Hogwarts Öncesi

Konu: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 10:57 am

"Herkesin bildiği gibi 2 taburenin birine oturulmalı, lanetli olana değil." diyerek içeri girdi Beth ama Chuck çoktan içeri girmiş ve masalardan birine gitmişti. "Charles! Berly duymamalı !" diye seslendi arkasından ve yanına gidip oturdu. Çantasını bıraktı ve Chuck'a baktı. Giydiği cübbeyi çıkarmış ve aslan kafasışeklindeki şapkasıyla çok komik olmuştu. Bu şapka ona doğum günü hediyesi gelmişti. Yelesini çekince kükrüyordu. Bir aslan gibi heybetliydi, giyen kişinin kafasından kat kat büyüktü. Ve cübbesini çıkartınca onu çok komik gösteriyordu. Beth bir kahkaha attı ve parmağıyla kafasını gösterdi. Chuck kafasını sallayıp şapkadan kurtulmak istedi ancak olmadı. Daha da sinirlendi ve şapkayı tutabildiği ilk yerden çekip çıkarmaya çalıştı. Nafile... Yelesine yapışmıştıı ve kafasındaki aslan kükremeye başladı. İçerideki herkes kulaklarını tıkadılar ve bir adam asasını çıkartıp yanlarına geldi. Chuck'ın kafasına hafifçe vurdu ve şapka hem sustu hem de düğümleri çözüldü.

"Bunu kullanmayı öğrenmeden takmamalısın evlat." dedi adam ve yanlarına oturdu. "Eee... Buraya ne zamandan beri çocuklar geliyor?" Kahkaha attı ve gülümseyip melon şapkasını çıkarttı. 60 yaşın biraz daha üstündeydi. Yüzündeki izler insanın ürkmesine neden oluyordu. Gerçekten garipti ve ürkütücüydü. Turuncu gibi bir renkte saçları vardı, kızılımsı. Yanlarından omuzlarına dökülüyordu saçlar ancak tepesinde tam olarak bir saç tutamı dahi yoktu.

"Efendim aslında buraya girmemiz de bir sakınca yok. Sadece ikişer kaymak birası içip gideceğiz." dedi Beth ve adama gülümsedi. Chuck araya girdi ve "Zaten her hangi bir yasak koymamış bakanlık." dedi ve ağzının yan tarafıyla güldü. Sandalyesine daha rahatlamış bir şekilde yaslandı.

"Tamam çocuk. Ben şimdi içeriye gidiyorum.. Ne olur ne olmaz." dedi ve Chuck'ın gülümseyişinden daha da beter bir mimik oturdu suratına. Hem kederli hem de mutlu görünüyordu. Ayağa kalktı ve cübbesini çekiştirerek içeriye gitti.

"Birazdan Vic gelecek" dedi Beth ve yanına gelen adama fısıldadı. Adam başını sallayıp iki tane kaymak birası koydu masaya. Bardaklar hemen sahiplerinin önlerine yerleştiler. Çatlak Kazan'ın amblemi kupaların üstlerine işlenmişti. Her şekil ayrı bir asaletle hareket ediyordu.

"Ben onu tanımıyorum Beth. Kuzeniz bir de seninle." dedi ve gür bir kahkaha attı. Aslında kuzen falan değillerdi. Betty'yi araya sokup dalga geçiyordu. Daha sonra da kupasının üstündeki köpükleri kaşığıyla karıştırmaya çalıştı. Hepsini bir kenara yığıp turuncu bir yığın oluşturdu. Daha sonra da ağzını içlerine batırıp höpürtederek onları içti.

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 11:19 am

Victoria genelde öğlen kalktığı için bugün erken kalkmıştı. Saat 12.00’da çünkü bugün çatlak kazan’da randevusu vardı. Beth ile buluşacaktı. Onu çok seviyordu. Çok şeker ve iyi bir kızdı. Bu yüzden evde sıkıldığında genelde onla vakit geçirirdi. Victoria hızla giyindi ve kapıyı hızlıca çarptı. Biraz acele ettiği için bağcıklarını yolda bağlıyordu. Yoldan gelen geçenlerde Vicky’e bakıyordu.“Ahh, çok mu garip ne bakıyorlar ki?”Diye mırıldandı kendi kendine. Bir süre kaşları çatık yürümüştü. Evet saçma bir yolun sonunda çatlak kazan’a varmıştı. Vicky ilk etrafa bakındı. Biraz kalabalık olduğu için Beth’i görememişti başta ama sonra fark etti.

Yanında birisi vardı. Ve karşılıklı kaymak biralarını içiyorlardı. Victoria kim olduğunu bilmiyordu. Beth’de bahsetmemişti. İkisi buluşurlar diye düşünmüştü. Victoria bir süre olduğu yerde kaldı ve ikisine bakmaya başladı. Arkadan garson yanlışlıkla Vicky’e çarpınca birden yerinden zıpladı ve kendine geldi. Garson ellerini victoria’nın üzerini koyarak“Üzgününm Hanımefendi.”Demişti. Garson 17 yaşlarında bir gençti, gözleri deniz gibi mas maviydi. Saçları bal rengindeydi. Değişik birisydi. Victoria etkilenmişti ve uzunca gözlerine baka kaldı. Ve en sonunda hızlıca gözlerini kapatıp açtı ve “Ahh önemli değil benim hatam donup kalmışımda burada kusura bakmayın lütfen.” Garson çocuk Vicky’e gülümsemişti.Victoria, garson çocuğun arkasından baka kalmıştı ama ismini bir türlü sormayı akıl edememişti. Vicky Beth’in oturduğu masaya doğru yürümeye başladı. Yanındaki çocukla bir şeyler konuşuyorlardı. Ama duyulmuyordu. Masaya geldiğimde Beth’in yüzünde büyük bir sırıtık ifade vardı. Aynı şekilde yanındakinin de. “Selamlar.” Diye bağırdı Victoria Beth’in arkadaşı hemen yan masaya eğilip benim için bir sandalye çekmişti. “Sağ ol.”Demişti Victoria sandalye için. Oda“Önemli değil”gibisinden kafasını hafifçe yere eğdi.

“Beth, nasılsın görüşmeyeli ?”Diye sordu Vicky imalı bir şekilde. Yanın da oturan çocuğa bakarak…

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 11:36 am

Birkaç dakika sonra kapıdan şaşkınlıkla etrafı süzen Vicky gördündü. Beth, Chuck'a ayağıyla tekme attı ve o da ağzındaki köpükleri temizledi. Vicky yolda gelirken sarsıldı ve bir çocukla çarpıştı. Bir şeyler konuştu ve yanlarına geldi. "Beth, nasılsın görüşmeyeli?" diye sordu imalı bir şekilde Chuck'ı göstererek. Beth buna çok güldü ve sandalyeyi oturması için çekti. Daha sonra kahkahalara boğularak anlatmaya başladı. Chuck'ın ailesinin öldürüldüğünü ve onun babasının kendi babasıyla çok yakın dostlar olduklarını söyledi. Chuck şimdi bir akrabasıyla yaşıyordu ve neredeyse her hafta görüşüyorlardı. Zaten onlarda yaşaması daha kolay olurdu ama şimdilik öyle bir izni yoktu.

"Yaaa Vicky! Aynen böyle işte." dedi Beth ve az önceki imalı bakışlarını çarpıtarak. Victoria bir kahkaha attı ve garsonun getirdiği kaymak birasının kalan kısmını kafasına dikerek bitirdi.

"Onları karanlık taraftan birkaç kişi lanetledi ve daha sonra da öldürüldüler. Neyse... Sen hangi bina da olacaksın?" diye sordu Chuck.

"Safkanım aynı senin gibi. Çoğu aile bireyim Gryffindor'da, hatta tümü." dedi ve kupasını elinin yersiyle itti.

"Umarım üçümüz de aynı bina da oluruz, Gryffindor'da. Ben alacaklarımı aldım. Sen neler yapıyrsun peki Vicky?" dedi Beth ve Victoria'nın yüzüne masum bir ifade oturdu. Daha sonra da dişlerini gösterip elini saçlarına götürdü.

Diagon Yolu'na birkaç gün önce gittiğini ve bütün malzemelerini aldığını söyledi. O neler yaptığını anlatırken Chuck araya girip durmadan kendinin de aynı şeyleri yaptığını, neleri nereden ve nasıl aldığını anlatıp duruyordu. Farkında olmadan bir yandan da kupasını dişliyordu. Dişlerini her geçirdiğinde kupadaki amblemdeki kazan titriyor ve içindeki şeyin buharı daha hızlı tütmeye başlıyordu.

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 3:15 pm

Chuck, benim lafımdan sonra yüksek bir kahkaha attı. O kadar yüksek sesle bağırmıştı ki Victoria gerilmişti. Ama tabiki de Victoria bunu belli etmemişti. Chuck, aslında tatlı ve komik bir çocuktu. Arkadaş olarak iyi anlaşabileceğini tahmin ediyordu Vicky. Ardından Beth "Yaaa Vicky! Aynen böyle işte." Victoria’ya gülerek bakıyordu. O kadar komik söylemişti ki cümlesini Beth, Vicky dayanamayıp yüksek sesle kahkaha atmıştı. Victoria ardından garson’un getirdiği kaymak birasını bir dikişte bitirmişti. Aklından; “Ahh, garson çocuk getirseydi keşke.” Diye düşündü. O garson çocuktan çok etkilenmişti. Ve bir daha karşılaşabilmek için aklından bir şey daha sipariş etmek geçiyordu.

Beth ve Chuck’ın arasında ufak bir konuşma geçmişti. Victoria’da o sırada etrafına bakınıyordu. Gözleri o garson çocuğu arıyordu. Beth, konuşmasını bitirt bitirmez "Umarım üçümüz de aynı bina da oluruz, Gryffindor'da. Ben alacaklarımı aldım. Sen neler yapıyorsun peki Vicky?" Hızlı bir şekilde söylemişti. Victoria fazla düşünmeden cevap vermişti. Çünkü oda her şeyini almıştı. “Hmm, umarım. Ben de alacaklarımı aldım her şeyim tamam. Beth. Fakat sihirli hayvan evine uğramam gerek bir baykuş satın almak istiyorum da…” Diye cevap verdi ve kollarını göğsünde birleştirerek gülümsedi. İkiside Vicky’e bakıyordu gülümseyerek.

Çocuklar, “Birer kadeh daha bir şeyler içelim mi?” Diye sordu Vicky. Victoria’nın aklında o garson çocuğu görmek vardı. Aslında bir şey içmek istemiyordu. Hatta bir kadeh daha bir şey içseydi midesi bulanırdı muhtemelen. “Gelirken bir garson çocukla tanıştım. Aslında tanışmak sayılmaz da. Çarptı bana özür falan diledi. Rüya gibiydi.” Victoria ellerini çenesinde birleştirerek sırıtıyordu. Ve karşısında oturan Chuck’a ve Beth’e bakıyordu. İkisi de birbirine bakıp ardından Vicky’e baktılar ve gülmeye başladılar…

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 3:34 pm

Beth ve Chuck'ın kahkahaları sona erdi ve "Gözlerini ayırmadığın şeylere bağlanmamalısın. Sonra kötü şeyler çıkabiliyor ortaya. Ama birkaç şey isteyebiliriz. İçmezsek bile masada içecek birisi var." dedi gözleriyle Chuck'ı süzerek. Victoria ayağa kalktı ve oturdukları köşeden iç taraflara doğru ilerlemeye başladı.

Chuck onun gidişini izledi. Biten bardağıyla oynamaya devam etti üzerindeki şekillere parmağını bastırıp "Benim yerime Betty'yi getirmeliydin. Erkekler muhabbet edip eriyip bitmez. Ve de bazı erkeklerin arkasından yapılan muhabberlere katlanamıyorum. O gelsin bir öneri de bulunacağım sizlere." dedi kendinden emin bir tavırla.

"Okuldan önce sizi tanıştırayım dedim sadece. Ne de olsa aynı binada olacağız." Chuck'ın önündeki -artık pörsümüş kabarcıklar ve köpüklerle kaplı- kupanın kulpundan tuttu ve kendininkinin yanına masanın en uzak köşesine koydu. "Aslında kaymak birası içmek sana iyi geliyor. İyice şapşallaşıyorsun ve şu kuzen saçmalığını da kes. Sinir bozucu, bunu yıllardır söylüyorum." dedi ve bir kahkaha atıp yutkundu.

Chuck homurdandı ve doğruldu. Birkaç saniye sonra ileri de Victoria belirdi. Kafasının yanında uçuşup duran üç kaymak birası kupası vardı ve suratına büyük bir sırıtış yayılmıştı. Ağzını oynatıp bir şeyler söylüyordu. Merak eden Beth de anlamak istemeyen Chuck da ne demek istediğini anlamadı.
Victoria son adımlarını gereğinden hızlı atarak yanlarına geldi ve eğilip fısıldadı: ...

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 4:21 pm

Beth ve Chuck’ın kahkahaları diğerlerinden kısa olmuştu. Ardından Chuck çok bilmiş bir ifadeyle "Gözlerini ayırmadığın şeylere bağlanmamalısın. Sonra kötü şeyler çıkabiliyor ortaya. Ama birkaç şey isteyebiliriz. İçmezsek bile masada içecek birisi var."Demişti. Aslında Victoria bir an için doğru söylediğini düşündü. Ama sonra, Vicky Chuck’a kısık gözle bakmaya başladı. Vicky, kafasını geriye çevirdi ve garsonun orda olduğunu gördü. Hemen masadan ayrıldı. Arkasına bakmadan süratle sipariş vermeye gitti. Garson çocuk Victoria’ya gülümseyerek bakıyordu.

- Tekrar merhaba!
- Merhaba, ben sipariş vericektim.
- Hmm, ne alırsın?
- Aynısından 3 tane kaymak birası .
- Vuu, 3 tane biraz fazla gelmeyecek mi dersin?
- Ahh, hayır arkadaşlarım için 2si.
- Hımm, anladım 2 dakkaya geliyor.
- Teşekkür ederim, bekliyorum.

Victoria arkasına döndü ve Chuck ile Beth’in konuştuklarını gördü. Bu sıradan bir konuşma değildi, ama. Chuck’ın rahatsız olduğunu sezdi. Victoria fazla takmadı. Çünkü oraya gidince konuşup halledecekti her şeyi. Hem neden rahatsız olduğunu da bilmiyordu. İçerden garson çocuk çıkıyordu elinde 3 tane bardak. Zor taşıyordu. Yardım etmeyi düşündü ama saçma olurdu.

- Ahh, harika görünüyorlar çok sağ ol.
- Rica ederim görevimiz, buyurun güzel bayan.
- Teşekkür ederim…
- Çok sık uğrar mısınız buraya ?
- Yani sayılır. Ama dersler başlayınca pek gelemem heralde.
- Hmm, üzüldüm..
- Gitmeliyim..

Victoria 3 tane bardağı biraz zorla taşıyordu. Düşürmemek için çok yavaş yürüyordu. Arkasından “Heyy bekle.” Diye bağırdı garson çocuk. Victoria durdu ve çocuğa bakıyordu. Terlemişti. Heralde koşmasındandı. Ya da terleyebileceği bir şey söyleyecekti. “ Şey ismini öğrenebilir miyim?” Diye sordu garson çocuk nefes nefese. Victoria biralara baktı. Yanakları kızarmıştı. Heyecanlanmıştı. Biraları düşürmemeye gayret ediyordu. “Victoria senin peki ?”Diye sordu. “Bende Jack.”Victoria gülümsedi.“Memnun oldum.” Dediler ikisi de aynı anda ve gülmeye başladılar. Victoria daha fazla ayakta duramayacağı için; “Gitmeliyim, görüşürüz.”Diyerek masaya doğru ilerledi. Victoria vardığında gülüyordu. Ve “ Çocuklar onunla tanıştım.” Diye bağırdı. Beth oturmamı istedi ve anlatmamı. Ama Chuck yan masadaydı. Bize bakmıyordu. “ Beth, ne oldu , Chuck’ın nesi var?” Diye sordu Victoria…

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 9:21 pm

Victoria son adımlarını gereğinden hızlı atarak yanlarına geldi ve eğilip fısıldadı: "Çocuklar onunla tanıştım!" dedi ve Beth bir anda Chuck'ın yan masaya geçtiğini fark etti. Ne zaman oraya gitmişti? Saçmalamaya başlıyordu. Böyle muhabbetler onu hep rahatsız ederdi, biliyordu. Ama bu gerçekten abartıydı.
　
"Otur şuraya Vicky. Anlat bakalım neler oldu?" Victoria o kalkınca masaya tekrar dayanmış sandaleyi çekti ve yerine oturdu. Beth kafasını hemen çevirip Chuck'ı süzdü, sadece etrafını izliyordu o da. Onlardan kaçıyor gibiydi bakışları. Beth hemen başını Victoria'ya döndürdü ve onunda Chuck'ı izlediğini fark etti. O da neler olduğunu anlamamıştı yüzündeki imalı çizgiler bunu kanıtlıyordu. Fısıldayarak "Beth, ne oldu? Chuck'ın nesi var?" diye sordu.
　
Beth sandalyesini çekiştirerek sırtını Chuck'ın masasına doğru verdi ve aralarındaki dolu kupaları ittirdi. Kafasını masaya yaslayıp anlatmaya başladı. "O hep böyledir. Aslında onunla düşüncelerim aynı. Bu tip ilişkiler beni de rahatsız ediyor, onunki kadar olmasa da. O da benim gibi bu duyguları bastırmak istiyor. Saçma geliyor diyebiliriz. Gerçekten de belli bir sınırdan sonra öyle. Tabii ki bu benim için bir sorun yaratmıyor ama o galiba rahatsız. Ve senin söyleyeceğin her cümle onun düşüncelerine ters, dinlememeyi tercih ediyor anlayacağın." dedi. Bunun üzerine geri doğrulup sandalyesini düzeltti ve anlattıklarını doğrulayan birkaç gülümseyiş ekledi yüzüne. Dişlerini gösterip ağzının yan tarafıyla gülüyordu. Aklına bir şey geldi ve tekrar masaya yaklaştı. "Açıkcası her büyücüye de güvendiği söylenemez." diye ekledi. Başını öne arkaya sallayarak sırtını sandalyeye yasladı ve önündeki kupayı elinin tersiyle itti. Victoria'nın suratındaki ifadeden hiçbir şey anlamamıştı. Gelecek dakikalarda söyleyeceklerini merak ediyordu. Bu sırada da Chuck'ın düşüncelerini düşünüyordu.
　
Aşk... Saçma geliyordu tabii ki. Onun için ayrı bir kavramdı. Gördüğü, gözüne gelenlerin hepsi bir anlaşma gibiydi, bir beğeni. Orta da bir duygu yoktu. Ama 'aşk'a duygu diyorlardı. Vicky'nin 2 dakikalık beğenisi herhangi bir duyguya sahip değildi. Ya tutku? Asla. Zaten anlamıyordu böyle şeyleri Beth. Anlamakta istemiyordu. Her zaman söylediği gibi 'saçma'ydı bu tip fiiller. Ama herhangi birisi bunu gerçekleştirirse bir şey söylemeyip dinliyordu. Bazen de yorum da bulunuyordu, sadece...

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 9:46 pm

Beth sandalyesini çekiştirerek sırtını Chuck 'ın masasına doğru verdi ve aralarındaki dolu kupaları ittirdi. Kafasını masaya yaslayıp anlatmaya başladı. "O hep böyledir. Aslında onunla düşüncelerim aynı. Bu tip ilişkiler beni de rahatsız ediyor, onunki kadar olmasa da. O da benim gibi bu duyguları bastırmak istiyor. Saçma geliyor diyebiliriz. Gerçekten de belli bir sınırdan sonra öyle. Tabii ki bu benim için bir sorun yaratmıyor ama o galiba rahatsız. Ve senin söyleyeceğin her cümle onun düşüncelerine ters, dinlememeyi tercih ediyor anlayacağın." Beth ’in bu açıklaması üzerine Vicky biraz durakladı. Ardından Chuck ’a baktı. Aslında haklıydı. Zaten bu 2 dakikalık bir duyguydu. “Hoşlandım filan bu kadar..” Demişti Vicky içinden. Vicky iç çekip;

“Anlıyorum, Beth ama masadan ayrılması bu bana biraz saçma geldi. Zaten garson çocuk sohbet etmek istedi ama ben kısa kesmiştim. Bir anlık duygumdu o kadar zaten tek bildiğim çatlak kazan’da garson olduğu bu kadar!” Vicky rahatlamıştı. Çünkü içinde bulunan her şeyi dökmüştü. Hatta içinden düşünmesi gereken şeyleri bile. Beth bu sözlerinden sonra yüzüne masum bir sırıtma verdi. Vicky ’de karşılık vermişti. Ardından, "Açıkçası her büyücüye de güvendiği söylenemez." Demişti Beth, imalı bir biçimde. Victoria işte buna biraz şaşırmıştı. Tek kaşını havaya kaldırıp Chuck ’a yönelmişti bakışları. “Hımm, aslında olabilir. Herkez farklıdır değil mi? Buda Chuck ’ın bir özelliğidir heralde.” Dedi ve sandalyesine yaslandı. Victoria gülüyordu. Ama içindekiler bu değildi. Tamamen başka birisi gibi konuşmuştu.

Victoria Kaymak birasından bir yudum aldı. Ve gözlerini havaya kaldırdı. “Eee, artık şu garson saçmalığı kalktığına göre Chuck ’ta gelsin de keyfimiz yerine gelsin değil mi?” Victoria ellerini masaya birleştirip, “Chuck! Hadi gel artık yabancı gibi ne işin var orda. Takılalım işte burada hep beraber olmaz mı?” Chuck bir Victoria ‘ya bir de Beth ‘e bakıyordu. İkisi de kahkaha atarak kaymak biralarını yudumlamaya başladılar…

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 9:54 pm

Victoria geliyordu. Evet! Yüzündeki gülümseme o kadar açıktı ki ağzındaki her diş sayılınabiliyordu. Chuck tabi ki bu tavırdan, daha doğrusu düşüncesen rahatsız oldu. İnanmadığı bir şeyi onaylarcasına dinleyecek değildi. Beth onun gelişini bekledi. Victoria ile birbirlerine bakarlarken -hiç kimse fark etmeden- yan masaya geçti. Victoria onun geçişini görmemişti ve Beth hiçbir şeyin farkında dahi değildi. Chuck başka şeyleri izlemeye başladı. Duvarları, masaları ve diğer büyücüleri izledi. Kapıdan çıkan öğrencilere bakıp cübbelerini görünce güldü ve kendi hayıflanmasını, serzenişlerini unutup hayallerine ve başka düşüncelerine daldı.

O sırada kızlar bir şeyler konuşuyorlardı. Ne bir şey görebiliyor ne de bir şey duyabiliyordu Chuck. Ama emindiki Beth, Victoria'ya her şeyi anlatırdı. Bundan emindi. Zaten Victoria'nın o çocuğu beğenisi onu rahatsız etmişti, kendisi nasıl anlarsa anlasın. Aslında yanlış anlaşılmaktan korkuyordu. Ama emindiki yanlış anlatılmayacaktı. Beth onun ne düşündüğünü çok iyi biliyordu. Neden masadan kaçtığını, neden böyle fiillerden nefret ettiğini, bunun bir duygu olmadığını düşündüğünü ve daha niceleri... Zaten Beth de aynı fikirdeydi, her zamab ikisi çok iyi anlaşmışlardı. Aileden sayılabilirlerdi ki her aile bireyi gibi birbirlerini ve düşüncelerini destekliyorlardı. Kardeş gibi sayılabilirlerdi. İçinden şöyle geçirdi: "Yılların dosluğu..." ve kendi iç kahkasıyla gene hayıflanmalarından çekilip harikalar diyarına döndü.

Victoria'nın ne düşündüğünü bilmiyordu ama kendisinden emindi. “Chuck! Hadi gel artık yabancı gibi ne işin var orda. Takılalım işte burada hep beraber olmaz mı?” diye seslendi yan masadan birden. Herhalde onu anlamışlardı. Güldü iki kızda birden. Beth masum bir tavırla Victoria'yı onayladı ve ayağa kalkıp eski yerine geçti.

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 10:10 pm

Chuck masanın ortasındaki kaymak birasına elini attı ve birkaç dikişte bitirdi. Beth de Victoria da onun nasıl -hala- içebildiğine şaşırdılar. Beth tabii ki ondan memnundu, zaten düşünceleri sakinleşmişti. Abartıyı biliyordu kesinlikle, zaten birbirlerini gayet iyi anlıyorlardı. "Fazla abarttığını biliyor Vicky. Eğer Jack ile konuşacaksan konuş. Rahat ol ve kendine gel!" dedi bir gülümsemeyle birlikte. İçindeki her şeyi döküyordu ortaya. Victoria'nın kendini biraz olsun kastığını farketti ve rahatlamasını istedi. Bunu dile getirmeden de edemedi tabii ki. Parmaklarını masadaki derin çukurlara yerleştirip gezdirdikten sonra kafasını kaldırdı ve içindeki yarım kalmış kupasını önünden çekti. Biraz daha rahatlamasını istiyordu Victoria'nın. Neyseki birkaç dakikaya kalmadan Chuck gidecekti. Vasisiyle Gringotts'a gidecekti çünkü. Okuldan önce bir işi vardı galiba.

Beth'in de düşündüğü gibi birkaç dakika yapılan muhabbetten sonra Chuck, Gringotts'a gitti. Victoria ile başbaşa kaldılar ve başka bir yere gidip gitmemeyi düşündüler. Beth Godric's Hollow'da yaşıyordu. Acaba oraya gidebilirler mi diye düşündü. Ama olmazdı. Belki de Victoria için evcil hayvan almaya giderlerdi. Bilmiyordu. İkisi de birbirlerine gülerek karşılıklı ne yapacaklarını düşündüler ama galiba Victoria emindi.

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 19, 2009 11:36 pm

Chuck masanın ortasındaki kaymak birasına elini attı ve birkaç dikişte bitirdi. Beth de Victoria da onun nasıl hala içebildiğine şaşırmışlardı. Victoria’nın artık midesi bulanıyordu. Bir yudum daha alsaydı, kusabilecek hale gelecekti. Bu yüzden Vicky elinin tersiyle önündeki birayı itti. Birden bire masada sessizlik olmuştu. Ve bu sessizlik uzun süren bir şey değildi. “Fazla abarttığını biliyor Vicky. Eğer Jack ile konuşacaksan konuş. Rahat ol ve kendine gel!” Demişti Beth. Victoria hiç düşünmeden cevap vermişti: “Beth, saçmalama ne konuşabilirim ki? Öylesine tanıştık işte o kadar, ama hoşlandım tabi biraz da. Neyse boşver kapansın konu.”

Beth gülümsüyordu. Sanırım doğru konuştuğumu düşünüyordu. Chuck sandalyesinden kalktı ve üzerindeki gömleğini düzeltti. “Görüşürüz kızlar, benim işlerim var gitmem gerek. Çok memnun oldum Vicky. Yine buluşalım üçümüz.” Beth ve Vicky gülümseyerek el salladılar. İkiside baş başa kalmışlardı. Birbirlerine bakıyorlardı aptal gibi. “Heyy, biz nereye gidelim istersen evlere dağılalım?” Victoria şimdilik evine gidip uyumayı ve salyangozunu beslemeyi planlıyordu. “Ya aslında yarın sihirli hayvan evine gitsek ne güzel olur değil mi Beth?”

Vicky, Hogwarts başlamadan Sihirli Hayvan Dükkan’na gitmeyi bir türlü fırsat edememişti. Oraya gitmeyi ve bir baykuş satın almayı çok istiyordu. Tabikide Beth’in de gelmesini istiyordu. Onun zevkine ihtiyacı vardı…

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Ptsi Tem. 20, 2009 9:33 am

Victoria birkaç dakikalık sessizliği böldü ve "Heyy, biz nereye gidelim? İstersen evlere dağılalım?" diye bir öneri de bulunduu. Beth için hiçbir problem yoktu. Eve gidip biraz olsun dinlenmek onun için iyi olurdu. Birden "Ya aslında sihirli hayvan evine gitsek olur mu Beth?" dedi Victoria. Beth bundan çok memnun kaldı ve bu fikri beğendiğini mırıldanarak açıkladı. "Çok iyi olur. İstediğin şeyleri alırsın. Hem Nerissa'yı Hogwarts'a nasıl götüreceğini merak ediyordum." dedi. O salyangoz gerçekten garipti, çok garip ama Victoria onu çok seviyordu. Diğer çiftten büyük bir gözü vardı. Salyasının rengi de çok ama çok farklıydı. Her sürünüşte farklı renkte salya bırakıyordu ve her yeri parıldıyordu. "3 gözlü, uvvv!" diye iç geçirdi Beth'i ve yüzüne massum bir gülümseme yerleştirdi. Victoria ile olmaktan memnundu. Rahattı, her zamanki gibi. İstediği, içinden geçen her şeyi söylüyordu. Memnundu halinden, çok memnun.

İçeriye gidip kaymak biralarının ücretlerini ödemek istediler. 'Herkes kendininkini öder!' kavramına sığmayan bir şekilde Chuck ödemişti doğru düzgün içmedikleri kaymak biralarının ücretlerini. Beth kapıdan çıkarken homurdandı, bu sinir bozucuydu; çok! Dışarıda birbirlerine yarın nerede, nasıl görüşeceklerini planladılar ve birbirlerini uğurlayıp evlerine yol aldılar.

Beth evine gitmek için uç-uç şebekesini kullanacaktı. Daha doğrusu Diagon Yolu'nun Uç-Uç Görevlisi tarafında Godric's Hollow'a gönderilecekti. Yeşil dumanın ardından Hollow Caddesi tüm ihtişamlıyla karşısında belirdi. Ve Beth de yavaş adımlar atarak -yerdeki taşlara tekmeler savurmayı unutmayarak- evine doğru ilerledi. Bir yandan da yarın neler yapacaklarını düşünüyordu.

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Cuma Tem. 24, 2009 12:54 am

Kamp alanından daha yeni dönmüştü,düşüncelerin verdiği rahatsızlık -karmaşa- yüzünden pek rahat uyuduğu söylenemezdi.Gözlerinin altı şişkin bir şekilde uykusunda mırıldanıyordu, ''Melanie'' kafayı bulmuş bir insan misali.O kurşuni sabahın ilk ışıklarıyla tatlı (!) mırıltıları sona ermişti,adeta.Bir sessizlik hakim olmuştu ortalığa.Bir şey düşünemiyordu uykusuzluğun verdiği o sersemlikten.Aradan yaklaşık on dakika geçtiğinde bir şeyler yapması gerektiğini düşünmekteydi.Malikane içindeki sade görünümlü odasında bir süre gereksiz yere dolaştıktan sonra nihayet (!) kendine gelebilmişti.Küçük kahverengi çalar saatine bakıyordu,saatin kaç olduğunu öğrenmekte zorlanmıştı.Saat bir hayli küçüktü,uyku bağımlılığınında gözlerinde yarattığı bozukluğun etkeni vardı.Hogwarts'ın açılmasına sadece üç gün kalmıştı.Ne kadar bu duruma alışık (!) bir insan gibi davranmaya çalışsada aslında çok heyecanlı olduğunu ona olumlu yaklaşanlar anlayabiliyordu.Banyosuna doğru yönelmişti,gri-beyaz tonlarında banyosunda üç dakikalık duşun ardından sarıldığı havluyla birlikte balkona doğru yöneldi...

Balkona adımıyla değişen hava akımından hafif üşüyordu.Üşüdükçe uykusu açılmaktaydı.Üstünü değiştirerek salona doğru yönelmişti,odasıyla salonun pek -hiç- uyumlu olduğu söylenemezdi.İndiği gibi mis kokular almaya başlamıştı,her zaman uykudan açılınca açlığın verdiği hisle yemek kokularını rahat bir şekilde alırdı.Carol hazırlamış olmalıydıki bu lezzetinden belliydi.Kendisi çoğu zaman olduğu gibi ortalarda yoktu.Bundan dolayı midesine saplanan acıya dayanması bir hayli zordu.Ama onun ''Sihir Bakanı'' gibi bir rütbeye sahip olduğu ve çok işi olabileceği düşünceleri acısını bastırıyordu.Yemekleri yemeye koyulmuştu -domuz gibi- hızlıca.Dolu ağzından umursamaz bir tavırla ''Hey Corvin, Carol nerde yaw ?'' İşte şimdi yemeğe odaklanmıştı.Yemekler bittiğinde uyanacağı bir transa geçmiştiki adeta, ''Mr Black ile evden çıktılar nereye gittiğini söylemedi.'' bu nahoş darbeyle irkilmişti adeta.Küplere binmekten onu alıkoyan pozitif düşünmekti.Hemde Mr Black'i affetmeye karar vermişti.Bu kıskançlık duygusu onun başına ne gibi dertler (!) açardı kim bilir ?

Bu konuda hayıflanmaktan canı sıkıldığında dışarı çıkmaya karar vermişti.Diagon yolunun kıpır kıpır -hareketli- sokaklarına atılıvermişti.Yukarıda insanı ısıtmayan -gereksiz- aksine kan dondurucu bir güneş vardı.Yavaş yavaş insanlar evlerine çekilmeye başlamıştı.Gri bulutların tamamen yerlerine oturmasıyla yağmur çiselemeye başlamıştı.Sığınabileceği en yakın yere koşuştururken bulmuştu kendini, ''Çatlak Kazan''.Doludolu masalar yaşlı-orta yaşlı -moruk- insanlar ve turuncumsu loş ışıktan geçilmez bir mekandı,adeta.Bir kaç Gryyffindorlu olması güzeldi.Etrafta yapıcak bir şey bulması lazımdı,insanları bira içerken görünce ağzı sulanmıştı.Keskin ve aptalca (!) bir bakış attı garsona ''Bir bira'' dedi,ardından gelen birayı hızlıca içmeye başladı.İkinci şişeden sonra kafayı bulmuştu ağzı sulanarak sayıklıyordu ''Yaktın beni,Melanie!''

Sarhoş olmuştu,Eve gittiğinde olanları hatırlamaya çalışıyordu.

Konu: Geri: Hogwarts Öncesi Paz Tem. 26, 2009 10:23 am

Rp Bitmiştir..^^

» Hogwarts Quidditch Oyuncuları
» Hogwarts Bina Kupaları
» Hogwarts Okul Kuralları