Queen's

Konu: Queen's Salı Ağus. 11, 2009 11:26 am

Yazın bunaltıcı sıcağını hafifletmesi beklenen hafif esintiler sanki sadece acil durumda gelen Hızır gibi arada bir serinletiyordu Adriana’yı. Üzerine giydiği beyaz elbisesi hafifçe dalgalandığı sırada bacaklarına sürtünerek geçen kedinin de beyaz olduğunu fark edebilmişti. Ufak ayrıntılara o kadar takardı ki bunları dile getirdiği anda birçok arkadaşının delici bakışlarına maruz kalırdı. Ama belki de ona ilham veren de buydu, küçücük şeylerden gözleri dolduğu anda sözlerini yazıyordu belki de. Londra sokaklarında bu düşüncelerle büyülü bara yaklaştığında vakit kaybetmeden içeri girdi. Defalarca geldiği bu barın kalitesini ve hizmetini de hiçbir yerde bulamayacağını düşünüyordu. Elbisesiyle uyumlu beyaz saatine bir göz attı. Tam tahmin ettiği gibi erken gelmişti. Masalardan birine geçip zarifçe oturdu. Çatlak Kazan’ı hep sevmişti zaten, burada yapılan buluşmalar onun için sanki daha özeldi. Nedeni yoktu hatta çok saçmaydı ama böyle geliyordu işte. Tess ve Ellayne ile buluşacaktı işte. Bilindik Queen’s toplantılarındandı bir nevi. Ne yapacaklardı, ne olacaklardı, gelecekleri nasıl olacaktı? 3 solistli bir grup oluşturmak kolay bir şey olmamasının yanında fazlasıyla yorucu olabiliyordu. Başını sağa sola sallayıp yüzünü kapıya döndüğü anda otomatikman ayağa fırlamıştı.

Ellayne yüzünde bir gülümsemeyle karşısındaki sandalyede belirdiğinde neşeli bir sesle “Merhaba!” dedi. İkisinin de buraya gelme nedenleri gülümsemelerindeki heyecanı anlatmaya yetiyordu. Bilindik toplantı olsa bile bu grup işi üçüne de fazlasıyla heyecan veriyordu. Tess’in biraz geç geleceğini biliyordu ama yine de etrafına bakınma ihtiyacı hissetti. Bir grup olarak aile gibi olmuşlardı belki ama bu hala birbirlerini tam anlamıyla tanıyıp alıştıkları anlamına da gelmezdi. Sanki derin bir uykunun ardından yüzüne buz gibi bir su dökülmüş gibi sıyrıldı düşüncelerinden Ellayne’nin sesiyle. “Merhaba, otursana!” demişti. O söyleyene kadar hala ayakta olduğunun farkına varamamıştı Adriana. Bazen gerçekten ne yaptığının farkında olamıyordu. Yanlarına gelen garsona hafifçe gülümsedi ve siparişleri vermeye girişti.

Konu: Geri: Queen's Salı Ağus. 11, 2009 12:11 pm

Güneşin görkemli ışıkları herkesin buhranlar geçirmesine neden oluyordu. Minik bir serinlik geliyor ve sonradan güneş tekrar kavuruyordu. Nefes almak bile zordu. Bazı gürültüler yayılıyordu. Bu da buhran geçirmenin bir nedeni sayılabilirdi. Hafif rüzgar sokakta saklambaç oynar gibi dolanıyordu.

O rüzgar bile saçlarının dağılmasına sebep oluyodu. Düzelttikçe yeniden bozuluyordu. Sanki rüzgar bunu bilerek yapmışçasına kıkırdıyordu. Topuklu ayakkabılarından çıkan sese aldırmadan ilerledi. Hafifçe gözlüğünü kaldırdı ve "Çatlak Kazan" yazan tabelayı görüp nazikçe sırıttı. Kapıyı yavaşça ittirdi ve içeriye girdi. Arka taraftaki masanın birinde oturan Adriana ve Ellayne'yi gördü. Elini biraz havaya kaldırıp gülümsedi ve hızlı adımlarla yanlarına yaklaştı. Gene uyumlu bir grup. Hissettiği buydu. Aklına gelen tüm şarkılar önce bu yollardan geçiyordu. Sandalyesini çekip oturdu. "Merhaba. Sonunda geldim." dedikten sonra gülümsedi. Geç gelen oydu.
Ama genede mutlu bir tavrı vardı. Elerini masada kavuşturarak kızlara döndü. "Eee, başlayacak mıyız?" diye sordu ve gülümsedi.

Konu: Geri: Queen's Salı Ağus. 11, 2009 12:30 pm

Garsona oldukça soğuk siparişleri vermelerinin ardından aptal gülümsemelerle birbirlerine bakıyorlardı. Tamam, peki heyecanlıydılar fakat bu kadarı da fazla değil miydi? Sıkıcı merhaba, nasılsın muhabbetine hiç girmek istemiyordu Adriana. Olağanca salaklığı su gibi ortaya çıkmıştı tekrar. Dudaklarına mühür çekmiş gibi susmuş Ynez'in bir şey söylemesini bekliyordu. O sırada da etrafı inceleme isteği ağır basmıştı her zamanki gibi. Ynez'in kendini beğenmediğini her zaman vurgulaması onu çılgına çeviriyordu sanki. Adriana'ya göre hepsi birbirinden güzel üç kızdı. Ynez'i bu düşünceden kurtarmak için önce bir dolabına el atmalıyım, diye geçirdi aklından. Elbette ki süslenmekten başka derdi olmayan o "kafasının yeri samanla dolu" kızlardan değildi ancak modaya da küçük ayrıntılara verdiği değeri vermekten çekinmiyordu.

Garsonun sesi sanki ikisi için de bir can simidi gibiydi, belki de hayatında ilk defa bir "Buyrun." sözüne bu kadar mutlu olmuştu. Genelde tam önemli konuşmaların arasına gelen bu sözlerden pek de memnuniyet duymazdı ancak bu seferkini ciddi bir şekilde sevmişti. Ahh, limonatadan alınan bir yudum sanki onu gevşetmeye yetmişti. Koca bir yudumunun ardından oturduğu sandalyede duruş pozisyanunu hafifçe değiştirdi, saçlarını fazla savurtmadan geriye bıraktıktan sonra "aptal neşeli çocuklar" misali bir sesle konuşmaya başladı. "Hey, Tess'in gecikme nedenini biliyor musun, bana bir şey söylediğini hatırlamıyorum." Ahh, bu son sözleri çok aptalca olmuştu, o zaten çoğu zaman bir şeyleri unutmaz mıydı? Sözler ağzından döküldüğü anda neşeyle el sallayan Tess'i döndü gözleri. Ynez sanki "İşte, burada." der gibi önce Adriana'ya ardından Tess'e baktı. Tess de diğer ikisi gibi neşesini yüzündeki gülümsemeyle bariz bir biçimde anlatıyordu.

"Eee, başlayacak mıyız?" Ahh, Tess'in bundan önceki sessizlikte kesinlikle bulunmak istemeyeceğini geçirdi aklından. En sabırsızları o muydu acaba? Sözler beyninden ufak bir yel gibi geçtiğinde başka bir soruyla daha boğuşmak zorunda kalmıştı, neye başlayacaklardı ki? Elbette konuşmaya ancak ne konuşacaklardı? Adriana her zamanki gibi yaptı ve bir şeyi bilmediğinde olduğu gibi sessizliğe gömülüp diğer ikisine bakmaya başladı.

Konu: Geri: Queen's Salı Ağus. 11, 2009 12:44 pm

Tess, Adriana'nın ona ve Ellayne'ye baktığını gördü. Hafifçe gülümsedi. Ellerini tekrar kavuşturup sandalyeye yaslandı. Konuşmak için düşünmesi gerekiyordu ama bulamıyordu.
Aklından bazı şarkı sözleri geçiyordu. Kızların önündeki içeceklere baktı ve garsona bir el sallayıp yanına çağırdı.
"Sadece soğuk birşeyler olsun."
dedikten sonra elleri ile kendine hava verdi. Sıcaktan içi geçmiş bir haldeydi. "Neden bu kadar sıcak?" diye düşündü içinden. Ama bu biraz aptalya olduğundan vurgulayamadı. Güldü. Hafifçe sırıttı. Belkide aptal sanacaklardı ama o garsonun paytaklayarak yürümesine sırıtmıştı. Garson elindeki yuvarlak tepsinin üzerinde kadehi yavaşça tutup masaya bıraktı. Soğuk bir meyvesuyu getirmişti. Ayrıntı vermek istememişti garsona ama garson getire getire vişne suyu getirişti. Minik bir yudum aldı meyvesuyundan. Kıxlara baktı tekrar
"Sanırım kimse birşey bulamadı."
Ancak bunu söyleyebilmişti. Bir grubun ne konuşacağını bilmiyordu sanki. Müzik grubu, şarkılardan, bestelerden, konserlerden konuşurdu. Ellerini masaya koydu.
"Hmm. Aklında şarkı olan var mı?"
dedi ve kızlara baktı.

Konu: Geri: Queen's Salı Ağus. 11, 2009 1:05 pm

Tess bir hayal kırıklığına uğramışçasına gerilmişti.
Konserleri iptal edilmişti. Bir dahaki açılış balosunda söyleyeceklerdiki bu ona yetiryordu. Ynez'e döndü.
"İnanmıyorum yaa. O kadar uğraş sonucu bu olsun."
Gözlerinden ateş çıkıyordu sanki. Neşesi kaybolmuştu. Önündeki meyvesuyunu bir dikişte bitirdi. Sandalyesine yaslandı ve kollarını birleştirdi. Bu kadar garip olan neydiki. Niye böyle düşünüyordu.
Sonuçta konserlerini vereceklerdi."Şimdi ne olacak"
Ağlamak bile isteyebilirdi çünkü şarkı söylemeyi seviyordu. Konserlerin iptal olmasından nefret ediyordu ama belki bir şansları vardı. Masaya yaklaştı.
"Belkide daha iyi olur. Çünkü şarkılar üzerinde daha fazla yoğunlaşabiliriz."
Gözleri donuklaşmıştı. Herzaman bir umudu vardı içinde. Hiç kaybetmediği. Minik bir şans yakalayabilirlerdide. Asla kötü düşünmek istemiyordu. Herzaman duyduğu sözleri tekrarladı içinden. "Pozitif düşün..." Hiç değilse bu teoriye inanıyordu. Duvardaki saate baktı. Daha geleli çok az olmuştu ama kötü haber yayılmıştı adeta. Fazla konuşmak istemiyordu aslında. İçinden gelen dürdü onu tetikliyordu. İçindeki neşesini dışarıya vuruyordu ama bu sefer öyle olmamıştı. Her ne kadar pozitif düşünsede yüzü gevşekti. Ellerini birbirine sürttü. Hissetiği tek şey ısıydı. Elbetteki konser verirlerdi ama bu konsere çıkmayı o kadar çok istiyorduki. Bir zamanlar o eğitim gördüğü okulda konser vereceklerdi. Ama bu şans ertelenmişti ve bu büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı.

Konu: Geri: Queen's Salı Ağus. 11, 2009 1:09 pm

'Konser iptal!'

Heyy, niye hiç kimse kötü haberin bu kadar acı vereceğini söylememişti ona? Heyecanlarının tek sebebi konser değildi elbette ki ancak konser en azından Adriana için çok değerli bir olaydı. Bunun için ne kadar heyecanlandığını düşündü. Vücudunda öfkeden önce bir üzüntü dalgası geçmişti. Gözlerinin yavaş yavaş dolmaya başladığını hissetti. O göz yaşının masaya değil de eline düşmemesi için neler vermezdi. Tamam fazla ağlıyordu belki de ama duygularını yansıtma yolu buydu. Ardından elinin tersiyle göz yaşını sildi ve ağlamak yerine yapabileceği en iyi şeyi yaptı. "Neden ama! Neden baştan söylemediler bunu! Daha açılışa ne kadar var!" bu sözler ağzından çıktığında hemen pişman olmuştu suçlular grup arkadaşları değildi ki, onlara niye bağırıyordu?

Masadaki diğer konuşmaları ve sessizliği kısa bir süre dinledikten sonra konuşmaya başladı, belki de en iyisi Polyannacılık olacaktı. "Hey, sizce de daha iyi olmamış mı? Hem daha iyi besteler yapıp sözlerimizi güzelleştirebiliriz!" Ne kadar yapay olduğunun farkına o bile varmıştı. Bir göz yaşı damlası ve ardından gelen öfkesini tutabilseydi şu an bu bahanelerle hem kızları hem de kendisini avutabilirdi. Ama hepsi gibi o da fazlasıyla üzgündü. Gözleriyle hepsinden özür dilemek ister gibi baktıktan sonra konuşmaya başladı. "Pekala, kendimizi kandırmayalım, hepimizin üzüldüğü bir gerçek ancak bunu düşünüp öfkelenmeyi ve üzülmeyi kesmeliyiz sanırım." dedi. Kızların bundan önce söylediklerini dinlemediği için önce "biz de bunu diyorduk" bakışlarına maruz kaldı fakat ardından aralarından biri konuşmaya tenezzül etti.

Konu: Geri: Queen's Salı Ağus. 11, 2009 5:40 pm

Kapı açılıp kapandıkça içeriye sıcak hava giriyordu. Bu hayal kırıklığını bir köşeye atmak istiyordu. Ynez ve Adriana'ya bakıp hafifçe gülümdedi."Her işte bir hayır vardır. Ama ben bunda pek bir şey göremiyorum, kızlar."İçi ürperdi. Böyle bir şey nasıl olur gibi düşünceler kuruyodu kafasında. 'Belki kapanış balosunda çıksak, ne biliyim, daha iyi bir performans çıkaracağız. Belki bu bizim için kötü oldu.' Burada kesinlikle haklıydı. Belkide grubun kalitesi bile düşebilirdi. Gene aklına getirdi. "Pozitif düşün..." 'Benim düşüncem bu, kızlar. Elbette, sizler de haklısınız; ama geleceği bilmeden iyilik oyunları oynamayalım birbirimize.' Kesinlikle Ynez'e hak vermişti. Ne olacağı belli olmadan önyargı yapmak istemiyordu. Dirseklerini masaya koyup ellerini yüzüne koydu.
Derin bir off çekti. "Belkide haklısın Ynez. Böyle düşünmeyelim. Önyarg daha kötü olaylar getirebilir. Bu sinir bize açılışta bile şarkı söyletmez." dedi. Ama öyle olduğunu düşününce korkutu. Şaçlarını arkaya attı.
Ynez ve Adriana'ya bakmayı sürdürdü.

Konu: Geri: Queen's Salı Ağus. 11, 2009 5:46 pm

"Geleceği bilmeden iyilik oyunları oynamayalım birbirimize."

Ne kadar da haklıydı Ynez. Geleceği göremiyorlardı ki sonuçta. Önlerinde uzun ya da kısa bir hayat vardı ancak hangisi seneler sonra nerelerde olduklarını görebiliyorlardı? Ama Ellen bu sefer ısrarla yüreğindeki umut tomurcuğunu büyütmeye karar vermişti. Onlara hadlerini bildiremezlerdi sonuçta ancak pişman etmenin illa ki bir yolu olurdu. Hah, aklına bir fikir gelmişti ancak ne kadar saçma olduğunun farkına varınca sustu. Onlara inat konsere çıkmazlarsa onları gerçekten pişman edebilirler miydi? Sonuç olarak başka bir teklif alana kadar susup beklemen zorunda kalacakları aşikardı. Pekala, dedi içinden. En azından kendini mutlu edemiyorsa diğerlerini mutlu etmeye deneyebilirdi.

"Belkide haklısın Ynez. Böyle düşünmeyelim. Önyargı daha kötü olaylar getirebilir. Bu sinir bize açılışta bile şarkı söyletmez." Tess'i onayladığını belirtir gibi ardından konuşmaya başladı.

"Tamam, doğru söylüyorsun." dedi sakin bir sesle. Aptal -ve bir o kadar değerli- konser yüzünden kavga çıkarmak istemiyordu. "Ancak biliyorsun ki bu grubu kurduğumuzda da geleceği göremiyorduk. Ya da ilk kaydımızı yaptığımızda. Bence o zamana kadar durup oturmaktansa kedimizi daha da geliştirelim." Arkadaşlarını ölçmek istermişçesine bir süre sustu ve ardından devam etti. "Sonuç olarak bu konsere çıkmalıyız ancak büyük bir yenilikle çıkarsak herkesi şaşırtırız. Onlara kafa tutmak bize göre bir şey değil ancak kendimize yeni bir imaj katıp daha iyilerini yaparak en azından mükemmel bir grup çıkarabiliriz onların önüne." Konuştuktan sonra ne kadar da manttıklı gelmişti söyledikleri. Oysa o sadece içinden geleni dinleyip bunları sözlere dökmüştü. Mantıklı konuşmanın verdiği mutlulukla yüzünde solan gülümsemesi yeniden canlandı ve kızlara bakmaya başladı.

Konu: Geri: Queen's Çarş. Ağus. 12, 2009 10:56 am

Elleri önünde sandalyesinde öylece oturuken düşündü gene. Şuanda herşey çok netti. "Sonuç olarak bu konsere çıkmalıyız ancak büyük bir yenilikle çıkarsak herkesi şaşırtırız. Onlara kafa tutmak bize göre bir şey değil ancak kendimize yeni bir imaj katıp daha iyilerini yaparak en azından mükemmel bir grup çıkarabiliriz onların önüne." Düşündüğü gibiydi. Daha iyi olabilirlerdi. Gelişmek ve geliştirmek istiyordu. Çocukken bile içinde böyle bir arzu vardı. Sıkça herkesten duyduğu sözü tekrarladı gene içinden. "Pozitif düşün..." Yüzeye çıkmıştı herşey. Belkide pozitif düşündü için böyle birşey olmuştu. Saçma geliyordu ama olur mu olurdu."Harika, burada böylece düşündük ve bir yol bulundu sonunda. Şimdi... hala burada oturuyor muyuz, yoksa kendimizi geliştirmek için işe koyuluyor muyuz?" Gülümsedi. Kollarını mutlu bir şekilde birleştirerek sandalyesine yaslandı ve kızlara baktı.

Konu: Geri: Queen's Çarş. Ağus. 12, 2009 11:18 am

"Harika, burada böylece düşündük ve bir yol bulundu sonunda. Şimdi... hala burada oturuyor muyuz, yoksa kendimizi geliştirmek için işe koyuluyor muyuz?"

En azından Tess'le hem fikir olması onu mutlu etmişti. Şimdi tek cevap Ynez'in ellerindeydi ve onun da onaylayacağına inanarak sessizliğine gömüldü.

Konu: Geri: Queen's Paz Ağus. 16, 2009 3:13 pm

"Çantada keklik" ... Belki de durumları en iyi tanımlayan değimdi şu anda, Ynez tam sözünü bulmuştu yine. Onların atıldığı ve gelişmeye çalıştığı bu dünya elbette ki çantada keklik değildi ve böyle göremezlerdi. Değişimlerini en iyi şekilde yapabilmek için önlerindeki hiç kimseyi kolay lokma saymamaları lazımdı. Hepsinin onayladığı düşünce vardı ortada ve bunu en iyi şekilde gerçekleştireceklerdi. Hızla beyaz saatine göz attı. Bu kadar süre burada oturduklarına inanamıyordu. Limonatasından kalan son yudumunu içtikten sonra "Kalkalım mı?" diye sordu. Tess ve Ynez havadan sudan muhabbetlerini kesip ona döndü. Yüzlerinde onaylayan bir ifade görememişti, "Cevaplarını beklemek en iyisi." diye düşünerek gözlerini iki güzel kıza dikti.

Konu: Geri: Queen's Cuma Ağus. 28, 2009 2:49 pm

5 günden fazla rp yapılmadığı için..

..Kilit !