Elijah J. Mc'Reid Uçuş Profesörü
Mesaj Sayısı : 326 Meslek : Profesör! Gerçek İsim : Arda Patronus : Boa Yılanı Tarafı : Dark Side Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 26 Asası : Karaağaç : Karaağaç, 17cm, sert, ejderha kalbinin tüm güçlü duyguları Özel Yetenek : Çatal Dil- Animagus(Boa Yılanı) Evcil Hayvan : Boa Yılanı- Roswell Kayıt tarihi : 07/07/09
| Konu: Geri: Profesörler Kompartımanı Cuma Tem. 24, 2009 8:42 pm | |
| Elijah bavulunu çabucak toparlayarak evden çıktı. Arabasının bagajına valizi atıp ön koltuğa geçti. Uçarak gözden kayboldu ve King Cross'a yakın bir düzlükte arabadan indi. İlerlerken arabasına arkasını dönmeden asa eşliğinde yok etti. Hızlı hızlı geç kalırım korkusuyla İstasyon'a vardı. İçinden atrafa bakıp ''Aptal mugglelar!'' diye öfkelendi. Sonra o malum yere gelip duvardan geçti.Hemen arkasından bir muggle'ın geçtiğini farketmişti. Tren'i görüp tebessüm etti. Elinde Gelecek Postası satan uzun boylu gençten 2,5 Galleon'a bir tane alıp elinin altına koydu ve ağır adımlarla ilerledi.
Tren bomboştu. Kendini ilk bulduğu rahat kompartımana attı ve büyük bir Ohh! çekti. Bavulunu oturduğu yerin altına itekledi ve koltuktan kaykıldı. Aklına Brandelyn gelmişti ama hiç aklından çıkmıyordu ki?! Gine gülümsedi, gazeteyi elne alıp içinde ki Dırdırcı ekini farkedince ilk ona atıldı. lk sayfada Eclipse'lerin düğün yer alıyordu. Oldukça güzel bir düğün diye iç geçirdi ve konunun özüne gelmeye çalıştı. Ann'ın hamile olduğundan falan bahsediyordu. Büyük bir kahkaha koyverdi boş kompartımanda. Saçmalık diyerek yanına fırlattı.
Trende gitgide artan sesi farkedip pencere kenarına yaklaştı ve dışarıda ki aileleri seyretti. Birden Hogwarts'a ilk gidişi aklına geldi ve dudaklarını büzdü. Sinirlenmişti. Güçlü ellerin sıkıp yumruk yaptı ve cama doğru vurmakla yetindi. Gözlerini iyice açıp içinde o hiç hissetmediği duyduyu hissetti. Üzülmek! O kelime hayatında hiç düşünmediği ve hissettmediği bir şeydi. Gözlerini kapatarak dinlenmeye koyuldu. Büyük bir düş görüyordu.
Birden vagon sesleri uykusunu yarıda kesti. Kompartıman lambaları yanmıştı ve uzakta Hogwarts görünüyordu. Gözlerini kocaman açıp geriye doğru gerindi.Elini ağzına kibarca götürüp esnedikten sonra toparlandı pantolonundan çıkan gömleğini soktu içeri ve kırışan peleriniyle ilgilendi. Hogwarts'a geldiklerine anlayan ses tonu sadece vagonların yavaşlaması değil tıkış tıkış doluşan kompartımanlardı. Ama Profesörlerin kompartımanı gayet nezihti. Büyük bir orkestranın müziği eşliğinde gitmişlerdi fakat Elijah bu kulak tırmalayıcı ses korosunun sonuna geldiğini sevinmişti. Valizine elini attığında yoktu. ''Sihre bayılıyorum!'' diye iç geçiredi.Ayaklanıp yanında getirdiği bi kaç eşyasını alıp kapıyı açtı. Dumandan geçilmeyen ve biraz soğuk olan havada Hogwarts'a ilerledi... | |
|
Theoderg Grey Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 48 Nerden : çıktı şimdi bu? Meslek : Profesör Gerçek İsim : Theo Patronus : Griffin Tarafı : Aydınlık Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 25 Evcil Hayvan : Pagan Kuşu Kayıt tarihi : 02/07/09
| Konu: Geri: Profesörler Kompartımanı C.tesi Tem. 25, 2009 6:53 pm | |
| Güneş her ne kadar birkaç bulutun arkasına gizlenmiş gibi görünse de,sıcaklığı yine de Theoderg'in her zerresinde kendini hissettiriyordu.Bavullarını çoktan geçiçi olarak açılan uçuç şebekesiyle Hogwarts'a yollamış olmanın verdiği rahatlıkla,işlemeli,siyah deri çantası elinde tren istasyonuna rahat adımlarla ilerledi.
Dışarıdan bakıldığında,kısa saçlı,iri kahve gözleri,uzun ve hafif yapılı vücudu ve elindeki iş çantası gibi görünen - ki aslında her çeşit büyülü eşyaların barındığı- çantasıyla Muggle'ların gözündeki klasik bir iş adamı tiplemesiydi.Her ortamda kimliğini gizleyebilmek onun en çok hoşuna giden özelliklerinden biriydi.
Bakışlarını 9 ve 10. peronların arasına kitlemiş,sanki hipnotize edilmiş gibi hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.Tam duvara çarpacak gibi oldu ki,kısa bir an dünya sanki terz-düz oluverdi.Midesini gıdıklayan hafif bir hissin ardından gözlerini açtığında kendisini o her zamanki tren istasyonunda buldu.Peron 9 3/4...
Pencereden sarkan çocuklarına el sallamakta olan veli kalabalığını yarınca,derhal ilk gördüğü kapıdan kendini trene attı ve profesörler kompartımanına doğru ilerlemeye başladı.Tam kompartımanın kapısını açabilmek için eliyle hamle yapmıştı ki, üst sınıf bir Slytherin öğrencisinin küçük sınıfların kompartımanın içine patlayan tezek bombası fırlattığını farketti.Aniden dönüp,başarılı bir refleksle
"Debombardi"
diye fısıldadı.Yere sertçe çarpan tezek bombası tepkisiz bir şekilde yerçekimine yenik düşmüştü sadece.Kafası karışan Slytherin öğrencisi bombanın niye patlamadığını anlayabilmek için eline aldığında ise Theoderg muzipçe tekrar fısıldadı.
"Bombardi!"
Bomba çocuğun elinde patlamış,tüm pislik çocuğun yüzünü,cüppesini,ellerini boyamıştı.
Theoderg ise kıs kıs gülerek,profesörler kompartımanına girdi ve içerideki meslek arkadaşlarına neşeyle seslendi.
"Selam millet..!Nasılsınız bakalım görüşmeyeli " | |
|
F. Xaviér Graimouré Admin | Müdür Yardımcısı | SYB Profesörü
Mesaj Sayısı : 447 Nerden : Yalova Meslek : Müdür Yardımcısı | Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü Gerçek İsim : Umut. Tarafı : Dark Side. Kan Durumu : Kanıbozuk Rp yaşı : 26 Asası : Çoban Püskülü Özel Yetenek : Saçmalayabilitesi var. Evcil Hayvan : HuB isimli bir köpek. Kayıt tarihi : 07/07/09
| Konu: Geri: Profesörler Kompartımanı C.tesi Tem. 25, 2009 8:59 pm | |
| George bavullarını topladı. Evet yeni dönem başlıyordu. Sabırsızdı. Yukarıya çıktı. Siyah takımını giyecekti. Müdür Yardımcısıydı. Giyimine ve stiline dikkat etmeliydi. Önce pantolonunu giydi. Biraz boldu bu pantolon. Gömleğini giydikten sonra kravatını taktı. Ve üzerine ceketini giydi. Hazırdı. Üzerini değiştirdikten sonra asasını eline aldı. Malikaneden dışarıya çıktı. Kapıya geldiğinde cisimlendi. Yetişmesi gereken bir tren vardı. Birkaç saniye sonra King Cross istasyonunda belirdi. Hemen bavullarını alıp 9 ve 10. peronların arasından geçti. Fazla kimse kalmamıştı. Çünkü geç kalacaktı neredeyse.
Koşarak duvarın içinden geçti.Tren kalkmaya hazırlanıyordu. Eşyalarını bagajlara bıraktıktan sonra içeriye girdi. Öğrenciler koşturuyordu. Kompartımanlar dolup taşmıştı. George bu görüntüyü özlemişti. İlerleyerek Profesör Kompartımanı'na yürüdü. Görev arkadaşları oturmuş kendi hallerindeydiler. George içeriye girdi. Asasını cebine koydu. Hava güzeldi. Elinden geldiğince etrafı gözledi. Profesörlerden biri uyuyordu. Daha sonra içeriye biri girdi. Ve selam verdi. George başıyla bu selamı karşıladı. Çantasını eline aldı ve içini gözden geçirdi. Ders kitapları ve bazı notların yanında bir bardak vardı. George bardağı tuttu ve içine doğru asasını salladı. Bazen sözlü büyü yapmak istiyordu. Fakat bu onun yaşında biri için oldukça komik gözükebilirdi.Bardak suyla dolmuştu. George bir dikişte suyu bitirdi. Daha sonra bardağı yeniden çantasına koydu. Bu bardak onun özel bardağıydı. Üzerinde altın işlemelerle soyadı yazıyordu.
Birden yavaşlama sesi duyuldu. Camdan dışarıya baktığında Hogwarts'a geldiğini anladı. Birazdan öğrenciler kayıklara binip karşıya geçeceklerdi. Ve malum Şapka töreni. George çantasını kapatarak eline aldı. Ve kompartımandan ayrıldı.
| |
|
Dianne Dickenson Bitkibilim Profesörü
Mesaj Sayısı : 171 Nerden : İzmir. Gerçek İsim : Esra. ^^ Tarafı : Tarafsız. Kan Durumu : Safkan ya da melez, kendisi de bilmiyor. Rp yaşı : Hebele. Özel Yetenek : Yok. Evcil Hayvan : Bitkileri tercih ediyor. Kayıt tarihi : 16/06/09
| Konu: Geri: Profesörler Kompartımanı Paz Tem. 26, 2009 10:39 pm | |
| Artık o kadar genç olmasa da beş yıl öncesinden tek bir çizgi bile farklı görünmeyen kadın, gönülsüzce ama yine de zarafetle girdi kompartımandan içeri. Okula gitmesi için trene binmesinin gerçekten gerekli olduğunu düşünmüyordu, bir profesör olduğuna göre Hogsmeade’e cisimlenip sonra yürüyemez miydi yani? Bu yavaş, gereksiz ve muggle tipi tren yolculuğunu çekmesine ne gerek vardı ki? Dudaklarını büzüp bu tren işini onaylamadığını başını iki yana sallayarak belirtti. Bu tarz şeylerle uğraşacak başka birileri vardı elbette. Bir bitkibilimci için tuhaf bir deyim olacaksa da, cadı, ellerini kirletmeyi sevmezdi. O seneden itibaren cadı da bir veliydi belki ama bu işe karışmak gibi bir niyeti yoktu. İki kızı vardı ve kızlarının ikisinin de bir yere kadar kendisine benzediğini düşünüyordu. Çaba harcamadan sevilebilmek, zekâ, hırs… İkisi için de Slytherin en uygun binaydı cadı için ama kızları, hangi binada olurlarsa olsunlar kusuruz kalmaya devam edeceklerdi onun gözünde. Cadı onlara güveniyordu ki eksprese kendi başlarına gelmeleri de bunun bir göstergesiydi zaten. Yine de cadı, kompartımana gelmeden önce biletçiyi iyice sorguya çekerek trene bindiklerinden emin olmuştu. İşi şansa bırakmaya gerek yoktu sonuçta.
Dudakları hem sahtelik, hem de nezaketle kıvrılırken kompartımandaki profesörlere başıyla minik bir selam verdi. Cam kenarları kapıldığı ve o da iki yanında insanların olmasındansa bir yanında olmasını tercih ettiği için, kapının yakındaki koltuğa oturdu cüppesini düzelterek. Çelik mavisi bir cüppenin üzerine, gri bir pelerin giymişti. Rengi canlılıktan uzak, iri bukleli sarı saçları, açık renk teni ve yeşil gözleriyle, kesinlikle solgun görünüyordu. Ama kesinlikle otuzlarında göstermiyordu. Pelerinin iç cebinde, asasının hemen yanında hep taşıdığı kitabı çıkarttı. Bir yüzyıllık falan olmalıydı bu kitap, evlenmeden önce oturduğu malikânenin kütüphanesinden almıştı. Kitap küçük olmasına karşın içerdiği bilgilerin bazılarının yararlı olduğunu görmüştü cadı. Bazıları da çok şüpheli gelmişti ama işe yarar çıkma olasılıkları da vardı elbette, bu konularda deney yapmayı düşünüyordu. Arada kitabı yüzüne yaklaştırıp çeşitli dillerdeki minik notları çözmeye ve unutmaya başladığı Macarca’yı hatırlamaya zorladı kendisini. O gerçek bir ciddiyetle kitapla meşgul olurken, ifadesi gerçekten içtendi. Bitkiler, cadının gerçekten ilgilendiği nadir konulardan birisiydi çünkü.
Adamotlarına klasik müzik dinletmenin daha lçak bir desibelde çığlık atmalarını gerçekten sağlayıp sağlayamayacağı üzerininde düşünen cadı, kompartımandaki hareketle beraber kitabını kapattı. Uzakta bir zamanlar öğrenci olduğu, şimdiyse öğretmenlik yaptığı ve öğrencilerininse kızlar olduğunu okulu görebiliyordu. Pencereden daha dikkatli baktığı zaman, gözüne çarpan ilk şey kayıklar oldu. Hep orada duran kayıklara hayatında ikinci defa –ilki cadının kendisinin seçildiği gündü- yoğun bir dikkatle bakıyordu. Kızları birazdan ona binecek ve daha sonra da büyük salonda Seçmen Şapka’nın kararını bekleyeceklerdi. Ne kadar da çabuk büyümüşlerdi aslında. Cadı bir an için torunlarının da seçime gittiği günü görüp göremeyeceğini merak ettiyse de bu düşünceyi hemen attı kafasından. Rahatça ayağa kalktı, bavul gibi bir derdi yoktu, bitkilerini kendi serasından buraya taşımak için gelmişti daha önce, o gelişlerinden bir seferinde eşyalarını da getirmişti işte okula. Deri cildi iyice eskimiş kitabı pelerinin içine yerleştirdi ve kapıya yakın oturduğu için erken çıkanlardan birisi oldu. | |
|