Victoria Lynn Hogan Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 764 Gerçek İsim : Nino Tarafı : Aydınlık Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 21 Özel Yetenek : Şimdilik yok xDxD Evcil Hayvan : pingui Kayıt tarihi : 17/07/09
| Konu: *Victoria* C.tesi Eyl. 05, 2009 9:43 pm | |
| Kişiler:Victoria, Bill ve Nerissa Yer ve Zaman:Evde kahvaltı sofrası/Sabah 11:00 suları Kurgu:Victoria'nın gençliğe attığı ilk adım.
Yumuşacık yatağımdan hiç kalkmak istemiyordum ama aşağıdan gelen teyzemin cırtlak sesi, yatağımda birkaç dakika daha oyalanmama izin vermiyordu. Bende daha fazla işi zorlaştırmak istemedim. İnsanlar sabah uyandıklarında halsiz olurlar. Evet, ama bendeki değişik bir şeydi. Üstümdeki yorganı kenara itecek gücüm bile yoktu. Tıpkı yaşayan ve öle ölüm çizgisinde dengede durması gereken bir kişi gibi. Umutsuz ve yaşama sevinci olmayan. Oysa daha gençtim. Şimdiden böyle şeyler düşünmem ne kadar saçma olsa da benim yaşımda olan birçok genç kız muhtemelen benimle aynı fikrindedir. Yatağımdan sonunda doğrulabilmiştim. Yerde pembe ve ipek kumaşından yapılma, teyzemin doğum günümde bana armağan ettiği terliklerimi ararken ayaklarımın toz içinde kaldığını görünce birbirlerine sürttüm ve yatağımın altına eğilip terliklerimi çıkardım. “Tanrı aşkına Vicky! Ne yapıyorsun orada o kadar! Seni bekliyoruz acele et. Uyan artık.” Teyzemin bu şapşalca lafından sonra sadece kapımdan gözlerimi devirdim ve kaşlarımı çattım. “Sanki ben burada uyuyorum.” Elimi hızlıca ağzıma götürdüm ve bu cümlemin teyzeme ulaşmış olmaması için içimden dua etmeye başladım. Teyzem, benim hayattaki her şeyim. Ona asla sesimi yükseltmedim ve Neriss’e olan saygım paha biçilemezdi. Daha fazla teyzemi delirtmeden, pijamalarımla süratli bir şekilde merdivenlerden indim. Mutfaktan çok ağır bir yumurta kokusu geliyordu. En sevdiğim kahvaltı. Yine yapmıştı yapacağını Nerissa. Mutfağın kapısında birkaç dakika öylecek durdum ve kokuyu içime çektim. Bill dayım ve teyzem gülümseyerek bana bakıyorlardı. Yüzlerinde hiç görmediğim kadar neşe vardı. Yoksa tatile mi gidecektik bu yaz? Bu beni ölü bir kişilikten çıkarıp, hayattan ölesiye zevk alan birisine dönüştürebilirdi. Ama bunu onlara soramazdım. Çekinirdim. Bana baktıkları yetmiyormuş gibi, bir de benim için tatil masrafı mı yapacaklardı? “Ahh, hayır çok saçma!” İçimden sitem ettim. Bir an kaşlarımı çatarak, ardından ikisinin de gözlerini üstümde budum. “Hayır olamaz yoksa duydular mı?” Endişelenmiştim. Neden birden bire yüzlerindeki neşe mahkeme duvarına dönmüştü ki? “Hayır Victoria delirme! Şimdi sakince masaya git ve çayından bir yudum al.” İçimdeki sese her zaman güvenirdim ve şuan tek istediğim sese güvenmek. Yavaşça masaya doğru ilerledim. Yüzümde şapşalca bir gülümseme vardı. Bundan nefret etmeme rağmen, şeker kız pozuna girmem gerekiyordu. Sandalyeyi çekerken yüzümdeki gülümsemeye bir son verdim ve kısık sesimle, “Günaydın Bill dayı. Günaydın Neriss.” Dedim. Sandalyeyi yere sürterek çekmem belki de saçmaydı. Ama böyle durumlarda hep gerilirdim. Bir süre cevap gelmeyince, endişelendim. Beklide yerden çıkan sesten dolayı beni duymamışlardır diye düşündüm bir an içimden. Taa ki, Teyzemin elinde dumanı tüten bir tavayla bana doğru dönüp gülümseyene kadar. “Günaydın güzeller güzelim. Nasılsın bu sabah. Yumurta senin için.” Yüzündeki gülümseme beni rahatlatmıştı. Elindeki maşa ile hızlıca yumurtayı tavadan kazıyarak tabağıma atıverdi. Çatalımla yumurtamı delerken, dayımın boğazını temizlediğini anladım ve muhtemelen birkaç saniye içinde bana bir şey söyleyecekti. Çayımdan bir yudum aldım ve çatalımı hafifçe tabağımın üstüne koydum. Gözüm hala yumurtadaydı ve dayım söze başlamadan hedef noktam değişmeyecekti. Bill, ağzına kocaman bir peynir dilimi atıp bana baktı. Ben ona bakmıyordum fakat yinede bana baktığını anlamak çok ta zor değildi. “Victoria…” Çayımı hızlıca masaya bırakıp, Bill’e baktım. Yanağındaki o kocaman siyah beniyle bana şapşalca bakıyordu. Hele gözlerinin altındaki mor halkalar, her gece uyuklayana dek televizyon izlemesinden artık gözleri yerinden fırlayıp, çayımın içine düşmelerinden oldukça korkuyordum.
Çayını yudumladığını gördüm ve teyzeme bir göz attım. Bulaşıkları yıkıyordu ve musluk sesi beni deli ediyordu. Bacaklarımın arasındaki elimi yumruk yapıp, sıkıyordum. Yüzüme kızarıklık gitmesinden korkuyordum sadece. Bill’e gözlerimi dikerek cevap verdim. “Bill! Ne söyleyeceksen söylesen diyorum artık. Biliyorsun kahvaltıdan sonra bir arkadaşıma söz vermiştim. Acele etmem gerek.” Yüzüme yalancı bir gülümseme yerleştirdim ve iki elimi de bacaklarımın arasına alarak, homurdanmasını izledim. “Victoria, biliyorum meraklandın. Ama şunu da bil ki bu açıklamayı yapmak benim içinde pek kolay değil güzel kızım…” Lafını yarıda kesip, teyzeme göz ucuyla baktı. Muhtemelen devam edecekti. Aklımda birçok tahminler oluşmuştu fakat yinede dikkatlice dinlemeye devam ettim. “Vicky, biliyorsun yıllarca seni biz büyüttük. Senden istediğimiz şey bu. Bizden çekinmemen gerekiyor. Özelliklede benden. Bir erkek arkadaşın var ve bunu bilmiyoruz. Kimden öğrendiğimizi muhtemelen şimdi içinden merak ediyorsundur güzelim.” Neee? Dayım erkek arkadaşımımı öğrenmiş? Şuan düşünebileceğim hiçbir şey yoktu. Adeta beynim durmuş gibi oldum. Gözlerimi iki, üç kere üst üste kırptım ve önüme gelen saçımı kulağımın arkasına attım. Yere bakmaya devam ettim. “Bill, üzgünüm. Ama bu konuyu konuşmak istemiyorum. Eğer önemli olduğunu düşünseydim, mutlaka sizinle paylaşırdım dayıcığım. Neden saklayayım ki?” Aslında önemliydi! Onu çok seviyordum ve her dakika yanında olmak istiyordum. Bunu onlara söyleyemezdim. Teyzemin hafifçe kıkırdadığını anladım ve mutfaktan çıkıp, hızlıca salona doğru yöneldi. Gözlerimi teyzemden alıp, dayıma çevirdim. Dayım, yüzüne bir tebessüm yerleştirmiş gözlerimin içine bakıyordu. Simsiyah gözleri beni süzüyordu sanki. “Victoria, eğer bizim onaylamamızı istiyorsan, bu çocuğun neyin nesi olduğunu bilmemiz gerek ve ayrıca güvenmemiz. Aksi takdirde senin onunla görüşmeni asla istemem Vicky. Anlıyor musun beni?” İşte şimdi mahfolmuştum. Bu sabah tamamen bana zehir olmuş durumdaydı. Midem bulanıyordu sanki. Oysaki hiçbir şeye dokunmamıştım bile. Gözlerimi dayımdan devirdim ve ellerimi masaya hızlıca koyarak sandalyemden kalktım. “Üzgünüm, dayı kendimi iyi hissetmiyorum.” Koştum arkama bakmadan hızlıca merdivenleri çıkmaya başladım. Benim hakkımda ne düşünmüştü acaba? Bir daha nasıl aşağıya inebilirdim? Utanmıştım ve kendimi bebek gibi hissediyordum. Odama vardığımda düzenlenmemiş yatağıma attım kendimi. “Erkek arkadaşımı kime anlattım ki ben?” Ben sadece bunun düşüncesindeydim. Jessica, Beth ve Renessme. Bunların üçü biliyordu sadece. Yastığı kafama dayayıp, aklımdaki tüm isimleri sildim. Bunu kimin söylediği artık umrumda bile değildi. Tek istediğim bir şekilde zamanı geri alıp, her şeyi unutturmak. Böyle bir büyü var mıydı ki? Ya da öğrendim mi? “Ahh, Lanet olsun!” Bağırdım. Kendimi tutamıyordum. Bu çok kötü bir durumdu. Artık genç kız oluyordum galiba. Yoksa bunları yaşamamın imkanı yoktu. Neden bunu sordu ki dayım? Evet! Artık büyüdüm. Eski pısırık Vicky değilim! Büyümeme bir yandan sevinirken bir yandan da üzülüyordum. Yorganı üzerime çektim ve gözlerimi hiç açmamak üzere kapattım. Biri gelip beni uyandırana kadar. Böyle kalmak istiyordum sadece. “Eğer büyümek bu kadar utanç ve öfkeyi getirecekse, ben hep çocuk kalmak istiyorum…” | |
|
Victoria Lynn Hogan Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 764 Gerçek İsim : Nino Tarafı : Aydınlık Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 21 Özel Yetenek : Şimdilik yok xDxD Evcil Hayvan : pingui Kayıt tarihi : 17/07/09
| |
Anika Freyja Jørgen Admin & Vampir
Mesaj Sayısı : 742 Tarafı : Bloodlines Kan Durumu : Saf kan Rp yaşı : 20 Evcil Hayvan : Kuzgun, siyah bir örümcek, insanlar Kayıt tarihi : 02/07/09
| Konu: Geri: *Victoria* Cuma Eyl. 11, 2009 6:59 pm | |
| Betimleme:30/30 Tasvirlerin, olayları anlatışın, giriş, gelişme ve sonuç açısından gayet yerindeydi. Meraklandıran ve olaydan fazla kopmadan anlatıyor oluşunu sevdim.
Uzunluk:15/15 Bir olay başlangıcı için gayet yerinde, isteğe göre daha da uzatılabilirdi ancak kişileri sıkabilir de ve olayın bütününe göre uygun bir uzunluk bence
Renk Düzeni:15/13 Öncelikle renklerini sevdim, fakat bazı dialogların karışmasına neden oldu. Mesela Bill dayının, Neriss'in ve senin ki farklı renkler olabilirdi. Düşüncelerini de daha farklı en azından italic bir yazıyla yazabilirdin. Bazı yerlerden hepsi ortak renk kullanmış buda okuyucunun kafasını karıştırıyor.
İmla Düzeni:20/18 İmlaların yerli yerinde fakat bir kaç ufak hataya rastladım.
Yazım:20/16 RP'nin bütününe baktığımda oldukça iyiydi, fakat daha fazla düşünceye yer verilebilirdi. Mesela uyandığında güne başlarken ki taze hissi pek fazla hissetmedim. Sevgilisini çok seven bir kız yerine hayata daha karamsar bakan birini gördüm. İlk başlarda depresif bir hali anlatacağını düşündüğüm için sevgili olayının çıkmasına şaşırdım. Karakterin hayatına yön veren durumları o an ki düşüncelerine daha iyi aktarman gerektiğini düşünüyorum ^_^
RP bıraktığınız için teşekkürler; toplam puanın: 92
Anika | |
|