Bryssa

Konu: Bryssa Salı Ağus. 18, 2009 9:49 pm

İçinde kopan fırtınalar gibiydi gökyüzü. Siyah ve acımasız… Jaska ile buluşacaklardı bugün. Fakat bu buluşma farklı olacaktı. Ayrılacaktı Jaska’dan. Artık yetmişti. Onun kıskançlıklarını çekemeyecekti Bryssa. Bu her ikisi içinde en iyisi olacaktı. Jaska’nın yanına vardığında onun o mutlu yüz ifadesi içini acıttı. Gerçi binlerce kez onunla kavga etmişlerdi ve ayrılık kararı almışlardı ama sonunda hep barışmışlardı. Ama bu sefer kararlıydı Bryssa. Jaska’ya uzun uzun bakmaya başladı. Ta ki Jaska yanağına bir öpücük kondurana kadar. Bryssa ifadesiz bakıyordu. Bomboştu gözleri. Sanki farklı bir dünyadaydı. Ama Jaska bu durumu göz ardı ediyor gibi gözüküyordu. Bryssa zaman kaybetmeden konuya girmek istedi. “ Jaska… Sana, verdiğim çok önemli bir karardan bahsetmek istiyorum.” Sözünü bitirince gözlerinin içine bakmaya başladı. Jaska gülümsüyordu. “ Ben ayrılmak istiyorum Jaska. Kıskançlıkların artık çok olmaya başladı. Sonuncu da bardağı taşıran son damla oldu. Bu sefer kararlıyım. Beni kararımdan döndürmeye çalışma sakın!” “Ama..” Bryssa eliyle Jaska’nın ağzını kapadı. “ Önce beni dinlemelisin. Beni hiç düşünmüyorsun Jaska. Düşündüğünü sanıyorsun ama neredeyse çevremdeki her erkekten kıskandın beni. En yakın arkadaşlarımdan bile. Artık dayanamayacağımı anladım. Lütfen bana engel olmaya kalkışma. Hoşça kal…” Bryssa arkasına bakmadan yürümeye başladı. Başı öne eğikti. Sanki kimsenin sıratını görmesini istemiyordu. Arkasında neleri bıraktığını düşünmek dahi istemiyordu. Göz pınarlarındaki yaşlar gittikçe çoğalıyordu. Akmamalıydı onlar. Bu sefer yenik düşmemeliydi gözyaşlarına. Ama dur diyemiyordu işte. Ve birden gözyaşları süzülmeye başladı pürüzsüz yanaklarından. Jaska dur diyecek oldu ama fayda etmeyeceğini anlayınca öylece bakakaldı. Hatasını anlamıştı ama artık çok geçti. Çok sevdiği Bryssa kayıp gitmişti ellerinden. Aynı anda ikisinin de gözyaşları inmeye başlamıştı. Ama ikisi de birbirinin farkında değildi. Ne garip… Bryssa gözden kaybolduğunda Jaska bir yere oturdu ve yıldızlara bakmaya başladı. Donuk bakıyordu artık o da. Bryssa gibi farklı bir dünyadaydı. Ama bilmiyorlardı ki ikisi de aslında aynı dünyadalar. İkisi de üzgün ve yıpranmış… Bryssa biraz rahatlamak için Karagöl’ün kıyısında yürümeye başladı. Sıkıntısı olduğu zamanlar yaptığı şeydi bu. Ama içinde anlatılması imkânsız fırtınalar kopuyordu. Göle doğru döndü ve avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. Bağırdıkça rüzgâr daha da şiddetleniyordu. Meydan okuyordu adeta. Saçlarını delice savuruyordu rüzgâr. İntikam gibiydi bu. Rüzgar saçlarını savurdukça Bryssa’nın bağırası; Bryssa bağırdıkça da rüzgarın daha çok savurası geliyordu o ipek saçlarını. Bryssa biraz daha yürüyüp sonra oradan gidecekti. Kıyıda yürürken birden başı dönmeye başladı. Üzüntüden olduğunu düşünüyordu Bryssa. Bu yüzden çok umursamadı. Ama başı döndükçe de dengesini kaybediyordu. Tam da gölün kıyısındaydı. Birden etraf bulanıklaşmaya başladı. Bir yere tutunmalıydı yoksa göle düşecekti. Elleri deli gibi etrafta tutunabilecek bir yer arıyordu. Ve sonunda tutunamadı ve gölün içinde buldu kendini.
O sırada Jaska, Bryssa’nın kötü bir şey yapma olasılığını düşünüp Beatrix’le konuşmaya gitmişti. Beatrix’e her şeyi bir solukta anlatmıştı. Beatrix kuzeninin bu durumda nereye gideceğini çok iyi biliyordu. Tabii ki de Kara göl’deydi Bryssa. Jaska artık Beatrix’e emanet etmişti Bryssa’yı. Beatrix hemen Kara Göl’e gitti. Bryssa’nın kesinlikle konuşmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Hep dert ortaklığı yapmışlardı zaten birbirlerine. Bu halde onu asla yalnız bırakmazdı. Kara Göl’ün çevresinde kimsenin olmadığını görünce telaşa kapıldı birden. Neredeydi bu kız? Koşarak gölün kıyısına gitti. Her yeri dolaştı ama kimse yoktu. Kayalıklarda da kimse oturmuyordu. Bryssa burada değil miydi? Eğer buradaysa da başına bir şey mi gelmişti? Beatrix etrafta deli gibi dönüp dolaşıyordu. Karanlık olduğu için seçemiyordu bazı şeyleri. Bir anda gözü gölün içindeki o şeye takıldı. Büyük bir şey vardı gölde. Aklına kötü kötü şeyler geliyordu. Telaşlanmaya başladı iyice. Biraz daha yaklaştı. Görüntü biraz daha netleşiyordu. Aman Tanrım! Orada bir insan vardı. Yüzünü görmeye başladı. Bryssa’ydı o. Beatrix acı bir çığlık attı. Şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış durumdaydı. Hemen onu oradan kurtarmalıydı. “ Bryssa! Bryssa beni duyuyor musun? ” Cevap veremiyordu Bryssa. Çünkü gölün soğuğu içine işlemişti. Ne hareket edebiliyordu ne de konuşabiliyordu. Parmak uçlarının donduğunu hissediyordu sadece. Dudakları mosmor olmuştu. Gözleri yarı açıktı ama bir şey göremiyordu. Beatrix’in sesini duyunca sonunda buradan çıkabilmenin sevincini yaşadı. Ama Bryssa hiç kıpırdayamıyordu. Yoksa ölecek miydi burada? Tanrım! Bu olmamalı. Bu benim başıma gelmemeli. Kendini zorlamaya başladı. Gözleri biraz daha net görmeye başlamıştı. Kollarına baktı ve kolundaki kocaman yarayı gördü. Düşerken bir yerlere çarpmış olmalıydı. Her yer zifiri karanlıktı. Orada telaş içindeki kuzenini görebiliyordu artık. Çabuk olmalıydı Beatrix. Hemen bir büyü yapıp onu oradan kurtarmalıydı. Fakat o şaşkınlık ve telaşla büyüler kafasında karışmaya başladı. Bir şeyler mırıldanıyordu ama anlaşılmıyordu. En sonunda kafasını yukarı kaldırdı. Gözlerini kapadı ve asasını kuzeninin üstüne tutarak sihirli sözcüğü mırıldandı. “ Mobilicorpus!” Bir anda kendini gölün kıyısında yatar olarak buldu Bryssa. Üşümesi hala geçmemişti. Ama kurtulmuştu ya bu ona yeterdi. Beatrix ona iyi olup olmadığını sorduğunda konuşamıyordu ama kafasını sallamakla yetindi. Birlikte biraz daha kendine gelmesini beklediler. Bryssa konuşur hale geldiğinde de oradan ayrılmadılar. O gün hiç unutulmayacak bir gündü. Yaşadıkları onca şey… Hele de Bryssa’ nın yaşadıkları. Oturup uzun uzun konuşmaya değerdi. Fakat Bryssa’nın aklında tek bir şey vardı. O da Jaska’ydı…

Konu: Geri: Bryssa Çarş. Ağus. 19, 2009 1:32 pm

Betimleme:20/30
Bir yere kadar gayet güzel canlandırdım kafamda; ama göl kısmını canlandıramadım. Zayıfladı git gide. Çevre betimlemesini daha geliştirmelisin.

Uzunluk:12/15
Olaylar biraz hızlı gelişti. Yavaş yavaş gelişse ve daha uzun olsa hiç fena olmazdı. Bu da fena değil ama.

Renk Düzeni:13/15
Her karakter için farklı renk kullanmışsın. Bu kötü olmuş. Kendi karakterin için 1, diğer karakterler için 1 renk kullanmalısın. Tek hatan o. Ama renkler uyumluydu.

İmla Düzeni:20/20
Ben imlâ hatası göremedim rp'de.

Yazım:15/20
Başlardaki anlatımın çok hoş, gerçekten. Ama daha sonra biraz fazla hızlanmışsın ve bu sıkıcı olmuş. Ağır ağır ve süslendirerek anlatsaydın, en başta olduğu gibi, daha hoş bir rp olabilirdi.

Sonuç: 80