Loranne Elizabeth Widmore Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 1028 Nerden : Mersin - G.Antep ;) Meslek : Öğrenci -_- Gerçek İsim : Seda. Tarafı : Karanlık Kan Durumu : Saf - Kan Rp yaşı : 25 Evcil Hayvan : Kayıt tarihi : 03/07/09
| Konu: Neithan Ptsi Tem. 20, 2009 12:30 pm | |
| Taşınmıştır.
RP-1 Ay;her zaman ki gibi benimle bir bağ kuran o ışık küresi.Asil karanlıkta o ufak merhamet ışığı..Aziz berraklığıyla kayaları yalıyordu adeta..Ve ardından insanın ciğerini dolduran o berrak suyun tuzlu kokusunu..Ay merhamet ışığını adeta denize aktarıyormuş gibi görünüyordu.Denizdeki parıldamayı ateş böceklerinin bile kıskandıracak dereceydi.Sıcak ve güneşli geçen günün ardından gelen o serin ve muhteşem uçsuz bucaksız gece.. Dar ve ayın merhamet ışığı ile aydınlatılmış yolda yürümeye başladı. Gözleri sanki karanlık gölgelerde bir şey arıyor gibi görünüyordu. Ama orada sadece gölgelerin uçsuz bucaksız karanlığı görüyordu sadece.. Hiç bir kıpırtı hatta bir canlı izi yok gibi görünüyordu. Sokakta hafif bir meltem esiyordu. Uzun saçları meltemle biraz havalandı. Okyanustan gelen bu meltem sanki bu güzel gecenin en güzel şeyi olarak kalacak gibi görünüyordu. Üstünde siyah bir cübbe ve siyah bir kot pantolon vardı. Yoldan ileride cadde ışığına yapay ışıklarının altına doğru yürümeye başladı. Gözleri adeta bir ejderin gözleri gibi alev alev parlıyordu. Caddeye yaklaştığında yapay ışıklar onun yüzünü aydınlattı.Muggle'lar etrafta olacaklardan habersizce geziyordu. Hepsinin yüzü gülüyordu. Mutlu bir günün ardından barlara ve eğlence yerine gidiyorlardı. Sonra Neithan o sabahın yakıcı güneşinde sarı bir ışık kümesi gibi parlayan kumsala baktı. Şimdi sadece ayın merhamet ışığında parlıyordu. Ardından sola döndü ve Muggle'ların arasından hızla yol almaya başladı. Yapay ışıklar onun yüzünü bir nur parçası gibi aydınlatıyor ama onu kasvete ve öfke dolu bir yere götürüyordu.. Kısa bir sürede meydana geldi. Büyük bir heykel vardı. Oda ayın merhamet ışığı ve altındaki yapay ışıklarla aydınlatılmıştı. Bir atın üzerinde kılıç çekmiş bir adam duruyordu. 'Muggle komutanı' diye homurdandı Neithan.. Yerinde sanki yüce ve kötülüğüyle tanınan ejder Glaurung'un o delici ve ıstırap dolu gözlerine bakmış gibi yerine mıhlanmıştı. İçindeki 6.his denilen şey sanki hareket geçmiş gibiydi. Birden yapay ışıkların altından gelen bir zümrüt yeşili öldüren laneti gördü ve yana doğru atladı. Ardından meydanda bir ahır koşuşturması gibi koşuşan ve çığlık atan Muggle'lar ona vurarak koşmaya başladı. Neithan son bir can havliyle kalktı ve koşuşan Muggle'lardan o ışığın nereden geldiğini bilmiyordu. Birden Glaurung'un öfkesinde bağırdığı gibi bir patlama duyuldu ve ardından ayın merhamet ışığı altında kırmızı alevleri gördü. Bina yanmaya başlamıştı. Sonra hemen oradaki siyah cüppeli ve değişik maskeli insanları gördü. Etrafa lanet yağdırıyor ve muggle'lar bir yaprak parçasıymış gibi yere yığılıyordu. Neithan'a doğru kaçan bir küçük kızı acımasızca öldüren lanet ile öldürdüler. Acı bir çığlık Neithan'ı sanki kalbinden vurmuş gibi oldu. Alevli gözleri bir anda parladı ve ardından söndü. Çünkü artık öfkesinden simsiyah olmuştu gözleri. Asasını kaldırdı ve avazı çıktığı kadar bağırdı. "Avada Kedavra!" Asadan çıkan muazzam yeşil ışık bir muggle'a saldıran Ölüm Yiyenin tam suratında patladı. Bu sefer meydanda onun acı çığlığı duyuldu. Ardından Muggle komutanın heykeli gürültüyle patladı ve ardında taş parçaları toz zerreciklerine döndü. Çünkü Seherbazlar gelmişti. Bakanlık buraya anında yetişmişti. Artık yanlız değildi ve bu durumu değerlendirmek istercesine bakıyordu öfke dolu gözleri.. Ardından çılgınca onlara koşmaya başladı. Ardından üzerine öldüren laneti gördü ve asasını ileriye doğrulttu. "Carpe Portus!" Birden ışığın önünden kayboldu ve adamın önünde belirdi. Tek bir yumrukla kanlar içinde yere düştü ve asasını öyle hızla doğrulttu ki uğultusunu kendi kulaklarında duydu. "Sectumsempra!" Adam acı çığlıklarla yerde kan fıskiyesine döndü. Vücudundan çeşitli yerleri görünmez bir kılıçla deliniyormuş gibi kan fışkırıyordu. Ardından arkasına baktığında bir Ölüm Yiyen'nin sağ olrak ele geçirildiğini gördü. Ufağa doğru caddeye doğru koşan seherbazlara baktı. Kırmızı ışıklarla Ölüm Yiyenleri engellemeye çalışıyorlardı. Ama onlar oradan cisimlenerek kaçtılar. Ardından ayrılma vaktinin geldiğini düşündü. Çünkü kendisi aranan bir suçluydu. Ama iyilik için çalışan bir suçlu.. Bir şak sesiyle ortadan kayboldu. Kaybolurken yerde kan fıskiyesi gibi acılar içinde kıvranan adama baktı. Ay'ın o merhametli ışığından kurtuldu. Güzel gün adeta katliam günü oldu. Her zaman ki gibi yine Neithan ordaydı. Gözlerinin önündeki o küçük kızın çığlık atıp sessizce yere yığılışı asla gitmiyordu... RP-2 Gece tüm soğukluğuna üzerine giymiş müttefiği olan rüzgarla adeta üstüme saldırır gibi geliyordu. Genç bedenim bu soğuğa aldırmadan kara taşlarla süslenmiş bir sürü spot ışıklarıyla aydınlatılmış metropol de yürüyordum. Etrafta oluşan sessizlik ve onu takip eden müttefiği olan tedirginlik şuanda burada hüküm sürüyordu. Sol iç ceketimin cebinden sigara dolu olan gümüş kaplama ve göze hitap eden bir parıltıyla çıkardım. Gümüş kaplamalı kutunun kapağının üzerinde duran muhteşem anka göze hitap etmiyecek gibi değildi. İçinden uzun ve beyaz bir peçeteyle sarılmış gibi ince sigaramı çıkardım. Ardından gümüş kaplamalı sigara kutumu tekrar sol iç cebime yerleştirdim. Sigaranın kapalı olan ucunu ağzıma götürdüm. Asamı cübbemin cebinden çıkardım. Bir kaç şey hafifçe mırıldandım ve asanın ucunda bir küçük alev parçası oluştu. Alev parçasını sigaramın ucunu götürdüm ve alevlendirdim. Sigaranın o gri ve bol zehirli dumanını içime çektim ve kasvetli havaya üfledim. Ciğerlerim adeta içeride zehir bayramı yapıyordu. Ama genç bedenim sayesinde elimdeki kağıt parçası ve içine yerleştirilmiş zehri önemsemiyordu. Sigaranın gri ve kasvet dolu dumanını bir kez daha içime çektim. Ama bu sefer genç bedenimin kas dolu ayakları hareket ediyor ve kasılıp tekrar gevşiyordu. Yürüyordum. Karanlığın içinde o kasvetli havaya bir kez daha sigara dumanımı üfledim. Şimdi merdivenlere doğru yavaş adımlarla gidiyordum. Hem acele etmek doğru bir şey değildi. Sigaramdan bir kez daha bir nefes çektim. Bu uzunca süren bir çekişti. İşte şimdi o genç ciğerlerim bayram etmişti. *Duman altı olmak deyimi şimdi onlar için geçerliydi. Siyah mermer kaplamalı merdivenlerden çıkarken o gecenin soğuğu ve müttefiği olan rüzgar bir kere daha genç bedenime esmeye başladı. Cübbemin bacaklarımı kapatan kısmı bir havalanıyor bir iniyordu. Bu hoşuma gitmişti. Ayrı bir karizma veriyordu bana. Yüzümde bu düşünceden sonra ufak bir tebbessüm belirtisi ortaya çıktı. Siyah mermer kaplamalı merdivenlerden yukarıya çıktığımda bana eşlik edecek sadece kasvetli gecenin kokusu ve soğuğu vardı. Gece ay ışığının zavallıca yaydığı o ışıkta aydınlanıyordu. Etraftaki muggle binaları ve muggle süslemelerini görünce içimdeki o yiyecekleri zevkle öğten midem bulandı. Sonra etrafıma göz gezdirmeye başladım. Etraftaki binaların duvarlarında reklam panoları asılmıştı. Saçmalıktan başka bir şey değildi. Ama etrafta muazzam bir koku vardı. Tuzlu meltem denizin olduğu yerden esiyor ve burun deliklerime nazikçe değiyordu. Sigaramı son bir kez ağzıma götürdüm ve bütün gücümle içindeki o kasvetli ama hoşuma giden dumanı çektim. bu sefer ciğerlerim öncekinden de *duman altı olmuştu. Sigaramı muggle'ların yaptığı iğrenç taş desenlerinin üzerine attım ve siyah ayakkabılarımla onu söndürmek için üzerine bastım. Ardından burnumdan ve ağzımdan o kasvet dolu dumanı dışarıya üfledim. Gecenin soğuğunun müttefiği olan rüzgar onu hemen buradan uzaklaştırmıştı. Cübbemin diğer cebinde duran asamı çıkardım. Söğütten yapılmış ve grffin teleği ile güçlendirilmişti. Şimdi kaslı bacaklarım tekrar kasılmaya ve gevşemeye başladı. İleriye doğru yürümeye başladım. Sabah güneşini inatla oturup bir saat sonra seyredebilirdim ama şu anda bir katliam yapmam gerekiyordu. Hızla caddeden sola döndüm. Bacaklarım beni bir robot gibi gideceğim yeri gösteriyordu. Etraftaki sessizliği ayak seslerim bozuyor, etrafta oluşan o garip tedirginliği ortadan kaldırıyordu. Siyah saçlarım o muazzam tuzlu meltemle dalgalanması hoşuma gidiyordu. Bir muggle film stüdyosunda olsaydım kesinlikle ünlü birisi olurdum. Bu çok saçma bir düşünce gibi gelmişti bana. Ama beni neşelendirmişti. Bacaklarım bir kasılıp bir gevşerken arkamda duyduğum sesle irkildim. Bunun nedenini bilmiyordum ama irkildim. Sonra kulaklarıma gelen ses dalgaları onların ayak seslerini temsil ediyordu. Üç çift ayak sesi. Olduğum yerde arkamı döndüm. Caddenin en sonundaki sol dönemeçten döndüğüm gibi üç siyah siluette oradan hızla döndü. Hepsi bir anda durdu ve gözlerini benim üzerime çevirdiler. Bakışlarındaki deliciliği hissede biliyordum. Ellerindeki asaların öfkesini ve birazdan burada kopucak bir kapışmanın çığlıklarını hissedebiliyordum. Bunlar seherbazlardı. Benim gibi Karanlık Lord'un en sevdiği hizmetkarının peşinden gelmişti. Üçüde üzerime doğru yaklaşmaya başladı. sağ kollarında oluşan değişik uzantı asalarını çoktan çektiklerini gösteriyordu. Birden ay sanki burayı görmek istercesine ışığını yansıttı. Karşımda duran üç çift buz mavisi gözlere baktım. Ardından birisi tedirgin ama emin bir ses tonu ile konuştu." Eğer kendi isteğinle teslim olursan sana zarar gelmez." Ne diyordu bir ahmak. Ben zaten sigara içerek kendime zarar veriyordum. Bu düşünce karşısında ufak bir kahkaha attım. Sesim karanlığı yarıp geçmişti. Gözlerimi onun üzerine kilitledim. Adeta birazdan gözlerimle alev kusacaktım. Adamın tedirginliği hemen belli olmuştu. Alaylı bir ses tonuyla konuştum. *Ah zavallılar demek beni yakalamaya geldiniz. Bende bu ıssız gecede sıkılmaya başlamıştı. Hadi o zaman yakalıyında görelim! Avada Kedavra!* Asamı bir anda çekmiş ve büyülü sözcükleri söylemişti. Yeşil bir parıldama etrafı bir anda aydınlattı ve gecenin o kalıcı sessizliğini bir çığlık peçete gibi savurdu. Şimdi bacaklarım hızla kasılıp gevşiyordu. Koşuyordum. Arkamdan geceyi aydınlatma çabasına girmiş iki ateş böceği misali kırmızı ışıklar yolluyorlardı. Bir an durdum ve arkamı döndüm. Bana gelen kırmızı büyüye asamı doğrulttum. *Protego Maxima!* Kırmızı ışık saçan iki zayıf büyü görünmez bir kalkana çarpmış gibi çıktıkları asalara doğru ilerliyordu. Hemen bir asa hareketi yaptım. *Avada Kedavra!* Şimdi asamdan çıkan o muazzam ışık geceyi bir kez daha aydınlattı ve sessizliğin o kapanmak üzere olan yarası bir kez dehşildi. Bir adam daha çığlıklar içerisinde ölmüştü. Yüzümde dehşet verici bir ifade oluştu. Gülüyordum. Belkide kahkahalar atıyordum. Sonra son kalan zavallıya baktım. Ay ısrarla burayı aydınlatıyordu. Tuzlu meltem hala esiyor ve burun deliklerime doluyordu. Sonra birden kendimi garip bir hissettim. Bir borudan geçer gibiydim. Cisimleniyordum. Sonra bir ' pop ' sesiyle ortadan kayboldum. Geldiğim yere dönüyordum. | |
|
Felicia Ashley Garcia Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 146 Gerçek İsim : Merve Patronus : Tavşan^^ Tarafı : Karanlık Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 20 Asası : Güneş Işığı^^ Özel Yetenek : Veela Evcil Hayvan : ... Kayıt tarihi : 09/07/09
| Konu: Geri: Neithan Salı Tem. 21, 2009 9:46 am | |
| Betimleme:30 - 30 İki rp'de de betimlemeleri çok beğendim. Çok az veya çok fazla değildi ve gayet akıcıydı. Tebrik ederim^^ Uzunluk:15 - 12 İlk rp biraz kısaydı [daha uzun olabilirdi] ama ikinci rp bunu dengeliyor gibi...
Renk Düzeni:15 - 13 Renklerin uyumları güzel ama ikincim rp'de beyaz ve grinin tonu arasında fazla fark yoktu. Biraz daha bağımsız renkler seçebilirsin^^
İmla Düzeni:20 - 10 3 nokta yerine çoğunlukla 2 nokta koymuşsun. Buna dikkat etmelisin... Ve yazım yanlışı pek olmasa da bir çok anlatım bozukluğu vardı...
Yazım:20 - 20 İki rp'de fazlasıyla akıcıydı. Okurken sıkıldığımı söyleyemem... Fakat ikisi de düello rp'siydi. Birini daha farklı bir kurguda yapabilirdin. Yine de beğendim (: Tebrik ederim puanın 85...
| |
|