Vittoria April Brigham Ravenclaw I.Sınıf
Mesaj Sayısı : 451 Nerden : Mersin Meslek : Öğrenci Gerçek İsim : Seda Patronus : Yok~~ Tarafı : Karanlık Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 13 Asası : Yok~~ İşimi asasız görüyorum. Özel Yetenek : Yok~~ Evcil Hayvan : - Kayıt tarihi : 22/07/09
| Konu: Sonsuzluk. Salı Tem. 28, 2009 8:33 pm | |
| Zaman: Sabahın erken saatleri,06:34 Kişiler: Tek kişilik Rp'dir. Kurgu: Psikolojik kavramlar ve çelişkiler. Karakter bunalımı.
Belki de herşeyi olduğu gibi bırakıp oradan ayrılmamız gerekir kimi zaman. Düşünce aleminde gezintilere çıkıp tüm varlığından sıyrılmak niyedir ki böyle kalabalık bir yerde? İnsanlar çevrende seni umursamadan geçip giderlerken yalnızlığınla başbaşa kalmak niyedir ki? Elbette bu soruların cevabı yoktu kimsede. Kendi kendine yarattığı küçük dünyasından çıkmak istemezken neden bu insanlar onu oarada yalnız bırakmıyorlardı. Belki de tek ihtiyaç buydu o küçük alemde. Yalnızlık. Elbette ki kimseyle paylaşılacak kadar çoğul bir kavram değildi. Ve evet, asla o küçük harikalar diyarına fazladan bir dünyalıyı dahil edecek kadar paylaşımcı değildi iç benliği. Neden fazladan bir yabancıya daha ihtiyaç duyulurdu bazen? Yabancılar yalan söylerdi, aldatanlardı ve terkedenler. Yabancılar soğuk olurdu,ciddi ve acımasız. Tanıdıkça iç yüzleri ortaya çıkardı her birinin yavaş yavaş. Soğuk kara maskelerinin altındaki asıl yüzleri ortaya serilirdi. Korkunçtular hepsi onun dünyası için, dehşet vericiydiler ve asla affedilmezdiler. Korkuyorum Belinda. İçten içe kendi sesini duydu beyninde. Bunu yapmayı seviyordu ve sadece yalnız kalabildiği zamanlarda oluyordu ya bu da. Tanrı'ya güven Vittoria. O hep senin küçük dünyana dahildi. Tanrı. Sadece kendi için tanrılaştırdığı ama aslında çevresindeki yabancılarında tanrısı olan. Tanrılaşmış yada hep tanrı olarak kalmış. Korkuyorum Belinda. Kişisel çelişkileriyle daha kaç kişiye huzursuzluk verebilirdi. Şu ilerdeki iki yabancının bakışları rahatsız etmiyormuydu korkak hislerini. Tetiklemiyormuydu savaş kozlarını kullanmayı. Ah hayır bu kadar çabuk olamazdı elbette. Kavram kargaşasından kurtulamadan hazır oldum diyemezdi. Kavram Kargaşası. Tek sorunun bu olduğu hissine kapılıp herşeyi allak bullak ederken dudak kıvrımlarında acı hissetti. İstemsiz yaptığı her etkileşim ona acı veriyordu. Kontrol edemediği hisleri bir dağ boyunu aşmış yükselirken ne duyumsamaları önemsenecek durumdaydı ne karmaşık düşünceler. Hislerini koşullandıramasa da Vittoria için bunları kontrol altına almak çok da zor olamazdı.
Sabah ışıklarının usul usul süzüldüğü sessizlik. Bu saatte burada, olmaması gereken yerde öylece olurken nelerde düşünmüştü öylece. Tamamen soyutlanmış dış dünyasına geri dönerken ufak imparatorluğuna veda edişini hatırluyordu sadece. Küçük yerlilerinin kendisini uğurlayışını, dış dünya yabancısının ruhsuz bedenini karşılayışını. Tek bir benlikten ibaretken bin ruha bölünmüş parçalarını arıyordu. Bazıları imparatorluğunda kalmıştı. Bazıları hernerdeyse. Bir anlam parıltısı dahi kalmamış göz bebekleri kıpırdanırken seçtiği,algıladığı onca şeyi tekrar düşündü. Burada olmaması gerekirken buradaydı. Tek sözü vardı ve bunu ilk defa yüksek sesinin boş salonda yankılanmasıyla farketti. Korkuyorum Belinda.
" Korkacak birşey yok ki Vittoria." " Burada olmaman gerekirdi. Ait olmayan gezegendesin." " Ait olmayan gezegende olan sensin. " | |
|
Vittoria April Brigham Ravenclaw I.Sınıf
Mesaj Sayısı : 451 Nerden : Mersin Meslek : Öğrenci Gerçek İsim : Seda Patronus : Yok~~ Tarafı : Karanlık Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 13 Asası : Yok~~ İşimi asasız görüyorum. Özel Yetenek : Yok~~ Evcil Hayvan : - Kayıt tarihi : 22/07/09
| Konu: Geri: Sonsuzluk. Çarş. Tem. 29, 2009 12:00 am | |
| Blinmemezliğin içinden çıkamamak ruhunun son kalıntılarını zorlasa da ölmek üzere olan bir canlının son çırpınışlarını vücudunun her zerreciğinde hissdebiliyordu. Biraz önce içinde bulunduğu yoğun rutubet kokulu geniş salon gitmiş,yerine aynı küçük imparatorluğu gelmişti. Yeniden yuvasındaydı. Olduğu yerde telaşla dönerken önden giden Belinda'nın izini bulmaya çalışıyordu. Belinda her zaman doğru söylerdi,doğruyu yapardı. Beyninin içinde yankılanan yerlilerin sesi her birine cevap vermeye çalışan hücrelerini tetikliyordu sanki. Vücut diliyle anlatmak ne de zordu anlaşılmayanları. Vittoria'nın küçük ülkesinde konuşmak yasaktı. Sessizlik herşeyde olduğu gibi tüm asaletini burada da hükmettiriyordu elbette. Koşarken gözüne takılan binbir objeyi hafızasına kaydedip dönüp bakmak için saklıyordu. Dış dünyaya çıkmıştı izinsizce. Ah Belinda, gezegenini terketmek ne kadar acı vericiydi böyle. Hafızasının el verdiğince seçici davrandı. Geçtiği her yolu hatırlıyordu. Bir dış dünyadan çok masallarda anlatılan küçük ormanlarda hissediyordu aynı. Bedeni yoktu. Bu ülkada sadece ruhlar konuşurdu. Bedensiz ruhlar beden dilini kullanarak anlatırlardı hikayelerini. Yabancıların verdiği özenilmişlik ve daha fazlası. İşte iki dünya arasında kalakalmanın anahtarı buydu. Vittoria uzanıp pencerenin kenarındaki kalın kitabı kucağına çekti. Dizlerine düşen ağırlık ve rüzgarın hızıyla açılan sayfalar aynı süreçte meydana gelmişti. Biraz eski, biraz pörsümüş kalın kapağın üstündeki kalın yazı hala seçilebiliyordu. " Ruhlar ve Dünyalar " Zorlanılmayacak kadar basitti. Umursanamayacak kadar vakur. | |
|
Vittoria April Brigham Ravenclaw I.Sınıf
Mesaj Sayısı : 451 Nerden : Mersin Meslek : Öğrenci Gerçek İsim : Seda Patronus : Yok~~ Tarafı : Karanlık Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 13 Asası : Yok~~ İşimi asasız görüyorum. Özel Yetenek : Yok~~ Evcil Hayvan : - Kayıt tarihi : 22/07/09
| Konu: Geri: Sonsuzluk. Çarş. Tem. 29, 2009 9:30 am | |
| " Sadece bedenler ebediyete erdiğinde ruhlar özgür kalır. Ruhunuz artık tek başınadır ve belki de başka bir sığınak arar. Bedeninize göre biçimlenen ruh sadece eski sığınağının arayışı içindedir fakat bu elbette ki bulunması artık imkansızlaşmış, terkedilen yerdir. "
Ne karmaşıklık ama ! Bir şizofreni bile olabilirdi. Mantığının kabullenmediği ama artık içinde olduğu durum. Gerçekten de bazı şeylerin ters gitmesi ve burada olmaması gerekirken bulunduğu mekandan çıkamaması belki de sadece özgür kalamamasıyla ilgiliydi. Özgür kalmak için o iki dünyanın anahtarı lazımdı. Fantastik bir filmden çok yaşadıları bir travma öncesi belirtileri işaret ediyordu. Üstündeki kendine birkaç beden büyük cübbesini toparladı. Eski kitapların baskın kokusu burada olası gerekenden biraz daha fazla vakit geçiren biri için bunaltıcı dereceye geliyordu. Her ihtimale karşı çantasının üstüne bıraktığı kitabıda alıp büyük meşe kapılardan dışarı attı kendisini. Beynindeki uyuşukluk yavaş yavaş sadık mekanını terkederken ciğerlerine dolan temiz hava hayat gibiydi. Mutluluk hormonları tekrar işleve geçtiğinde artık eskisinden daha iyi olduğunun farkına vardı. Neler de görmiştü öyle. Çocukluğunda ait olduğu imparatorluğunu tekrar ziyaret etmişti. Eski halkını karşılamış, yerlilerini selamlamıştı. Her biri hafızasında yer ederken bunlardan kurtulmak elbette zor olmayacaktı ama hatırlamaktansa bir köşeye saklamak daha iyiydi. Merdivenlerin döner kenarlıklarından destek alarak kısa sürede giriş salonunun geniş açıklığına vardı. Çok kalabalık olmasa da herkes derslere hazırlanıyordu. Sıkı sıkı bastırdığı kitabı kollarından kurtararak zaten yeterince ağır olan çantasına attı. Biraz daha acele etmesi gerekiyordu. Yaz mevsiminin sıcak dalgalar halinde yüzüne çarpan havası tekrar beynindeki uyuşmanın hareket etmesine neden oldu aniden. Bunun ne zaman olup, ne zaman biteceğini bilemiyordu. Titreyen elini alnına dayayıp gözlerini sımsıkı yumdu. Belki bu işe yarayabilirdi. Ahh..hayır ,mırıldanmaktan da öte fısıltısı sadece kendi kulaklarına ulaşırken birkaç adım atmaya zorlandı. İlerledikçe hava akımı daha da rahatsızlık verici bir hale geliyordu. Farkında olmadan içeri girdi. Gözlerini yeniden renk cümbüşüne açtığında tek hissettiği korku, dehşet ve kaçma içgüdüsü olmuştu. Ve bunu sadece ruhu hissediyordu. Saçmalık. Donduruldu...! | |
|