Chandéllé Blancâ Schmitz Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 4 Kan Durumu : Melez Rp yaşı : 13 Evcil Hayvan : Kedi [ Mia] Kayıt tarihi : 08/07/09
| Konu: Chandéllé Blancâ Schmitz Çarş. Tem. 08, 2009 7:15 pm | |
| Ad: Chandéllé Blancâ Soyad: Schmitz Kişilik Özellikleri: ~Özgüvenli ~Şüpheci ~Zeki , çalışmadan başarılı olan tiplerden ~Özgür ruhlu ~Her insana değer verir , hatta her canlıya Aile Geçmişi: Tüm ailesi Safkandır. Ailesi Alman kökenlidir.Burç: Yay Sevdiği Renkler: Kırmızı , mavi , siyah 5 Satırlık bir Rp: - Spoiler:
Francessa , gecenin ayazında , sessiz ve ürkütücü bir ormanda hızlı hızlı ilerliyordu. Asil bir unicorn elbette ki dikkat çekecekti. Bir çok canavar ve hayvanın onu parçalamasını istemezdi. Dikkat çekmemek için nefesini zar zor tutuyordu. Dolunayın ihtişamlı parıltıları , ağaçların arasından ona eşlik ediyordu. Birkaç kuşun ona şarkı söylemesi , ortamı biraz daha sakinleştiriyordu. Küçüklüğünden beri haylazlık yapmayı severdi . Kuralları ve tabuları yıkmayı severdi . Bu işi kendine meslek haline getirmişti . Eğer şimdi annesi , onun evde olmadığını farketseydi kesinlikle meraktan deliye dönerdi. Hemen bakanlığa haber verir ve animagus bir kızının olduğunu , gece yarısı ortadan kaybolduğunu ve hatta kehanetini bile izlemelerinde ısrar ederdi. Francessa , veela annesini düşünürken biraz olsun duygulanmıştı. Annesini seviyordu , ailesini ve ona değer veren herkesi...
Bir anda garip bir rüzgar , unicorn'u çevrelemişti . Soğuk , gelecekleri haber veriyordu ; Ruh Emiciler ! Francessa , bundan nefret ediyordu . Ne zaman duygulansa ya da onu mutlulukla üzecek hafif bir his yaşasa , ruh emiciler anında yanında beliriyordu . Köpek balığının denizde kan kokusunu duyup aniden avına yaklaşması gibi , Ruh Emicilerde onu hemen fark ediyordu . Animagus halinden , kendi haline döndü. Asasını güvenle tuttu ve gelecek olan lanet şeyleri bekledi . Ruhları sonsuzlukla mühürlenmiş , o lanet şeyler geldiği zaman hazır olacaktı. Gerildi ve ona gelen emicilere asasını dikti.
"Expecto Patronum"
Asasından asil , narin ve güzelliği büyüleyici bir unicorn çıktı. Ruh Emiciler , korkarak geri giderken , Francessa rahatlama duygusunu her hücresinde hissediyordu . Geri kaçışan Ruh Emicilerin gittiğinden emin olduğu anda Animagus haline geri döndü . Şimdi istediği kadar ses çıkarabilirdi çünkü tüm canlılar , o lanet şeylerden korkuyordu , yani hiç bir canlı Ruh Emiciler oraya geldikten sonra ormanda dolaşmaya cesaret edemezdi. Hızlı hızlı , koşuyordu . Zaten yeterince geç kalmıştı . Büyük ürkütücü bir ağacın altında durdu ve insan haline geri döndü . Karşıdan yakışıklı bir genç ona geliyordu . Evet o zaman , o ; Erik'ti.
"Merlin'in sakalı . Nerelerdeydin ? Seni burada ne kadar çok merak ettiğimi bilmiyorsun sanırım " dedi Erik , sinirle karışık rahatlama ifadesiyle.
"Gelirken ruh emicilerle karşılaştım ." dedi Francessa
"Çok büyük tesadüf ! Yine başını belaya sokmak mı istiyorsun , küçük hanım?" dedi Erik ,kızgın bir ifade takınmaya çalışarak.
"İsteyerek olmadığını sende biliyorsun . Aklımı , duygularımı kontrol edemiyorum. " dedi Francessa , umutsuzca.
Şimdi Erik ona cevap vermiyor , sadece büyük ağaca bakıyordu. O kadar yakışıklıydı ki , onu kimseye benzetemiyordu. Düşünceleri , fiziki , gülüşü Francessa'yı adeta mahkûm ediyordu . Ona her bakışında , kalbinden bir parça daha kopuyordu . Onu deli gibi istiyordu . İstemek kelimesinin , hissettiği duygular karşısında çok daha az kalacağını düşünüyordu . Erik yanında olduğu sürece , geri dönülmez bir şekilde kendini ona bırakıyordu . Konuşurken mantık hataları yapıyor , gülünmeyecek şeylere bile gülüyordu. Aşk buydu ya... Mantıksızca kendini tabiata bırakmak . Kalbini aklının , aklının ise kalbinin yerine koymak... Böylece kalbinle düşünüyor . Aklınla çalışıyorsun... Bunu her cumartesi yaşamak , onun dengesini bir hayli zorluyordu . Erik'in zümrüt yeşili gözleri ona doğru her döndüğünde , bacakları titriyor , kekelemeye başlıyordu. Bir bakış bu kadar etkili oluyorsa , gülüşünü düşünmek bile istemiyordu . İnci beyazlığına sahip dişleri , dudakları arasından gözüktüğü anda , kalbi yerinden fırlıyor ,aklı başka diyarlara uçuyordu . Hikayelerdeki masum prensesler ile vakit geçiriyor daha sonra yakışıklı , beyaz atlı prensine kavuşuyordu . Daha sonra gerçek hayata bir kâbusla tekrar uyanıyordu .
"İstersen , biraz daha ilerleyelim . Burası bizim için uygun değil . " dedi Erik . Francessa ise kayıtsızca kafasını salladı.
Karşılıksız aşk diye düşündü . Erik onu sadece kanı için istiyordu . Unicorn kanının tadını ve şevkini biliyordu . Bu yüzden onu istiyordu . Başka hiçbir nedeni yoktu . Sadece kan... Bir vampir olarak kana karşı ilgi duymasını anlıyordu ama onu kanı için istemesi bazen , onu üzüyordu. İçinde ki kararsız ses bazen kendini kullandırtmamasını söylüyordu , bazen ise sevdiği kişiye biraz daha yakın olabilmek için elinden geleni yapması gerekeceğini belirtiyordu. Yürürken , bir anda tökezledi Francessa . Erik onun elini tuttu. İçinde ki o garip his tekrar uyanmıştı. Onu deliler gibi sevdiği duygusu... Bu düşüncelerden arınmak için zihnini bir an kapadı ve gerçek hayata geri döndü.
Küçük bir gölün yanına gelmişlerdi. Göl sessiz ve karanlık gözüküyordu. İçinde yüzen balıkları , görmek ve onlar kadar masum olabilmesi için hiçbir engel yoktu aslında ama.... O kendini bir vampiri sevmekten alı koyamıyordu. Gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı.
"Hazırsan , başlayalım . Çok susadım da , kendimi çok zor tutuyorum. " dedi gülümseyerek Francessa'ya.
"Sorun yok ! Hazırım ! " dedi Francessa.
Bileğini hiç düşünmeden ona uzattı. Erik ona gülümsemekle yetindi. Bileğini tutup geri ittirdi. Teni Francessa'ya deyince hafif bir ürperti duydu . Kalbindeki kuşlar bir anda uçmuştu.
"Bugün bileğinden değil , boynundan ıssırmayı diliyorum. Eğer izin verirsen... "dedi mahcup bir sesle Erik.
"Hımm, şey , tabi ki de olur ! " dedi Francessa korkarak.
Erik, Francessa'yı belinden kavradı ve kendine doğru çekti . KAN kırmızısı dudakları Francessa'nın boynuna değdiğinde tüm vücudunun kilitleri kırılmıştı. Şimdi acı çekiyordu , aşk acısı... Gümüş rengindeki kanı , aşkı için veriliyordu. Her damlasında daha az acıyordu canı ve daha fazla güçsüzleşiyordu. Son damlasına kadar vermeye hazırdı ama Erik bunu istemiyordu. Kendisini toparladı ve Francessa'nın boynuna küçük ama etkili bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum bebeğim ! "
*İkinci üyeliğimdir ilk üyeliğim Marishka V. Aleera Félix
| |
|
Seçmen Şapka Öğrencileri Binalara Yerleştiren Seçmen Şapka
Mesaj Sayısı : 129 Kayıt tarihi : 14/06/09
| Konu: Geri: Chandéllé Blancâ Schmitz Çarş. Tem. 08, 2009 7:20 pm | |
| Zeki hemde özgüvenlisin. Aynı zamandada Özgür ve değer bilensin. Bak şimdi şapkam klarıştı. Ne garip bir durum bu. Hımm. O zaman senii RAVENCLAW!!! | |
|