Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Amelie Rush&Babette Grishold

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Babette Grishold
Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Babette Grishold


Mesaj Sayısı : 405
Nerden : İstanbul.
Meslek : Öğrenci.
Gerçek İsim : Pınar.
Patronus : Kunduz.
Tarafı : Kesinlikle... Çok iyi. :P
Kan Durumu : Safkan
Rp yaşı : 19
Özel Yetenek : Dırdırcı. xD
Evcil Hayvan : *
Kayıt tarihi : 11/07/09
Amelie Rush&Babette Grishold Bakiml10

Amelie Rush&Babette Grishold Empty
MesajKonu: Amelie Rush&Babette Grishold   Amelie Rush&Babette Grishold Icon_minitimeCuma Tem. 17, 2009 1:06 pm

‘Bir Muggle lisesi-kızlar yatakhanesi, 02.40’





*Tik-tak. Tik-tak.*

Gecenin ürpertici sessizliğinde çığlık gibi gelen saat sesi… Düzenli nefes sesleri ve pencereden süzülen ay ışığı. Yaklaşık yirmi kişilik yatakhanede uyanık olan tek kişi; Amelie. Her gece olduğu gibi kendi düşünceleri tarafından boğulmaktaydı. Mazoşistçe düşünceleri artık ona ihanet ediyor, acı vermiyordu. “Bedenime zarar vermek istemiyorum.” diye fısıldadı kendine. “Bu yüzden ruhsal acı çeksen iyi olur, Amelie.”

Yanındaki yatakta uyuyan kız hareket etti. Amelie, ruhsuzca ona baktı. Bu lanet okulda tek bir arkadaşı bile yoktu. Selamını aldıkları ise bir elin parmaklarından fazla değildi. Dışlanan olmaya çoktan alışmıştı. İnsanların isimlerini yoklama listelerinden öğrenen bir kız için dışlanmak olağan dışı olamazdı zaten. Ne kadar soğuk ve itici görünse de Amelie bu yalnızlıktan gerçekten bıkmıştı. Sosyalliğe ayıracak bunca boş vakti, sessizlik içinde düşünerek geçirmek; yaşına yakışacak bir davranış değildi. Farkındaydı ki; on altı yaşındaki bir genç kızın en azından bir tane yakın arkadaşı olmalıydı. Oysa Amelie yakın arkadaş teriminin ne anlama geldiğini bile bilmiyordu. Hiç yaşamamıştı ki. Sessiz bir kıza dönüşmesinin en büyük sebebi insanları sevememesiydi. Henüz dokuz yaşında, küçük bir kızken, hayat ondan annesini almıştı. Sevdiği iki insandan biri; annesi.

Diğeri, babasıydı. Bir zamanlar sevdiği babası… Oysa o, kızını görmezden gelmiş, bir muggle okuluna vermiş, onu yalnızlığa terk etmişti. Kendi acısıyla baş başa kalmak istemişti belki de. Peki ya Amelie’nin acısı? Ölen, küçük bir sokak kedisi değildi. Annesiydi. Yanında babasının varlığını hissetmesi, kendini onun kollarına bırakıp güvenle uyuyabilmesi gerekliyken Amelie; babası yerine kendine sarılmış, güven yerine yatakhanenin soğuğunu hissetmişti. Zamanla buna alıştığı gibi, babasının yokluğuna da alışmıştı. Ama kendi ruhunun yokluğu alışılacak gibi değildi. Annesi cadı, babası muggle… Ve melez Amelie. Ömrünün zehir gibi gelen yedi yılını, ruhunun yarısına sahip mugglelarla geçirmişti. Ama artık diğer yarısını harekete geçirmek istiyordu. Hışımla yataktan kalktı. Yıllar sonra ilk kez iç sesine kulak verecek ve düşüncelerini fiile dönüştürecekti.

Üzerine sabahlığını giydi, ayaklarına terliklerini geçirdi ve güvenlik kulübesine gitmek üzere yatakhaneden çıktı. Hızlı ve uzun adımlarla okul binasından çıktı. İçerideki sıcak havanın aksine dışarısı soğuktu. İyice sarıldı sabahlığına. Oyalanmadan kulübeye gitti.

“Affedersiniz. Bir telefon etmem gerek. Babama.”

Yaşlı görevlinin, çevresi kırışıklarla dolu yeşil gözlerinin içine baktı. Tam içine.

“Tabi. Bir sorun mu var?”

Sevimlice gülümsedi Amelie. “Aslında evet.” dedi. “Ama bu biraz, özel.”

Adam eliyle içerisini gösterdi. Amelie teşekkür ettikten sonra içeri girdi ve kapıyı arkasından kapadı.

Minik, siyah bir televizyon, iki sandalye, bir çalışma masası. Masanın iki çekmecesinden biri açıktı. İçinde bir el feneri, bir paket bisküvi ve birkaç pil vardı. Amelie, masanın üzerindeki telefona uzandı. Uzun bir zamandan sonra evini arıyor olmanın verdiği heyecanla tuşlara bastı.

*Dıııııııt. Dıııııt. Dııııt*

Yüzyıllar gibi gelen saniyelerden sonra babasının kalın sesi duyuldu.


“Alo?”
“Baba benim, Amelie.” dedi. Sanki ona kendisinden başka, baba, diyen varmış gibi.
“Bir şey mi oldu, Amy?”

Kimse kendisine uzun zamandır Amy diye hitâp etmemişti. Bir an için Amy’nin kim olduğunu düşündü.

“Aslında evet. Sanırım buraya gelmelisin.”
“Gerçekten önemli mi, Amy? Sabahı bekleyemez mi?”
“Konu sabahı bekleyebilir. Ama ben, hayır. Ben artık bekleyemiyorum.” Babasının iç geçirdiğini duydu. Ardından “Geleceğim.” dedi.

“Bekliyorum.”

Telefonu kapattı. Ardından kapıyı açtı ve kulübeden çıktı. Dışarıda beklemekten pek de hoşnut görünmeyen bekçiye teşekkür etti ve ekledi; “Babam birazdan burada olacak. Acaba sizinle, burada beklemem mümkün mü?”

“Tabi. Memnuniyetle.”
“Teşekkür ederim.”

**


‘Bekçi Kulübesi, 03.30’





Bekçiyle beraber içeri girdikten sonra, babasını arayıp onu nerede beklediğini haber veren Amelie, hâlâ onu bekliyordu. Aniden kulübenin kapısı açıldı. Bekçiyle beraber, televizyon izleyerek babasının yolunu gözleyen Amelie kafasını kapıya doğru çevirdi.

“Baba!”
“Amy! Tanrı’ya şükür, bir şeyin yok.”
“Hayır, ben iyiyim. Sadece, konuşmalıyız.”

Yaşlı bekçi, nezaketle yerinden kalktı.

“Ben dışarı çıkayım. Siz rahatça konuşun.”

Hiçbir şey söylemeden gülümsedi Amelie. Ketum babasıysa yüzünün en ufak bir hücresini harekete geçirmeden taş gibi baktı. Bekçi dışarı çıkınca da kendi içeri girdi.

“Evet, ne konuşacağız?”
“Baba, sence annemin bir zamanlar var olduğunu daha ne kadar inkâr edeceğiz kendimize?”

Amelie, babasının sinirlendiğini fark etti.

“Beni bu saatte buraya bunun için mi çağırdın, Amelie?”
“Kısmen. Ama cevap ver.” dedi Amelie de.
“Kimsenin onu inkâr ettiği yok, Amy. Bunlar senin kuruntuların.”
“Öyleyse, ben bir cadıyım. Farkındasın, değil mi?”
“Maalesef.”
“Ve, bu yeteneğimi yok sayamayız.”
“Lafı dolaştırma, Amy. Ne söyleyeceksen direkt söyle.”
“Peki. Ben, bir büyücü okuluna gitmek istiyorum. Artık içimdeki cadıyı bastırmak istemiyorum.”

**





Bir saat sonra Amelie, hâlinden memnun, soluk bir ışıkta günlüğünü yazıyordu.

*Babamı ikna etmenin kolay olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama oldu işte. Belki de anneme ihanet etmiş gibi hissetmemek için kabul etti. Belki de benim ne kadar kararlı olduğumu fark etti. Bilmiyorum. Umurumda da değil açıkçası. Ben, Hogwarts’a gideceğim! Şu anda önemli olan tek şey bu! Bu hapishaneden kurtulacağım! Tanrı’m! Rüya gibi! En kısa zamanda başvuru mektubu yollamalıyım. Artık her şey değişiyor. Amelie devri başlasın!*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Amelie Rush&Babette Grishold
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Seçmen Şapka ve Puanlanan Rpler-
Buraya geçin: