere göre Rowena en son Brezilya'da unutulmaz arkadaşı Helga Hufflepuff için Amazon Ormanları'ndan ona birkaç bitki almaya bir botla giderken görülmüş. Bir daha ne ondan ne de bindiği botundan haber alınmıştır.

dedi ve derin bir nefes aldı.Uzun süre ders anlatmak Valerié'yi büyük bir oranda yoruyordu ama hiç şikayetçi değildi.Öğrencilerin derse kualk kesildiklerini görünce ise içini bir mutluluk kapladı.Sınıftaki sıraların arasında ilerleyerek meraklı bir şekilde sordu;

"-Buraya kadar anlamayanınız var mı?"

dedi.Sınıftan ses çıkmayınca rahatladı ve dersi anlatmaya devam etti;

"Salazar Slytherin'e değinecek olursak , Salazar Slytherin, Slytherin binasını kuran büyücüdür. Binasında en kurnaz,en açgözlü en sinsi ve safkan büyücüleri tercih etmiştir.
Salazar Slytherin, Godric Gryffindor ile aynı şatoda dünyaya gelmiş ve büyümüştür. Salazar defalarca Gryffindor ile arkadaşlık etmeye çalışsa da, bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor da bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor, mugglelarla çok samimiydi. Öte yandan Slytherin, muggleları bir süre sonra sevmemeye başladı. Sonra Slytherin kalede başkaları ile arkadaşlıklar kurmaya çalıştı. Ama başarısız oldu ve bu yüzden Gryffindor'dan nefret etmeye başladı. Sonra Slytherin yılanlarla ilişki kurmaya çalıştı.Çok bilinen inançlar gibi Çataldili özel verilmiş bir hediye değildi. Salazar Slytherin yılan dilini anlamaya çalıştı. Onlarla konuşarak yıllarını harcadı, birçok değişik yılanla konuşarak dilini geliştirdi. "

dedi.Normalde Salazar Slytherin'in hikayesinin devamı olmasına rağmen onu burada anlatamazdı.Çünkü öğrencilerin bazıları odayı açmak için boş çaba sarfedip kendilerini bu olaya kaptırabilirlerdi.Bunu düşünerek devam etti;

"Size son olarak Helga Hufflepuff'ın hayatını anlatacağım.Helga Hufflepuff, Hufflepuff binasını kuran büyücüdür. Barışcıl,sakin ve adaletli olanları almıştır. Helga Hufflepuff'ın doğum günü ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup gitmiştir. Söylenenlere göre kendisi küçük bir çiftlikte dünyaya gelmiş ve genç yaşta çalışmaya başlamıştır. Hufflepuff'ın çocukluğu ve ailesinin çiftçiliği ve çiftliği istediği gibi olmamıştır.
Helga Hufflepuff babası için çok üzülüyordu, çünkü babasının çiftliği onlara hiç para kazandırmıyordu. Bu yüzden Helga, iyi bir fikir bulmuştu. Helga birkaç ay sonra olağanüstü başarısı ile yeni büyülü bitkiler geliştirdi ve yeni bitkileriyle yeni iksirler ortaya çıkardı. Gerçekte, Helga Hufflepuff Biçim Değiştirme (Çok Özlü İksir) İksiri'nin orijinal yaratıcısıdır. Başlarda bu iksir fazla bilenenlerden değildi, çünkü hiçbir zaman değiştiğin biçimden geri dönüşümü olmamıştı. Genç Hufflepuff bunlardan sonra babasına çiftliğinde yeni yöntemlerle çalışmasını öğretti.Helga Hufflepuff buradaki hayatından sonra adalara göç etti ve bilgisiyle; yeni iksirler, karışımlar ve bitkiler bulmaya devam etti. Bu seyahatlerin birinde nerdeyse ölmek üzere olan bir porsuk aldı ve Helga bitkiyi sahibine iyileşmiş olarak geri verene kadar baktı. Böylece Helga porsukları iyileştirmek için yeni bitkiler yarattı. Bu arada da Hufflepuff, arkadaşı ile Hogwarts'ın kara gölünde bulunan siyah-beyaz-ve-gölgelerle-kaplı balığa baya bir ilgi besliyordu. Hufflepuff'ın okulun bahçesi yapımında oldukça fazla bir rolü vardır. Helga Hufflepuff, Salazar Slytherin ve Godric Gryffindor'un arabulucusu idi. Fazla kavgalara karışan biri olmayan Hufflepuff, inandıklarına her zaman güvenirdi.Slytherin okuldan ayrıldıktan sonra Hogwarts kurucuları birbirinden ayrıldılar. Hufflepuff ormanına geri döndü, ve söylenenlere göre orda orijinal porsuğunu bularak huzurlu yaşamına devam etti ve sevdiği bitkiler arasında öldü."

dedi.Neden bütün kurucular ölmek zorundaydı ki.Öğrencilerin suratlarının kendi binalarının kurucularının ölümlerini duyunca düşmesi en nefret ettikleri kişilerinkini duyunca yeniden düzeliyordu.Bu yüzden bu ortamı dağıtıp ödev vermenin en iyisi olacağını düşündü Valerié ve masasının üstünde minik parşömenleri alarak masasının çekmecesinde duran eski bir iksir kazanına koydu.Öğrencilerin önüne geçerek hepsini sırayla çekmelerini izledi.Öğrenciler daha açmaya fırsat bulamadan ödevlerini verdi;

"-Her birinizde ayrı bir sihirli nesne adı yazıyor.Sizin ödevinizde bu nesnelerin anlamlarını ve amaçlarını bularak 2 parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazmanız.Ödevlerinizi en geç bir hafta içinde odama bırakabilirsiniz."

dedi ve zilin çalmasıyla beraber öğrencilere veda ederek sınıftan ayrıldı.


Rp Qut: Ödevler P.M İle...

Tom, o an bulunduğunu sandığı yerden kilometrelerce uzaktaki yatağında sıçrayarak uykusundan uyandı. Rüyasında evindeydi, ancak mekan dışı her öge alışılmışın dışında bir seyir izliyordu. Annesi omletleri masaya "Wingardium Leviosa" ile getiriyor, Muggle postacı baykuş postasındaki gecikme için özür diliyor, köpekleri Seçmen Şapka'nın şarkısını söylüyordu.. Hogwarts'ta bir haftayı geride bırakmıştı. Anlaşılan şu tek hafta, Tom'un karşısına çıkardığı binbir yenilikle kafasını allak bullak etmeye yetmişti. Şu haline gülümseyerek doğrulup cüppesini aranmaya başladı. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra sandığının üzerinde kalmış sihir tarihi kitabını da çantasına atarak kahvaltıya indi.

Sihir Tarihi ders vakti geldiğinde birkaç sınıf arkadaşıyla sohbet ederek 2. kattaki dersliğe gittiler. Biraz erkencilerdi ancak bu geç kalmaya alışkın Tom için oldukça hoş bir değişiklik olmuştu. Fazla süre geçmeden sınıf neredeyse dolmuştu. Yaklaşık on dakika sonra da oldukça hoş bir bayan olan profesörleri Ann V. Eclipse de sınıfa girdi.

“Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.” dedi yüzlerine tek tek bakarak. Geç gelen bir kızı da içeri alarak konuşmayı sürdürdü: “Bu günkü konumuz Hogwarts’ın kurucuları.Hepiniz kendi binalarınızın kurucularının tarihlerini öğrenmek istersiniz diye düşündüm.”

Tom heyecanlanmıştı. Binaları birbirinden ayıran ayrıntıları tüm yanlarıyla bilmese de bu ayrıma sebep olacak nedenleri daha önce hiç düşünmemişti. Her binanın kurucusu istediği tip öğrenciyi seçmek için böyle bir sistem kurmuştu anlaşılan.

“İsterseniz ilk önce Godric Gryffindor'dan başlayalım." diye giriş yaptı Profesör.
Tom duyduğu isimle dikkat kesilmişti. Babası Godric's Hollow'luydu ve köyleri ismini zamanında orada yaşamış büyük Hogwarts kurucusundan alıyordu.
"Godric Gryffindor , Gryffindor binasını kuran büyücüdür. Binasına en cesur ve yiğit büyücüleri seçmiştir.Godric Gryffindor en ünlü Hogwarts dörtlüsünden biridir ve büyük bir şatoda doğmuştur. Diğer büyücülerde olduğu gibi o da bir safkandır. Gryffindor, büyü yerine muggle silahları oklar ve kılıçlarla çalışmıştır. 4 yaşına geldiğinde ise büyük çok güzel adını taşıyan sihirli bir kılıç ona hediye edilmiştir.Gryffindor büyücülükle ilgilenmeye başladığında "Biçim Değiştirme"'ye karşı özel bir yeteneği olduğunu görmüş. Bu yüzden hayatının büyük zamanını Mısır'da, yani en iyi Biçim Değiştiren Animaguslar'ın olduğu yerde geçirmiş. Yine Ravenclaw ve Hufflepuff gibi, işaretini seyahatlerinde bulmuş. Gryffindor Mısır'ı terketmek üzereyken, bir hırsız onun bütün eşyalarını -kılıcı da içinde olmak üzere- çalmış. Hırsızlar, hızlı bir şekilde kum üzerinde kaçarken ileride bir aslan belirmiş. Aslan hırsızları korkutarak Godric Gryffindor'un hayatını kurtarmış. Böylece Godric, hayatını ona borçlu olduğunu hissederek binasının simgesini aslan yapmıştır.Ne yazık ki Godric Gryffindor , Gryffindor'lu birçok arkadaşı ile birlikte savaşırken genç yaşta ölmüştür.”

Godric Gryyffindor...Oldukça ilgisini çekmişti anlatılanlar. Bu büyük büyücü genç yaşta ölmüştü ha? Profesör Eclipse sırasıyla Rawenclaw, Slyhterin ve Hufflepuf kurucularından da bahsettikten sonra durakladı. Öğrencilerin hepsi duyduklarını tartıyor, kendi binalarının kurucularını kafalarında diğerleriyle kıyaslıyorlardı anlaşılan. Tom da dört kurucunun binalarının da kişiliklerini birebir yansıttığını farketti yeniden. Yiğit Gryffindor, bilge Rawenclaw, barışçıl Hufflepuf ve.. ve kurnaz Slyhterin.

Sessizlik profesörün "Her birinizde ayrı bir sihirli nesne adı yazıyor.Sizin ödevinizde bu nesnelerin anlamlarını ve amaçlarını bularak 2 parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazmanız.Ödevlerinizi en geç bir hafta içinde odama bırakabilirsiniz." sözleriyle dağıldı. O an çalan zil sesiyle kendinden memnun ayağa kalktı Tom. Okulu ve binasıyla ilgili daha birçok bilgi edinmeyi kafasına koyarak sınıftan çıktı.


+13

Jasper sabahleyin tek gözünü araladığında kendinin nerde olduğunu kavrayamadı sonra diğer gözünü de açtığında çaşışma masasında sandalyede üstünde kafasını masaya dayamış halde buldu. Önce dün gece ne olduğunu hatırlayamadı ama sonradan dün gece çalışırken biraz mola verip uyduğunu hatırladı; demek ki sonradan uyanamamıştı. Sonra başını masasından kaldırdı ve gerinerek sandalyeden kalktı gerinerek... Hufflepuff penceresine doğru ilerledi dışarı bakmak için gün doğalı çok olmuşa benziyordu çünkü güneş en tepeye yaklaşmıştı; bu öğlene az kaldığını gösteriyordu. Jasper bunu fark etince hemen bluzunun dün gece çalışırken kıyafetiyle olduğundan öle uyumuştu kolunu sıyırdı. Yılan derisinden saatine baktı bu saat yuvarlak bir cama sahipti ve camın etrafında parlayan taşlar bulunuyordu yeşil ve beyaz renklerde. Akrep 11 ile 12 arasını yelkovansa 5 'in üstünü gösteriyordu; saat 11'i yirmi geçiyor olmalıydı. Saat kahvaltı saatini çoktan geçmişti; öğle yemeğine az kalmıştı hatta. Hogwarts bahçesindeki yeşil çimenler artık kurumuş ağaç yapraklarıyla iyice dolmaya başlamıştı; artık çok fazlada sıcak olmuyor daha sık yağmur yağmaya ve hava bulutlarla kaplanmaya başlamıştı. Bütün bunlar sonbaharın geldiğini gösteriyordu. Melody hemen pencerenin önünden ayrıldı ve yatağına baktı topluydu bugün toplamasına gerek kalmamıştı zaten yaptığı tek şey asıyla büyü yapmaktı ama gene de üşeniyordu odasını toplamaya çocukluk alışkanlığıydı nede olsa vazgeçemiyordu ne yaparsa yapsın... Kendini hemen banyoya attı elini yüzünü yıkadı aynada yüzüne ve saçlarına baktı gerçekten dinlenmiş görünüyordu deme ki iyi uyumuştu. Saçlarını yüzünden geriye itti. Ve orada asılı duran havluyla yüzünü kuruladı.Çabucak Giysi Seçmeden Ne Varsa Giydi.Ve Koşa Koşa Sihir Tarihi Dersinin Yolunu Tuttu.Oraya Varınca Birden Hızlıca Açtı.Ve Yerine Oturdu.Nihayet Öğretmen Gelmemişti.Öğretmen Saniye İçinde Girmişti.Bugün Anlatacaklarını Dikkatlice Dinlemeliydi.Öğretmen Hoşgeldin Selamı Verdi Ve Binaları Sırasıyla Anlatmaya Başladı:

“İsterseniz ilk önce Godric Gryffindordan başlayalım.Godric Gryffindor , Gryffindor binasını kuran büyücüdür. Binasına en cesur ve yiğit büyücüleri seçmiştir.Godric Gryffindor en ünlü Hogwartsdörtlüsünden biridir ve büyük bir şatoda doğmuştur. Diğer büyücülerde olduğu gibi o da bir safkandır. Gryffindor, büyü yerine muggle silahları oklar ve kılıçlarla çalışmıştır. 4 yaşına geldiğinde ise büyük çok güzel adını taşıyan sihirli bir kılıç ona hediye edilmiştir.Gryffindor büyücülükle ilgilenmeye başladığında "Biçim Değiştirme"'ye karşı özel bir yeteneği olduğunu görmüş. Bu yüzden hayatının büyük zamanını Mısır'da, yani en iyi Biçim Değiştiren Animaguslar'ın olduğu yerde geçirmiş. Yine Ravenclaw ve Hufflepuff gibi, işaretini seyahatlerinde bulmuş. Gryffindor Mısır'ı terketmek üzereyken, bir hırsız onun bütün eşyalarını -kılıcı da içinde olmak üzere- çalmış. Hırsızlar, hızlı bir şekilde kum üzerinde kaçarken ileride bir aslan belirmiş. Aslan hırsızları korkutarak Godric Gryffindor'un hayatını kurtarmış. Böylece Godric, hayatını ona borçlu olduğunu hissederek binasının simgesini aslan yapmıştır.Ne yazık ki Godric Gryffindor , Gryffindor'lu birçok arkadaşı ile birlikte savaşırken genç yaşta ölmüştür.”

Jasper Öğretmeni Dikkatlice Dinlemişti.Sıra Hufflepuff'ın Gelmesini Bekledi.O Sırada Öğretmen Araya Girip Şu Sözcükleri Kullandı;
“Şimdi de sıra Rowena Ravenclaw da , Ravenclaw binasını kuran büyücüdür. Binasına en zeki ve çalışkan büyücüleri seçmiştir.Rowena Ravenclaw'ın da diğer kurucular gibi doğum tarihi ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup, yok olmuştur. Diğer büyücüler gibi o da safkandı. Rowena, bir kaç çocuk ile dolu olan küçük bir büyücü köyünde doğdu. Asosyal bir kız olan Rowena kendi kendine büyü çalışmaya başlamıştı. Daha 8 yaşındayken kendi kendine ait olan birkaç büyü keşfetmiştir.Birkaç yıl sonra Rowena, Avrupa seyahatlerine başlamıştır.Fransa'da en önemli büyülere çalışmıştı. Binanın simgesi Kartal'ı bu gezilerinden birinde bulmuştur. Küçük, dar bir yolda yürürken seyahatindeyken büyük derin bir çukura düştüğünde, Rowena kartalı görmüş ve kartal onu kurtarırken korktuğu birşey olmuştur. Asasını düşürmüştü ama Rowena'nın çıkmasına yardım eden bu kartal onun asasınıda almış ve ona geri vermiştir. Rowena hayatında ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştır. Daha sonra kartal uçup gitmiş ve Rowena seyahatine devam etmiş bir köye ulaşana kadar. O zamandan beri Rowena bu kartala teşekkür borçluymuş ve onu yine görmese bile binasının simgesinin bir kartal olmasını istemiştir.Diğer dörtlü ile okulu kurduğunda, dörtlüden biri olan Salazar Rowena'nın korktuğu birşeyi gerçekleştirmişti, öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratmıştı. Salazar öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratırken Rowena her zaman ona karşı koyacak büyüler geliştirirdi. Rowena genç bir büyücü ile evlendi ve 3 çocuğundan ikisi öldü. (Evlendiği büyücü duyumlara göre Flitwick adında bir büyücüydü.) Üçüncü çocuğu ise Hogwarts'a yazılanlardandı ve mezun olduğunda orada bir öğretmen oldu. Rowena geri kalan hayatında hatıralarını Hogwarts kütüphanesine yazdı ve oraya araştırmalarını bıraktı.Söylencelere göre Rowena en son Brezilya'da unutulmaz arkadaşı Helga Hufflepuff için Amazon Ormanları'ndan ona birkaç bitki almaya bir botla giderken görülmüş. Bir daha ne ondan ne de bindiği botundan haber alınmıştır.

Öğretmen Çok İyi Anlatıyordu Beğenmişti Öğretmeni Jasper.Devam Etti;

Salazar Slytherin'e değinecek olursak , Salazar Slytherin, Slytherin binasını kuran büyücüdür. Binasında en kurnaz,en açgözlü en sinsi ve safkan büyücüleri tercih etmiştir.
Salazar Slytherin, Godric Gryffindor ile aynı şatoda dünyaya gelmiş ve büyümüştür. Salazar defalarca Gryffindor ile arkadaşlık etmeye çalışsa da, bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor da bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor, mugglelarla çok samimiydi. Öte yandan Slytherin, muggleları bir süre sonra sevmemeye başladı. Sonra Slytherin kalede başkaları ile arkadaşlıklar kurmaya çalıştı. Ama başarısız oldu ve bu yüzden Gryffindor'dan nefret etmeye başladı. Sonra Slytherin yılanlarla ilişki kurmaya çalıştı.Çok bilinen inançlar gibi Çataldili özel verilmiş bir hediye değildi. Salazar Slytherin yılan dilini anlamaya çalıştı. Onlarla konuşarak yıllarını harcadı, birçok değişik yılanla konuşarak dilini geliştirdi. "

En Kısa Betimlenenlerden Biri Slytherin Bu Derside İyi Dinlemişti Sevgilisine Anlatabilirdi.Ayrıca Jakc Williamada Tabii Girmiyorlarsa Evveett!Şimdi Geldik Hufflepufa Diye Sevinçle Geçirdi İçinden Kulaklarını Dört Açtı Başladı;

Size son olarak Helga Hufflepuff'ın hayatını anlatacağım.Helga Hufflepuff, Hufflepuff binasını kuran büyücüdür. Barışcıl,sakin ve adaletli olanları almıştır. Helga Hufflepuff'ın doğum günü ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup gitmiştir. Söylenenlere göre kendisi küçük bir çiftlikte dünyaya gelmiş ve genç yaşta çalışmaya başlamıştır. Hufflepuff'ın çocukluğu ve ailesinin çiftçiliği ve çiftliği istediği gibi olmamıştır.
Helga Hufflepuff babası için çok üzülüyordu, çünkü babasının çiftliği onlara hiç para kazandırmıyordu. Bu yüzden Helga, iyi bir fikir bulmuştu. Helga birkaç ay sonra olağanüstü başarısı ile yeni büyülü bitkiler geliştirdi ve yeni bitkileriyle yeni iksirler ortaya çıkardı. Gerçekte, Helga Hufflepuff Biçim Değiştirme (Çok Özlü İksir) İksiri'nin orijinal yaratıcısıdır. Başlarda bu iksir fazla bilenenlerden değildi, çünkü hiçbir zaman değiştiğin biçimden geri dönüşümü olmamıştı. Genç Hufflepuff bunlardan sonra babasına çiftliğinde yeni yöntemlerle çalışmasını öğretti.Helga Hufflepuff buradaki hayatından sonra adalara göç etti ve bilgisiyle; yeni iksirler, karışımlar ve bitkiler bulmaya devam etti. Bu seyahatlerin birinde nerdeyse ölmek üzere olan bir porsuk aldı ve Helga bitkiyi sahibine iyileşmiş olarak geri verene kadar baktı. Böylece Helga porsukları iyileştirmek için yeni bitkiler yarattı. Bu arada da Hufflepuff, arkadaşı ile Hogwarts'ın kara gölünde bulunan siyah-beyaz-ve-gölgelerle-kaplı balığa baya bir ilgi besliyordu. Hufflepuff'ın okulun bahçesi yapımında oldukça fazla bir rolü vardır. Helga Hufflepuff, Salazar Slytherin ve Godric Gryffindor'un arabulucusu idi. Fazla kavgalara karışan biri olmayan Hufflepuff, inandıklarına her zaman güvenirdi.Slytherin okuldan ayrıldıktan sonra Hogwarts kurucuları birbirinden ayrıldılar. Hufflepuff ormanına geri döndü, ve söylenenlere göre orda orijinal porsuğunu bularak huzurlu yaşamına devam etti ve sevdiği bitkiler arasında öldü."

Ölümüne Üzülmüştü Tabiikide Jasper.Diğer Öğrencilerde.Bakalım Ödev Vericekmiydi Diye Düşünürken Sayın Eclipse Devam Etti
"-Her birinizde ayrı bir sihirli nesne adı yazıyor.Sizin ödevinizde bu nesnelerin anlamlarını ve amaçlarını bularak 2 parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazmanız.Ödevlerinizi en geç bir hafta içinde odama bırakabilirsiniz."
Der Demez Zil Çaldı Herkes Dışarı Dağıldı.

Not:Ödevler Ö.M Yoluyla Mı?



+23

Biçim Değiştirme dersliğinden ayrılıp bir yandan uygulamasını düşünerek Chuck’ın peşine takıldı Beth. Ellerini korkuluklarına sürmekten zevk aldığı merdivenlere yöneldiklerinde Sihir Tarihi dersine gideceklerini hatırlattı ve düşüncelerini arındırmaya çalıştı. Bu dersteki performansı vasattı, hatta daha da düşük. Tarih hakkında bildikleri çok azdı ve bunu Hogwarts’ta dile getiremiyordu. Tek bildikleri ailevi ve arkadaş çevresinden gelen duyumlardı. Geçen hafta profesörün istediği ödevden sonra biraz kütüphanede araştırma yapıp Hogwarts: Bir Tarih’e göz gezdirmişti. Kendi iç hayıflanmalarıyla ilgilenirken kata yaklaşan merdiven sonunda yerini aldı ve Chuck kolundan tutup düşüncelerinden uyandırdı Beth’i. Birkaç merdivenden geçip ikinci kata ulaştılar. Kat gerçekten sessizdi ve hem etrafına bakınarak hem de çantasından en sevdiği tüy kalemini arayarak yavaşça ilerliyordu. Bu tüy kalemi babası hediye etmişti ve gerçekten çok hoş bir görünümü vardı. Bembeyazdı ve aynı baykuşu Sovie gibi üstünde siyah bölgeler vardı. Onu bulup eline alıp kıllarını düzeltti ve olağandan daha erken bir biçimde sıralarına yerleştiler. Beth günlerdir profesörün ilk derste verdiği kitapçıkla uğraşıyordu, her şeyi ezberlemeye ve öğrenmeye çalışmak derslerin yoğunluğuyla birlikte daha da artıyordu. Kitapçığın yapısı çok hoşuna gitmişti, kabartmalarda parmaklarını gezdiriyor, parşömenin kokusunu içine çekiyordu. Asasıyla üstüne vurup talimatlarını mırıldanınca farklı bilgilerde veriyordu. Ama Beth bunu oluruna bırakıp daha sonraya ertelemeye karar vermişti Hogwarts’ın her yerini öğrenme aşamasını, kendini daha fazla yormayacaktı. Zaten ilk haftası için İhtiyaç Odası’nı keşfi çok erkendi. Aslında oraya tekrar gitmek istiyordu ama kimseye söylememişti Chuck hariç. Bunu söyleyeceği kişilerle de yakında konuşurdu. Ama Chuck’a göre böyle bir yeri hayal etmişti Beth ya da herkes tarafından bilinen bir odaya girmişti. Çünkü ne aradıkları kitaplarda vardı burası ne de bu kitapçıkda…

Profesör dakikalar sonra sınıfa geldi. Gerçekten hoş görünüyordu ve güzelliği her zamanki gibi öğrencileri şaşırtmıştı. Yavaş ve geniş adımlarla masasına yaklaşıp ve malzemelerini masasının üzerine koyup sınıfın ortasına yöneldi. “Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.” diye başladı konuşmasına ve hafif bir gülümsemeyle gözlerini gezdirdi öğrencilerinin üzerinde. Birkaç saniye sonra profesör ani bir hareketle kapıya yöneldi. Beth ne olduğunu bilmiyordu ama umduğu şey geç gelen bir öğrenciydi ve Beth’in umduğu gerçekleşti. Geç gelen öğrenci sırasına geçti ve profesör hemen asasını çıkartarak tahtaya bir başlık attı: “Hogwarts Kurucuları”. Beth profesörün attığı başlığı okuduklarıyla bağdaşlaştırmaya çalışırken profesör onların duyması için daha da tiz bir sesle “Bugünkü konumuz Hogwarts’ın kurucuları. Hepiniz kendi binalarınızın kurucularının tarihlerini öğrenmek istersiniz diye düşündüm.” dedi ve ellerini gövdesinin hizasından birleştirerek anlatımına başladı. Profesör ilk başta Godric Gryffindor’u anlatacağını belirtti. Beth hemen kulak kesilip ellerini gövdesinde birleştirdi ve merakla dinlemeye koyuldu. “Godric Gryffindor, Gryffindor binasını kuran büyücüdür. Binasına en cesur ve yiğit büyücüleri seçmiştir. Godric Gryffindor en ünlü Hogwarts dörtlüsünden biridir ve büyük bir şatoda doğmuştur. Diğer büyücülerde olduğu gibi o da bir safkandır. Gryffindor, büyü yerine muggle silahları oklar ve kılıçlarla çalışmıştır. 4 yaşına geldiğinde ise büyük çok güzel adını taşıyan sihirli bir kılıç ona hediye edilmiştir.” Beth bu kılıcın cin cüceler tarafından yapıldığını biliyordu ve gerçekten çok özel bir şey olduğunu düşünüyordu. “Gryffindor büyücülükle ilgilenmeye başladığında "Biçim Değiştirme”ye karşı özel bir yeteneği olduğunu görmüş. Bu yüzden hayatının büyük zamanını Mısır'da, yani en iyi biçim değiştiren Animaguslar'ın olduğu yerde geçirmiş. Yine Ravenclaw ve Hufflepuff gibi, işaretini seyahatlerinde bulmuş. Gryffindor Mısır'ı terk etmek üzereyken, bir hırsız onun bütün eşyalarını -kılıcı da içinde olmak üzere- çalmış. Hırsızlar, hızlı bir şekilde kum üzerinde kaçarken ileride bir aslan belirmiş. Aslan hırsızları korkutarak Godric Gryffindor'un hayatını kurtarmış. Böylece Godric, hayatını ona borçlu olduğunu hissederek binasının simgesini aslan yapmıştır. Ne yazık ki Godric Gryffindor, Gryffindor'lu birçok arkadaşı ile birlikte savaşırken genç yaşta ölmüştür.” Beth’e göre aslan gerçekten kendisine özel bir asalete sahipti ve Godric Gryffindor gibi asil birisine de çok yakışıyordu. Yarın geziden sonra vakit bulup kütüphaneye gitmek ve Gryffindor’un bir animagus olup olmadığını araştırmak istiyordu, bu olağandı ve Beth gerçekten çok merak ediyordu.

Profesör Gryffindor’u anlattıktan sonra Ravenclaw’a geçti ve Beth bilmediği nice şeyler öğrendi. Beth’in en çok dikkatini çeken Rowena Ravenclaw’ın kartal simgesini buluşuydu. Çünkü onu kurtarması gerçekten çok farklı ve garipti. Bir de Ravenclaw’ın lanetlere karşı büyüler geliştirmesinden dolayı ona hayranlığı belirmişti içinde, böyle şeyleri sevmiyordu çünkü o da.

Profesör bu anlatımını bitirince biraz dinlenmek için sıraların arasında gezinmeye başkadu ve onlara anlayıp anlamadıklarını sordu. Kimseden ses çıkmayınca kendinden emin bir şekilde Salazar Slytherin’i anlatmaya başladu. Beth Slytherinler’in tavırlarından ve düşüncelerinden memnun değildi. Fazlasıyla böbürlenen, kendilerini üstün gören ve kötü kişilerdi, Her üye kendini ayrı bir yere koyuyor ve farklı olduklarını iddia ediyordu. Kurucularının seçimi zaten kendi özelliklerini de belli ediyordu. Profesörün söylediğine göre Godric Gryffindor’la yolları birçok kez kesişmesine rağmen iyi anlaşamamışlardı ve her zaman aralarında bir karşıtlık doğmuştu. Bir de Salazar Slytherin’in bir çatalağız olması onun simgesinin yılan olduğuna açıklık getiriyordu.

Profesörün anlatacağı bir sonraki kurucu Helga Hufflepuff’tı ve Beth onun seçimlerine gerçekten değer veriyordu. Kişileri ayırmaması gerçekten Beth’i çok hoşnut ediyordu ve dikkatle onun hayatını, amaçlarını ve yaptıklarını dinledi. Bu son anlatımdı ve ders bitmek üzereydi. Profesör sıraların arasından ayrılıp masasına yöneldi ve küçük parşömenleri bir kazana attı. Tüm öğrenciler sırayla kâğıtlarını çektiler ve Beth bu ruloyu açamadan profesör ödevlerini anlattı onlara. Yazılan nesneyi betimlemek ve anlatmak Beth’i biraz düşündürdü ama daha hiçbir şey anlamadan zil çaldı ve profesör hızla dışarıya çıktı. Şimdi yemeğe inip karnını Hogwarts'ın enfes yemekleriyle doyurmalıydı. Malzemelerini toplayıp yavaş adımlarla kapıya yöneldi ve haftasonu ne yapacağını düşünüyordu.

+23

Milan sabah kalktı. Bugün Sihir Tarihi dersine gidecekti. Cübbesini giydi. Çantasında tüy kaleminin olmadığını farketti. Tüy kalemi masanın üzerindeydi. Çantasına koydu. Dersliğe doğru yola çıktı, derse giderken Tom'u gördü. Derse biraz daha zaman vardı. Ama ikisi önceden gitti. Derse uzun bir vakit olmasına rağmen derslik epeyce dolmuştu. profesör Ann Valerie Eclipse'de oradaydı. Profesör derse bu kadar ilgi olmasından memnundu. Derse daha yarım saat vardı. Ama Profesör dersi başlatacaktı. Çünkü tüm öğrenciler gelmişti.

Profesör:
“-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.”
Milan ilk defa bu derse gireceği için heyacanlıydı.
Profesör:

“-Bu günkü konumuz Hogwarts’ın kurucuları.Hepiniz kendi binalarınızın kurucularının tarihlerini öğrenmek istersiniz diye düşündüm.”

Milan konunun bu olacağını hiç düşünmemişti. Merakla Profesör'ün anlattıklarını dinlemeye devam etti.

Profesör:

“İsterseniz ilk önce Godric Gryffindordan başlayalım.Godric Gryffindor , Gryffindor binasını kuran büyücüdür. Binasına en cesur ve yiğit büyücüleri seçmiştir.Godric Gryffindor en ünlü Hogwartsdörtlüsünden biridir ve büyük bir şatoda doğmuştur. Diğer büyücülerde olduğu gibi o da bir safkandır. Gryffindor, büyü yerine muggle silahları oklar ve kılıçlarla çalışmıştır. 4 yaşına geldiğinde ise büyük çok güzel adını taşıyan sihirli bir kılıç ona hediye edilmiştir.Gryffindor büyücülükle ilgilenmeye başladığında "Biçim Değiştirme"'ye karşı özel bir yeteneği olduğunu görmüş. Bu yüzden hayatının büyük zamanını Mısır'da, yani en iyi Biçim Değiştiren Animaguslar'ın olduğu yerde geçirmiş. Yine Ravenclaw ve Hufflepuff gibi, işaretini seyahatlerinde bulmuş. Gryffindor Mısır'ı terketmek üzereyken, bir hırsız onun bütün eşyalarını -kılıcı da içinde olmak üzere- çalmış. Hırsızlar, hızlı bir şekilde kum üzerinde kaçarken ileride bir aslan belirmiş. Aslan hırsızları korkutarak Godric Gryffindor'un hayatını kurtarmış. Böylece Godric, hayatını ona borçlu olduğunu hissederek binasının simgesini aslan yapmıştır.Ne yazık ki Godric Gryffindor , Gryffindor'lu birçok arkadaşı ile birlikte savaşırken genç yaşta ölmüştür.”

Milan Godric Gryffindor'un bu hikayesine derslikte herkes gibi üzülmüştü.

Profesör:
“Şimdi de sıra Rowena Ravenclaw da , Ravenclaw binasını kuran büyücüdür. Binasına en zeki ve çalışkan büyücüleri seçmiştir.Rowena Ravenclaw'ın da diğer kurucular gibi doğum tarihi ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup, yok olmuştur. Diğer büyücüler gibi o da safkandı. Rowena, bir kaç çocuk ile dolu olan küçük bir büyücü köyünde doğdu. Asosyal bir kız olan Rowena kendi kendine büyü çalışmaya başlamıştı. Daha 8 yaşındayken kendi kendine ait olan birkaç büyü keşfetmiştir.Birkaç yıl sonra Rowena, Avrupa seyahatlerine başlamıştır.Fransa'da en önemli büyülere çalışmıştı. Binanın simgesi Kartal'ı bu gezilerinden birinde bulmuştur. Küçük, dar bir yolda yürürken seyahatindeyken büyük derin bir çukura düştüğünde, Rowena kartalı görmüş ve kartal onu kurtarırken korktuğu birşey olmuştur. Asasını düşürmüştü ama Rowena'nın çıkmasına yardım eden bu kartal onun asasınıda almış ve ona geri vermiştir. Rowena hayatında ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştır. Daha sonra kartal uçup gitmiş ve Rowena seyahatine devam etmiş bir köye ulaşana kadar. O zamandan beri Rowena bu kartala teşekkür borçluymuş ve onu yine görmese bile binasının simgesinin bir kartal olmasını istemiştir.Diğer dörtlü ile okulu kurduğunda, dörtlüden biri olan Salazar Rowena'nın korktuğu birşeyi gerçekleştirmişti, öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratmıştı. Salazar öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratırken Rowena her zaman ona karşı koyacak büyüler geliştirirdi. Rowena genç bir büyücü ile evlendi ve 3 çocuğundan ikisi öldü. (Evlendiği büyücü duyumlara göre Flitwick adında bir büyücüydü.) Üçüncü çocuğu ise Hogwarts'a yazılanlardandı ve mezun olduğunda orada bir öğretmen oldu. Rowena geri kalan hayatında hatıralarını Hogwarts kütüphanesine yazdı ve oraya araştırmalarını bıraktı.Söylencelere göre Rowena en son Brezilya'da unutulmaz arkadaşı Helga Hufflepuff için Amazon Ormanları'ndan ona birkaç bitki almaya bir botla giderken görülmüş. Bir daha ne ondan ne de bindiği botundan haber alınmıştır.


Profesör şöyle devam etti:

"-Buraya kadar anlamayanınız var mı?"

Sınıftan ses çıkmayınça rahatladı.Ve devam etti:
"Salazar Slytherin'e değinecek olursak , Salazar Slytherin, Slytherin binasını kuran büyücüdür. Binasında en kurnaz,en açgözlü en sinsi ve safkan büyücüleri tercih etmiştir.
Salazar Slytherin, Godric Gryffindor ile aynı şatoda dünyaya gelmiş ve büyümüştür. Salazar defalarca Gryffindor ile arkadaşlık etmeye çalışsa da, bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor da bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor, mugglelarla çok samimiydi. Öte yandan Slytherin, muggleları bir süre sonra sevmemeye başladı. Sonra Slytherin kalede başkaları ile arkadaşlıklar kurmaya çalıştı. Ama başarısız oldu ve bu yüzden Gryffindor'dan nefret etmeye başladı. Sonra Slytherin yılanlarla ilişki kurmaya çalıştı.Çok bilinen inançlar gibi Çataldili özel verilmiş bir hediye değildi. Salazar Slytherin yılan dilini anlamaya çalıştı. Onlarla konuşarak yıllarını harcadı, birçok değişik yılanla konuşarak dilini geliştirdi. "

Profesör konuşmasına şöyle devam etti:

"Size son olarak Helga Hufflepuff'ın hayatını anlatacağım.Helga Hufflepuff, Hufflepuff binasını kuran büyücüdür. Barışcıl,sakin ve adaletli olanları almıştır. Helga Hufflepuff'ın doğum günü ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup gitmiştir. Söylenenlere göre kendisi küçük bir çiftlikte dünyaya gelmiş ve genç yaşta çalışmaya başlamıştır. Hufflepuff'ın çocukluğu ve ailesinin çiftçiliği ve çiftliği istediği gibi olmamıştır.
Helga Hufflepuff babası için çok üzülüyordu, çünkü babasının çiftliği onlara hiç para kazandırmıyordu. Bu yüzden Helga, iyi bir fikir bulmuştu. Helga birkaç ay sonra olağanüstü başarısı ile yeni büyülü bitkiler geliştirdi ve yeni bitkileriyle yeni iksirler ortaya çıkardı. Gerçekte, Helga Hufflepuff Biçim Değiştirme (Çok Özlü İksir) İksiri'nin orijinal yaratıcısıdır. Başlarda bu iksir fazla bilenenlerden değildi, çünkü hiçbir zaman değiştiğin biçimden geri dönüşümü olmamıştı. Genç Hufflepuff bunlardan sonra babasına çiftliğinde yeni yöntemlerle çalışmasını öğretti.Helga Hufflepuff buradaki hayatından sonra adalara göç etti ve bilgisiyle; yeni iksirler, karışımlar ve bitkiler bulmaya devam etti. Bu seyahatlerin birinde nerdeyse ölmek üzere olan bir porsuk aldı ve Helga bitkiyi sahibine iyileşmiş olarak geri verene kadar baktı. Böylece Helga porsukları iyileştirmek için yeni bitkiler yarattı. Bu arada da Hufflepuff, arkadaşı ile Hogwarts'ın kara gölünde bulunan siyah-beyaz-ve-gölgelerle-kaplı balığa baya bir ilgi besliyordu. Hufflepuff'ın okulun bahçesi yapımında oldukça fazla bir rolü vardır. Helga Hufflepuff, Salazar Slytherin ve Godric Gryffindor'un arabulucusu idi. Fazla kavgalara karışan biri olmayan Hufflepuff, inandıklarına her zaman güvenirdi.Slytherin okuldan ayrıldıktan sonra Hogwarts kurucuları birbirinden ayrıldılar. Hufflepuff ormanına geri döndü, ve söylenenlere göre orda orijinal porsuğunu bularak huzurlu yaşamına devam etti ve sevdiği bitkiler arasında öldü."

Milan bu konuda ödevinin olmasını istiyordu. Çünkü bu dersi çok beğenmişti. Gerçekten bu konu çok ilginçti. İyi ki bu derse gelmişti.

Profesör:
"-Her birinizde ayrı bir sihirli nesne adı yazıyor.Sizin ödevinizde bu nesnelerin anlamlarını ve amaçlarını bularak 2 parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazmanız.Ödevlerinizi en geç bir hafta içinde odama bırakabilirsiniz."

Ders zili çalınca Milan hiç çıkmak istemediğini farketti. Ama ders bitmişti. Neyse ki yapılacak ödevleri vardı. Şimdi Gryffindor ortak salonuna gitmek üzere yola çıktı.


+16

Nés bütün gece uyuyamamıştı.İçindeki sıkıntı uyumasına engel oluyordu.Daha fazla yatağında kıvranmamak için ayağa kalktı ve üzerine birşeyler giyerek kitaplarını eline aldı.Ardından merdivenleri çıkarak kahvaltı bile etmeden Sihir Tarihi dersliğine koştu.Aslında koşarak içindeki sıkıntıdan kurtulmak istiyordu.Ama yine de hiç bir işe yaramıyordu.Gözlerini açtığında yerde kitapları etrafa dağılmış ve karşısında ona boş boş bakan bir hufflepufflu bir çocuk gördü.Çocuk esmer ve yakışıklıydı.Ancak masallarda olur böylesi diye düşündükten sonra kitaplarını toplamaya başladı.Çocukla tekrar göz göze geldiklerinde öfkeden hırlayarak fısıldadı.

"Kendine kız arkadaş arıyorsan başkasını bul.Johnny Black bunu duymasın bence."

dedi ve ardından çocuğa tehditkar bakışlarla baktı.Çocuk sınıf başkanlarının ismini duyar duymaz geriye doğru çekildi ve ayağa kalkar kalkmaz fırladı.Ardından kitaplarını toplayıp kalkarken kulaklarında April'in sesi çınladı.

"Merhaba Néss."

Kalkıp sesin geldiği yöne doğru döndü.Arkasında gülümseyen güzeller güzeli bir kızdı bu.Aslında April'i kıskanıyordu.Nés'den daha güzeldi ama yine de aralarında en tehlikesi Nés'di.Gülümsemeye çalışarak April'in yanına gelmesini bekledi.

"Merhaba April."

Gülümsemesinin başarılı olmasını umuyordu.Şuanda ona gerçekleri anlatabilecek durumda değildi.Aslında vampir olduğunu bilen ilk kız arkadaşıydı April.Ondan saklaması gerekmiyordu.Yine de açıklama yapmamaya kararlıydı.

"Canını sıkan nedir Néss."

Ah..İşte bu soruyu sormamalıydın April diye geçirdi içinden Nés sıkıntıyla.Ardından bir süre dudaklarını ısırdı ve en sonunda yürümeye başladı.Dün gece olanları düşünüyordu sessizce.

"Dün gece yasak ormanda avlanmaya gittim.Buraya kadar herşey normal.Fakat anormal olan şey sevgilimin kuzenini az daha öldürüyor olmamdı.James şuanda güvenli bir yerde.En azından bu kadarını yapabildim."

Boşta olan elini sıkıp yumruk haline getirmişti.İçindeki sıkıntı oldukça güçlüydü.April kapının eşiğine gelene kadar sessiz kalıp düşünüyordu.Nés ise dış dünyadan soyutlanmış Johnny öğrendiğinde ne hesap vereceğini düşünüyordu.Ardından kulaklarında tekrar April'in sesi yankılandı.

"Ne diyeceğimi bilemiyorum Nés."

dedi Nés April'e çaresiz bir bakış atarak sessizce yerine oturdu.April'de Nés'in yanına geçerek kitaplarını masasının üstüne koydu.Nés başını ellerinin arasına almış dudaklarını ısırıyordu.Gözlerini açtığında profesörün sesi kulaklarında yankılanıyordu.

"Salazar Slytherin, Godric Gryffindor ile aynı şatoda dünyaya gelmiş ve büyümüştür. Salazar defalarca Gryffindor ile arkadaşlık etmeye çalışsa da, bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor da bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor, mugglelarla çok samimiydi. Öte yandan Slytherin, muggleları bir süre sonra sevmemeye başladı. Sonra Slytherin kalede başkaları ile arkadaşlıklar kurmaya çalıştı. Ama başarısız oldu ve bu yüzden Gryffindor'dan nefret etmeye başladı. Sonra Slytherin yılanlarla ilişki kurmaya çalıştı.Çok bilinen inançlar gibi Çataldili özel verilmiş bir hediye değildi. Salazar Slytherin yılan dilini anlamaya çalıştı. Onlarla konuşarak yıllarını harcadı, birçok değişik yılanla konuşarak dilini geliştirdi. "

Birden kendisinin yılanlara çok benzediğini fark etti.Seçmen şapka Nés'i ait olduğu yere atarken bunuda düşünmüş olmalıydı.Yılanlara benziyordu.Keskin dişleri ile insan ve hayvanları ısırıp zehirleriyle öldürüyorlardı.Néss bunları düşündükçe sinirinden iyice dudaklarını sıkıp başını iyice eğmişti.Acı çekiyordu.Çektiği acının nedenini çözemiyordu.James,Johnny,Hogwarts neler oluyordu böyle.Nés yanaklarından süzülen yaşları hissetmiş ve gözlerini sıkarak göz yaşlarını durdurmuştu.Ardından April'in sesi kulaklarında yankılandı.

"Néss ders bitti."

Ardından boş gözlerle April'e baktı ve yerinden kalkarak April ile eski büyük bir kazandan parşömen parçacığı çekti.Kazan eskidiği için kararmış ve çürümeye başlamış gibi görünüyordu.Fakat olabildiğince büyük bir kazandı.Ardından çektiği parşömen parçasını kitaplarının arasına sıkıştırarak April ile derslikten çıktı.


+20

Mellysa koşarak Sihir Tarihi sınıfına girdi. Profesör de hemen sonra girdi. Mellysa hemen bir sıra seçti ve oturdu. Profesör konuşmaya başladı:

“-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.”

Profesör tahtaya bir başlık attı; “Hogwarts Kurucuları''

Mellysa bu konuyu çok iyi biliyordu. Yüksek bir puan alacağını umuyordu ve ödev vereceğini garanti ediyordu:

“-Bu günkü konumuz Hogwarts’ın kurucuları.Hepiniz kendi binalarınızın kurucularının tarihlerini öğrenmek istersiniz diye düşündüm.”

Dedi ve ellerini birbirine kenetleyerek konuyu anlatmaya başladı;

“İsterseniz ilk önce Godric Gryffindordan başlayalım.Godric Gryffindor , Gryffindor binasını kuran büyücüdür. Binasına en cesur ve yiğit büyücüleri seçmiştir.Godric Gryffindor en ünlü Hogwartsdörtlüsünden biridir ve büyük bir şatoda doğmuştur. Diğer büyücülerde olduğu gibi o da bir safkandır. Gryffindor, büyü yerine muggle silahları oklar ve kılıçlarla çalışmıştır. 4 yaşına geldiğinde ise büyük çok güzel adını taşıyan sihirli bir kılıç ona hediye edilmiştir.Gryffindor büyücülükle ilgilenmeye başladığında "Biçim Değiştirme"'ye karşı özel bir yeteneği olduğunu görmüş. Bu yüzden hayatının büyük zamanını Mısır'da, yani en iyi Biçim Değiştiren Animaguslar'ın olduğu yerde geçirmiş. Yine Ravenclaw ve Hufflepuff gibi, işaretini seyahatlerinde bulmuş. Gryffindor Mısır'ı terketmek üzereyken, bir hırsız onun bütün eşyalarını -kılıcı da içinde olmak üzere- çalmış. Hırsızlar, hızlı bir şekilde kum üzerinde kaçarken ileride bir aslan belirmiş. Aslan hırsızları korkutarak Godric Gryffindor'un hayatını kurtarmış. Böylece Godric, hayatını ona borçlu olduğunu hissederek binasının simgesini aslan yapmıştır.Ne yazık ki Godric Gryffindor , Gryffindor'lu birçok arkadaşı ile birlikte savaşırken genç yaşta ölmüştür.”

Mellysa yanındakine döndü:


"Ne güzel, hep iyi işlerle uğraşmış. Ama erken ölmesi çok yazık."

Profesör anlatmaya devam etti:

“Şimdi de sıra Rowena Ravenclaw da , Ravenclaw binasını kuran büyücüdür. Binasına en zeki ve çalışkan büyücüleri seçmiştir.Rowena Ravenclaw'ın da diğer kurucular gibi doğum tarihi ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup, yok olmuştur. Diğer büyücüler gibi o da safkandı. Rowena, bir kaç çocuk ile dolu olan küçük bir büyücü köyünde doğdu. Asosyal bir kız olan Rowena kendi kendine büyü çalışmaya başlamıştı. Daha 8 yaşındayken kendi kendine ait olan birkaç büyü keşfetmiştir.Birkaç yıl sonra Rowena, Avrupa seyahatlerine başlamıştır.Fransa'da en önemli büyülere çalışmıştı. Binanın simgesi Kartal'ı bu gezilerinden birinde bulmuştur. Küçük, dar bir yolda yürürken seyahatindeyken büyük derin bir çukura düştüğünde, Rowena kartalı görmüş ve kartal onu kurtarırken korktuğu birşey olmuştur. Asasını düşürmüştü ama Rowena'nın çıkmasına yardım eden bu kartal onun asasınıda almış ve ona geri vermiştir. Rowena hayatında ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştır. Daha sonra kartal uçup gitmiş ve Rowena seyahatine devam etmiş bir köye ulaşana kadar. O zamandan beri Rowena bu kartala teşekkür borçluymuş ve onu yine görmese bile binasının simgesinin bir kartal olmasını istemiştir.Diğer dörtlü ile okulu kurduğunda, dörtlüden biri olan Salazar Rowena'nın korktuğu birşeyi gerçekleştirmişti, öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratmıştı.

Salazar öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratırken Rowena her zaman ona karşı koyacak büyüler geliştirirdi. Rowena genç bir büyücü ile evlendi ve 3 çocuğundan ikisi öldü. (Evlendiği büyücü duyumlara göre Flitwick adında bir büyücüydü.) Üçüncü çocuğu ise Hogwarts'a yazılanlardandı ve mezun olduğunda orada bir öğretmen oldu. Rowena geri kalan hayatında hatıralarını Hogwarts kütüphanesine yazdı ve oraya araştırmalarını bıraktı.Söylencelere göre Rowena en son Brezilya'da unutulmaz arkadaşı Helga Hufflepuff için Amazon Ormanları'ndan ona birkaç bitki almaya bir botla giderken görülmüş. Bir daha ne ondan ne de bindiği botundan haber alınmıştır.

[size=12]Mellysa ürkmüştü. Elindeki kağıda not alırken konuşmaya başladı:

“Hepsi ölmüş olabilir ama binalarıyla yaşıyorlar, değil mi?”

[size=12]Profesör bir an duraksadı, öğrencilere yöneldi ve:[/size]

"-Buraya kadar anlamayanınız var mı?"

Mellysa’dan ses çıkmadı, “Hayır” der gibi başını salladı. Profesör rahatlamış görünüyordu ve anlatmaya devam etti:

"Salazar Slytherin'e değinecek olursak , Salazar Slytherin, Slytherin binasını kuran büyücüdür. Binasında en kurnaz,en açgözlü en sinsi ve safkan büyücüleri tercih etmiştir.
Salazar Slytherin, Godric Gryffindor ile aynı şatoda dünyaya gelmiş ve büyümüştür. Salazar defalarca Gryffindor ile arkadaşlık etmeye çalışsa da, bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor da bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor, mugglelarla çok samimiydi. Öte yandan Slytherin, muggleları bir süre sonra sevmemeye başladı. Sonra Slytherin kalede başkaları ile arkadaşlıklar kurmaya çalıştı. Ama başarısız oldu ve bu yüzden Gryffindor'dan nefret etmeye başladı. Sonra Slytherin yılanlarla ilişki kurmaya çalıştı.Çok bilinen inançlar gibi Çataldili özel verilmiş bir hediye değildi. Salazar Slytherin yılan dilini anlamaya çalıştı. Onlarla konuşarak yıllarını harcadı, birçok değişik yılanla konuşarak dilini geliştirdi. "

Mellysa bir an duraksadı, neden Sırlar Odası’nı da anlatmıyordu? Umursamadı ve dinlemeye devam etti:

"Size son olarak Helga Hufflepuff'ın hayatını anlatacağım.Helga Hufflepuff, Hufflepuff binasını kuran büyücüdür. Barışcıl,sakin ve adaletli olanları almıştır. Helga Hufflepuff'ın doğum günü ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup gitmiştir. Söylenenlere göre kendisi küçük bir çiftlikte dünyaya gelmiş ve genç yaşta çalışmaya başlamıştır. Hufflepuff'ın çocukluğu ve ailesinin çiftçiliği ve çiftliği istediği gibi olmamıştır.
Helga Hufflepuff babası için çok üzülüyordu, çünkü babasının çiftliği onlara hiç para kazandırmıyordu. Bu yüzden Helga, iyi bir fikir bulmuştu. Helga birkaç ay sonra olağanüstü başarısı ile yeni büyülü bitkiler geliştirdi ve yeni bitkileriyle yeni iksirler ortaya çıkardı. Gerçekte, Helga Hufflepuff Biçim Değiştirme (Çok Özlü İksir) İksiri'nin orijinal yaratıcısıdır. Başlarda bu iksir fazla bilenenlerden değildi, çünkü hiçbir zaman değiştiğin biçimden geri dönüşümü olmamıştı. Genç Hufflepuff bunlardan sonra babasına çiftliğinde yeni yöntemlerle çalışmasını öğretti.Helga Hufflepuff buradaki hayatından sonra adalara göç etti ve bilgisiyle; yeni iksirler, karışımlar ve bitkiler bulmaya devam etti. Bu seyahatlerin birinde nerdeyse ölmek üzere olan bir porsuk aldı ve Helga bitkiyi sahibine iyileşmiş olarak geri verene kadar baktı. Böylece Helga porsukları iyileştirmek için yeni bitkiler yarattı. Bu arada da Hufflepuff, arkadaşı ile Hogwarts'ın kara gölünde bulunan siyah-beyaz-ve-gölgelerle-kaplı balığa baya bir ilgi besliyordu. Hufflepuff'ın okulun bahçesi yapımında oldukça fazla bir rolü vardır. Helga Hufflepuff, Salazar Slytherin ve Godric Gryffindor'un arabulucusu idi. Fazla kavgalara karışan biri olmayan Hufflepuff, inandıklarına her zaman güvenirdi.Slytherin okuldan ayrıldıktan sonra Hogwarts kurucuları birbirinden ayrıldılar. Hufflepuff ormanına geri döndü, ve söylenenlere göre orda orijinal porsuğunu bularak huzurlu yaşamına devam etti ve sevdiği bitkiler arasında öldü."

Mellysa’ya ani bir titreme geldi. Ürkmüştü. Kendi kendine konuşmaya başladı:

“Neden ölmek zorundalar?”

Profesör masasının üstünden bir parşomen aldı ve çekmecesine koydu. Mellysa devamını görememişti. Profesör ödevi vermeye başladı:

"-Her birinizde ayrı bir sihirli nesne adı yazıyor. Sizin ödevinizde bu nesnelerin anlamlarını ve amaçlarını bularak 2 parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazmanız.Ödevlerinizi en geç bir hafta içinde odama bırakabilirsiniz."

Mellysa’ya tuhaf bir ödev gibi gelmişti ama iyi bir sonuç çıkaracağından emindi. Araştırmayı seviyordu. O sırada zil çaldı ve Mellysa profesöre gülümseyerek sınıftan ayrıldı.







+20

Yatakta gözlerimi kapalı halde uykumun son demlerini yaşamaktayken, kuvvetli bir ışığın gözlerimi aldığını fark ettim. Kör olmaktan çekinerek, gözlerimi yavaşça açtım. Pencereden içeri giren güneş ışığı hiç bu kadar rahatsız edici boyutta olmamıştı, en azından benim gibi Transilvanya'da büyümüş biri için. Birkaç kez derin nefes aldım, sıcak hava terin vücudumdan şakır şakır dökülmesine yol açmıştı. Sonunda şansıma küserek ayağa kalktım, bu havada güzel bir uyku çekme şansım sıfıra yakındı.

Gardıroba yöneldiğimde kirli çamaşırların rastgele sağa sola atılmış olduğunu görmem, havanın başıma vurmasının yarattığı öfkemi kontrol altına almamda bana pek yardımcı olmamıştı tabii. Nitekim ellerim titreyerek okkalı bir küfür savurmuştum. Yatakhanedekilerin tuhaf bakışlarını umursamadan artık iyice kokuşmuş olan çamaşırları döşemeye serdim ve en aksi halimle cüppemi alıp hızlıca üzerime geçirdim. Yine de bu halimle bile bakımlı olmaktan hoşlandığımdan, bir parfüm sıkıp göz altlarıma kalem çekmeyi de ihmal etmemiştim.

Hızlı adımlarla Sihir Tarihi sınıfının önüne gelmiştim. Saçlarımı hafifçe arkaya doğru savurarak sınıfa girdim. İyi görüntümün yarattığı hissin tüm öfkemi silip süpürdüğüne emin olduktan sonra profesörün sınıfa bir manken edasıyla girdiğini fark ettim. Profesör bir "hoş geldiniz" sözünden sonra tahtaya konumuzu belirten bir başlık atmıştı: "Hogwarts Kurucuları"

Bu konu, tarihte en aşina olduğum evrelerden biriydi. Safkan bir genç büyücü olarak, "Hogwarts: Bir Tarih" adlı kitabı hatmetmek her zaman gurur duyduğum şeylerden biri olmuştu, öğrenmeyi sevmem; bu tarz kitapları keyifle okumamı sağlayan itici güçtü. Dolayısıyle profesörün anlatacaklarına da önceden hazırlıklıydım, tabii Muggle aşığı Godric Gryffindor'dan başlaması pek de hoşuma gitmemişti.
"Böylece Godric, hayatını ona borçlu olduğunu hissederek binasının simgesini aslan yapmıştır."
Küçümsediğimi açıkça ortaya koyan bir "peh" sesi çıkararak yakınlarımdaki Gryffindor'lu kıza da aynı derecede ezici bir bakış atmıştım. Sınıftakilerin ne tarafta olduğu belli oluyordu, bu küçük Muggle hayranlarını ezmek; safkan ve elit sınıftan bir büyücü olarak boynumun borcuydu.

Sıra Rowena Ravenclaw'a geldiğinde, bir büyücünün zekaya önem vermesinin kendisi adına müthiş bir avantaj olduğunu düşünüyordum. Sonuçta Kişisel Tanıma dersliğinde de aynı tercihi yapmıştım; zeka olmadan ne mantık olurdu, ne de kolaycılık. Özellikle zeki olmayan birinin aynı zamanda cesur olması iyi bir bileşim değildi, bunlar genelde daha başını durup dururken belaya sokmayacak kadar akıllı olanların sinsi hücumlarıyla bir an önce ölmek için yalvaran taraf olurlardı. Kartalın Ravenclaw'ı kurtarmasına gelince, kartal gibi asil ve yüksekten uçan bir hayvana da böylesinin yakışacağını düşünerek gülümsedim.

Slytherin konusuna gelindiğinde ise kiminin korkulu, kiminin gururlu hali gözüme çarpan ilk ayrıntı olmuştu. Kurnazca sırıttım ve Gryffindor'la Slytherin arasındaki anlaşmazlıkları dinlerken, tarihteki cadı yakma olaylarını bir kez daha hatırlayarak Muggle'lara ve Gryffindor'a olan tiksintim yüzünden kimsenin beni suçlayamayacağını düşünerek rahatlamıştım. Tek bilmediğim şey, Çatalağız olmanın doğuştan gelen bir hediye değil de sonraları yılanlarla konuşarak gelişen bir yetenek olduğuydu. Bu da şu anlama geliyordu: Yılanlarla bolca iletişim kurabilirsem, hep gıptayla baktığım kuzenim gibi ben de bir Çataldili uzmanı olabilirdim. Sonrasında da Sırlar Odası'nı açtığını zaten bildiğim için profesörün bunu es geçmesi karşısında omuz silkmekle yetinmiştim.

Helga Hufflepuff'ın hayatı anlatılırken ise gözlerimi devirerek başımı sıranın üzerine yaslamıştım bile. Buna rağmen Çok Özlü İksir gerçekten de kullanışlı bir icattı, üstelik eski halimize dönme imkanı da varken. Esneyerek saate baktım, dersin sonuna geliyorduk. Nihayet ödev konusu da belli olmuştu. Sihirli nesnelerin kullanılma amaçlarını en fazla iki parşömen uzunluğunda olacak şekilde yazacaktık. "Eh, bu da güzelmiş." diye içimden geçirdim ve zil çaldığında etrafımdakileri süzerek sakince sınıftan ayrıldım.



+21

Biçim Değiştirme’deki gerçekten güzel dersten sonra peşine Beth’i takarak Sihir Tarihi Dersliği’ne gitti Chuck. Yollarda bekleyen Beth’in kolundan çekiştirip onu düşüncelerinden arındırıyor ve kendi yorgunluğuyla uğraşıyordu. Dersliğe girip hemen yerine geçti ve başını elleri arasına alıp masayı izlemeye koyuldu. Sırasında oyukları izlerken, başındaki sert ve geçmek bilmez ağrıdan kurtulamıyordu. Bu dersi dinleyemeyeceğini düşünüyor ve sinirinden dolayı ayağıyla yeri ittiriyordu. Parmakları kasılmaktan başında izler çıkartmıştı ama bunları önemsemiyor, başındaki kulaklarında uğultu oluşturan ağrıdan kurtulmaya çalışıyordu.

Dakikalar sonra tüm sınıf dolduğunda profesör dersliğe girmişti. Zarif ve bakımlıydı, Chuck ise gözlerini gezdirirken homurdanıp geri başını eğmişti. Onlara doğru birkaç şey söylemişti ancak duyamıyordu Chuck bunları. Tek hissettiği başındaki ağrı ve kulaklarındaki uğultuydu. Karnında bir baskı var gibi hissediyordu, olağan bir şey değildi bu. Ne yapacağını bilemiyordu ve dersi dinleyemeyecekti.

Ağrısına katlanarak dinliyormuş süsü vermeliydi kendine ve başını kaldırıp sırasına gömülmüştü. Profesör için dikkat çekmeyecek bir öğrenci olacaktı, arada bir dudaklarını kımıldatıp başıyla onaylama hareketleri yapması yeterliydi. Aslında bu da rahatsızlık vericiydi, kitabına yönelmeyi düşünüyordu. Tahtada yazan “Hogwarts Kurucuları” başlığını görünce kitabını açmaya karar verip okumaya başlamıştı. Şimdilik Godric Gryffindor’un sayfasını açtı ve okumaya başladı. Ancak hiçbir anlam veremiyordu cümlelere. Sadece okuyup aklından geçiriyor, gözlerini yormamaya çalışarak yavaş yavaş okuyordu. Tek yaptığı bu olduğundan anlamlandırmamaya çalışıyordu. “Gryffindor, büyü yerine muggle silahları oklar ve kılıçlarla çalışmıştır.” diye mırıldandığında saçmaladığını fark etti ve hemen doğrularak profesöre bakındı. Profesör Eclipse “Çok Özlü İksir” diye bir şeyden bahsediyordu ancak ne olduğunu anlamadığından tekrar sırasına gömüldü ve eline aldığı tüy kalemini incelemeye başladı. Başındaki ağrı odaklanmasına izin vermiyordu ve bu yüzden eline batan kılları hissedemiyordu. Dakikalarca etrafına bakınıp durdu ve göz gezdirdi. Herkesin toplanmaya başladığını görünce, elini kitabına attı ve katıp çantasının içine fırlattı. Beth gibi profesörün sınıftan çıkmasından dakikalar sonra derslikten ayrıldı, başının ağrısı ne geçmiş ne de azalmıştı. Hala belirsiz düşünceleri vardı ve Büyük Salon’a giderken attığı yer adım kulaklarının çınlamasına neden oluyordu.



+16

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinden çıkmış, şimdi de Sihir Tarihi dersliğine doğru ilerliyordu. Adımlarını sıklaştırmış bir şekilde tempolu olarak yürümeye başlamışken merdiven çıkma zahmetinde girişmeye koyuldu ve temposu düştü. Zaten hemen ardından dersliğe de girmişti. Profesör sırasında oturuyordu ve Jack'in hemen arkasında duran kıza, Jack'in boş bir sıra görüp önünden çekilmesiyle beraber görmüş gibi bir tavırla, geçmesini söylüyordu. Bu dersin konusunu tahtaya atan profesör, ardından eski yerine dönerek konuşmasına başladı.

“Bu günkü konumuz Hogwarts’ın kurucuları.Hepiniz kendi binalarınızın kurucularının tarihlerini öğrenmek istersiniz diye düşündüm.”

Hogwarts'ın kurucuları hakkında az çok bilgiye sahipti Jack. Ancak bu bilgilerini artırmak, onun zararına olmazdı. Bu nedenle çantasına tıktığı kitapların yanında buruşmayan (!) bir parşömen ve tüy kalemini çıkardı. Sihir Tarihi dersinde profesör yavaş yavaş anlattığı ve boğazını iki dakikada bir "I-ıhh.." sesiyle temizlediği için yazmak Jack'e göre hiç zor değildi ancak Hufflepuff'lu öğrencilerden birkaçı isyan ediyordu. Bu grubun içinden tanıdığı ise sadece Daniel'di. Profesörün anlattıkları, aynı zamanda Jack'in kağıda yazdıkları şunlardı:

"Godric Gryffindor , Gryffindor binasını kuran büyücüdür. Binasına en cesur ve yiğit büyücüleri seçmiştir.Godric Gryffindor en ünlü Hogwartsdörtlüsünden biridir ve büyük bir şatoda doğmuştur. Diğer büyücülerde olduğu gibi o da bir safkandır. Gryffindor, büyü yerine muggle silahları oklar ve kılıçlarla çalışmıştır. 4 yaşına geldiğinde ise büyük çok güzel adını taşıyan sihirli bir kılıç ona hediye edilmiştir.Gryffindor büyücülükle ilgilenmeye başladığında "Biçim Değiştirme"'ye karşı özel bir yeteneği olduğunu görmüş. Bu yüzden hayatının büyük zamanını Mısır'da, yani en iyi Biçim Değiştiren Animaguslar'ın olduğu yerde geçirmiş. Yine Ravenclaw ve Hufflepuff gibi, işaretini seyahatlerinde bulmuş. Gryffindor Mısır'ı terketmek üzereyken, bir hırsız onun bütün eşyalarını -kılıcı da içinde olmak üzere- çalmış. Hırsızlar, hızlı bir şekilde kum üzerinde kaçarken ileride bir aslan belirmiş. Aslan hırsızları korkutarak Godric Gryffindor'un hayatını kurtarmış. Böylece Godric, hayatını ona borçlu olduğunu hissederek binasının simgesini aslan yapmıştır.Ne yazık ki Godric Gryffindor , Gryffindor'lu birçok arkadaşı ile birlikte savaşırken genç yaşta ölmüştür.”

Jack her yeri ayrıntısına kadar yazmıştı ama hiçbirisini Slytherin kadar önemle, dikkatle ve titizlikle yazmamıştı, malum Slytherin kendi binasıydı ve tarihi en fazla öğrenme zorunluluğu taşıyordu Jack'e göre:

"Salazar Slytherin, Slytherin binasını kuran büyücüdür. Binasında en kurnaz,en açgözlü en sinsi ve safkan büyücüleri tercih etmiştir.
Salazar Slytherin, Godric Gryffindor ile aynı şatoda dünyaya gelmiş ve büyümüştür. Salazar defalarca Gryffindor ile arkadaşlık etmeye çalışsa da, bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor da bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor, mugglelarla çok samimiydi. Öte yandan Slytherin, muggleları bir süre sonra sevmemeye başladı. Sonra Slytherin kalede başkaları ile arkadaşlıklar kurmaya çalıştı. Ama başarısız oldu ve bu yüzden Gryffindor'dan nefret etmeye başladı. Sonra Slytherin yılanlarla ilişki kurmaya çalıştı.Çok bilinen inançlar gibi Çataldili özel verilmiş bir hediye değildi. Salazar Slytherin yılan dilini anlamaya çalıştı. Onlarla konuşarak yıllarını harcadı, birçok değişik yılanla konuşarak dilini geliştirdi."

Sihir Tarihi dersinden hoşlanmaya başlıyordu. Hem profesörün, yazmaları için vakit vermesi, hem de etkileyici ve akıcı anlatımı dersi anlamasına ve notlarını yazmasına olanak sağlıyordu. Dersin sonunda ise profesör artık yorulmuş ve aynı şeyleri her seferinde bir kez daha anlatmaktan sıkılmış gibi bir görünümle ödevlerini açıkladı. Jack dersin başından beri profesörün ödev vereceğini biliyordu aslında. Çünkü ilk derste bile vermişken, şimdi vermez miydi? Herneyse, ödevleri için gerekecek olan küçük kartları profesörün az önce koyduğu bir kazandan çeken arkadaşları gibi onların yaptığı gibi kartını çekti Jack. Zilin çalmasıyla beraber herkes önce çantalarını almak için sıralarına ve daha sonra kapının bulunduğu konuma doğru yönelmişti.



+18

Swieta, Bitkibilim sınıfından çıkar çıkmaz koşarak Sihir Tarihi sınıfına girdi. Okula geç geldiği için 2. derse yetişebilmişti sadece. Girdikten hemen sonra Mellysa'nın tam arkasındaki sıraya oturdu. Mellysa'yı dürttü ve el salladı. Mellysa gülümsedi. Swy'nin bu hareketinden sonra Bayan Eclipse içeri girdi. Elindekileri masanın üstüne bıraktı ve öğrencilere döndü: “-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.” Swieta sevinç içinde başını salladı. Profesör tahtaya doğru yürüdü, sonra tahtaya bir başlık attı; “Hogwarts Kurucuları"

Swieta profesöre doğru baktı. Çok şirin birine benziyordu. Bir anda içinden kendi kendine konuşmaya başladı; "Neden, neden dersler olmak zorunda? Bir ölüm yiyen olmak için derse gerek yok ki, Karanlık Sanatları ve Lanetleri öğrensem yeter!" Swieta kendi düşüncelerini bir kenara attı ve profesöre döndü. Profesör konuşmaya başladı: “-Bu günkü konumuz Hogwarts’ın kurucuları.Hepiniz kendi binalarınızın kurucularının tarihlerini öğrenmek istersiniz diye düşündüm.” Swieta yüzünü buruşturdu. Kendi kendine söylendi; "Ne gerek varsa?" Profesörün ona baktığını gördü ve çenesini kapatması gerektiğini düşünerek dinlemeye devam etti. Yine o sıkıcı şeyleri anlatacaktı profesör. Ellerini kavuşturdu ve anlatmaya başladı:

“İsterseniz ilk önce Godric Gryffindordan başlayalım.Godric Gryffindor , Gryffindor binasını kuran büyücüdür. Binasına en cesur ve yiğit büyücüleri seçmiştir. Godric Gryffindor en ünlü Hogwarts dörtlüsünden biridir ve büyük bir şatoda doğmuştur. Diğer büyücülerde olduğu gibi o da bir safkandır.

Gryffindor, büyü yerine muggle silahları oklar ve kılıçlarla çalışmıştır. 4 yaşına geldiğinde ise büyük çok güzel adını taşıyan sihirli bir kılıç ona hediye edilmiştir.

Gryffindor büyücülükle ilgilenmeye başladığında "Biçim Değiştirme"'ye karşı özel bir yeteneği olduğunu görmüş. Bu yüzden hayatının büyük zamanını Mısır'da, yani en iyi Biçim Değiştiren Animaguslar'ın olduğu yerde geçirmiş. Yine Ravenclaw ve Hufflepuff gibi, işaretini seyahatlerinde bulmuş.

Gryffindor Mısır'ı terketmek üzereyken, bir hırsız onun bütün eşyalarını -kılıcı da içinde olmak üzere- çalmış. Hırsızlar, hızlı bir şekilde kum üzerinde kaçarken ileride bir aslan belirmiş. Aslan hırsızları korkutarak Godric Gryffindor'un hayatını kurtarmış. Böylece Godric, hayatını ona borçlu olduğunu hissederek binasının simgesini aslan yapmıştır.Ne yazık ki Godric Gryffindor , Gryffindor'lu birçok arkadaşı ile birlikte savaşırken genç yaşta ölmüştür.”

Swieta bıyık altından gülerek Mellysa'yı dürttü. Mellysa arkasını döndüğünde yüzü çökmüş gibiydi. Swy sırıttı ve profesörü dinlemeye devam etti. Kendi kendine söylendi: "İyi ki ölmüş, yoksa okul müdürümüz olabilirdi 'malesef!' " Yine sıkıcı bilgilere devam etti:

“Şimdi de sıra Rowena Ravenclaw da , Ravenclaw binasını kuran büyücüdür. Binasına en zeki ve çalışkan büyücüleri seçmiştir.Rowena Ravenclaw'ın da diğer kurucular gibi doğum tarihi ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup, yok olmuştur.

Diğer büyücüler gibi o da safkandı. Rowena, bir kaç çocuk ile dolu olan küçük bir büyücü köyünde doğdu. Asosyal bir kız olan Rowena kendi kendine büyü çalışmaya başlamıştı. Daha 8 yaşındayken kendi kendine ait olan birkaç büyü keşfetmiştir.

Birkaç yıl sonra Rowena, Avrupa seyahatlerine başlamıştır.Fransa'da en önemli büyülere çalışmıştı. Binanın simgesi Kartal'ı bu gezilerinden birinde bulmuştur. Küçük, dar bir yolda yürürken seyahatindeyken büyük derin bir çukura düştüğünde, Rowena kartalı görmüş ve kartal onu kurtarırken korktuğu birşey olmuştur. Asasını düşürmüştü ama Rowena'nın çıkmasına yardım eden bu kartal onun asasınıda almış ve ona geri vermiştir. Rowena hayatında ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştır. Daha sonra kartal uçup gitmiş ve Rowena seyahatine devam etmiş bir köye ulaşana kadar. O zamandan beri Rowena bu kartala teşekkür borçluymuş ve onu yine görmese bile binasının simgesinin bir kartal olmasını istemiştir.

Diğer dörtlü ile okulu kurduğunda, dörtlüden biri olan Salazar Rowena'nın korktuğu birşeyi gerçekleştirmişti, öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratmıştı. Salazar öldürücü ve lanetleyici büyüler yaratırken Rowena her zaman ona karşı koyacak büyüler geliştirirdi.

Rowena genç bir büyücü ile evlendi ve 3 çocuğundan ikisi öldü. (Evlendiği büyücü duyumlara göre Flitwick adında bir büyücüydü.) Üçüncü çocuğu ise Hogwarts'a yazılanlardandı ve mezun olduğunda orada bir öğretmen oldu. Rowena geri kalan hayatında hatıralarını Hogwarts kütüphanesine yazdı ve oraya araştırmalarını bıraktı.

Söylencelere göre Rowena en son Brezilya'da unutulmaz arkadaşı Helga Hufflepuff için Amazon Ormanları'ndan ona birkaç bitki almaya bir botla giderken görülmüş. Bir daha ne ondan ne de bindiği botundan haber alınmıştır."

Swieta esnedi. Etrafındaki insanları güldürmeyi başarmıştı. Pis pis sırıttı ve Mellysa'nın ona karşı olan sinirli bakışlarına aldırmadı. Profesör soru sordu:

"-Buraya kadar anlamayanınız var mı?"

Swieta başını salladı. Slytherin'i anlatmasını bekliyordu. Devamında uyuyacaktı. Profesör ses çıkmadığını görünce rahatladı ve anlatmaya başladı:

Salazar Slytherin'e değinecek olursak..." Swieta derin bir nefes aldı ve can kulağıyla dinlemeye başladı: "Salazar Slytherin, Slytherin binasını kuran büyücüdür. Binasında en kurnaz,en açgözlü en sinsi ve safkan büyücüleri tercih etmiştir.

Salazar Slytherin, Godric Gryffindor ile aynı şatoda dünyaya gelmiş ve büyümüştür. Salazar defalarca Gryffindor ile arkadaşlık etmeye çalışsa da, bunu başaramamıştır. Godric Gryffindor da bunu başaramamıştır.

Godric Gryffindor, mugglelarla çok samimiydi. Öte yandan Slytherin, muggleları bir süre sonra sevmemeye başladı. Sonra Slytherin kalede başkaları ile arkadaşlıklar kurmaya çalıştı. Ama başarısız oldu ve bu yüzden Gryffindor'dan nefret etmeye başladı. Sonra Slytherin yılanlarla ilişki kurmaya çalıştı.Çok bilinen inançlar gibi Çataldili özel verilmiş bir hediye değildi. Salazar Slytherin yılan dilini anlamaya çalıştı. Onlarla konuşarak yıllarını harcadı, birçok değişik yılanla konuşarak dilini geliştirdi. "

Swieta Sırlar Odası'nı dinlemek istedi ama anlatmayacağını biliyordu, kendi kendine mırıldanmaya devam etti; "Ne o, psikolojimiz bozulurmuş. Emin misiniz?" Kollarını sıraya koydu ve kavuşturarak başını kollarının arasına eğdi. Gözlerini kapattı ve uyumak için sabırsızlanırcasına ayağını salladı. Mellysa'nın sırasına tekme atıyordu ve bu hoşuna gidiyordu. Onu kızdırmak eğlenceliydi. Mellysa arkasını döndü ve ayağıyla Swy'nin ayağına bastı. Swieta uykusunu burada tamamlayamayacağı düşücesiyle başını kaldırdı ve öne doğru eğildi. Mellysa'nın kulağına doğru: "Hadi ama, ne zaman bitecek bu işkence?" Mellysa; "Daha sırada Hufflepuff var!" der gibi dik dik baktı. Swieta somurttu ve yerine oturdu. Profesörün ona baktığını görünce hemen ciddi bir tavır alarak dinlemeye devam etti:

"Size son olarak Helga Hufflepuff'ın hayatını anlatacağım..." Swieta dil çıkardı; "Poffff...!"

"Helga Hufflepuff, Hufflepuff binasını kuran büyücüdür. Barışcıl,sakin ve adaletli olanları almıştır. Helga Hufflepuff'ın doğum günü ve doğduğu yer zaman içinde kaybolup gitmiştir. Söylenenlere göre kendisi küçük bir çiftlikte dünyaya gelmiş ve genç yaşta çalışmaya başlamıştır.

Hufflepuff'ın çocukluğu ve ailesinin çiftçiliği ve çiftliği istediği gibi olmamıştır.
Helga Hufflepuff babası için çok üzülüyordu, çünkü babasının çiftliği onlara hiç para kazandırmıyordu. Bu yüzden Helga, iyi bir fikir bulmuştu. Helga birkaç ay sonra olağanüstü başarısı ile yeni büyülü bitkiler geliştirdi ve yeni bitkileriyle yeni iksirler ortaya çıkardı. Gerçekte, Helga Hufflepuff Biçim Değiştirme (Çok Özlü İksir) İksiri'nin orijinal yaratıcısıdır. Başlarda bu iksir fazla bilenenlerden değildi, çünkü hiçbir zaman değiştiğin biçimden geri dönüşümü olmamıştı.

Genç Hufflepuff bunlardan sonra babasına çiftliğinde yeni yöntemlerle çalışmasını öğretti.Helga Hufflepuff buradaki hayatından sonra adalara göç etti ve bilgisiyle; yeni iksirler, karışımlar ve bitkiler bulmaya devam etti. Bu seyahatlerin birinde nerdeyse ölmek üzere olan bir porsuk aldı ve Helga bitkiyi sahibine iyileşmiş olarak geri verene kadar baktı. Böylece Helga porsukları iyileştirmek için yeni bitkiler yarattı. Bu arada da Hufflepuff, arkadaşı ile Hogwarts'ın kara gölünde bulunan siyah-beyaz-ve-gölgelerle-kaplı balığa baya bir ilgi besliyordu.

Hufflepuff'ın okulun bahçesi yapımında oldukça fazla bir rolü vardır. Helga Hufflepuff, Salazar Slytherin ve Godric Gryffindor'un arabulucusu idi. Fazla kavgalara karışan biri olmayan Hufflepuff, inandıklarına her zaman güvenirdi.Slytherin okuldan ayrıldıktan sonra Hogwarts kurucuları birbirinden ayrıldılar. Hufflepuff ormanına geri döndü, ve söylenenlere göre orda orijinal porsuğunu bularak huzurlu yaşamına devam etti ve sevdiği bitkiler arasında öldü."

Swieta bir an durdu: "Heey, bir dakika! Helga Hufflepuff'ın -ya da her neyse- Rowena Ravenclaw ile birlikte öldüğünü söylememiş miydi, profesör?" Sessiz konuştuğu için kimse onu duyamıyordu haliyle. Profesörlere soru sormaktan nefret ettiği için çenesin kapadı ve kafasını kollarının arasına gömerek bekledi. Profesör yien o ödevleri verecekti... Konuşmaya başladı:

"-Her birinizde ayrı bir sihirli nesne adı yazıyor.Sizin ödevinizde bu nesnelerin anlamlarını ve amaçlarını bularak 2 parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazmanız.Ödevlerinizi en geç bir hafta içinde odama bırakabilirsiniz."

Swieta kendi kendine sitem etti: "Merli'nin sakalı, bu ödev de neyin nesi? Her neyse Mellysa'nın ödevi bana yardımcı olur sanırım..." Swieta sustu, başını sağa sola salladı ve zil çalar çalmaz çantasını alarak sınıftan çıktı...


+23

Derslik Kilitlenmiştir.