Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Nathalie S. D'Nile

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Nathalie S. D'Nile
Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Nathalie S. D'Nile


Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 04/10/09
Nathalie S. D'Nile Parano10

Nathalie S. D'Nile Empty
MesajKonu: Nathalie S. D'Nile   Nathalie S. D'Nile Icon_minitimePerş. Ekim 08, 2009 7:45 pm

Kollarındaydım, sonsuza dek öyle olacaktım. Karşımızda ay manzarası ve yalnızca ikimiz. Bir bankta oturuyorduk Luke ile. Gecenin bu saatinde kimsenin etrafta kimsenin olmamasına şaşmamak normaldi. Sessizlik hakimdi. Bundan memnundum ve huzur buluyordum. Deniz dalgalarının kıyıya vuruşunu, ayın ışığının denize yansımasını izliyordum. Başımı Luke’un omzuna yaslamıştım. Kolları belimdeydi ve beni kendine doğru çekmişti. Bir eli benim elimi sıkıca tutuyordu. Beni bırakma dermişçesine… Bu mümkün müydü? Hayır, tabii ki de… Yıllardır süren beraberliğimiz sonlanabilir miydi? Şüphe duyacağım aklımın ucundan bile geçmezdi fakat ister istemez oluyordu. Başımı omzundan yavaşça kaldırdım ve o güzel yüzüne baktım. Gerçekten harikaydı ve benimdi. Sonsuza dek… Dudaklarımı onun dudaklarına doğru gidiyordu ve yine o hissi yaşayacaktım. Her saniye tatmak istediğim, baştan çıkaran o his… Onu çok seviyordum. Görünüşe bakılırsa o da beni seviyordu. Bir elini benim ellerimden çekti ve kollarıyla belimi sımsıkı sardı. Dudaklarımız sanki hiç ayrılmayacakmış gibilerdi. Onunla olduğumuzdan beri tüm dostlarım bana yüzünü çevirmişlerdi. Çünkü o bir Ölümyiyen’di. Taraflarımızın farklı olması benim için hiçbir şeyi ifade etmiyordu. Fakat arkadaşlarım, farklı görüşlerdeydi. Hepsini kaybettiğim aklıma geldikçe içim farklı bir hisle ürperiyordu. Luke’un yanındayken önemsemiyordum. Çünkü her şeye değerdi Luke. Dudaklarımı yavaşça çekmiştim. Nereye kadar gidebilirdi ki bu? Kendimi ondan ayırıp banka geri oturmuştum. Luke yanıma geldi be yine bana sarıldı. Başımı onun geniş ve güven veren omzunda bulmuştum.


Gözlerim artık ağırlığını taşıyamaz hale geliyor ve yavaşça kapanıyordu. Bilincim yerimdeydi fakat uyukluyor gibiydim. Luke beni sakince, beni uyandırmamaya dikkat ederek kucağına koydu. Kollarımı boynuna sardım ve başımı göğsüne yasladım. Gözlerim iyice ağırlaşmış ve dayanamayıp kapamıştım. Karanlık bir orman… Yalnızca ben ve Luke… Luke benim tutamayacağım kadar uzağımda duruyordu ve arkadan gelen ürkütücü sesler korkmama neden olmuştu. Luke’a yaklaşmaya çalışıyordum fakat ben ilerledikçe o geri adım atıyordu. Ellerimi ona doğru uzatıyordum fakat bir karşılık gelmiyordu. Berbat bir durumdu. Önüme bakmıyordum, yalnızca ona odaklanmıştım. Luke geri geri gitmeye devam ediyordu. Önümdeki yere serilmiş büyük ağacı fark etmem uzun sürmemişti. Takılıp düşmüştüm. Canım acımıyordu. Yerimden kalkmama engel olan bir güç vardı. Tanımlayamadığım bir güç ve ben karşı koyamıyordum. Luke’a çaresizce bakınıyordum. Bana doğru geliyordu. Buna sevinmiştim. Yanıma yaklaştı ve elini bana uzattı. Kalkmam için yardım ediyordu. Sağ elimi güçlükle kaldırdım ve Luke’un yardım elini sımsıkı tuttum. Beni sertçe ayağa kaldırdı. Bakışları hiç de içten değildi ve beni korkutuyorlardı. Bu sessizlik nereye kadar devam edecekti? Üzerimizden yarasalar geçiyordu, bazen de baykuşlar. Ağaç dalları gökyüzünü kapladığından ne ay ne de güneş ışığı buraya gelebiliyordu. Luke’a baktım tekrar. O da bana…


“ Luke, neden suskunsun? “ diyebildim yalnızca uzun sessizliği ardından. Bana bakıyordu sadece. Ne bir cevap ne de bir dokunuş… Bakışı ilk kez bu kadar ruhsuzdu. Nedenini kavrayamıyordum. “ Beni bir daha görmemelisin Nath. Bir daha asla görmemelisin…” dedi Luke. Peki, neden böyle bir şey söylemişti. Neden onu görmemeliydim. Beynim allak bullaktı ve ne diyeceğimi bilemez hale gelmiştim. “ Luke, seni seviyorum. Beni bırakmayacaksın değil mi? ” söyleyebileceklerim bunlardan ibaretti. Onu kaybetmek istemiyordum, sonsuza kadar beraber olmalıydık. Yoksa bunu sadece ben mi istiyordum? Luke, işaret parmağını çeneme koymuştu yavaşça. Sessizce… “ Nath, beni anlamalısın. Ben senin için doğru kişi değilim. Her an bir zarar görebilirsin. Farkında değil misin? ” dedi Luke. Dokunuşunu özlediğimi fark etmiştim. Fakat bu uzun sürmemişti. Elini benden çekmiş ve yine bana uzak duruyordu. ” Luke, ne olduğun kim olduğun beni ilgilendirmez. ” duraksadım ve derin bir nefes aldım. “ Ölene dek benimle beraber olmaya yemin etmiştin. ” dedim ve kararsızca ellerimi omuzlarına koydum. Bu durumda ona yaklaşmak ne kadar doğruydu bilmiyordum. Uzun süre cevap vermeyince atılmıştım. “ Luke, hep böyle mi kalacaksın. Cevap vermeni bekliyorum. ” dedim. Elleriyle beni yavaşça arkaya doğru itmişti. “ Bu çok yanlış Nath. Ben bir Ölümyiyen’im Artık beraber değiliz. Lütfen beni unut. Unutmalısın…” dedi ve son bir bakışından sonra arkasını döndü. Gözden kaybolana dek yürümüştü. Ormanın derinliklerine doğru… Onu kaybetmiştim. Benim değildi ve onu bir daha asla göremeyecektim. Bunun nedeni taraflarımızın farklı olması mıydı? Hani bu bizi ayıramazdı, hani biz birbirimizi sonsuza dek bırakmayacaktık. Bunlar da yalan olabiliyordu demek ki. Sevgi de yalandı. Kendimi şaşırmış haldeydim ve rahatlamam gerekirdi. Bir ağaca yaslandım ve yere oturdum. Dizlerimi ellerimle kendime çekmiştim ve başımı dizlerime gömmüştüm. Düşünmenin yanı sıra ağlıyordum. Haykırırcasına…[/size]



Gözlerim yavaşça açılıyordu. Başımı kaldırdım ve etrafıma bakındım. Orman?... Luke yanımdaydı. Bu sadece bir rüyaydı. Kâbus da denilebilirdi tabii. Onu kaybetmediğimi anlayınca mutluluktan havalara uçmuş olmalıydım. “ Nath, bir şeyin mi var sevgilim? Yüzün çok solgun görünüyor. Üşüdüysen eve gidebiliriz. ” dedi Luke. Sevecen sesini duymak ilaç gibi gelmişti bana. “ Evet, Luke. Üşüyorum gerçekten. Sıcak bir kahve iyi gider. ” dedim ve yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Elimden tutup beni kaldırdı. Üzerindeki ceketi çıkarıp bana giydirmeye çalışmıştı. Bu haldeyken çok komik görünüyor olmalıydım. Beni düşünmesi güzeldi. Rüyayı unutmalıydım ve Luke’un bundan haberi olmamalıydı. O da üzülürdü. Çünkü o da beni çok seviyordu, benim onu sevdiğim gibi. Bir kolunu benim belime sardı ve eve doğru yürümeye başladık. Korkunç bir gün geride kalmıştı ve yine aynı bizdik. Luke ve ben…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fiore Ann Muschi
Ravenclaw V.Sınıf
Ravenclaw V.Sınıf
Fiore Ann Muschi


Mesaj Sayısı : 1080
Nerden : İstanbul
Meslek : Öğrenci
Gerçek İsim : Melo ^^
Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan
Rp yaşı : 17
Asası : Saf Gerçek
Evcil Hayvan : Yok
Kayıt tarihi : 20/08/09
Nathalie S. D'Nile Parano10

Nathalie S. D'Nile Empty
MesajKonu: Geri: Nathalie S. D'Nile   Nathalie S. D'Nile Icon_minitimePaz Ekim 11, 2009 5:15 pm

Betimleme:25
Betimleme çok güzeldi. Duygularını belli etmişsin. Çevresel betimleme yoktu ama duygularını çarşaf gibi serdiğin için beğendim.

Uzunluk:10
Daha uzun olabilirdi.

Renk Düzeni:15
Renkler uyumluydu bence.

İmla Düzeni:15
Bir iki yerde hata vardı. Virgül kullanımlarının bazı yerleri hatalıydı ama güzeldi, yani karışıklığa sebep olmadı.

Yazım:15
Konu biraz klasikti ama hoştu. Beğendim açıkcası.

Toplam:80
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Nathalie S. D'Nile
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Seçmen Şapka ve Puanlanan Rpler-
Buraya geçin: