~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~

Konu: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Ptsi Tem. 27, 2009 11:07 am

Valerié bu seneki ilk dersi için heyecanlanırken bir yandan da ilk tanışmadanmı yoksa direk dersten mi başlaması gerektiğine karar vermeye çabalıyordu.Sonuçta öğrencileri ilk dersten sıkmamak istiyordu ama ona göre süre o kadar azdı ki bu kısıtlı sürede öğrencilere hangi bilgiyi verirse versin kârdı.Bunu düşünerek duyuru panosuna ilerledi.Karar verdiği yazıyı iğnelerden biriyle üst köşeye tutturarak öğrencilerin dikkatini çekebileceğinden emin oldu.Eğer bir kişi bile görmezse dersi harcanabilirdi.El yazısıyla oldukça dikkatlice ;

"Bütün Öğrencilerin Dikkatine!"

"Derse Gelirken Getirilmesi Gerekenler;

~Kendinizi Anlatan Kısa Bir Kompozisyon
~2 Adet Parşömen ( tüy kalem ile birlikte )
~1. Sınıflar Sihir Tarihi Kitabı"

bunları yazmıştı.Sonra panonun bütünü gözden geçirdi ve odasına geri döndü.Dersinin başlamasına kısa bir süre kalmıştı.Bu yüzden kapısını tam kapatmadan öğrencileri gözlemleme fırsatını yakaladı.Önceden temizlediği sınıf konusunda aklında hiçbir soru işareti kalmamıştı.Bu yüzden bilindik gülümsemesiyle masasının üstünde bulunan not almak için kullandığı parşömenleri ve birkaç ıvır zıvır’ı daha alarak sınıfa doğru adımlarını yönlendirdi.Öğrencilerin bir kısmı yerlerine oturmuşken bir kısım Slytherinli ise hala gevezelik peşindeydi.Öksürmek yerine eşyalarını sertçe masaya koydu ve Slytherinli öğrencilerin yerlerine geçmelerini izledi.Sonra selam verir bir tavırla gözlerini sınıftaki öğrencilere dikerek konuşmaya başladı;

“-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.”

Dedi ve garip bakışların altında hafifçe yutkundu.Sınıftaki öğrencilerin binalarını ve pozisyonlarını inceleyerek hafifçe bir bilgi sahibi oldu.Oldukça kısa bir anlıktı bu ama Valerié’nin birileri hakkında bilgi sahibi olması için yıllara ihtiyacı yoktu.Bunları düşünürken sınıf içindeki mevkisini birkaç adım oynatarak sınıftaki sıralara daha fazla yaklaştı.Ellerini Hufflepuff’lı kızın sırasına dayayarak sınıftaki parşömen sayısını inceledi.Belli ki kız panoyu fazlasıyla geç gördüğündün kompozisyonu yazamamıştı.Aslında bunu daha önceden düşünemediği için Valerié’ydi suçlu olan.Bunu fazla belli etmek istemezcesine kendini tanıttı;

“-Ben Ann Valerié Eclipse.Sihir Tarihi Profesörünüz olduğum için bu seneki Sihir Tarihi ile ilgili dersleri beraber işleyeceğiz.”

Dedi ve yaslandığı sıradan kendisini çekerek konuşmasına devam etti;

“-Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim.İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir.”

Dedi ve kıza hafifçe gülümseyerek parşömenine büyük bir hızla sarılmasını izledi.Sonra sıraların en başına yönelerek yazan öğrencilerin parşömenlerini toplamaya başladı. Görebildiği kadarıyla bazıları oldukça uzun yazmasına rağmen bazılarınınki sadece iki cümleden oluşan özgeçmişten farklı ad~soy ad yazmaya benziyordu.Ama hepsini büyük bir merakla aldı ve masasının üzerine eşyalarının yanına bıraktı.Sonra cebinde bulunan asasını hafifçe kavrayarak tahtaya doğru adımlar attı.Yazmaya başlamadan;

“-İlk dersimizde sizi sıkmadan kısaca Hogwarts’ın başlangıcına değinelim.”

Dedi ve asasını tahtaya doğru hızlı bir şekilde çevirdi.Öğrencilerin bakıp bakmadıklarını son bir kere gözden geçirerek tahtaya bir başlık attı.Yazmaktan çok anlatmayı severdi Valerié.Bu yüzden sadece önemli yerleri tahtaya not alacaktı.Sınıftan fazla gözünü ayırmamaya dikkat ederek tahtadaki başlığı gözden geçirdi.”Hogwarts’ın Basamakları”..Fazla anlamlı gözükmese de bu konu için en mantıklı başlık bu olmalıydı.Zaten dersten önce bu başlığa karar verebilmek için masa başında saatlerini yemişti.Yaratıcı olmadığını düşünse de insanların onu yaratıcı olarak görmesi üstüne garip bir sorumluluk yüklüyordu.Bunları düşünerek kafasında ilk kelimleri toparladı ve sınıfta dinlemeyen öğrencilerin bile duyabileceği bir ses tonuyla konuyu anlatmaya başladı;

"-Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, 11. yüzyılda hepinizin bildiği üzere şu an bulunduğunuz binaların köklerini oluşturan dört büyük büyücü tarafından yani Godric Gryffindor , Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw ve Salazar Slytherin tarafından kurulmuştur.Birkaç yıl tüm kurucular uyum içinde çalışarak büyü yeteneği olan gençleri bulup şu an bulunduğunuz okula ve oturduğunuz sıralara eğitim vermeye getirdiler.Fakat bir süre sonra aralarında fikir ayrılıkları çıktı.Bu her ortamda olabileceği gibi Hogwarts'ta da mümkün bir olay.Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti. "

dedi ve rahat bir nefes alarak sınıfta gözlerini gezdirdi.Kimi çocukların meraklı bakışları altında hafifçe gülümsedi ve asasını tekrardan tahta üzerinde gezdirerek minik bir şema çizdi.Bu şema da Hogwarts'ın kurucularının özelliklerine yer veriliyordu.Akılda kalması için görsellik çok önemli olduğundan çocukların şemayı gördüklerinde kendi kafalarında yarattıkları kurguların ilginçliğiydi asıl Valerié için önemli olan.Şemayı yazmayı bitirince öğrencilerin tahtadakileri alması için bir süre durakladı ve sonra konuşmasına devam etti;

"-Tabiki de buraya kadar olan kısmı hepiniz az ve ya çok biliyorsunuzdur.Bu yüzden eğer anlmadığınız bir şey yoksa hepiniz için gerekli olan bir konuya değinmek istiyorum."

dedi ve tahtadaki şema hafifçe silinerek yerine yeni bir başlık daha ortaya çıktı.Valerié arka sıradaki öğrencileri de aydınlatmak için sesli bir şekilde tekrarladı;

"-Adım Adım Hogwarts..."

dedi.Bu başlığı bulmak diğerine göre daha kısa sürmüştü.Sonuçta birini bulunca diğerleri de geliyordu.Bunu düşünerek asasını cebina nazikçe yerleştirdi ve masasına yakın durmaya özen göstererek konuyu anlatmaya tiz bir sesle başladı;

"-Hogwarts bir sürü oda ve bilinmeyen geçitlerle dolu bir okuldur.Okulda bir sürü kule ve binalar için ayrılmış özel bölümler vardır. Hogwarts'ta yüz kırk iki merdiven bulunur.Geniş ve rahat merdivenler, dar merdivenler, belirli cuma günleri değişik yerlere çıkan merdivenler, bazı basamakları yok oluveren, düşmemek için atlaya atlaya çıkılan merdivenler... Herşeyin sürekli hareket halinde olması neyin nerede olduğunu hatırlamayı imkansız kılar.Bu yüzden hepinizin Hogwarts'ı tanıması gerekir.Şu ana kadar karşılaşılmasa da okul için de kaybedilen bir kişinin bulunana kadar hayatta kalması bana zor gibi gözüküyor.Bu yüzden hepinizin sıralarının altına birer harita koydum.Bunlar belirli yerleri ve mesafeleri size gösteren birer el kitapçığı niyetinde sizde bulunmaktadır.Bu yüzden amacına uygun kullanmak binanız ve kendiniz için yapılabilecek en mantıklı davranıştır."

dedi ve kurnaz bir şekilde gülümsedi.Dersin bitimine az kaldığı için hemen aklında kurguladığı ödevi vermesi gerekiyordu.Bununla beraber kompozisyonları okumak için de sabırsızlanıyordu.Öğrencilerin sıraların altında meraklı meraklı aranmaları sırasında asasını yeniden çıkardı ve tahtadaki başlığı yok ederek ödevi söylemeye başladı;

"-Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum.Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur.Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz.Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz."

dedi ve zilin çalmasıyla beraber parşömen yığınını avuçlayarak son cümleyi söyledi;

"-Yazmayı bitirenler çıkabilir.Bir daha ki derste görüşmek üzere..."

dedi ve sınıfa son bir kez gülümseyerek sınıftan çıktı.

Rp Out:Ödevlerinizi p.m. yoluyla yollayabilirsiniz.Ayrıca parşömenlerde ders rp'si ile beraber bu başlığa bırakınız.

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Ptsi Tem. 27, 2009 12:00 pm

Beth bulduğu yarım saatlik arada Ortak Salona çıkıp Sihirli Yaratıkların Bakımı ve Biçim Değiştirme dersinde kullandığı malzemeleri bıraktı. Yanına Sihir Tarihi için gerekli olan kompozisyonunu, kitabını, parşömenenlerini ve tüy kalemini aldı. Bugün gerçekten çok güzel geçiyordu. Acaba bu derste ne yapacaklardı. Profesörleri Bayan Eclipse onlara kendilerini anlatan bir kompozisyon yazmalarını duyurmuştu. Beth bunu geçen öğle yemeğinde hazırlamıştı.

Binalarının yatakhanesi kulede olduğundan onlarca merdivenden aşağıya indi. Sihir Tarihi Dersliği ikinci kattaydı. Artık dersliklerin yerlerini öğrendiğinden herhangi bir harita taşımıyordu yanında. Derse tam vaktinde yetişti ve boş bir yere yerleşti. Profesör ayaktaki Slytherinler'i eşyalarını sertçe masaya koyarak uyardı ve onlarda hemen yerlerine geçtiler. "Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.” dedi ve öğrencileri süzmeye başladı. Başıyla binaların sıralarını onayladı ve birkaç adım ilerleyerek önlerdeki bir sıraya elleriyle yaslandı. Tekrar etraftaki masalara göz gezdirdi. Başını dikleştirip “Ben Ann Valerié Eclipse. Sihir Tarihi Profesörünüz olduğum için bu seneki Sihir Tarihi ile ilgili dersleri beraber işleyeceğiz.” dedi ve gövdesini doğrultup bir adım geriye gitti. “Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim.İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir.” diye devam etti. Parşömenleri hazırlamayanlar hemen önlerindeki parşömenlere odaklanıp ne yazacaklarını hayal etmeye başlamışlardı. Beth herhalde panodaki yazıyı görmediklerini yada unuttuklarını düşünüp aldırmadan profesörü izlemeye devam etti. Profesör toplanan parşömenleri aldı. Her parşömeni incelemişti neredeyse. Beth "Herhalde uzunluklarına bakıyordur." diye düşündü ve orta uzunlukta bir paragraf yazdığı için şükretti. Profesör ropladığı parşömenleri masasına koydu ve birkaç adım atarak tahtaya yaklaştı. “İlk dersimizde sizi sıkmadan kısaca Hogwarts’ın başlangıcına değinelim.” dedi ve öğrencilere bir bakış atarak asasıyla tahtaya bir başlık yazdı: "Hogwarts’ın Basamakları" Beth Hogwarts'ın kuruluşunu yada binaları anlatacağını düşündü. Evet, belki olabilirdi; bu başlık bunu açıklıyor gibiydi. Profesör hemen herkesin duyması için gür bir sesle anlatımına başladı.

"Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, 11. yüzyılda hepinizin bildiği üzere şu an bulunduğunuz binaların köklerini oluşturan dört büyük büyücü tarafından yani Godric Gryffindor, Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw ve Salazar Slytherin tarafından kurulmuştur .Birkaç yıl tüm kurucular uyum içinde çalışarak büyü yeteneği olan gençleri bulup şu an bulunduğunuz okula ve oturduğunuz sıralara eğitim vermeye getirdiler. Fakat bir süre sonra aralarında fikir ayrılıkları çıktı. Bu her ortamda olabileceği gibi Hogwarts'ta da mümkün bir olay. Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti." Beth Slytherinler'in bu üstün görme anlayışının nedenini şimdi anladı. Bazıları hariç hepsi böbürlenip duruyorlar. Ravenclawlar da çok zekiydi, Hufflepufflar ise asla ayrımcılık yapmazlardı. Gryffindor ise cesurları seçmişti demekki. Birden oturdukları Godric's Hollow'un Godric gryffindor ile bağlantılı olabileceğini düşündü. Belki de yanılıyordu. Profesör sözlerini bitirince sınıfı tekrar süzdü. Beth şaşkınca ve yeni yeni anladığını farkedercesine yanağını kaşıyordu. Bu göz gezdirişi farkedince hemen elini masanın üzerine koydu.

Profesör çok rahatlatıcı bir gülümsemeden sonra yüzünü tahtaya dönüp bir şema hazırladı. Hogwarts'ın kurucuları ve onların kişisel özellikleri, düşünceleri yazıyordu. Beth ilk başta yavaşça göz gezdirdi ve tüy kalemini mürekkebe batırıp parşömenine not almaya başladı. Bu ders de diğer dersler kadar ilginçti. Birkaç dakika sonra "Tabiki de buraya kadar olan kısmı hepiniz az ve ya çok biliyorsunuzdur.Bu yüzden eğer anlmadığınız bir şey yoksa hepiniz için gerekli olan bir konuya değinmek istiyorum." dedi profesör öğrenciler parşömenlerinden başlarını kaldırınca. Arkasına döndü ve şemayı biraz olsun silerek yeni bir başlık yazdı ve sesli tekrar etti profesör: "Adım Adım Hogwarts..." Masasına biraz daha yaklaştı.

"Hogwarts bir sürü oda ve bilinmeyen geçitlerle dolu bir okuldur. Okulda bir sürü kule ve binalar için ayrılmış özel bölümler vardır. Hogwarts'ta yüz kırk iki merdiven bulunur. Geniş ve rahat merdivenler, dar merdivenler, belirli cuma günleri değişik yerlere çıkan merdivenler, bazı basamakları yok oluveren, düşmemek için atlaya atlaya çıkılan merdivenler... Herşeyin sürekli hareket halinde olması neyin nerede olduğunu hatırlamayı imkansız kılar. Bu yüzden hepinizin Hogwarts'ı tanıması gerekir. Şu ana kadar karşılaşılmasa da okul için de kaybedilen bir kişinin bulunana kadar hayatta kalması bana zor gibi gözüküyor. Bu yüzden hepinizin sıralarının altına birer harita koydum. Bunlar belirli yerleri ve mesafeleri size gösteren birer el kitapçığı niyetinde sizde bulunmaktadır. Bu yüzden amacına uygun kullanmak binanız ve kendiniz için yapılabilecek en mantıklı davranıştır." Beth bunlardan birkacını, özellikle merdivenleri, faretmişti. Ama gerçekten bilmediği şeyler vardı ve bildiklerinden kat kat fazlaydı. Hemen elini sırasının altına attı ve çıkartıp masasının bir köşesine yerleştirdi. Profesör tahtayı temizledi. "Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum. Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur. Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz. Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz." dedi. Ödevlerini yarın akşam hazırlayacaktı Beth. Tam olarak hatırlıyordu şarkıyı. Bunu rahatça anlatabilecğini umuyordu. Gelecek ders için hazırlanmalıydı da. Hogwarts'ın tarihi gerçekten ilgi çekiciydi. "Yazmayı bitirenler çıkabilir.Bir daha ki derste görüşmek üzere..." dedi profesör ve Beth eşyalarını toplayıp sınıftan çıktı. Bir yandan haritayı inceliyordu bir yandan da Ortak Salona giderken kaybolmamayı umuyordu. Öğrendiği şeyler biraz ürkmesini sağlamıştı. Tam olarak harita kullanmaktan vazgeçmişken bu gerçekten ona iyi bir yardımcıydı.

---

Kompozisyon:

Adım Pearl Beth Side. Godric' Hollow'da ailemle yaşıyorum. Ailemin çoğu bireyi kuşaklardır Gryffinor da, birkaç istisna hariç. Hogwarts'a gelmeyi yıllardır bekliyorum. Eskiden yaptığım büyüler diğer çocuklara oranla daha kontrollüydü ve bunu burada geliştirip bilgilenmek için çok heyecanlıyım. Ailem Aydınlık Taraf'ı destekliyor, ben de tabii ki doğruyu yaparak onların düşüncelerini onaylıyorum. Ayrımcılığı ve kibiri pek sevmem. Ego tatminiyimdir belki, tam olarak emin değilim. Kendimi yazarak daha iyi anlatabiliyorum. Kitap okumak, müzik ve Quidditch hobilerim sayılabilir. Yanlış anlaşılmak ve yanlış anlatılmaktan korkarım sadece yani şimdilik. Başka bir korkuya sahip olmam diye umuyorum. Buraya arkadaşım Chuck ve Hufflepuff'a seçilen kuzenim Betty ile geldim. Umarım iyi bir dönem geçiririz. Buraya gelmemin çok kolay olduğunu düşünüp endişelenmiştim. Ama sadece heyecanmış o duygu.

~18 Puan-Konuşmalarımdan Daha Az Alıntı Yaparak Kendi Düşüncelerine ve Betimlemelere Yer Vermelisin~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Ptsi Tem. 27, 2009 12:28 pm

James,Syb Dersinden Sonra Sihir Tarihi Dersliğine Doğru Yola Koyuldu,Dersin Bir An Önce Başlaması İçin Can Atıyordu.Tarih'i Çok Seviyordu. Acaba Bu Dersin Konusu Ne Olacaktı,Panoya Baktı Ve Getirilmesi Gerekenleri Okudu.Hemen Kendini Anlatan Bir Yazı Yazmaya Başladı

"Adım James,Soyadım Black.Herşeyden Önce Bir Safkanım.İnsanlara Fazla Tepeden Bakmam Ama Önemli Bir Kişi Olduğumu Bilirim.Arkadaşlarımla İyi Geçinirim.Özelliklerime Gelince Asla Yılışıkları Sevmem,İki Yüzlüler Benim İçin Hayal Kırıklığıdır.Hayatımda Bugüne Kadar Buranın Hayalleriyle Büyüdüm,Abim Burayı Bana Anlatırdı,Gördüğümde Mest Oldum.175 Boyundayım 60-65 Kiloyum Ve Kalıplıyım.Siyah Şaçlı Siyah Gözlüyüm

James Eragons Hammer Black
Hufflepuff/1. Sınıf"

Yazmayı Bitirdikten Sonra Arkasına Yaslandı.Rahatlamıştı,Bu Hogwarts'taki 2.Dersiydi.Heyecanı Giderek Artıyordu.Adrenalin Salgılayan Vücdunu Durduramıyordu,Koşmak Geliyordu İçinden.Kİtabını Açtı,Okumaya Başladı.Ders İçin Hazırlanıyordu.Sihir Kitabı Elinde Bir Değişik Hissediyordu.En Sevdiği Ders Olabileceğine İnandığı Ders "Sihir Tarih"iydi.İçeriye Birinin Geldiğini Fark Etti,Elindeki Kitabı Bıraktı Ve Gelen Kişisinin Zarif Bir Kuğu Gibi Süzülerek,Masanın Yanına Gelmesini İzledi.Birden Kitapları Vurdu Ve James'in Kulağında Çınlamaya Başladı,Öğretmeninin Gözünün İçine Bakıyordu.Öğretmen Konuşmaya Başladı

“-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.”

James Bu Klasik Öğretmen Karşılamasıydı.Çok Rahat Bir Biçimde Arkasına Yaslanıp Ellerini Parmak Noktlarından Birleştirdi Ve Kafasının Arka Kısmına Doğru Dayadı Ve Esnemeye Başladı.Herhalde Bunu Öğretmen Görmemişti Birden Ellerini İndirdi Ve Öğretmeni Yeniden Dinlemeye Koyuldu.

“-Ben
Ann Valerié Eclipse.Sihir Tarihi Profesörünüz olduğum için bu seneki
Sihir Tarihi ile ilgili dersleri beraber işleyeceğiz.”

Demek Adı Ann'dı Güzel Bir İsimdi,Sihir Tarihi Kitabını Açtı Ve Okumaya Başladı.Biraz Sıkıntılı Başlamıştı Ders Hiç Zevk Alamıyordu.Mavi Gözlerini,Kitaptan Kaldırp Öğretmene Baktı.Kitaptan Bir Şeyler Okumak Zevkini Yerine Getirmişti.Daha Sonra Kitıbı Okurken Öğretmeninin Dediklerine Kulak Astı Ve Şöyle Diyordu.

“-Hepinizden
kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim.İsterseniz
öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları
toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir.”

James,Hemen Parşömenine Sarıldı,Öğretmen Parşömenleri Sıradan Alırken Gülümseyen Suratıyla Dersliğe Işık Yayıyordu.Sıra James'e Gelmişti,James Öğretmenine Gülümseyerek Parşömeni Verdi,Öğretmenin Arkasından Bakakaldı James.Çok Güzel Gülümsüyordu.Sınıfı Neşe İle Doldurduktan Sonra Parşömenleri Sıranın Üstüne Bıraktı.James Öğretmenin Gözlerinin İçine Bakarak Dinlemeye Başladı.

“-İlk dersimizde sizi sıkmadan kısaca Hogwarts’ın başlangıcına değinelim.”

James,İlenecek Konuyu Beğenmişti Ne De Olsa Orada Eğitim Görüyorlardı.Buranın Tarihini Bilmeden Olmazdı.Gözleri Cama Katılmışken Tahtanın Gıcırtısı Onu Uyandırdı.Tahtaya Doğru Baktı Ve Ne Olduğunu Anlamaya Çalıştı Ne Yazıyordu Orda "Hogwarts'ın Basamakları" Ne Olduğunu Anlamamıştı Bunun Hogwarts'ın Tarihiyl Ne Alakası Vardı Ki.Şaşırmış Durumda,Öğretmene Doğru Baktı Ve Öğretmenin Konuşmasına Odaklandı

"-Hogwarts
Cadılık ve Büyücülük Okulu, 11. yüzyılda hepinizin bildiği üzere şu an
bulunduğunuz binaların köklerini oluşturan dört büyük büyücü tarafından
yani Godric Gryffindor , Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw ve Salazar
Slytherin tarafından kurulmuştur.Birkaç yıl tüm kurucular uyum içinde
çalışarak büyü yeteneği olan gençleri bulup şu an bulunduğunuz okula ve
oturduğunuz sıralara eğitim vermeye getirdiler.Fakat bir süre sonra
aralarında fikir ayrılıkları çıktı.Bu her ortamda olabileceği gibi
Hogwarts'ta da mümkün bir olay.Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık
doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha
titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden
gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri
sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen
saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise
sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga
Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar
Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti. "

James,Öğretmen Bunları Söylerken Not Alıyordu.Yazarken Gözü,Pencerelerden Birinin Mazarasına Takılmıştı Ama Elleri o Kadar Alışmıştıki Durmadan Yazıyordu.Öğretmen Bir An Duraksadı,James Yutkuması İçin Olduğunu Düşündü.Bir Anda Tahtanın Üzerine Şemayı Çizmeye Başladı.Şemayı Bitirip Güler Yüzüyle Sınıfa Doğru Döndü Ve Konuşmaya Başladı

"-Tabiki
de buraya kadar olan kısmı hepiniz az ve ya çok biliyorsunuzdur.Bu
yüzden eğer anlmadığınız bir şey yoksa hepiniz için gerekli olan bir
konuya değinmek istiyorum."

James Bunları Daha Önce Abisinden Duymuştu,Gözlerini Hala Manzaraya Takılmıştı Onu Oraya Ne Çekiyordu.Gözü Hep Oradaydı Ama Aklı Hep Öğretmendeydi.Söylenenleri Tek Tek Not Ediyordu Ve Kardığı Cümle Olunca Yanındakine Bakıyordu.Tahtadaki Şemayı Yavaş Yavaş Sildi Yerine "-Adım Adım Hogwarts..." James Şimdi Daha Bir Pür Dikkat Dinlemeye Başlamıştı.Tek Bir Kelimesini Bile Kaçırmak İstemiyordu

"-Hogwarts bir
sürü oda ve bilinmeyen geçitlerle dolu bir okuldur.Okulda bir sürü kule
ve binalar için ayrılmış özel bölümler vardır. Hogwarts'ta yüz kırk iki
merdiven bulunur.Geniş ve rahat merdivenler, dar merdivenler, belirli
cuma günleri değişik yerlere çıkan merdivenler, bazı basamakları yok
oluveren, düşmemek için atlaya atlaya çıkılan merdivenler... Herşeyin
sürekli hareket halinde olması neyin nerede olduğunu hatırlamayı
imkansız kılar.Bu yüzden hepinizin Hogwarts'ı tanıması gerekir.Şu ana
kadar karşılaşılmasa da okul için de kaybedilen bir kişinin bulunana
kadar hayatta kalması bana zor gibi gözüküyor.Bu yüzden hepinizin
sıralarının altına birer harita koydum.Bunlar belirli yerleri ve
mesafeleri size gösteren birer el kitapçığı niyetinde sizde
bulunmaktadır.Bu yüzden amacına uygun kullanmak binanız ve kendiniz
için yapılabilecek en mantıklı davranıştır."

James,Bunları Da Diğe Parşömene Not Etti.Gözü Tanıdık Birini Arıyordu.Beth Oradaydı.Peki Ya Chuck Neredeydi.Bir Anda Panik Oldu Ama Fark Ettirmemeye Çalıştı,Gözü Seğirmeye Başladı.Panik Atağı Vardı.Onun Böyle Olaylarda Çok Belli Olmasını Sağlıyordu.Bir Anda Öğretmeninin Sesini Duydu.Galiba Ödev Veriyordu.

"-Hepinizden okula
geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının
aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp
odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum.Anlamların size özgün
olması sizin için daha yararlı olur.Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz
binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz.Eğer önceden
hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi
ilerletebilirsiniz."

James,Bunu Hemen Parşömenin Köşesine Not Etti.Dersliğin Dışına Doğru Baktı Kapı Açık Olduğundan Geçenler Gözüküyordu,Ders James İçin İyi Geçmişti.Sonlarına Doğru Bayağı Bir Eğlenmişti Aslında,Bir Anda Zil Çaldı,James Hemen Eşyalarını Topladı.Toplarken Öğretmen Birşey Diyoru Ama Kulak Asmadı,O Gülümseyen Suratıyla Bir Defa Sınıfa Baktı Ve Çıktı.Onun Çıkmasıyla Beraber.James,Kalktı Koşmaya Başladı,Hogwarts'taki Hayatı Çok Güzel Geçiyordu.

Rp Out:----------------------------------------------------------------------------------
Komposizyon:

"Adım
James,Soyadım Black.Herşeyden Önce Bir Safkanım.İnsanlara Fazla Tepeden
Bakmam Ama Önemli Bir Kişi Olduğumu Bilirim.Arkadaşlarımla İyi
Geçinirim.Özelliklerime Gelince Asla Yılışıkları Sevmem,İki Yüzlüler
Benim İçin Hayal Kırıklığıdır.Hayatımda Bugüne Kadar Buranın
Hayalleriyle Büyüdüm,Abim Burayı Bana Anlatırdı,Gördüğümde Mest
Oldum.175 Boyundayım 60-65 Kiloyum Ve Kalıplıyım.Siyah Şaçlı Siyah
Gözlüyüm

James Eragons Hammer Black
Hufflepuff/1. Sınıf"

Dip Not:Rp'm de Geçiyordu Ama Ben Buraya Da Ekledim

~20 Puan-İlk ders için başarılı bir rp olmuş fakat her kelimeye büyük başlamak yerine sadece özel adlar ve cümle başlarında büyük harf kullanırsan daha güzel bir görünüm sergiler.Ayrıca sen de alıntıları azaltmalısın.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Ptsi Tem. 27, 2009 1:26 pm

Jack, Sihirli Yaratıkların Bakımı dersliğinden çıkar çıkmaz, yatakhaneye gitti ve Sihir Tarihi kitaplarını çantasına koydu. Öğle yemeği vakti gelmişti. Karnı da kurt gibi açtı. Hemen Ortak Salon'a indi ve yemeğini yedi. Gerçekten çok güzel yemekler vardı. Ardından çantasını almak üzere yatakhaneye gitti. O sırada panoda büyükçe yazılmış yeni bir parşömen gördü ve onu okudu.

"Bütün Öğrencilerin Dikkatine!"
"Derse Gelirken Getirilmesi Gerekenler;
~Kendinizi Anlatan Kısa Bir Kompozisyon
~2 Adet Parşömen ( tüy kalem ile birlikte )
~1. Sınıflar Sihir Tarihi Kitabı"

Evet, aynen böyle yazıyordu. İki adet parşömeni vardı, ve tabii ki kitabı da. Ancak Jack'in kendisini anlatan bir kompozisyonu yoktu. Daha derse vakit vardı. Bu nedenle kütüphaneye girdi ve çantasına koyduğu parşömenlerden birini aldı. Kendisini kısa bir paragrafta anlatmayı başarabilmişti. Bu nedenle kendisini şanslı sayıyordu. Çünkü gerçekten dolu dolu biriydi. En azından Jack öyle düşünüyordu. Parşömeni kırışmayacak bir şekilde çantasına koyduktan sonra dersliğin yolunu tuttu.

Dersliğe girdiğinde içeride sohbet eden Slytherinliler, uslu duran Hufflepufflılar (Budalalar, diye düşündü Jack), aynı şekilde profesörün gelmesini bekleyen Ravenclaw ve Gryffindorlular vardı. Hemen büyük bir şey anlatıyormuşçasına bir olayı anlatan arkadaşlarına katıldı. Bu sohbet ancak Jack içeri girdikten sonraki beş dakika içinde sınıfa giren ve göz gezdiren profesörün, kitaplarını masanın üzerine sertçe koyana kadar ilerledi.

“Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.”

Jack profesörü merakla inceliyordu. Çok güzeldi. Sarı saçlarının, renkli gözleriyle olan uyumu, üzerine giydiği elbiseyle daha da hoş görünüyordu. Jack profesöre bakmaktan kendini kaybetmişken, tam zamanında konuşan profesör, kendini tanıtmak için ağzını açtı ve konuştu. Adı Ann Valerié Eclipse'di. İsmini sevmişti. Fakat soyadı, Jack için tamamen bir felaketti. Mrs Eclipse, bir kızın sırasının üstüne dayadığı elini çekti ve adımlarını geriledi.

“Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim. İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir."

Herkes gibi Jack de yazdığı kompozisyonu çantasından özensiz bir şekilde aldı ve profesöre verdi. Profesör biraz göz gezdirdi fakat daha sonra okumalıyım dercesine Jack'in arkasındaki sırada oturan kızın parşömenini aldı. Herkesinkini toplayan profesör masasının önüne doğru yürüdü ve dersin konusunu söyledi. Konu Hogwarts'ın başlangıcıydı. Tahtaya doğru dönen profesör, "Hogwarts'ın Basamakları" adında bir başlık attı. Jack'e çok saçma gelmişti bu başlık. Ancak kelimelerin mecazi bir anlam taşıdığını anlayınca çok normal geldi. Fazla zaman kaybetmek istemeyen profesör anlatmaya başladı.

"Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, 11. yüzyılda hepinizin bildiği üzere şu an bulunduğunuz binaların köklerini oluşturan dört büyük büyücü tarafından yani Godric Gryffindor , Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw ve Salazar Slytherin tarafından kurulmuştur.Birkaç yıl tüm kurucular uyum içinde çalışarak büyü yeteneği olan gençleri bulup şu an bulunduğunuz okula ve oturduğunuz sıralara eğitim vermeye getirdiler.-" Jack Mrs Eclipse'in anlattığı bu konuyu, önemli olan yerleriyle birlikte bir yandan not alıyor, bir yandan da profesörü dinliyordu. "-Fakat bir süre sonra aralarında fikir ayrılıkları çıktı.Bu her ortamda olabileceği gibi Hogwarts'ta da mümkün bir olay.Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti."

Tam bu anda Slytherinlilerden mırıltılar gelmeye başladı. Aynı Jack'in çıkardığı ses türünde. Profesör, yeniden tahtaya döndü ve bir şema çizdi. Çok görsel bir yanı bulunuyordu şemanın. Profesör bir süre tahtanın önünden çekildi. Jack bu anda tahtada yazanları okumaya başladı. Ancak şemanın sonlarını okurken, birden profesörün sesiyle irkildi Jack. Profesör başka bir konuya değinecekti. Yeni konunun adı "Adım Adım Hogwarts"tı. Asasıyla başlığı tahtaya yazan profesör, işlevi olmayacağından olsa gerek, onu cebine koydu.

"Hogwarts bir sürü oda ve bilinmeyen geçitlerle dolu bir okuldur.-" Sınıfta 'voov' tarzından sesler duyuldu. Bu seslerin oluşturulmasında Jack de etkiliydi. "-Okulda bir sürü kule ve binalar için ayrılmış özel bölümler vardır. Hogwarts'ta yüz kırk iki merdiven bulunur.Geniş ve rahat merdivenler, dar merdivenler, belirli cuma günleri değişik yerlere çıkan merdivenler, bazı basamakları yok oluveren, düşmemek için atlaya atlaya çıkılan merdivenler...-" Jack hayranlık içinde profesöre bakıyordu. Bir yandan da not almayı ihmal etmiyordu. Birden çok etkilendi. Daha da dikkatle dinlemeye koyuldu. "-Herşeyin sürekli hareket halinde olması neyin nerede olduğunu hatırlamayı imkansız kılar.Bu yüzden hepinizin Hogwarts'ı tanıması gerekir. Şu ana kadar karşılaşılmasa da okul için de kaybedilen bir kişinin bulunana kadar hayatta kalması bana zor gibi gözüküyor.Bu yüzden hepinizin sıralarının altına birer harita koydum.Bunlar-" Jack hemen masasının altına baktı ve sonrasını dinlemedi bile. Oysa az önce çok merakla dinliyordu. Harita bütün Hogwarts'ı gösteriyordu. Bir de geçitleri gösterseydi keşke. Profesör ödev vermek için tahtadaki başlığı sildi. Ardından ödevi anlattı. Jack bunu da not alıyordu. Ödev Seçmen Şapka'nın şarkısının aklında kalanı yazmaktı. Ayrıca Jack çoğunu hatırlıyordu. Profesör vedalaştı ve sınıftan ayrıldı. Hemen arkasından da Jack sınıftan çıkıyordu.

---

Kompozisyon: Adım Jack William Black. Çok alaycı bir yapıya sahibim. Havalı olduğumu söylerler ama ben kendimi pek öyle bulmam. Kızlarla vakit geçirmeyi severim.

~17 Puan-Neredeyse yok denilecek kadar az betimleme kullanmışsın ve kendi hareketlerinden çok benimkileri anlatman Rp'yi monotonlaştırmış.Bunlara dikkat ederek ve daha az alıntı kullanarak 2. ders Rp'ni daha kaliteli şekle büründürebileceğini düşünüyorum.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Ptsi Tem. 27, 2009 2:38 pm

Nerissa merdivenleri çıkarak Sihir Tarihi dersliğini aramaya başladı.Geç kalmak istemiyordu.Aslında geç kalması imkansız gibiydi.Her zaman dakik olmuştu.Ayrıca ne kadar dinlemese de dikkatli olması bütün ayrıntıları öğrenmesine sebep oluyordu.Nerissa bunları düşünürken Sihir Tarihi dersliğine ulaşmıştı.Pano'da asılı duran parşömen'e göz gezdirerek içeri girdi.Kompozisyon harici herşeyi tamdı.Duvar kenarında bulunan en arka sıraya geçmiş ve yanına kimsenin gelmemesi için kitaplarını yanına koyarak çıkardığı bir parşömen'e kompozisyonunu yazmaya başladı.Nerissa kompozisyonunda hiçbir noktayı atlamadan yazarken bir masadan gelen sert ses dikkatini dağıtmış ve başını kaldırmasına neden olmuştu.Ses'in geldiği yer profesör masasıydı.Profesör'ü gördüğünde Nerissa söylenmeden edememişti."Sandığımdan da genç."dedi ve bu profesör'e karşı bir sıcaklık hissetmeye başladı.Bu ders ilgisini çekmeye başlamıştı.Düşüncelerini bölen yine onun tiz sesi olmuştu.

“Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim.İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir.”

Nerisa buna sevindiğini belli ederek çarpık gülümsemesi ile parşömeni bir kenara bırakarak.Profesör'ün anlattığı konuyu dinlemeye başlamıştı.Ders'in hiçbir noktasını kaçırmak istemiyordu.Ama yine de vereceği ödevi yapmak ve ders'e katılmak konusunda hâla tereddütlüydü.Sonuçta kaderi belliydi.Diğerleri gibi vampir olacaktı.Bu bilgilerin ne işe yaracağını hâla anlamak istemiyordu.Yine de profesör'ün anlattıklarını itirazsız dinlemeye devam etti.

"Fakat bir süre sonra aralarında fikir ayrılıkları çıktı.Bu her ortamda olabileceği gibi Hogwarts'ta da mümkün bir olay.Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti. "

Profesör ara vermek için sustuğunda Nerissa kafasında o dönemde olan olayları canlandırıyordu.Bir kez daha Slytherin'li olmaktan gurur duyuyordu.Salazar'ın söylediği gibi büyücü sakfan ve ailesinin her bireyi büyücü olmalıydı.Diğer bulanıklara ne kadar güvenebilirsin ki.Her zaman onlara karşı bir nefret duyuyordu Nerissa.Ama bunun nedeni Salazar'ın düşünceleri değil ailesinin bazı bireylerini öldürmelerinden kaynaklanıyordu.Profesör'ün tekrar konuşmaya başladığını fark ederek dikkatini yine profesör'de toplamıştı.

"....Herşeyin sürekli hareket halinde olması neyin nerede olduğunu hatırlamayı imkansız kılar.Bu yüzden hepinizin Hogwarts'ı tanıması gerekir.Şu ana kadar karşılaşılmasa da okul için de kaybedilen bir kişinin bulunana kadar hayatta kalması bana zor gibi gözüküyor.Bu yüzden hepinizin sıralarının altına birer harita koydum.Bunlar belirli yerleri ve mesafeleri size gösteren birer el kitapçığı niyetinde sizde bulunmaktadır.Bu yüzden amacına uygun kullanmak binanız ve kendiniz için yapılabilecek en mantıklı davranıştır."

Nerissa düşüncelerinden kolaylıkla sıyrılamadığı için birkaç şeyi kaçırmıştı.Ama yine de hogwarts'ı dinledikçe bu okuldan hoşlanmaya başlıyordu.En azından faaliyetlerini sürdürmek ve eğlenmek için mükemmel bir alan bulmuştu kendine.Bunları düşündükçe yüzündeki sinsi,karamsar gülümsemesi daha da yayılıyordu.Dersin nasıl böyle çabuk geçtiğini fark edememişti.Fakat yine de profesörün anlatımını beğenmişti.Dikkat toplamayı ve öğrencilerine nerden nasıl ulaşabileceğini biliyordu.Fakat ödev'i gerçekleştiremeyecek olması kötüydü.Ödev'de tam olarak ne istediğini anlayamamıştı.Biraz daha açıklayacı olabilseydi belki de ödevini de yapabilirdi.Belki de Regina'ya sormalıydı.Ama yine de "Umarım bir daha ki derslerde ödevi daha iyi açıklar." diye içinden geçirip profesör'ün çıkışıyla birlikte kompozisyonuna devam etti.Kısa süre içinde bitirmiş olduğu kompozisyonunu profesör masasının üzerine bırakarak kapıdan çıktı.

Rp Out: ..Kompozisyon..

Adım Nerissa Olivia Wolf.Yunanistan'ın Volos kentinde 13 Ekim'de doğdum.İnsanlara tepeden bakmayı ve yanımda olmayanları rezil etmeyi çok severim.Yunanistan'ın vampir ve büyücü aile'lerinin reisi olan bir aileden geldiğim için oldukça şımarık büyüdüm.İyilik yapmaya çalışan herkesden nefret ederim.Hayatımda ki en değerli varlık Wolf ailesinin kurucusundan kalan madalyon bilekliğim.Annem ve babam diğer vampirlerle verdiğimiz savaşta öldü.Son reisler olarak ablam ve ben kaldım.

Nerissa Olivia Wolf
I.Sınıf Slytherin

~21-Diğer Öğrencilere göre daha az alıntı kullanman RP'nin kalitesini arttırmış.Daha fazla betimlemeye yer vererek puanını yükseltebileceğine inanıyorum~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Ptsi Tem. 27, 2009 2:41 pm

Sabah ve öğle de iki dersi vardı Chuck. Şimdi ki derside Sihir Tarihi'ydi. Profesörleri Ann Valeiré Eclipse'dı. Ortak Salon'dan aşağıya indi. Yolda gelirken hareket eden merdivenlere takıldı ve birkaç dakika geç gittiğini düşünerek ikinci kattaki dersliğe girdi. Geç falan gitmemişti ve hemen Beth'in yanına oturdu. Yanında gerekli malzemeler vardı ve kompozisyonunu da rahatça hazırlamıştı. Dersliğe gelip duyuruyu okuduğu için şükretti ve biraz rahatlayarak profesörü izledi.

Profesör öncelikle Slytherinli kızları malzemelerinin gürültüsü yardımıyla uyardı ve derse başladı. Ön sıralardan birine dayandı. "Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.” dedi ve öğrencileri süzmeye başladı. Kendisi Ravenclaw'ın bina başkanıydı ve bildiği kadarıyla geçen ay içerisinde Baş Seherbaz ile evlenmişti. Profesör kendini tanıttı ve verdiği kompozisyonları getirmeyenlerin burada da yapabileceklerini belirtti ve toplanan kompozisyonlarını önce bir göz gezdirerek masasına yerleştirdi İlk derste Hogwarts'ın kuruluşuna değineceğini dile getirip tahtaya bir başlık attı asasıyla. Profesör herkesin duyması için gür bir sesle anlatmaya başladı. Binaların anlaşmazlıklarından bahsetti. Slytherin'in safkanları istemesi en büyük nedendi ve bunları gerçekten büyük problem haline getirip okulu terketmişti. Çok yakın dostlar bölünmüşlerdi.

Profesör masasından biraz uzaklaştı ve asasıyla tahtaya bir şema hazırladı. Chuck bunları not aldı ve diğerleri de bitirince profesör tahtayı biraz olsun temizleyip yeni bir başlık attı. Bu anlatımında da Hogwarts'ın yapısından bahsetti. Özel bölümler, gizli odalar, bilinmeyen geçitler, yer değiştiren merdivenler, atlayan basamaklar... Her şey hareket ediyordu Hogwarts'ta. Profesör bunlardan bilinenlere önem almaları için sıra altlarına kitapçık şeklinde haritalar yerleştirmişti. Beth ile bunlardan yeni kurtulmalarına rağmen bu daha ilgi çekiciydi. İkisi de bunları masa üstlerine yerleştirdiler. Profesör bunları mantıklı kullanmaları için uyardı onları.

Son kez tahta temizlendi asa sallayışıyla ve "Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum. Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur. Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz. Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz." dedi profesör. Chuck pek bir şey hatırlamıyordu. Aklında sadece 3 dörtlük vardı. Bunları yazacaktı. Profesör kompozisyonlarını bitiren ve teslim edenlerin çıkabileceğini söyledi ve Chuck Beth ile birlikte toplanıp dışarıya çıktı.

---

Kompozisyon:

Adım Chuck Tonks. Godric's Hollow'da amcam ile yaşıyorum. Annem ve babam birkaç yıl önce lanetlendirilerek öldürüldü. Bana vasi olarak amcamı atadılar. Gryffindor'danım, tüm aile bireylerin gibi. Aydınlık tarafı destekliyorum. Arkadaşım Beth babamın en yakın arkadaşının kızı, kardeşim gibi diyebiliriz. Mugglelar'ın yaşayışlarını biraz merak ediyorum. Yaptıkları gelişmeler gerçekten etkileyici. Sporları Basketbol'da iyi olduğumu söylüyorlar ama tam olarak bilmiyorum. Umarım bu dönem güzel geçer.

~17-Akıcılığı ve az alıntı yapman iyi olmuş ama kendi düşüncelerine daha fazla yer verip Rp'ni biraz daha uzatabilirsin.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Ptsi Tem. 27, 2009 2:51 pm

Dün gece oldukça geç bir vakitte yatmıştı, bu nedenle sabah kalktığında yatakhanenin boş olduğunu görünce bağırmaktan kendini alamadı Luna. Eğer aralık perdeden içeriye güneş ışıkları sızmasa uzunca bir süre daha uyuyacağından emindi, kendi kendine söylerenek kalktı. Terliklerini aradı ama sadece tekini bulabilmişti. Sandığına kafasını soktu ve eşyalarını aramaya koyuldu. İyice paniğe kapılmıştı, geç kalma korkusu tüm benliğini sarmıştı. İşin kötüsü her şeyi deviriyordu ve hala daha hazırlanabilmiş değildi.

"Tamam, şimdi sakince git ve üstünü giyin..." dedi kendi kendine. "Saçmalamanın ve aptal aptal davranmanın sana bir faydası yok..." diye mırıldandı. Sandıktan cüppeyi buldu ve o hengameden çekip çıkararak banyoya koştu. Her öğrencinin kendine ait bir dolabı vardı ve Luna da kendisine ait olanı açtı. Diş fırçasını ve bir adet taç çıkardı. Hızla dişlerini fırçaladı, 20 dakikası vardı. İnledi. Sonra hemen giyindi ve tacı kafasına geçirip banyodan çıktı.

Şimdi bu karışıklıkta Sihir Tarihi kitabını, dün gece hazırlanan kompozisyonu ve iki adet parşşömeni bulması gerekiyordu. Ayrıca parşömenler sağlam olmalıydı tabii. Çantasını buldu ve içine eline geçen bütün tüy kalemleri attı, 2 adet mürekkep şişesi de çantada yerini aldı. Şimdi sıra Sihir Tarihi kitabına gelmişti. Sandığa elini daldırdı ve acıyla bağırdı. Rozetlerinden biri eline batmıştı ve kanıyordu. Komodinin üstünden bir peçete aldı ve parmağına sardı. Sonunda kitabını bulmuştu. Onu da çantasına tıktı ve masanın üzerinden kompozisyonunu kaparak aşağıya doğru koşmaya başladı.

Rowena Ravenclaw'ın heykelinin yanından koşarak geçti, etrafta kimseler kalmamıştı artık. Saatine baktı, sadece 10 dakikası vardı ve bu süre içinde Sihir Tarihi sınıfına gitmesi gerekiyordu. Sırtında çantasıyla koridorda koşmaya başladı. Kuleden inmek için bir sürü merdiveni arkada bırakması gerekiyordu ve bu yüzden bütün merdivenleri 4'er 4'er atlayarak kuleden indi. Sihir Tarihi sınıfı 2. Katta olmalıydı, daha yakın bir yerde olsaydı şaşırırdı zaten. Bugün o kadar şanssız bir gündü ki...

"Evet aferin bana, Bina Sorumlumun dersine geç kalıyorum, hem de ilk günden..." diye geçirdi içinden kanayan parmağını emerken. Derken adım atamadığını farketti, beraberinde gelen acı verici bir his. Gözleri dehşetle açıldı ve aşağıya baktı. Tuzaklı bir merdivene gömülmüştü ve bileği kırılacak gibi gözüken bir açıyla duruyordu. Buradan kurtulması gerekiyordu bu nedenle kendini döndürdü ve bir üst basamağa öteki ayağını koydu. Oradan güç aldı ve korkunç bir çatırdamayla bileğini kurtardı. Ama bileği protesto çığlıkları atıyordu, gözleri yaşardı ancak duramazdı. Önemsiz bir şeydi.

Topallayarak da olsa merdivenlerde kaybettiği zamanı koridorlarda koşarak telafi etti. Sonunda sınıf görünmüştü ve dersin başlamadığını görerek mutluluktan inledi. "Kendimi parçalamadan okulda dolanmayı öğrenmem gerekecek." diye düşündü sırıtarak. Bileği acı veriyordu ama olsun, derse yetişmiş olması onun için yeter ve artardı. Kapının önünde bekleşen öğrencilerin arasına kaynadı. Kapı açılınca beraber içeri girdiler.

Sınıf çok büyük olmamakla beraber ferahtı ve oldukça kalabalık bir öğrenci grubunu bünyesinde barındıracak gibi duruyordu. Raflarda kitaplar vardı ve öğretmen masasının arkasında da kocaman siyah bir tahta duruyordu. Önünde de sarı saçlarıyla parlayan Profesör Eclipse. Sevecen görünüyordu, belki de biraz tedirgin. Onun dersi işlenir ve ilgi çekici hale getireceğinden emin olan Luna, önlerde bir sıraya oturdu ve profesörün konuşmasını bekledi. Bir kaç Slytherinli kendi aralarında konuşuyordu, profesör onları uyarmak yerine elindekileri sert diyebilinecek bir şekilde masaya koydu. Sınıf sessizliğe gömülmüştü ve bileğinin sessiz çığlıklarını kimse duymuyor gibiydi.

“Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.” dedi meraklı gözlerle ona bakan öğrencilerine. Luna parşömenini önüne çekti, gözüne girmek istiyordu ve bunun için de önemli olan herşeyi not almakta kararlıydı. En öndeki Hufflepufflı kızın parşömenine baktığını gördü, önceden verdiği ödevi yapıp yapmadığına bakıyordu herhalde ve kızın suratından anlaşıldığı üzere ödev tamamlanmamıştı. Ancak biraz geç haber verilmişti sanki. Luna sık sık panoları kontrol ettiğinden ödevi farketmişti ve bundan dolayı da minnet doluydu.

“Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim.İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir.” dedi. "Buna gerek yok..." diye düşündü Luna. Ödevini çoktan hazırlamıştı. Bu yüzden çantasını açtı ve uzun sayılabilecek kompozisyonunu sırasının üzerine bıraktı. Profesör geldi ve sırayla herkesin parşömenini aldı. Luna bileğinin acısını duymamaya çalışıyordu.

“İlk dersimizde sizi sıkmadan kısaca Hogwarts’ın başlangıcına değinelim.” Bu sıkıcı bir konu değildi. Luna az da olsa binalar hakkında bir şeyler biliyordu. Önceden bütün binaların bir uyum içinde yaşadığını ancak Slytherin'in kurucusu Salazar Slytherin'in okulda sadece Safkanları istemesi üzerine bir ayrılık doğduğunu bunun üzerine Godric Gryffindor'la Salazar Slytherin'in ettikleri kavga yüzünden Salazar Slytherin'in okulu bir daha dönmemek üzere terkettiğini biliyordu. Ve binaların artık öğrenci seçmeye başladığını da. Yine de profesörün ağzından çıkanların neredeyse tamamını not aldı.

"Tabi ki de buraya kadar olan kısmı hepiniz az ve ya çok biliyorsunuzdur.Bu yüzden eğer anlmadığınız bir şey yoksa hepiniz için gerekli olan bir konuya değinmek istiyorum." Luna gülümsedi. Bunları anlamayacak kadar kaz kafalı kaç kişi olabilirdi ki? Tahtaya ilerleyen Profesör asasıyla tahtadaki şekilleri sildi ve yerine "Adım adım Hogwarts" yazdı. Kafasındakileri toparlamış gibi görünüyordu, kendinden emin bir şekilde anlatmaya koyuldu...

"-Hogwarts bir sürü oda ve bilinmeyen geçitlerle dolu bir okuldur.Okulda bir sürü kule ve binalar için ayrılmış özel bölümler vardır. Hogwarts'ta yüz kırk iki merdiven bulunur.Geniş ve rahat merdivenler, dar merdivenler, belirli cuma günleri değişik yerlere çıkan merdivenler, bazı basamakları yok oluveren, düşmemek için atlaya atlaya çıkılan merdivenler..." dedi tane tane Profesör. Luna gözlerini devirdi ve "Tuzaklı merdivenler..." dedi sadece kendisinin duyabileceği bir şekilde. Bileği onay verircesine sızlıyordu ama Luna hiç durmadan not alıyordu. Profesör devam etti.

"Herşeyin sürekli hareket halinde olması neyin nerede olduğunu hatırlamayı imkansız kılar.Bu yüzden hepinizin Hogwarts'ı tanıması gerekir.Şu ana kadar karşılaşılmasa da okul için de kaybedilen bir kişinin bulunana kadar hayatta kalması bana zor gibi gözüküyor.Bu yüzden hepinizin sıralarının altına birer harita koydum.Bunlar belirli yerleri ve mesafeleri size gösteren birer el kitapçığı niyetinde sizde bulunmaktadır.Bu yüzden amacına uygun kullanmak binanız ve kendiniz için yapılabilecek en mantıklı davranıştır." Luna minnetle gülümsedi. Bu koca okulda sık sık kayboluyordu ama duyuru panolarını incelemekten çoğu dersliğin yerini öğrenmiş sayılırdı. Sırasının altına elini attı, gerçekten de orada bir kitapçık vardı. İncelemeye karar verdi ama profesörün yeni bir şey söylemeye hazırlandığını görünce durdu.

"Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum." Şapka'nın şarkısı, Hogwarts hakkında bir çok bilgi veriyordu öğrencilere. Luna o gün ilgiyle dinlemiş olmaktan memnundu."Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur.Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz.Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz." Luna parşömeninin bir köşesine yazdı. "Ravenclaw'un tarihini incele!"

Derken zil sesi kulaklarını doldurdu. Dolu dolu bir ders geçirmiş olmanın verdiği memnuniyetle sınıftan çıktı. Madam Promfey'e gitmesi gerekiyordu...

Kompozisyon~

Adım Regina Luna, soyadım Archangel. Kendimi anlatmaya ailemden ve geçmişimden başlamak isterim. Ailem İngiliz kökenli olup tamamen Safkan bir ailedir. Ailemin çoğu Karanlık Tarafta'dır ve Karanlık Lord'a hizmet eder. Ailemizin mottosu, düşmanımız olan Seherbazları korkutmak amaçlı olarak « Death follows you » [Ölüm Peşinde] olarak kabul edilmiştir. Archangellar Slytherin ve Ravenclaw binalarına dağılmıştır.
Daha yüzeysel olarak bakarsak annem ve babam Seherbazlar tarafından bir çatışmada öldürüldü. Çok küçük bir kızdım ve bana o zamandan sonra teyzem Beatrice baktı. Bana bir anne gibi olan teyzem, hiç çocuğunun olmaması nedeniyle bütün sevgi ve ilgisini bana bağışladı ve toparlanmama yardımcı oldu.
Bana gelince, binamdan da anlaşıldığı gibi zeki sayılırım. Ancak sırlarımı kimseye anlatmamak gibi bir özelliğim var, sanırım anne ve babamı kaybetmek beni çok yaraladı ve o günden sonra kimseye güvenemiyorum. Bir şeyleri kontrol etmekte üzerime yoktur, sanırım annemden gelen bir özellik bu. Gerektiği yerde gerektiği gibi davranırım, yaşıma göre olgun olduğumu söylerler. Ruh halim değişkendir. Bazen çok uslu ve akıllı bir kız olurum, bazense yaramazlık yapan küçük bir kız. Farklı olmaktan hoşlanırım, Safkanları ve kitapları sevmekle beraber, Mugglelar ve Melezlerden hoşlanmam.

~19-Uzunluk açısından tatmin edici olsa da Anlattığın konuları (ders içindekiler) daha fazla açarak Rp'nin akıcılığını ve uzunluğunu arttırabilirsin~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Ptsi Tem. 27, 2009 3:07 pm

Sihirli yaratıklar bakımı dersliğinden çıktığından beri üstündeki böcek -pire- gibi haşereleri ve yaprak parçacıklarını temizlemek incelik isteyen ve uğraştırıcı bir işti.Bu işle zamanının çoğunu harcamış olup ancak Ortak salona yönelip arkadaşlarına katılabilecekti,nihayet(!) derken birde parolayı -boşboğaz- unutmuştu.Pek önemi yoktu,onlarda aceleyle dışarıya çıkarak merdivenlerden aşağıya kendilerini bıraktılar.Bir an için hayıflandı, .''Neden geldiysem buraya ! Hazır onlar iniyormuş..''Hayıflanmayı bıraktığında halsiz -yorgun- biçimde düşücekmişçesine merdivenlerden aşağıya kendini bıraktı,çocukları takipekoyulmuştu.Bir kalabalık bir duvara bakıyordu,Mich'de o kalabalığın arasına girerek ne olduğunu anlamaya çalıştı,ancak bu ön sıralara geçmek için efor sarfedince mümkün olmuştu,''Mantar pano'' millet göz atıyor,kötü bir şeymiş gibi mırıldanmalar başlıyor.Mich yazıyı anlamakta biraz güçlük çekmişti,küçücük (!) ve el yazısıyla anlamayı zorlaştırıyordu,gözleri açık panoya iyice sokuldu.

"Bütün Öğrencilerin Dikkatine!"
"Derse Gelirken Getirilmesi Gerekenler;
~Kendinizi Anlatan Kısa Bir Kompozisyon
~2 Adet Parşömen ( tüy kalem ile birlikte )
~1. Sınıflar Sihir Tarihi Kitabı"

Yazıyı okuduğunda oda mırıldanıyordu aynı bir kedi gibi.O merdivenleri bir daha çıkıcak olmanın üzüntüsünden.Bir an diğerlerininde bu nedenden dolayı mırıldandığına kanaat getirmeye çalıştı ancak nafile.Diğerleri sadece bu dersin başlayacağından habersiz (!).Sıkıcı (!) bir ders olduğunu düşünmekte.Mich hafif kaşlarını çatarak merdivenlerden çıkakoyuldu.Sihir Tarihi;Bir çok karanlık ve büyük büyücüleri,Hogwarts'ın ve Büyücülük Tarihinin sırlarını açıa vuran bir ders.Mich için elbette.Diğerlerinin Mich gibi(!) düşünmemesi içleracısı -üzücü- doğrusu.Saat onbire onbeş var,bu bir nevi derse onbeş dakika var demektir.Bu sefer Şişman Kadın'ın tablosuna geldiğinde parolayı hatırlamıştı ''Boşboğaz'' önceden içeri almadığı için kızgın bir tavırla haykırdı.Hafif bir dudak kıvırdı,direkt hızlı adımlarla malzemelerin olduğu dolaba koştu.Parşömenleri aldığı gibi bir reflekstir (!) hızla merdivenlerden aşağıya koşmaya başladı,elleri dolu gözleri kol saatinde.Son beş dakika kala varmıştı.Sihir Tarihi;eski püskü eşyalarla dolu,tozlu,pis bir yer.Gibisinden düşünmüştü,çoğu yerde böyle öne sürülürdü.Ama bu düşünceden ırak -fazlasıyla- .Tertemiz bir sınıfa benziyordu.Slytherinli çocuklar yerlere tükürene kağıtlar atana dek.Profesör geldiğinde hepsi yerlerine oturdu bir refleksdir,Slytherin'lilere kaş çatarken kafasını profesöre çevirmemek için zor tutuyordu.Alımlı,hoş -harikulade- .Kendine has doğal bir güzelliği vardı,makyajdan uzaktı doğrusu.Slytherin'lilerin fısıltıları yavaş yavaş kesilirken profesör sözüne başlamıştı.“Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.”Bir an açılış konuşmasını dinlerken her dersde olduğu gibi saçma tahminler,düşüncelerin peşindeydi.Kaşları havada ''Böyle güzel sesi varken sanatçı olabilirmiş.Hey bir dakika bu gelecek postasına çıkan kadın değilmi? Hamile olan?'' Karnında şişlik dahi yoktu.Düzgün pürüssüz bir vücuda sahipti.Düşünce karmaşası içindeyken,önündeki parşömenleri simetrik bir şekilde düzenliyor.“-Ben Ann Valerié Eclipse.Sihir Tarihi Profesörünüz olduğum için bu seneki Sihir Tarihi ile ilgili dersleri beraber işleyeceğiz.” şeklindeki nahoş darbe ile uyanıyor.Gelecek postasındaki haberlerini okumasına rağmen adını yeni öğrenmişti.İlk önce etrafına baktı,ne kadar ses çıkarmasalarda dersi dinlemedikleri gerçeğini değiştirmezdi bu.''Siz böyle dersi,böyle anlatanı bulursunuz bidaha?'' geçirdi,ardından elini çenesine koydu.Başının tüm yükünü dirseğiyle sırası almmıştı.Profesörün gözlerini süzüyordu.Söyleyeceği lafları anlayabilmek için dikkatli bakışlarına çevirmemişti,göz dahi kırpmıyordu.“-Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim.İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazılarıtoplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir.”Elbette yazmıştı ancak beğeneceğinden vereceği nottan tereddütlü (!) yavaş bir şekilde hareket etmeye başladı.Herkesden sonra parşömene adını soyadını ekledi ,profesörün masasına bıraktı."-Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, 11. yüzyılda hepinizin bildiği üzere şu an bulunduğunuz binaların köklerini oluşturan dört büyük büyücü tarafından yani Godric Gryffindor , Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw ve Salazar Slytherin tarafından kurulmuştur.Birkaç yıl tüm kurucular uyum içinde çalışarak büyü yeteneği olan gençleri bulup şu an bulunduğunuz okula ve oturduğunuz sıralara eğitim vermeye getirdiler.Fakat bir süre sonra aralarında fikir ayrılıkları çıktı.Bu her ortamda olabileceği gibi Hogwarts'ta da mümkün bir olay.Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti. " Ve sonrada bir oda yaptığı öne sürülüyordu.Bu söylentiyi herkez bilirdi.Odayı Slytherin'in varisi açabilirdi sadece.Tamda bu düşünceye yüklenmiş -yoğunlaşmış- bir halde onu tetikleyen sözleri duydu.''Salazar en doğrusunu yapmış,O anakuzularıyla kalacağına,bence Salazar gelmiş geçmiş en büyük büyücü.'' Burada kendi binasına söylenen kötü bir söz vardı elbette.Yumruğunu sıkarak öfkesini atmaya çalıştı,sorununu ders içindede çözemeyeceğine aklına getirince bu onu biraz yatıştırmıştı."-Tabiki de buraya kadar olan kısmı hepiniz az ve ya çok biliyorsunuzdur.Bu yüzden eğer anlmadığınız bir şey yoksa hepiniz için gerekli olan bir konuya değinmek istiyorum." Elbette çoğu anlamamıştı,garip,meraklı gözlerle profesörü süzerken parmak kaldırmaya ''Ben anlamadım'' demeye yeltenmemeleri zoruna gitmişti Mich'in."-Hogwarts bir sürü oda ve bilinmeyen geçitlerle dolu bir okuldur.Okulda bir sürü kule ve binalar için ayrılmış özel bölümler vardır. Hogwarts'ta yüz kırk iki merdiven bulunur.Geniş ve rahat merdivenler, dar merdivenler, belirli cuma günleri değişik yerlere çıkan merdivenler, bazı basamakları yok oluveren, düşmemek için atlaya atlaya çıkılan merdivenler... Herşeyin sürekli hareket halinde olması neyin nerede olduğunu hatırlamayı imkansız kılar.Bu yüzden hepinizin Hogwarts'ı tanıması gerekir.Şu ana kadar karşılaşılmasa da okul için de kaybedilen bir kişinin bulunana kadar hayatta kalması bana zor gibi gözüküyor.Bu yüzden hepinizin sıralarının altına birer harita koydum.Bunlar belirli yerleri ve mesafeleri size gösteren birer el kitapçığı niyetinde sizde bulunmaktadır.Bu yüzden amacına uygun kullanmak binanız ve kendiniz için yapılabilecek en mantıklı davranıştır." Mich bunları not alırken bir ''Voov'' sesiyle profesörün konuşması yarıda kalmış ,Profesör derse ilgili olmalarına sevinmiş ancak palavranın kralı (!).Not alırken nerede kaldığını şaşırınca sinirden kızarmıştır adeta.Dağınık saçları yeşil gözleri üstüne kırmızı cübbe,kırmızı surat ne kadar uyumlu (!) olsada komik bir görüntüdür.Profesör asasının bir kaç hareketiyle tahtadakileri silmiştir.Mich bunu bile yapsa şükür (!).Ardından ödevi söylemeye başlamıştır,"-Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum.Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur.Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz.Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz." Mich bunuda özetleyerek not almış,profesör onları süzerken Slytherin'lilere attığı bakışı görüp görmediğinden tereddütlü ancak umursamaz (!) bir tavırla yatakhaneye doğru yönelmiştir.Bu yorgunluğu üzerinden atmak için güzel -deliksiz- bir uykudan iyisi yoktur.

Kompozisyon:
Adım,
Michael Nymins Miller.Soyadımın ''Miller'' olması sizi yanıltmasın,''Bakanın çocuğu'',''Zengin züppe'' gibisinden söylentiler duydum.Ama size söylemek isterimki;Gerçeklerden haberdar değilsiniz.Benim önceki ismim Michael Robinson Black.Yani evlatlık alınmadan önce.Babam Black Ailesinden,annem ise Miller Ailesinden.Babam bir süre -isteksizce- karanlık tarafa hizmet etmiştir,Ölümyiyen damgası vurulan bir insandı.Annemle evlenince bu mesleği bırakmak istemesinin sonucu ağırdı elbet.Tahmininizce;Ailem gözlerimin önünde öldürüldü.Benide öldürmeden önce bakanlık yetişti.Bu yaşıma kadar yetimhanede büyüdüm.Taki;Carol beni görene dek.Velayetimi üzerine alarak yasal velim oldu,artık bir Miller'ım.Ve size önerim insanları soyadlarıyla yargılamayın.Amacım Seherbaz olup yaşadıklarımı başkalarınında yaşamamasını sağlamak.Pek konuşkan biri değilimdir.Şakayı severim ancak yerinde.Yemek konusunda;Ayır etmem,kaldığım yetimhanede bu duruma alıştım emin olun.Ve kendimi ifade etmekte pek iyi değilimdir,o yüzden kompozisyonun sonuna geldik.

Out:Rp'de alıntılarda boşluk bırakmıyorum.O yüzden kıss görünebilir,sizi yanıltmasın ...

~18-Öcelikle Îmla hatalarını düzeltmen gerekiyor.Rp'nin akıcılığı oldukça az olduğundan bazı yerleri anlamakta zorlandım bu yüzden bir daha ki sefere daha anlaşılır bir dil kullanmanı öneririm.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Ptsi Tem. 27, 2009 6:28 pm

"Aman tanrım, bir ders daha!"

Ne kadar sıkılsa da girmek zorundaydı. Sihirli Yaratıkların Bakımı Dersi aslında güzel geçmişti. Alan Patlar Uçlu Kelekerler hakkında birçok şey öğrenmişti. Ama yüzündeki o asık ifade bir türlü düzelmiyordu.Sıkılıyordu. Arkadaş bulmak istiyordu. Ve aşıktı. Adını bile bilmediği o kıza aşıktı. Derslerde hep gözü onun üzerindeydi. Ana salon ve Ortak Salonda da. Ne zaman ona baksa içinde birşeyler kıpırdıyordu. Aşk bu olsa gerekti. Alan bu şekilde düşünürken okul bahçesine gelmişti. Kapıdan içeriye girdi. Hayaletler onunla oyun oynuyorlardı. Alan bu sefil yaratıklardan nefret ediyordu. Her an içinden geçmeleri de cabası. Ne kadar iğrenç şeylerdi. Bir hayalet olmamayı diledi. Merdivenlerden çıkarken düşmemeye dikkat etti. Çünkü bu aptal merdivenler durmadan değişiyorlardı. Artık buna alışmalıydı. Bir Ölüm Yiyen olabilmek için bu okulu bitirmek zorundaydı. Nefret ettiği tek şey bu değildi. Şarkı söyleyen tablolarda diğerleri kadar iğrençti. Alan hiçbirine kulak asmadan Sihir Tarihi Dersliği'nin yolunu tuttu.

İçeriye geçip boş bulduğu bir sıraya oturdu. Ve beklemeye başladı. Arkada Hufflepuff'lar aptalca hareketlerle birbirleri ile şakalaşıyordu. Hiç ciddiye almıyorlardı. Alan onlara bakarak acıyordu. Gelecekte iyi bir Ölüm Yiyen olduğunda hepsini yok edecek olması fikri onu mutlu ediyordu. Bu arada Profesör içeriye girdi. Birkaç Slytherin kendi aralarında konuşuyordu. Profesör eşyalarını masaya vurarak susmalarını ve yerlerine geçmelerini sağladı. Otoriter birine benziyordu. Ve disiplinliydi. Bu dersi sevecekti. En azından profesörü. Profesör kendini tanıttıktan sonra ders çıkışında parşömene kompozisyon yazmalarını söyledi. Alan hemen parşömeni yazmaya başladı. Bitirdiğinde profesör de toplamayı bitirmişti. Fakat onunki hala duruyordu. Çıkışta verecekti. Profesör Hogwarts'ın tarihini anlatıyordu. Alan not almaya başladı. Bu konular sıkıcı olsa da bilmesi gerekiyordu. Profesör çok güzel anlatıyordu. Her anlattığını anlamıştı. Arada bir sınıfın içinde dolanıyordu. Gerçekten harika bir dersti. Fakat ders uzun sürmedi. Profesör konuşmasını durdurdu. Derin bir nefes aldıktan sonra tahtaya ödevi yazdı. Alan ödevi not aldı. Ödevlerini yapmalıydı. Ve herkes çıkarken masaya yaklaşıp profesöre doğru gülümsedi ve parşömeni bıraktı.

~Parşömen~

Adı-Soyadı : Alan James William
Bina : Slytherin

-------
Alan James. Soylu bir aileden geliyor. Ailenin tamamı Gryffindor ve Slytherin'den oluşmuştur. Ailemizde Çatal Dil yaygındır. Fakat Alan'da bu yoktur. Hogwarts'ı fazla sevmesede tarihi ilgisini çekmiştir. Gelecekte güçlü bir ölüm yiyen olabilmesi için buna ihtiyacı vardır. Büyüleri öğrenmesi gerekiyor. Sihir Tarihi O'na göre büyüleyici bir ders. Profesör gerçekten disiplinli ve otoriter. Böyle olması gerekir zaten. En başarılı olacağı derslerden birisi bu olacak herhalde. Şimdilik bu kadar. Özellikleri; Cesur fakat meraklı. Merakından dolayı başına gelen olaylardan soğuk kanlılığı ve cesaretiyle kurtuluyor.

~15-Rp'ni ilerletsen daha olumlu sonuçlarla karşılaşabilirsin.Alıntı kullanmasanda konuları bir cümleyle geçmen anlamsız duruyor.Konuları açarak ve daha falza kendi düşüncelerine yer vererek bir daha ki dersimde daha iyi bir not alabileceğini umuyorum.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Salı Tem. 28, 2009 9:12 am

Victoria SYB dersinden çıktıktan sonra yarım saat bir aradan sonra Sihir tarihi dersliğine gidecekti. Dersin işlendiği yere doğru yavaş, yavaş yürümeye başladı. Yürürken ayaklarını birbirine çarptırıp duruyordu. Bu onun oyalanmasını sağlıyordu. Victoria’nın içinde biraz heyecan vardı. Profesörü merak ediyordu. Ve bu ilk Sihir tarihi dersi olduğu hiç herkez için normal bir durum olduğunu düşünüp fazla üstünde durmadı. Dersliğe varmıştı. Victoria bu sefer erken gelmemişti. Öğrencilerin birçoğu yerleşmişlerdi bile. Victoria hemen ders araç-gereçlerini hazırlamaya başladı. “Tüy kalem, kompozisyon, kitap ve parşömenler. İşte, hepsi tamamdır.” Dedi ve bir iç çekip dersliğe girdi. Victoria hemen boş bulduğu bir yere yerleşti ve eşyalarını masasının üzerine koyuverdi. Bazı Slytherinli öğrenciler sıralarına geçmek yerine çok yaramazlık yapıyorlardı. Bu Vicky de rahatsız etmişti az çok. Profesör, Slytherinli öğrencileri uyarmak maksadıysa eşyalarını sertçe masaya vurmuştu. Victoria birden bire sıçramıştı. Ardından herkes yerine oturmuş profesörü izliyorlardı.

“-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.”

Profesör gayet sakin ve rahatlamış görünüyordu. Sadece huzurlu bir ders işlemek istediğini sezmişti Vicky. Saçlarının açık renkliği tenine uyum sağlamıştı. Giyindiği elbise ile çok narin ve zarif görünüyordu. Bu 2 metre öteden bile anlaşılabilirdi. Mas mavi gözleriyle sınıftaki herkesi incelemeye başlamıştı. Bir süre bazı büyücülerin önündeki kompozisyonları inceleme gereği duydu ve yüksek ve narin bir ses tonuyla kendisini tanıtmıştı. Victoria kollarını göğsünde bağlayıp yüzünde hafif bir gülümseme oluşturmuş, Profesörü dersi anlatmadan önce dikkatlice dilemeye başladı ve bu dikkatini dersin sonuna kadar dağıtmayacağını düşündü ve derse konsantre olmaya gayret etti. Hiç vakit kaybetmeden Profesör, bizden istediği kompozisyonları toplamaya başladı. Bu kompozisyonda kendilerinden bahsetmeleri gerekiyordu. Ve Victoria için bu sorun olmayacaktı. O kendisini tanıtmak konusunda oldukça başarılı görüyordu kendisini. Herkesin masasının üstündeki parşömenleri inceliyordu. Bazıları ise yazmamış ve hızlıca yazamaya çalışıyorlardı. Profesör tahtaya doğru adımlar atmaya başlamıştı. Herkes “Ahh, olamaz işte başlıyoruz!” Diye fısıldıyorlardı birbirleriyle. Ama bunu profesörün duymasına imkan yoktu. Victoria bunu duyduğunda biraz morali bozulmuştu. İlk dersten fazla kasılmak istemiyordu. Diye düşünürken;

“-İlk dersimizde sizi sıkmadan kısaca Hogwarts’ın başlangıcına değinelim.”

Demişti Profesör. Victoria bunu duyar duymaz bir Ohh çekti ve bulunduğu sırasına sırtını yasladı ve dikkatlice Profesörü takip ediyordu. Profesör asasıyla tahtaya bir yazı yazmıştı. ”Hogwarts’ın Basamakları” Bu sınıftaki birçok öğrenci için biraz saçma gelmişti. Vicky büyücülerin yüz ifadelerinden anlayabiliyordu. Ama Victoria yüz ifadesini değiştirmemeye özen gösteriyordu. Profesör’ün yanlış düşünceleri olmaması için.“Belki de bu anlatacakları şeyler için çok mantıklı bir başlıktır. Bunu nerden bilebilirler ki?” Diye düşünmüştü içinden. Ardından profesör sözüne başladı. Uzu uzun Hogwarts ile ilgili bazı bilgileri anlatmaya başladı. Sesi oldukça yüksek çıkıyordu. Bütün büyücülerin duyabileceği kadardı. Profesör sınıfa, Gryffiondor, Slytherin, Hufflepuff ve Ravenclaw ile ilgili bazı şeyleri söz etti. Bunları az çok biliyordu Victoria. Ama anlatması yinede ilk ders için iyi olmuştu. Uzun, uzun anlattıktan sonra derin bir nefes almıştı. Rahatlamış görünüyordu. Sınıfın bir kısmı Profesörün bu anlattıklarını duymamış olmalıydı. Şaşkınca bakıyorlardı. Profesör bu durumun üzerine yüzünde hafifçe bir gülümseme belirdi. Ardından asasını tahtanın üzerinde gezdirmeye başladı ve bir şema çizmişti. Bu sanırım bütün büyücüler için akılda kalma tekniği olmalıydı. Victoria görsel ile öğrenmeyi daha çok severdi. Ardından anlamadığımız bir konunun olup olmadığını sormuştu. Bu güzel bir durumdu. Profesör oldukça anlayışlı ve düşünceliydi. Böyle olması hepsi için çok güzeldi. Kimse söz almamıştı. Ya sormaya çekiniyorlardı yada hepsi çok iyi anlamıştı.

Tahtadaki şemayı hiç vakit kaybetmeden silivermişti Profesör. Ve yeni bir başlık yazdı. "-Adım Adım Hogwarts..." Bu başlığı da pek kavrayamamıştı ama önceki gibi sonrada anlatılan ile kesişeceğini biliyordu Victoria. Başlığı yazdıktan sonra sesli bir şekilde tekrarlamıştı. Bu ses sınıftaki sessizliğin bozulmasına neden olmuştu. Yeniden uzun bir şey anlatmak üzere sözüne başladı Profesör. Bu sefer Hogwarts’ın özelliklerini anlatmaya başlamıştı. Herkesi neler beklediğini, genel olarak bilmemiz gerekin birçok şeyi anlatmıştı. Profesör düşünceli bir davranış daha yaparak sıralarımızın altına birer harita yerleştirmiş. İlk başlarda bunlarla alışmaya çalışacağız. Ve önemli olduğunu Victoria çok iyi bir şekilde anlamıştı. Hogwarts içerisinde kaybolmak, çok kötü bir şey olduğunu bilmiyordu. Öğrenmesi iyi olmuştu. Herkes sıralarının altındaki haritaları inceliyorlardı. Profesör anlattıklarını bitirdikten sonra değişik bir şekilde gülümsedi. Ders bitimine geliyorlardı. Bunu Vicky, tahmin edebiliyordu. Profesör tahtayı yok ederek, ödevi söylemeye başlamıştı;

"-Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum. Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur.Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz.Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz."

Konuşmasını bitirir bitirmez zil çalmıştı. Victoria ödevi hakkında şimdiden düşüncelere kapılmıştı bile. Onun için pek zor olmayacağını düşünüyordu. "-Yazmayı bitirenler çıkabilir. Bir daha ki derste görüşmek üzere..." Dedi ve gülümseyerek, sınıftan çıktı.

---

Kompozisyon*

Adım Victoria Lynn, Soyadım Hogan. Teyzem ve dayım ile birlikte İtalya da yaşıyorum. Orada doğduğum için İtalyalıyım diyebilirim. Babam ben bebekken trafik kazasında ölmüştü. Bu benim için en kötü durumlardan birisiydi. Babamı hiç görmedim… Fotoğrafı bile yok elimde. Sadece annem anlatırken biraz hayalimde canlandırabiliyordum. Annem ise hastaydı. Tedavisi olmayacak bir şeydi. Oda ben 10 yaşımdayken ölmüştü. Aile açısından pek bilgim bulunmamaktadır. Teyzem ve dayım bana çok iyi bakıyorlar. Onları ailem gibi görüyorum. Aile sevgisi pek yaşayamadığım için utangaç bir kızım. Ayrıca çok duygusalım. Bu yönüm çok sevilir. Farklı birisi olmayı severim. Başkası olmak asla istemem. Ben kendim gibi olmayı seven bir kızımdır…

~23-Gerçekten başarılı bir RP olmuş.Oldukça az alıntı kullanmışsın ve kendi düşüncelerine benim davranışlarımla aynı oranda yer vermişsin.Önümüzdeki derste tam puan alabileceğine inanıyorum~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Salı Tem. 28, 2009 2:54 pm

Jasper Sihirli Yaratıkların Bakımı Dersliğinden Çıkmış.Sihir Tarihi Dersliğine Doğru Yola Koyulmuştu.Koridorda Gördüklerine ''Selam'' Demeden Geçemedi.Birden Panoya Doğru Yöneldi Panoyu Okudu Ve Yazmaya Başladı:

Adım Jasper Soyadım Black Safkanımdır.Özellikle Zeki Ve Sinsiyimdir.1-75 Boylarında 50 Kiloyumdur.

Jasper Ruby Black
Hufflepuff/1. Sınıf

Panoya Bu Yazıyı Yazdıktan Sonra Arkasına Yaslandı.Mutluydu.Bu Hogwartstaki 2. Dersiydi.İçinden Kahkaha Atıp Koşmak Geliyordu.Ama Bunu Ypamaması Lazımdı Çünkü O Terbiyeli Bİr Çocuktu.Etrafına Bir Baktı.Herkes Kitapını Açıp Okumaya Başlamıştı.O Da Açtı Ve Okumaya Başladı.Sihir Kitapının Elinde Oluşu Bir Başkaydı.Ama Dersi Sevdiğini Söyleyemezdik.Ve O Zaman Öğretmen Girdi:

“-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.”

Jasper Bu Lafları Çok Öğretmenden Duymuştu.Ama Bir Sihir Tarihi Öğretmeninin Bu Lafı Söyleyeceğini Beklemiyordu.Öğretmen Lafına Devam Etti:

“-Ben Ann Valerié Eclipse.Sihir Tarihi Profesörünüz olduğum için bu seneki Sihir Tarihi ile ilgili dersleri beraber işleyeceğiz.”

Öğretmene Bir Göz Attı.İyi Birine Benziyordu.Öğretmen Durmadan:

“-Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim.İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir.”

Jasper Yazdığı Parşomeni Çıkardı.Ve Öğretmenin Gelmesini Bekledi.İksir Dersine Fazla Bsşarılı Olmadığı İçin Sonlardaydı.Öğretmeni Ona Gelmesi Zaman Alacaktı.Öğretmen Sonunda Geldi.Öğretmene Gülümseyerek Parşomeni Verdi Öğretmen Yavaşça Masasının Yanına Geldi Ve:

“-İlk dersimizde sizi sıkmadan kısaca Hogwarts’ın başlangıcına değinelim.”

Belkide Nefes Almadan Asasını Çıkardı.Jasper Öğretmenin Ne Yapacaığını Merak Etti Ve Dikkatlice Onu Baktı.Herkes Merak Etmiş Olmalıydı.Çünkü Herkes Öğretmene Bakıyordu.Öğretmen Tahtaya ”Hogwarts’ın Basamakları”.. Yazmıştı.Jasper Bunun Ne Anlama Geldiğini Bilmiyordu.Merak İçinde Öğretmenin Tahtaya Birşey Yazmasını Bekledi.Öğretmene Dikkatlice Baktı.Öğretmen Bir Şey Diyordu:

"-Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, 11. yüzyılda hepinizin bildiği üzere şu an bulunduğunuz binaların köklerini oluşturan dört büyük büyücü tarafından yani Godric Gryffindor , Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw ve Salazar Slytherin tarafından kurulmuştur.Birkaç yıl tüm kurucular uyum içinde çalışarak büyü yeteneği olan gençleri bulup şu an bulunduğunuz okula ve oturduğunuz sıralara eğitim vermeye getirdiler.Fakat bir süre sonra aralarında fikir ayrılıkları çıktı.Bu her ortamda olabileceği gibi Hogwarts'ta da mümkün bir olay.Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti. "

Jasper Sihir Tarihi Dersini O Kadar Sevmesede Bu Bilgileri Biliyordu.Öğretmenin Devam Edip Bir Şey Demesini Beklerken Öğretmen:
"-Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum.Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur.Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz.Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz."

Bu Bilgileri Daha Önce Duymamıştı.Sihir Tarihi Dersinde Önemli Bir Şey Öğrenmişti.Sevindi Ve GÜlümsedi.Jaspar Kalktı.Ve Koşa Koşa Dışarı Çıktı

Komposizyon:

Adım Jasper Ruby Soyadım Black.Sinsi,Zeki.Çalışkan Ve Bi Okadarda Yakışıklıyımdı.Safkanımdır Boyum 1-75 Civarlarında Kilom İse 50'dir.

~14-Alıntılar Dışında Görünüşünde Bile Bir Boşşluk Var.Betimlemelerini Arttırıp Kendi Düşüncelerini Çoğaltarak Önümüzdeki Derste 5 Puanlık Oynamalar Bekliyorum Senden.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Çarş. Tem. 29, 2009 11:19 am

Justin uçuş dersinden çıkmış boş boş dolaşmaktaydı. Hala uçuş dersine düşünmekteydi. Birden sihir tarihi dersi olduğunu fark etti ve sihir dersinin işlendiği sınıfa doğru yürümeye başladı. Bu Justin’in 2. dersi olacaktı ama Justin uçuş dersinden daha heyecanlıydı çünkü bu ders sözele dayanan bir dersti ve de Justin’in sözeli iyi olduğu söylenemezdi. Justin sınıfa doğru ilerliyordu ve bir yandan da bu dersten nasıl geçeceğini düşünüyordu. Justin her türlü sihiri çabuk öğrenir ve yapardı ama tarihinin iyi değildi bilgileri çok çabuk unutuyordu. Justin daha önce tarihini düzeltmek için birkaç kitap okumayı denemişti ama onlarda pek işe yaramamıştı. Beklide kendi çalıştığı için becerememişti.” Belki sihir tarihi profesörü anlattığında anlayabilirim.”” diye düşünüyordu Justin..

Sınıfın kapısına gelmişti. Sınıfta bir sürü öğrenci vardı. Biraz geç kalmıştı anlaşılan. İlk olarak panonun yanına gitti ve okumaya başladı

"Bütün Öğrencilerin Dikkatine!"

"Derse Gelirken Getirilmesi Gerekenler;

~Kendinizi Anlatan Kısa Bir Kompozisyon
~2 Adet Parşömen ( tüy kalem ile birlikte )
~1. Sınıflar Sihir Tarihi Kitabı"

Justin hemen gereken malzemeleri hazırladı ve boş bir masaya oturdu. Profesör sınıfa girdi ve ayaktaki 2 3 Slytherinliyi yerine oturdu. Justin içinden “ Yine genç bir profesör” diye geçirdi. Gerçekten çok güzel bir profesördü ve de çok iyi birine benziyordu. Profesörün sarı saçları çok dikkatini çekmişti. Sınıf çok sıkıcıydı kimseden çıt çıkmıyordu. Bu sessizlik bir süre daha devam etti ve birden sessizliği sihir tarihi profesörünün konuşması böldü. “-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.” dedi sihir tarihi profesörü. Sesi çok nazikti Justin’e göre. Yine olan ufak bir sessizlikten sonra profesör kendini tanıtmak için konuşmaya başladı.

“-Ben Ann Valerié Eclipse. Sihir Tarihi Profesörünüz olduğum için bu seneki Sihir Tarihi ile ilgili dersleri beraber işleyeceğiz.” dedi. Sesi hala çok nazikti ve konuşmasına devam etti. “-Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim. İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım. Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir.”

Justin neyse ki derse girmeden önce yazı işini halletmişti. Profesör Justin’nin yanına geldi Justin de profesöre yazdığı parşömeni uzattı. Justin içinde profesörün yazısını beğenmesini diliyordu. Profesör bütün parşömenleri topladıktan sonra tahtaya yürüdü ve asasını çıkardı tahtaya bir şeyler yazmadan önce bize dönerek “-İlk dersimizde sizi sıkmadan kısaca Hogrwats’ın başlangıcına değinelim.” Dedi. Justin dersi anlamak için öğretmen ve tahtaya odaklanmıştı. Sınıftakilere inek gibi görünmek istemiyordu ama sihir tarihinden kalmakta istemiyordu. Profesör tahtaya””Hogwarts’ın Basamakları”yazmıştı. Sihir tarihi profesörü konuyu anlatmaya başlamıştı. İlk olarak Hogwarts’ın klasik tarihinden bahsetmişti. Justin ilk defa tarihten bir şeyler anlıyordu ve bunları unutmamayı umuyordu. Justin bir yandan da profesörün söylediği şeyleri ya ufak bir kâğıda ya da kitabın bir köşesine not alıyordu. Sihir tarihi profesörünün anlatışına bayılmıştı her şeyi anlıyordu. Sihir tarihi profesörü tahtaya dönerek bir şema çizdi Justin’de bunu hemen bir kâğıda geçirdi. Bu şema Hogwarts kurucularının özelliklerini anlatıyordu. Profesör diğer öğrencilerin şemayı geçirmesini bekledi ve bütün öğrencilerin işi bitince konuşmasına devam etti. "-Tabi ki de buraya kadar olan kısmı hepiniz az ve ya çok biliyorsunuzdur. Bu yüzden eğer anlamadığınız bir şey yoksa hepiniz için gerekli olan bir konuya değinmek istiyorum." dedi ve tahtadaki şema yerine yeni bir başlık daha geldi. Başlıkta "-Adım Adım Hogwarts..." yazıyordu. Profesör arkadaki öğrencilerin görememiş olacağını düşünerek sesli bir şekilde tekrarladı. "-Adım Adım Hogwarts...". Profesör bize dönerek konuyu anlatmaya başladı. Bu konuda Hogwarts’ın içiyle alakalıydı. Kuleler gizli kapılardan filan bahsetti. Justin şaşırası bir şekilde bu konuyu da anlamıştı galiba sihir tarihine kafası basmaya başlamıştı. Tabi bu anlamada profesörün anlatım tarzının da

Büyük katkısı vardı. Anlatmayı bitirdikten sonra tahtadakileri sildi ve ödevi söylemeye başladı. "-Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum. Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur. Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz. Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz." dedi ve sınıftan gülümseyerek çıktı. Justin eşyalarını topladı ve sınıftan çıkmak için yürümeye başladı şimdiden ödevini düşünüyordu seçmen şapkanın ne düşündüğünü bulmak için.

—Kompozisyon

Adım Justin Isaac Black. Transilvanyada yaşıyorum. 57 kiloyum boyum 1.73. Safkanım. Arkadaşlarımı çok sever ve onlarla takılmaya bayılırım. Ailem için hayatımı feda ederim. Ukala ve kibirli kişilerden hiç hoşlanmam. Gerekmediği sürece şiddetten uzak durur çoğu şeyi zekâmla hallederim. Siyah saçlı mavi gözlüyüm. Müzik dinlemeyi çok severim. Sözel dersler dışında çoğu derste başarılıyımdır.

Justin Isaac Black

I.sınıf Gryffindor

~22-Alıntıları Hiç Yapmasaydın Yine de Başarılı Bir Rp Olurdu.Betimleme Sayısını Arttırırsan ve alıntıları Yok Edersen Tam Puan Alabilecek Kapasitedesin.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Çarş. Tem. 29, 2009 11:54 am

Göl Kenarı~~
07:54

Ne de zordu büyücülük dünyasına adım attığı ilk günlerinde ilk dersini alacak olmak. Gerçekten de ilkleri yaşıyordu. Herşey bir trenin vagonları gibi birbirini takip etmişti oysaki. Çok net hatırlıyordu Vittoria Hogwarts'a çağırılış mektubunu aldığı geceyi. Belki biraz hafızasını kurcalasa derinlerde daha ne anılar çıkardı karşısına. Kimbilir..

Geldiğinden bu yananeredeyse hiç ayrılmak istemediği büyüleyici gölün kıyısındaydı yine. Hava ne soğuk ne sıcak, sanki mevsimin yaz olduğunu inkar eder gibi hafif bir rüzgarla tenine değiyordu Vittoria'nın. İçindeki heyecan dalgası da en az mevsim kadar kıpır kıpırdı ya. Ahh..Hogwarts. Kaç büyücü çocuğunun hayalini kurduğu eşsiz büyü akademisi. Şanslı olmalıydı ya da bir şekilde kendisini oldukça şansı hissetmeliydi burada olduğu için ama, nedendir bilinmez içine oturan birşeyler vardı küçük cadının. Ailesninden uzaklaşmakmıydı onu bu kadar üzen yoksa ilk büyülerini yapacak olmanın tereddütümüydü? Ah,hayır! Kesinlikle büyü yapmak konusunda bir şüpheye düşemezdi. Hogwarts onun yeni aviydi.Yeni,sıcak ve huzurlu yuvası...

Geniş cübbesinin eteklerini toplayarak ayağa kalktı. Sabahın ilk saatlerinden beri burada oturup gölün parıldamasını izlemişti. Taze güneş ışıkları ufuktan yüzüne usul usul değerken bu dalgaların sesini dinlemek olağanüstü bir histi elbette. Nemli çayırların üzerine öylece bıraktığı çantasını kaldırıp omzuna taktı. Saatin ilerlemesiyle ıssız olan avlu bir anda öğrencilerle dolup taşmıştı. Herkeste barizce belli olan heyecan duygusu dalga dalga havaya yayılıp soğukkanlı görünmeye çalışanları bile zayıf noktalarından yakalıyordu. Kim heyecenlanmazdı ki ilk büyüsünü yapacak olduğunu düşününce? Vittoria tek huzur bulduğu yerden, sakin düşüncelerinden sıyrılıp büyük şatoya doğru ilerlemeye başladı. Büyü yapacak olmak, ah..bu gerçekten inanılmazdı..

Sihir Tarihi Dersliği~~
08:30~~

Sıcaklık,kalabalık ve gürültü. Vittoria sınıfın kapısına gelip çekingence başını içeri uzattığında ilk düşünceleri bu üç şey olmuştu. Yavaş ve sessiz adımlarla sınıfa giripkapıya yakın sıralardan birine oturdu. Henüz kimseyi tanımadığı için gidipte milleti rahatsız edemezdi. Ki zaten o kadar cesur olduğunu da düşünmüyordu ya. Belli etmeden sınıfa göz gezdirirken önünden geçen öğrencilerle sınıf iyice dolmaya başlamıştı. Açık havaya oranla oldukça baskın olan sınıf Vittoria gibi fazla sıkıntıya gelemeyenlere cehennem gibi görünürdü heralde. Klasik bir sınıf düzeninin dışında fazladan pek bir ayrıntı göze çarpmıyordu. Tek sorun fazla sıca ve daha fazla gürültülü olmasıydı. Bakışları herbir objenin üstünde duraklayıp devam ederken ince bir ses tüm sınıfta yankılandı. Profesör gülümseyerek öğrencilerinin karşısında konuşurken Vittoria hevesle kolunu sıraya dayayıp dinlemeye hazırlandı. İşte başlıyordu. Profesör'ün ince sesi hala kulaklarına çalınırken, aslında dinlediğinden çok beyninde yankılanan düşüncelere konsantre omuştu. Ne yazık ki düşüncelerini zaptedemiyen bir yapısı vardı. Konşmanın yarısını kaçırmış olsa bile silkinip dikkatini yeniden Profesör'ün anlattıklarına verdi.

".....Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti. "

O kadar barışçıl yanlı birisi olmamasına rağmen Vittoria için bu tür anlamsız kavgalar saçmalıktan da öte mantığa ayykırı geliyordu. Bu kadar küçük şeyler için kavga etmek..Ne kadar da manasızdı böyle. Bu tür saçma davranışlara çabuk karşı koyan yapısı gereği artan sinir katsayısını dizginlemeye çalıştı. Olmuş bitmiş birşey için fazlasıyla kuruntu yapıyordu. Herzamaki gibi. Tekrar Profesör'ün anlattıklarına dönerken yeni birşeylerden bahsettiğini farketti. Yarısını kaçırmıştı işte. Lanet olsun Vittoria!

"-Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum.Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur.Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz.Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz."

Profesör'ün konuşması bitince aniden yükselen sesler ve sıra oynamaları,ayak sesleri dersin bitmiş olduğunu gösteriyordu. Ödevi aklında tutabildiği kadarıyla yapmaya özen gösterecekti ama hafızası bunu yeterince saklayabilirmiydi,işte bundan emin olamazdı. Daha önceden hazırladığı parşömeni çantasından çıkarıp ayağa kalktı. Sınıfın o boğucu havasından kurtulmak için hızlı adımlarla dışarı çıkmaya çalışan öğrencilerin arasından süzülerek Profesörün masasına varabilmişti. Her zaman yaptığı, klasil kişisel takıntılarından biri olan kotrol huyunu buradada belli etmişti işte. Masanın arkasına geçip hafif kirli duvara yaslandı. Kağıt her nakadar kırışmış olsada düzgün el yazısı hala okunabiliyordu. Hızla kağıda göz gezdirmeye başladı.

"Adım, Vittoria April Brigham. Aslında İngiliz soyundan olan ailemle İtalya'da yaşıyorum. Oradaki büyücü kentini bırakıp yeni bir yere gelmek benim için zor olsa da burada yokluk çekeceğimi şimdilik düşünmüyorum. Büyü yapmak benim için küçüklüğümden bu yana hiç azalmayan bir tutku gibi. Fazlasıyla mantıksal düşünen kişiliğim belki biraz sorun yaratabilir ama herşeyin mantıktan ve anlamdam ibaret olduğuna inanıyorum. Mantığa aykırı herşeyi saçmalık olarak kabul ederim ve sanırım bu beni biraz kibirli yapıyor. Bu elimde olan birşey değil. Herkesin yaşam felsefesi kadar doğru olmalı.."

Yazdılarının her cümlesi okuyunca bir kez daha çok doğru olduğunu düşündürse de şimdi kendini beğenmişlik yapmanın zamanı değildi elbette. Parşömenini özenle diğer kağıtların üzerine bırakıp tekrar sırasına yöneldi. Çantasını omzuna geri aldığında sabahki yük sanki uçup gitmiş gibiydi. Daha mutlu hisstemek bu olmalıydı. Kapıdan çıkarken gülümseyerek merdivenlere yöneldi. Diğer derse kadar kütüphanede vakit geçirmek harika bir fikir olabilirdi.

~23-Îmla Kurallarını Düzeltirsen ve Dersten Önceki Kısmı Ders Rp'ne katarsan Tam Puan Alabilirsin.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Çarş. Tem. 29, 2009 1:47 pm

Önceki gününü noktalamak için bayağı geç kalmıştım doğrusu. Bunu da nedense o anda değil de, gözlerini zor açtığım sabah vakti fark etmiştim. Uyku her zaman yenik düştüğüm bir aktivite olmuştu zaten, kolay dalmazdım belki; ama derin uykuda olduğum anlarda Chuck bile beni uyandırmakta güçlük çekerdi. Bu sırada bir espri gelmişti aklıma, boş muhabbetler arasında sık sık yapardık bunu. Yanlış hatırlamıyorsam yine böyle bir günde Chuck beni su dökerek yerimden fırlamama sebep olmuştu. Yakınmak için ağzımı açar açmaz buna kendisinin değil, suyun kaldırma kuvvetinin yol açtığını söylemiş ve yarı kızgın, yarı alaylı bir şekilde gülmeme yol açmıştı.

Sıkıntıyla saate baktım, sekizi on geçiyordu. Lanet olsun! Yine geç kalmıştım işte! İçimden ders programına okkalı küfürler savurarak giyinirken, bir yandan da yüzüme hızlıca su çarpıyor; böylece uyku modunun verdiği dağınıklığımdan sıyrılmaya çalışıyordum. Cüppemi giyer giymez tekrar saate bakmıştım. Neyse ki beş dakikada bu işi de halletmiştim.

Hızlı adımlarla dersliğe inerken gözüme panoya iliştirilmiş bir yazı çarptı ve okumaya koyuldum.

"Bütün Öğrencilerin Dikkatine!

Derse Gelirken Getirilmesi Gerekenler
~Kendinizi Anlatan Kısa Bir Kompozisyon
~2 Adet Parşömen ( tüy kalem ile birlikte )
~1. Sınıflar Sihir Tarihi Kitabı"

Parşömenleri, tüy kalemi ve Sihir Tarihi kitabımı çantamdan çıkarır çıkarmaz sınıfa girecektim ki, Slytherin'li öğrencileri durduran profesörü fark ettim. Acaba diğer binaların öğrencleri mi çok usluydu, yoksa profesörler Slytherin binasına takıntılı mıydılar? Ailemdeki birçok kişi Slytherin'e girmişti ve Chuck ve ben iki Ravenclaw'lı olarak istisna teşkil ediyorduk. Belki de biraz daha sivri zekalı olduğumuz içindi bu, yoksa şapka beni seçerken Slytherin'i bilhassa düşünmüştü.

Bu düşüncelerle sınıfa girer girmez, tüy kalemimi elime alıp hızlıca kendimi tanıtan kompozisyonumu henüz bitirmişken, sınıfa profesörün girişiyle dikkatim bir kez daha dağılmıştı. Gerçi kazara gitmiş bulunduğu düğünde bu kadını görmüştü, ama bu kadar güzel olduğunu şimdi fark edebilmişti. Dahası, karnında şişlik falan da yoktu. Dırdırcı'nın asparagas haberlerini daha az ciddiye almalıydım.

Hepimize yönelik bir "Hoş geldiniz." sözünden sonra ders başlamıştı. Bizi sıkmadan Hogwarts tarihini kısaca anlatacağını söylüyordu ama bu nedense bana pek mümkün görünmüyordu. Uygulamaya dönük bir tarafı olmayan dersler genellikle sıkılmama yol açardı. Şimdi de Hogwarts'ta baş gösteren görüş ayrılıklarını anlatmaya başlamıştı işte. Slytherin'in Muggle doğumluları Hogwarts'ta görmek istemediğini anlatırken biraz taraflı davrandığı izlenimini uyandırmıştı bende. Eh, aydınlık tarafta olduğu herkesçe bilinen birinden de başka bir şey beklenemezdi zaten.

"Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum. Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur. Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz. Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz."

Bu sözler dersin bittiğini göstermek için tek başına yeterli olsa da, bitime yakın başlayan ayak sesleri ve fısıldaşmalar bunu perçinliyordu. Derin bir nefes aldım, beklediğimden daha iyi geçmişti. Tek sorun, seçmen şapkanın sözlerini hatırlamak için sıkı bir beyin jimnastiğine ihtiyacım olmasıydı. Dikkatimin o sırada dağınık olması bir talihsizlikti.

Çantama doğru eğilerek yazdığım parşömeni çıkardım ve bir kez daha okudum. Kendimi yeterince iyi ifade ettiğime inanıyordum. Kırışıklıkları elimle düzelterek yazının daha iyi görünmesini sağladıktan sonra profesörün masasına doğru ilerledim ve kompozisyonu bıraktıktan sonra sınıftan ağır adımlarla çıktım.

"Adım Vladimir Stepan Riddle. Slav kökeni de taşıyan bir Transilvanya'lıyım. Safkanım. İnatçıyım, istemediğim bir şeyi bana genellikle kimse yaptıramaz. Bu beni biraz ters biri gibi gösterebilir, ama aynı zamanda diplomasinin en büyük silah olduğuna inanırım. Bir şeyi kabul etmem için mantığa uygun olması yeterlidir. Sürüye uymak bana göre değildir. Kendim gibi olmayı birçok şeye tercih ederim."

~22-1. Tekil Şahıstan Anlatıp Aradaki Bölümleri de Açıklığa Kavuşturursan Rp Kalitenin Artacağı Konusunda Sana 1 Puanlık Dahi Olsa Güvence Verebilirim.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Çarş. Tem. 29, 2009 4:10 pm

Daniel haftaiçinin son dersi olan Sihir tarihine doğru yola koyuldu.Bir yandan da ödev planlayıcısıyla uğraşıyordu.Sihir Tarihi için kompazisyonu da çizip dersliğe girdi.En ön sıraya oturup profesörün gelmesini bekledi.Sınıf genişti. Arkada iki tane pencere vardı.Önünde açık kahverengi perdeler.Sıralar öğretmen masası ve tahtaya bakıyordu.Sınıfta bir de dolap vardı.Bayağı eski püsküydü.Daniel'in dolabın ne için orada olduğuna dair en ufak fikri yoktu.Sınıfın ön tarafına tekrar baktığında profesörün geldiğini farketti.Elindeki eşyaları sertçe masaya koydu.İnsanın bunu anlaması için süper zeka olmasına gerek yoktu.Çünkü Slytherin'ler kendi aralarında oldukça sesli konuşuyorlardı.Onlarda susup yerine geçince profesör;
-Öncelikle hepiniz hoş geldiniz,dedi.Profesörün sesi oldukça davetkardı.Sanki bir ev sahibinin hoş geldiniz demesi gibi.Daniel elinde tüy kalem önünde parşömenler bekliyordu.Profesörün derse başlama konusunda ne kadar aceleci davranacağını merak ediyordu.Ve profesör devam etti;
-Ben Ann Valerié Eclipse.Sihir Tarihi Profesörünüz olduğum için bu seneki Sihir Tarihi ile ilgili dersleri beraber işleyeceğiz.Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim.İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir,dedi ve parşömenleri toplamaya başladı.Daniel oldukça rahat bir şekilde profesörü izledi.Profesör işini bitirince;
-İlk dersimizde sizi sıkmadan kısaca Hogwarts’ın başlangıcına değinelim,dedi ve tahtaya yazdı;
Hogwarts'ın Basamakları
Daniel de başlığı aynen kendi parşömenine yazdı.Ve profesör anlatmaya başladı.Daniel öğretmen ne derse desin profesörün dediklerini yazmaya çalıştı;
-Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, 11. yüzyılda hepinizin bildiği üzere şu an bulunduğunuz binaların köklerini oluşturan dört büyük büyücü tarafından yani Godric Gryffindor , Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw ve Salazar Slytherin tarafından kurulmuştur.Birkaç yıl tüm kurucular uyum içinde çalışarak büyü yeteneği olan gençleri bulup şu an bulunduğunuz okula ve oturduğunuz sıralara eğitim vermeye getirdiler.Fakat bir süre sonra aralarında fikir ayrılıkları çıktı.Bu her ortamda olabileceği gibi Hogwarts'ta da mümkün bir olay.Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti.
Profesör tüm bunları anlattıktan sonra tahtaya birşeyler yazmaya başladı.Daniel şimdiye kadar anlatılanların sınıftakilerin tamamı tarafından bilindiğine emindi.Profesör yazmayı bitirince Daniel tahtadaki tüm şemayı hızlı hızlı parşömene geçirdi.Sonra profesör;
-Tabiki de buraya kadar olan kısmı hepiniz az ve ya çok biliyorsunuzdur.Bu yüzden eğer anlmadığınız bir şey yoksa hepiniz için gerekli olan bir konuya değinmek istiyorum,dedi.Daniel acaba profesör içini mi okudu diye düşünmeye başlarken profesör tahtaya bir başlık daha yazdı;
Adım Adım Hogwarts
Daniel de aynını kendi parşömenine yazdı.Daniel'ineli ağrımaya başlamıştı ancak buna aldırmadan profesörün söylediklerini yazmaya koyuldu;
-Hogwarts bir sürü oda ve bilinmeyen geçitlerle dolu bir okuldur.Okulda bir sürü kule ve binalar için ayrılmış özel bölümler vardır. Hogwarts'ta yüz kırk iki merdiven bulunur.Geniş ve rahat merdivenler, dar merdivenler, belirli cuma günleri değişik yerlere çıkan merdivenler, bazı basamakları yok oluveren, düşmemek için atlaya atlaya çıkılan merdivenler... Herşeyin sürekli hareket halinde olması neyin nerede olduğunu hatırlamayı imkansız kılar.Bu yüzden hepinizin Hogwarts'ı tanıması gerekir.Şu ana kadar karşılaşılmasa da okul için de kaybedilen bir kişinin bulunana kadar hayatta kalması bana zor gibi gözüküyor.Bu yüzden hepinizin sıralarının altına birer harita koydum.Bunlar belirli yerleri ve mesafeleri size gösteren birer el kitapçığı niyetinde sizde bulunmaktadır.Bu yüzden amacına uygun kullanmak binanız ve kendiniz için yapılabilecek en mantıklı davranıştır,dedi.Daniel haritayı sıranın altından alıp çantasına koydu.Dersin bitmesine az kalmıştı.Ve buna en çok sevinen elleriydi.Profesör;
-Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün seçmen şapkanın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum.Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur.Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz.Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz,dedi.Ve ekledi;
-Yazmayı bitirenler çıkabilir.Bir daha ki derste görüşmek üzere...
Daniel hemen ödev planlayıcısını çıkardı ve ödevi yazdı.Sonrada o eskipüskü dolaba bakarak derslikten çıktı.

Out:Kompozisyon

Ben ailemle birlikte Londra kırsallarında yaşıyorum.Godric's Hollow da doğdum.Kitap okumak en sevdiğim hobimdir.Onun dışında Quidditch oynamayı da severim.Kibirlilikten veya ukalalıktan hoşlanmam.Dostluk kurmayı severim.

Daniel Dumbledore
HUFFLEPUFF

~14-Alıntılar Dışında Görünüşünde Bile Bir Boşşluk Var.Betimlemelerini Arttırıp Kendi Düşüncelerini Çoğaltarak Önümüzdeki Derste 5 Puanlık Oynamalar Bekliyorum Senden.~

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ Cuma Tem. 31, 2009 8:26 pm

Tom, Hogwarts'ın büyük bahçesinde gezinirken aklına birden Sihir Tarihi dersi geldi. Bu Hogwarts'da ilk tarih dersi olacağından çok heyecanlıydı ve geç kalmamak istiyordu. Koşa koşa ikinci kattaki sınıfa girdi. Çok güzel bir bayan olan genç profesörüne gülümseyerek panodaki notları incelemeye başladı:

"Bütün Öğrencilerin Dikkatine!"

"Derse Gelirken Getirilmesi Gerekenler;

~Kendinizi Anlatan Kısa Bir Kompozisyon
~2 Adet Parşömen ( tüy kalem ile birlikte )
~1. Sınıflar Sihir Tarihi Kitabı" yazıyordu.

En arka sıralardan birine geçip tanıdık birkaç yüz bulmaya çalıştı. Oldukça heyecanlıydı, çok kitap okuyan bir çocuk olduğundan sihir tarihini seveceğini umuyordu.Malzemelerini kontrol etti. Ve bunların yanında olduğuna sevindi,ders başlıyordu. Pofesör kalktı. Zarif ve güzel sesiyle kendini tanıtıp öğrencilerden kendilerini tanıtan birer yazı hazırlamalarını istedi. Tom yazıyı daha önce yazmış olduğu için şanslıydı.

Ders sonunda, geçmişini hiç bilmediği okuluyla ilgili bir sürü şey öğrendiğini fark ederek ayağa kalktı Tom.Onun için önemi bir dersti.Ödevlerini not edip kompozisyonunu masaya bırakıp, çevresindekilere iyi günler dileyerek dışarı çıktı.

***
TOM: Adım Tom Miller, ailemin hepsi safkan, muggle'lerle aramız iyidir.Fransa'dan geldim ve burda Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulunda Seçmen Şapka tarafından Gryffindor'a seçildim.Benim için çok yeni olan okul hayatını tanımaya çalışıyorum.İyimser ve şevkatli biriyim.Uçmayı severim..
-Tom Miller.

~5- Sadece yazığın için bu puanı veriyorum sana. Uzunluk-, betimleme sıfır diğer arrkdaşlarının Rplerini okuyarak kendini geliştirmelisin.

Konu: Geri: ~1. Sınıflar 1. Sihir Tarihi Dersi~ C.tesi Ağus. 01, 2009 8:38 pm

Betty'nin Sihirli Yaratıkların Bakımı dersindeki rahatsızlığı artık geçmişti. Şimdi ikinci kata çıkıp Sihir Tarihi dersine girecekti, ama öncelikle dersliği bulmalıydı. Kuzeni Beth'in arkadaşı Victoria'yı görüp onun peşine takıldı ve sonunda dersliğe gidebildi. Victoria'yı takip ettiğine şükrederek gözleriyle Beth'i aradı. Chuck ile birlikte oturuyordu, kendince gülümseyip Victoria'nın biraz oyalandığını fark etti, dolayısıyla o da biraz geç gelmişti. Hufflepufflar'dan birisinin yanı boştu ve hemen oraya geçti. En arkadaydı ve buradan profesörü biraz zor görüyordu. Biraz doğrulunca bunu halletti ve etrafını süzmeye başlamıştı. Sınıfın hepsi yani bütün birinci sınıflar hemen hemen gelmişti. Betty geç geldiği için hiç hayıflanmıyordu çünkü profesör derse başlamamıştı. Gezevelik yapan öğrencileri masasına sertçe koyduğu malzemeleriyle uyardı ve onlar hemen yerlerine geçtiler böbürlenerek. Bunun üzerine profesör yüzüne hafif bir tebessüm yerleştirerek "Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.” dedi ve onları biraz daha süzdü. Profesöre çabucak ısınabilmek istiyordu Betty çünkü en sevdiği dersti Sihir Tarihi, en çok merak ettiği dersti. Profesör birkaç adım ilerleyip ön öndeki sıralardan birine yaslandı ve Betty'nin yatakhaneden tanıdığı bir kız utanarak başını öne eğdi. Profesör tekrar onları gözden geçirdi, her sırayı inceledi ve biraz daha başını doğrultup kendini tanıtmaya başladı. “Ben Ann Valerié Eclipse. Sihir Tarihi Profesörünüz olduğum için bu seneki Sihir Tarihi ile ilgili dersleri beraber işleyeceğiz.” dedi ve yaslandığı masadan küçük bir adımla ayrılıp arkaya doğru birkaç adım attı. “Hepinizden kendinizi tanıtan bir yazı hazırlamanızı istemiştim.İsterseniz öncelikle bu yazıları toplayayım.Yazmayan arkadaşlar ben diğer yazıları toplarken yazıp ders çıkışında masama yazdıklarını bırakabilir.” Betty bu kompozisyonu bir arkadaşı sayesinde yazmıştı, yoksa dersliğe gelip panoyu okumak aklından bile geçmemişti. Bunu öğle yemeğinde yazabilmişti. Ama duyduğu homurdama ve inlemelere göre sınıfta panoyu okumayanlar çoktu ve hepsi yazıp vermeyi planlıyordu kompozisyonlarını. Profesör bitirilen ve toplanan parşömenleri alıp masasına yerleştirdi.

“İlk dersimizde sizi sıkmadan kısaca Hogwarts’ın başlangıcına değinelim." dedi profesör masasından birkaç adım da uzaklaşarak. Daha sonra Betty'nin nasıl çıkardığını fark etmediği asasını tahtaya doğru salladı ve bir başlık belirdi: "Hogwarts’ın Basamakları". Betty Sihir Tarihi kitabından Hogwarts'ın Tarihi'ni okumuştu. Aynı zamanda Hogwarts: Bir Tarih adlı kitabı da kütüphaneye gittiğinde edinmişti. Ancak sadece kuruluşunu okuyabilecek kadar zaman bulmuştu. Profesör gür bir sesle anlatımına başladı. "Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, 11. yüzyılda hepinizin bildiği üzere şu an bulunduğunuz binaların köklerini oluşturan dört büyük büyücü tarafından yani Godric Gryffindor, Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw ve Salazar Slytherin tarafından kurulmuştur .Birkaç yıl tüm kurucular uyum içinde çalışarak büyü yeteneği olan gençleri bulup şu an bulunduğunuz okula ve oturduğunuz sıralara eğitim vermeye getirdiler. Fakat bir süre sonra aralarında fikir ayrılıkları çıktı. Bu her ortamda olabileceği gibi Hogwarts'ta da mümkün bir olay. Slytherin ve diğerleri arasında ayrılık doğdu. Slytherin, Hogwarts’a kabul edilecek öğrenciler konusunda daha titiz davranılması gerektiğini iddia ediyor ve safkan büyücü aileden gelen öğrencileri almak istiyordu. Ailesi Muggle olan öğrencileri sevmiyor ve onlara güvenmiyordu. Ona göre bir büyücünün kanı tamamen saf olmalıydı. Rowena Ravenclaw sadece zekileri, Godric Gryffindor ise sadece cesur olanları kendi binasında görmek istiyordu. Helga Hufflepuff hiçbir şekilde öğrencilerin ayrılmasını istemiyordu. Salazar Slytherin'in Godric Gryffindor'la yaşadığı ciddi bir tartışma sonrası ne yazık ki Salazar Slytherin okulu terketti." Betty her zaman kibirli olan Slytherinler'in bunu soylarından ve safkan üstünlüğünden dolayı yaptığını biliyordu. Bu rahatsız ediciydi, hele de bir Hufflepuff için bu durum daha kötüydü. Ama gene de bunu dert etmiyordu öünkü her bina öğrencisiyle dalga geçecek kapasiteye sahipti Slytherinler. Profesör sözünü bitirir bitirmez onları süzmeye devam etti ve hafif bir gülümsemeyle arkasına dönerek asasını sallası. Şimdi de tahtada bir şema belirmişti. Betty tüy kalemini aramaya koyuldu. Çantasına elini attı ve eline bir şey battı, daha sonra da elinin mürekkebe bulandığını düşündü ve bulduğu tüy kalemi alıp parşömenine yöneldi. Eline bulaşan şey mürekkep değil kandı. Kanayan parmağını cebindeki mendille sardı ve tüy kalemini sarsakça tutup şemayı parşömene geçirmeye başladı. Profesör onları bekliyordu. Betty ince yazısıyla hemen not alıp doğruldu ve elindeki mendili biraz daha sıkılaştırdı. "Tabiki de buraya kadar olan kısmı hepiniz az ve ya çok biliyorsunuzdur.Bu yüzden eğer anlmadığınız bir şey yoksa hepiniz için gerekli olan bir konuya değinmek istiyorum." diye devam etti profesör öğrenciler tüy kalemlerini parşömenlerinden ayırınca ve gene arkasına dönüp asasını salladı. Bu sefer beliren başlık şemayı biraz silmişti ve şöyle yazıyordu: "Adım Adım Hogwarts"

"Hogwarts bir sürü oda ve bilinmeyen geçitlerle dolu bir okuldur. Okulda bir sürü kule ve binalar için ayrılmış özel bölümler vardır. Hogwarts'ta yüz kırk iki merdiven bulunur. Geniş ve rahat merdivenler, dar merdivenler, belirli cuma günleri değişik yerlere çıkan merdivenler, bazı basamakları yok oluveren, düşmemek için atlaya atlaya çıkılan merdivenler... Herşeyin sürekli hareket halinde olması neyin nerede olduğunu hatırlamayı imkansız kılar. Bu yüzden hepinizin Hogwarts'ı tanıması gerekir. Şu ana kadar karşılaşılmasa da okul için de kaybedilen bir kişinin bulunana kadar hayatta kalması bana zor gibi gözüküyor. Bu yüzden hepinizin sıralarının altına birer harita koydum. Bunlar belirli yerleri ve mesafeleri size gösteren birer el kitapçığı niyetinde sizde bulunmaktadır. Bu yüzden amacına uygun kullanmak binanız ve kendiniz için yapılabilecek en mantıklı davranıştır.""Hepinizden okula geldiğiniz ilk gün Seçmen Şapka'nın ağzından duyduğunuz şarkının aklınızda kalan kısmını iki parşömen uzunluğu geçmeyecek şekilde yazıp odama diğer derse kadar bırakmanızı istiyorum. Anlamların size özgün olması sizin için daha yararlı olur. Ayrıca önümüzdeki ders bulunduğunuz binaların kökenlerini olabildiğince köklü işleyeceğiz. Eğer önceden hazırlıklı gelirseniz derse yabancı kalmayıp dersteki başarı seviyenizi ilerletebilirsiniz. Yazmayı bitirenler çıkabilir.Bir daha ki derste görüşmek üzere..." Betty bundan çok hoşnut kaldı. Geçenlerde ayağı bir merdivenin içine gömülmüştü ve çıkartabilmek için arkadaşlarını beklemek zorunda kalmıştı. Derslikleri aramaya gelincede hiçbir bilgisi yoktu. Sağlam olan sol elini sıranın altında gezidirip kitapçığı aldı ve masasının üstüne yerleştirdi. diye dersi bitirdi profesör ve Betty sağ elini kullanmamaya çalışarak malzemelerini çantasına tıktı, çantasınıda sol omzuna attı ve sınıftan çıktı. Çıkarken parmağına ne olduğunu merak ediyordu ve Büyük Salona gitmeden önce Kızlar Tuvaleti'ne uğramayı planlıyordu.

---

Kompozisyon:

Adım Betty Cathie Right. Londra'da ailemle yaşıyorum. Annem muggle doğumlu bir büyücü babam ise safkan. Genellikle –her zaman- iyimser davranırım. Sinirlenirsem bu anlar benim için çok zordur. Pek hassas olduğum söylenemez, bazı durumlar hariç. Bir şeye üzülsem bile hemen kendimi düzeltirim.

~18 Puan-Konuşmalarımdan Daha Az Alıntı Yaparak Kendi Düşüncelerine ve Betimlemelere Yer Vermelisin~

Derslik Kapanmıştır.

» ~1. Sınıflar 2. Sihir Tarihi Dersi~
» ~1. Sınıflar 3. Sihir Tarihi Dersi~
» Sihir Tarihi Sınav Soruları
» ~ 1. Sınıflar 1. Ortak Dersi ~
» 1. Sınıflar İçin Ders Başvuruları/2. Sınıflar İçin Ders Değişimleri