|
|
| Gölün Karanlığı | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Albert De Salvo Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 76 Meslek : Kehanet Profesörü Patronus : İspanyol Boğası Tarafı : Karanlık Taraf Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 32 Asası : Anka Teleği Dikenli Defne 11 İnç Özel Yetenek : Çatalağız-Görücü Evcil Hayvan : Yok Kayıt tarihi : 03/07/09
| Konu: Gölün Karanlığı Perş. Ağus. 06, 2009 11:37 am | |
| Albert dersten çıktığında doğruca odasına gitmiş ve yapması gereken görevin bir kısmını halletmişti. Artık yapacağı bir iş yoktu, en azından şimdilik. Edith'le ayrılalı uzun zaman oluyordu ve o günden beri okuldan pek çıkmıyordu. Gelmeyi en sevdiği yer ise Kara Göl'dü. Karanlığın her türlüsüne karşı büyük bir ilgisi vardı. Gölün kıyısında ellerini ceplerine sokup dikilirken biraz ileride birbirleriyle itişen Gryffindor'luları fark etti. Onlara doğru bakıp kaşlarını çattı. "Hey siz veletler! Gidin ve başka yerde tepişin! Yoksa beni kızdırmaya başlayacaksınız." Çocuklar "Özür dileriz profesör..." deyip koşarak uzaklaştılar. Albert'ten öğrencilerin çoğu korkardı. Özellikle de Gryffindor ve Hufflepuff'lılar... Gölün kararmış suyuna bakmaya devam etti. Lord'undan başka bir emir gelene kadar beklemek zorundaydı. Bundan nefret ediyordu işte! Edith'ten ayrılınca kendisini işe vermiş, bu şekilde kafasını dağıtabilmişti. Ölümyiyenlerin de bir kalbi vardı sonuçta, onlar da sevebiliyordu. Uzun yıllardan sonra Edith'le bir gönül macerasına atılmış ama bunu becerememişti. Artık bazı şeyleri beceremeyecek kadar kalbi kara birisi olduğuna inandı o an. Sevmek ona göre değildi, tabi sevilmek de.. O baş ölümyiyen olarak yaşayıp ölecekti. Tek başına, yapayalnız. İnsanları öldürüp Lord'un emirlerini yerine getirecekti. Başka? Başkası bir şey olmayacaktı. Ayağının dibinde duran ceviz büyüklüğündeki taşa tekme atıp onun suya çarpışını izledi. "Oğlum Albert..." diye mırıldandı kendi kendine. "Ne demişti baban? Bazılarının kaderi yalnızlıktır..." Babasına bir kez daha hak verip gülümsedi. Gölün üzerine düşen gölgesine baktı. | |
| | | Dianne Dickenson Bitkibilim Profesörü
Mesaj Sayısı : 171 Nerden : İzmir. Gerçek İsim : Esra. ^^ Tarafı : Tarafsız. Kan Durumu : Safkan ya da melez, kendisi de bilmiyor. Rp yaşı : Hebele. Özel Yetenek : Yok. Evcil Hayvan : Bitkileri tercih ediyor. Kayıt tarihi : 16/06/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Perş. Ağus. 06, 2009 12:14 pm | |
| *Seni ilgilendirmez.* diye yankılandı kızının sesi zihninde, gerçi aslında ona karşı tamamen iyi niyetli olduğunu bildiği Swy özür dilemişti sonra ve cadı da hiç alınmamış gibi davranmıştı ama kızın ağzından çıkanlar, çıkmıştı işte bir kere. Cadı, bir zamanlar kendisinin de okuduğu okulu turlamaya başlamıştı tekrar, dersten sonra bahçede amaçsızca dolaşıyordu ama dolaşmaktan daha çok, düşünmeye konsantre olmuştu aslında. Belki de gerçekten ilgilendirmiyordu ha onu? Hani sonuçta kızıydı Swy ve ne yaptığı onu gayet de ilgilendiriyordu ama daha az ilgilenmeye başlamalıydı belki. Kendi işleriyle ilgilenmeye başlasa daha iyi olamaz mıydı hani? Kızlarının, en azından Swieta’nın onun da birileriyle görüşmesini içten içe istediini biliyordu ama… Ama Vlasis’ten sonra bir erkek? İçinden attığı kahkaha, dışarı sadece minik, alaylı bir gülümseme olarak yansıdı. Gölün tarafından koşarak gelen bir grup öğrenciyi gördüğünde de yok oldu o gülümseme ve kaşları hafifçe çatıldı. Sarı ve kırmızı kravatlar, onun alanı. Ah, sorumluluk! “Neler oluyor?” diye sordu öğrencilerin önünü keserek, grubun en fırlama ve liderlik özelliği en fazla görünenine. “Göl kenarında tepişmeyecekmişiz.” diye hissedilebilir bir alayla açıkladı çocuk olayı kısaca. Birisinin bir emriydi herhalde şu göl kenarında tepişmeme olayı ve çocukta bunu bu şekilde alıntılamıştı işte. Olayın kiminle ilgili olduğunu sormadı, zaten göl kenarına gidiyordu o da. “Siz en iyisi hiçbir yerde tepişmeyin.” dedi dudaklarını büzerek.
Yavaş adımlarına rağmen, en fazla birkaç dakika içinde göl kenarındaydı ve o söz konusu profesörü görebiliyordu. Adamı daha yakından gördüğünde, hafızasının yüzlerle isimleri bir arada sakladığını anladı. Bir sima olmadan isimlerle daha önce bir hukuku olduğunu çıkartabiliyordu, evet, profesör listesini okurken gördüğü Albert De Salvo adını daha önce bir yerde duyduğundan emindi. Ama bu ismi bir gazetede falan görmediğini, ismin sahibinin dört yıl boyunca beraber, aynı binada okuduğu insanlardan biri olduğunu anlamak için o adamın yüzünü görmesi gerekiyordu demek ki. “Albert De Salvo?” diye sordu adama, ellerini arkasında kavuşturmuş yavaşça yaklaşırken. “Şu Albert De Salvo. 15 yıl oldu.” | |
| | | Albert De Salvo Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 76 Meslek : Kehanet Profesörü Patronus : İspanyol Boğası Tarafı : Karanlık Taraf Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 32 Asası : Anka Teleği Dikenli Defne 11 İnç Özel Yetenek : Çatalağız-Görücü Evcil Hayvan : Yok Kayıt tarihi : 03/07/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Perş. Ağus. 06, 2009 12:33 pm | |
| Gölün suyu, diye düşünüyordu o an. Gölün suyu bir insanı kaç dakikada boğabilirdi acaba? Birisini öldürmesi gerekse buraya mı saklardı? Ya da kendisini... Acaba kaç dakikada boğardı bir insanı? Ve buraya atılan bir ceset bulunabilir miydi? Başını iki yana salladı ve aklındaki düşünceleri kovdu. Sabahtan beri gözünün önüne geliyordu bu şekiller. Derste de gelmişti, şimdi de geliyordu. Bazen Görücülük dışarıdan bakıldığı kadar cazip değildi aslında. Başkasının zihninde geçenleri, geleceği hakkındaki bilgileri, acılarını, korkularını ve akibetlerini hissetmek pek hoş bir duygu değildi. Ama bugün hissettiği şeyler daha farklıydı. Kiminle alakalı olduğunu henüz bilmediği bir tehlike seziyordu. Ve korku kokusu alıyordu. “Albert De Salvo?” diye bir ses duydu yanında. Hızla ona doğru döndüğünde karşısında bir kadın vardı. Onun o kadar yaklaştığını duymamıştı bile. “Şu Albert De Salvo. 15 yıl oldu.” Albert tek kaşını kaldırıp kadına baktı. Kadın onu tanımıştı, ama Albert onu tanımakta zorlanıyordu. Tam da kim olduğunu soracakken aradığı cevabı buldu. Dianne'ydi bu. Albert hafifçe gülümseyerek "Dianne??" dedi. Sonra gülümsedi ve "Evet, bildin." dedi. "Tam 15 yıl oldu. Bunca yıl aradan sonra sana rastlayacağımı tahmin ettiğim en son yer Kara Göl'dü. Ama gariptir ki şu anda bunu yaşıyorum." Kadını bir kez daha süzdü. Çok değişmişti. Gözleri aynıydı bir tek. Zaten o sayede tanımıştı onu. | |
| | | Dianne Dickenson Bitkibilim Profesörü
Mesaj Sayısı : 171 Nerden : İzmir. Gerçek İsim : Esra. ^^ Tarafı : Tarafsız. Kan Durumu : Safkan ya da melez, kendisi de bilmiyor. Rp yaşı : Hebele. Özel Yetenek : Yok. Evcil Hayvan : Bitkileri tercih ediyor. Kayıt tarihi : 16/06/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Perş. Ağus. 06, 2009 12:53 pm | |
| Değişmiş miydi adam? Hayır, pek değişmemişti. Kendisinden daha yaşlı göründüğü gerçekti ama kim olduğunu yine de çıkartabilmişti işte. Bir öğrenciyken teni o kadar beyaz ve gözlerinin altı da o kadar siyah değildi kuşkusuz. Bir de saçları vardı tabii adamın. O onbeş yıl öncesinde, büyücünün saçlarında o tarz bir beyazlık olmadığına emindi cadı. Bazı muggle genç kızların saçlarının bir bölümünü pembeye, mora ya da maviye boyayadığı, sokaklarda dolaştığı zamanlarda birkaç kez görmüşlüğü vardı cadının. Ama bu beyazlığın farklı bir anlamı olmalıydı. İnsanın istemese bile, mutlaka bir şekilde duyduğu dedikodular geldi aklına. Detaylı değillerdi, ortada kanıt falan yoktu ama dedikoduydular işte. Bakışlarını göle çevirdi aklına başka bir dedikodu gelirken. Şu Karagöl’de yaşayan dev mürekkepbalığıyla ilgili. Godric Gryffindor’un bir animagus olduğu, en uzun süre yaşayabileceği canlılardan birini seçtiği ve hâlâ okulda olduğuyla ilgiliydi bu. Godric Gryffindor… Zavallı adam binasının sorumlusunun, şimdi ezeli düşmanı Slytherin’in binasından olduğunu bilse ne yapardı kim bilir? Yine de, eğer ihtiyar Salazar yaşıyor olsaydı, cadı onun tepkisinden daha fazla korkardı. Bu iki tepkiyi düşündüğü sürede kıkırdamamayı başardı, en son onbeş sene önce gördüğü birisinin yanında nedensizce gülmek pek de iyi bir izlenim bırakmazdı herhalde? “Sen bile öngeremediysen, gerçekten tahmin edilemez olmalı.” dedi o kadar da sıcak olmayan bir sesle ama hafif bir alayla. Bu yaptığının öyle çok da hoş bir hareket olmadığını fark etti, sonuçta adam bu tarz bir espriyle her gün karşılaşıyor olmalıydı. Büyücü hakkında son zamanlarda pek bir şey duymadığı için, daha önceden duyduklarını hatırlamaya çalıştı cadı. Düşüncelerinin durduğu koca, hayali sandıkta bir şeyler ararken zorlanmazdı aslında ama on beş yıl öncesi, o sandığın bayağı derinlerinde kalıyordu. | |
| | | Albert De Salvo Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 76 Meslek : Kehanet Profesörü Patronus : İspanyol Boğası Tarafı : Karanlık Taraf Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 32 Asası : Anka Teleği Dikenli Defne 11 İnç Özel Yetenek : Çatalağız-Görücü Evcil Hayvan : Yok Kayıt tarihi : 03/07/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Perş. Ağus. 06, 2009 1:03 pm | |
| Albert, kadının kendisini incelediğini fark etti. İnceleyecekti tabi ki. Aynı yaştaydılar ve uzun yıllar sınıf arkadaşlığı yapmışlardı. Ama sonra? Sonra Albert farklı bir yol seçmişti. Seçtiği bu yol saçında ak, gözlerinin altında çöküntülere mal olmuştu. Sadece bu kadar mı? Hayır. Zor bir kişilik, korkunç bir hayat, asla pişmanlık hissi uyandırmayan bir yol! Dianne ise aydınlığın ışığında 15 yıl öncesi kadar genç görünüyordu. Farklı yollar, farklı yaşanmışlıklar demekti. "Sen bile öngeremediysen, gerçekten tahmin edilemez olmalı.” dedi Dianne. Albert gülümsedi ve "Evet." dedi. "Tahmin edilemez olduğuna emin olabilirsin." Ayağının dibindeki başka bir taşa tekme atacaktı ki acıyla yüzünü buruşturdu. Ahh, o lanet görüntü! İçini çekip planladığı gibi taşa tekme atıp onu suya fırlattı. Sonra kadına dönüp "Evlendiğini duymuştum." dedi. "Sonra da başka haberler duydum.Acı haberler... Hayat ne kadar garip değil mi?" Yüzünü tekrar göle çevirdi. Gerçekten garipti, Dianne kendisine bir aile kurmak istemiş ama tam anlamıyla başaramamıştı. Albert ise bunu hiç denememişti bile. Onun bir tek ailesi vardı şimdi. O da Lord'u ve ölümyiyen arkadaşlarıydı. | |
| | | Dianne Dickenson Bitkibilim Profesörü
Mesaj Sayısı : 171 Nerden : İzmir. Gerçek İsim : Esra. ^^ Tarafı : Tarafsız. Kan Durumu : Safkan ya da melez, kendisi de bilmiyor. Rp yaşı : Hebele. Özel Yetenek : Yok. Evcil Hayvan : Bitkileri tercih ediyor. Kayıt tarihi : 16/06/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Perş. Ağus. 06, 2009 1:27 pm | |
| Vlasis yaşasaydı o da mı böyle olurdu acaba? Bu soruyu düşünmeden edemedi cadı. Eğer kocası, casusluk yaparken yakalanmamış olsaydı o da mı böyle çökmüş olurdu? Hayata kalın, koyu gri bir tülün arkasından bakıyormuş gibi? Eğer olsaydı, o adamın hâlâ Vlasis olduğunu düşünebilir miydi ki zaten? Cadıya gelince, o asla aşırı kaptırmamıştı kendisini hiçbir şeye, şey, belki bitkiler hariç. Dışarıda olup biten o anlamsız güç savaşı umrunda değildi cadının, kraldan çok kralcı olmaya gerek yoktu hani. Yine de çıkarları için yapabilecekleri öyle pek sınırlı değildi, bundan yaklaşık bir on yıl öncesinde görmüştü ki Vlasis’in yapabilecekleri de pek sınırlı değildi. Onunkisinin karanlığa duyulan devamlı bir arzu falan olduğunu düşünmüyordu, hayır, eğer adamın arzuladığı bir şey varsa, bu eşi ve çocukları için daha iyi bir hayattı. Ya da belki sadece cadı kıvıramıyordu şu psikolojik tahlil işini. Evlendiğini duyduğunu söylemişti şimdi adam. Evet, evlenmesi bayağı bir duyulmuştu aslında. Okul hayatı boyunca erkeklere yüz verdiği söylenemezdi pek. Ve sonra, evet, acı haberler duymuştu büyücü. Bakanlık bu casus içini örtbas etmeye çalışmışsa bile başarılı olamamıştı pek. O güzel haberle acı olanı arasındaki, ikisi de şimdi on üç yaşında olan iki güzeller güzeli haberden bahsetmeye gerek görmedi nedense. Kızlarını gereksiz falan bulduğundan değil de, adama bunu anlatmak çok uzun sürecekmiş gibi geldiğinden birden ona. Konuşmalarının nereye gittiği pek belli değildi ve konuşmayı devam ettirmek zaten zor olabilirdi, bu ufak bilginin pek yardımcı olacağını sanmıyordu ona. “Ben hiç haber duymadım.” dedi belli belirsiz bir gülümsemeyle omuz silkerken. “Ve evet, hayat garip.” Hayatın bir görücü için bile garipliğiyle ilgili yorumda bulunmak üzereyken durdurdu kendisini. Bir konuşmada, görücülük üzerine bir başarız espri yeterliydi. | |
| | | Albert De Salvo Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 76 Meslek : Kehanet Profesörü Patronus : İspanyol Boğası Tarafı : Karanlık Taraf Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 32 Asası : Anka Teleği Dikenli Defne 11 İnç Özel Yetenek : Çatalağız-Görücü Evcil Hayvan : Yok Kayıt tarihi : 03/07/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Perş. Ağus. 06, 2009 1:40 pm | |
| Albert, kadının geçmişe ait bir yerlere dalıp gittiğini hissetti. Eskiyi düşünüyordu. Karışık bir halde ama, iyi ya da kötü bir an değil. İkisini birden... Kocasının adını hatırlamıyordu Albert. Ama onu bir kaç kere gördüğüne emindi. Hatta konuşmuş bile olabilirlerdi. Ne de olsa dünya küçüktü. Hele ki bir ölümyiyen için, eli bir çok yere uzanabilen bir baş ölümyiyen için. “Ben hiç haber duymadım.” dedi Dianne. Albert önce sadece gülümseyerek karşılık verdi. Bulunduğu karanlık dünya gereği pek hakkında haber duyulmazdı zaten. Derslere giremediği zaman bile bir şekilde bunun üstü kapatılırdı. Ya da birden bire ortadan kaybolan birisinin en son Albert'le görüştüğü haberi duyulunca bile birden bire konu kapanıverirdi. Büyük güç, büyük sorumluluk demekti. Bundan dolayı ortalarda görünmek hiç de akıllıca bir hareket değildi. "Doğrudur." diye cevapladı Albert. "Pek sosyal hayatım yok yıllardır. Okuldan çıkmıyorum desem yeridir. Dersimle ve alanımla ilgili araştırmalar yaparak vakit geçiriyorum. Sıradan bir hayat." Gülümsedi yine. Ama kadının,Albert'in söylediği son cümleye inanmadığı yüzündeki ifadeden belli oluyordu. Bir şeyler duymuş gibi bir hali vardı. Duymuş olabilir miydi? Albert gözlerini kapayıp hissetmeye çalıştı, ama yapamadı. Bunun için kadına dokunması gerekliydi. Dokunmadan anlayamaz, göremezdi. Bunu yapamayacağı için işini şansa bırakmak zorunda kaldı. Fazla kurcalamamak en iyisi gibi görünüyordu şu anda. Bu tip şeyleri düşünmek yerine arkalarında bulunan taşa oturdu ve kadını da oturması için davet etti. Hâlâ farkında olmadan onu inceliyordu. Yaşıyla kıyaslandığında genç bir kız gibi görünüyordu. Acaba bitki özlerinden mi faydalanıyordu böyle güzel olabilmek için? | |
| | | Dianne Dickenson Bitkibilim Profesörü
Mesaj Sayısı : 171 Nerden : İzmir. Gerçek İsim : Esra. ^^ Tarafı : Tarafsız. Kan Durumu : Safkan ya da melez, kendisi de bilmiyor. Rp yaşı : Hebele. Özel Yetenek : Yok. Evcil Hayvan : Bitkileri tercih ediyor. Kayıt tarihi : 16/06/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Perş. Ağus. 06, 2009 2:00 pm | |
| Hâlâ Hogwarts öğrencisi olsaydı ve adamın söyledikleri gerçekten inanmış olsaydı, büyücü için “İnek.” gibi bir yorumda bulunabilirdi ama buna inanmak kesinlikle mümkün değildi. Çok güvenilir kaynaktan bir şey duyduğu için değildi bu, sadece inanamazdı işte. Karanlık, neredeyse dalga dalga yayılıyordu adamın çevresinden. Duydukları da hoş değildi ama herkesin duyduğu şeylerden farklı değildi. Aslında anlaşılmaz, boğuk bir mırıltı gibiydi ama bu mırıltının içinde bazı kelimeleri seçebilmek mümkündü. İnanmamış görünmekle hayatını tehlikeye atıp atmadığını merak etti, herkesin bildiği ama kimsenin dile getirmediği şeyleri söylemek ya da onun durumunda ima etmek, tehlikeli olabilir miydi? Cadıyı karanlık için bir tehdit olarak görmeleri mümkün müydü gerçekten? Gerçek şuydu ki cadının kendisine bulaşmayan insanlar için tehlikeli olmak gibi bir niyeti yoktu kesinlikle. Kızlarıyla ve bitkileriyle beraber yaşamaktan daha fazlasını istemiyordu o. Bu işler belli olmazdı ama büyük ihtimalle kızlarından önce ölecekti, böyle bir durumda Swy ile Swet’in ne yapacağını düşündüğü olmamış değildi hani. Kendi başlarının çarelerine bakabilecek kadar güçlüydüler kızları, hem büyücü dünyasında, bir katalizör olmadığı sürece en az bir kırk yıl daha yaşardı muhtemelen. Torunlarını falan severdi, kim bilir. Torunları henüz uzaksa da damatlar o kadar da uzak olmayabilirdi. Acaba bir önceki günün olayını kızıyla konuşması gerekir miydi? Hayır, hayır, onları rahat bıraksa bir sorun olmazdı herhalde. Cüppesinin eteğini toplayarak büyücünün davetine uyp taşa oturdu. "Eee, sıradan hayatın nasıl gidiyor peki?" diye sordu hafif, ama çok hafif bir alayla. Fazla üstelemeye niyeti yoktu. | |
| | | Albert De Salvo Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 76 Meslek : Kehanet Profesörü Patronus : İspanyol Boğası Tarafı : Karanlık Taraf Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 32 Asası : Anka Teleği Dikenli Defne 11 İnç Özel Yetenek : Çatalağız-Görücü Evcil Hayvan : Yok Kayıt tarihi : 03/07/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Cuma Ağus. 07, 2009 10:36 am | |
| Kadının inanmadığından emindi. Evet, nası emin olabildiğini bilmiyordu ama inanmadığından kesinlikle emindi. Yüzündeki ifadeden yola çıkarak bu kanıya varmıştı belki de. Kadının yüzünde -Dostum sana inanmıyorum ama bu olayı kurcalamaya niyetim yok- der gibi bir ifade vardı. Cüppesinin eteğini toplayarak Albert'ın yanına oturdu. "Eee, sıradan hayatın nasıl gidiyor peki?" diye sorduğunda Albert, dakikalardır sıradan hayattan bahsetmiyor muyduk zaten, diye düşündü. Dianne'ın gözlerine bakarak "İdare ediyor." dedi. "En azından okulda olduğumuz zamanlar iyi gidiyor. Bir şeylerle meşgul olmak insana iyi geliyor. Sen neler yapıyorsun?" Basit bir soru sormuştu, kadının da basit bir cevap vereceğinden emindi. Ama insan 15 sene sonra aniden karşılaştığı biriyle pek geniş konuşamıyordu. Hele ki sakladığı bir şeyleri varsa. | |
| | | Dianne Dickenson Bitkibilim Profesörü
Mesaj Sayısı : 171 Nerden : İzmir. Gerçek İsim : Esra. ^^ Tarafı : Tarafsız. Kan Durumu : Safkan ya da melez, kendisi de bilmiyor. Rp yaşı : Hebele. Özel Yetenek : Yok. Evcil Hayvan : Bitkileri tercih ediyor. Kayıt tarihi : 16/06/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Paz Ağus. 09, 2009 12:22 pm | |
| Bu kadar basit bir sorunun bu kadar zor cevaplanabilir bir soru olması tuhaftı aslında. Sahi, neler yapıyordu o? Her gün devamlı olarak yaptığı çok şey yoktu aslında, en azından bütün bir gün boyunca yaptıkları kelimelere dökülünce birkaç kelime bile olamıyordu ki bu da aslında bütün gün bir şey yapmamış olduğunu düşünmesine neden oluyordu genelde. “Bitkilerimle uğraşıyorum.” dedi kısaca, düşünce akışını bölmeden. ‘Bitkilerle uğraşmak’ beş dakikadan daha uzun süremeyecek bir işmiş gibi gelse de hayatının büyük bir parçasıydı. Uyumadığı zamanların çoğunu bununla geçirdiğini söyleyebilirdi rahatlıkla. Bitkiler demişken, üçüncü dersi için hazırlanmaya başlamalıydı yakında. Bitkibilime karşı gelişmiş o önyargıdan uzak fazla öğrenci yoktu, dersine de fazla öğrenci girmiyordu dolayısıyla. Bu getirmesi gereken daha az malzeme, okunması gereken daha az ödev demekti gerçi ve öğrencileriyle daha dikkatli, -bunu yapabileceğinden o kadar da emin değildi belki ama bitkibilimle ilgilenmeye başladıklarına göre diğerlerinden daha iyiydiler sonuçta- daha kişisel ilgilenebilirdi. İnsanların önyargılarının bulunduğu derslerden biri de kehanetti tabii. “Derslerimize fazla talep yok, değil mi?” dedi, bunun da aklına gelmesiyle. Hem havadaki şu kötü elektrik de dağılırdı belki, dolaylı olarak da olsa sırlardan konuşmayı bırakmalıydılar artık. | |
| | | Albert De Salvo Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 76 Meslek : Kehanet Profesörü Patronus : İspanyol Boğası Tarafı : Karanlık Taraf Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 32 Asası : Anka Teleği Dikenli Defne 11 İnç Özel Yetenek : Çatalağız-Görücü Evcil Hayvan : Yok Kayıt tarihi : 03/07/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Paz Ağus. 09, 2009 1:24 pm | |
| Albert böyle bir cevap bekliyordu aslında. Ne yapıyorsun sorusuna kadının vereceği cevap büyük ihtimalle bu olacaktı ve oldu da. Bitkilerle uğraşmak. Bir bitkibilim profesörü için gayet mantıklı bir cevaptı. Hele ki hayatta yapacak pek fazla şeyi olmayan bir cadı için. Anlayışla kafasını salladı Al. Aslında kadının neler yaptığını gayet iyi biliyordu. Yani sıradan hayatında ne gibi işlerle uğraştığını. Haber olma ağı geniş bir insandı Albert. Yine de Dianne'ın bir şeylerini paylaşmasını isterdi. Peh, ne kadar saçma bir düşünce olduğunu o an anladı. Kadın neden onunla bir şeylerini paylaşacaktı ki? Tabi ki,susup geçiştirecekti. “Derslerimize fazla talep yok, değil mi?” diye sorduğunda Albert gülümsedi. "Evet. Ama bundan şikayetçi olduğum söylenemez. Bu sene biraz meşgulüm,bu nedenle az öğrencim olması işime geliyor. Sonuçta dersler birbirine eşit değil,bu yüzden söylediğin gibi derslerimize çok talep olmuyor." Biraz susup tereddütle ekledi. "Bu nedenle belki özel hayatlarımıza biraz daha zaman ayırabiliriz. Belki de bunun böyle bir artısı vardır,kim bilir..." Cümlesini bitirip başını göle doğru çevirdi. Şu anda bir ateş viskisi içmek için neler vermezdi. | |
| | | Dianne Dickenson Bitkibilim Profesörü
Mesaj Sayısı : 171 Nerden : İzmir. Gerçek İsim : Esra. ^^ Tarafı : Tarafsız. Kan Durumu : Safkan ya da melez, kendisi de bilmiyor. Rp yaşı : Hebele. Özel Yetenek : Yok. Evcil Hayvan : Bitkileri tercih ediyor. Kayıt tarihi : 16/06/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Paz Ağus. 09, 2009 2:25 pm | |
| Özel hayat? Aslında cadı bu noktada yüksek desibelli bir kahkaha atabilirdi ama nedense bunu içinden yapmayı, dışarıdansa sadece acı bir gülümsemeyle beraber gözlerini devirmeyi tercih etti. Onun özel hayatı sırf kızlarından ibaretti neredeyse. Belki bir de bitkiler… Ona cevap veremiyorlardı gerçi ama son araştırmaların sonuçları sayesinde, “deli” yaftası yemeden onlarla konuştuğu da oluyordu hani. Bitkilerin ona cevap vereceğine inanacak kadar hayalgücü geniş değildi ama bazen, sadece konuşmak istediğinde ve konuşmak istediği çevresindekilerin ilgisini çekmeyecek konular olduğunda –henüz “benim zamanımda”yla başlayan cümleler kurmuyordu ve yirmi yıl daha kurmamayı umuyordu ama her zaman ilgi çekici olmuyordu söyledikleri - bitkiler uygun bir adresti hani. Her zaman dinlerlerdi ve insanı yargılamazlardı bile! Yine de belki de özel hayatına daha fazla zaman ayırmalıydı, şu gizliden gizliye edindiği ilkesi ‘ölmek için çok erken, yaşamak için çok geç’i değiştirmeliydi belki de. Vlasis’in istediğinin bu olduğunu sanmıyordu. Birileriyle çıkmaya falan başlasa gerçekten daha güzel olurdu belki. Düşüncelerini kovmak istercesine, minik hareketlerle iki yana salladı başını. Ortada bir şey yokken başını sallamanın on beş yıldır görmediği birinin yanında yapılabilecek en doğru hareket olmadığını da fark etti o anda. On beş yıldır görmediği bir adam, ‘yabancı’ kategorisine girmeliydi gerçi, bir yabancının hakkındaki izlenimlerini o kadar da önemsememeliydi. Neyse ki hareketi o kadar da havada durmuyordu. ‘Bilemiyorum’ anlamına geldiği düşünülebilirdi bunun ki cadı gerçekten bilmiyordu. “Kim bilir?” diye tekrarladı düşünceli bir tonda, adamın bir süre önce kurduğu cümleyi. | |
| | | Albert De Salvo Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 76 Meslek : Kehanet Profesörü Patronus : İspanyol Boğası Tarafı : Karanlık Taraf Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 32 Asası : Anka Teleği Dikenli Defne 11 İnç Özel Yetenek : Çatalağız-Görücü Evcil Hayvan : Yok Kayıt tarihi : 03/07/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Paz Ağus. 09, 2009 3:12 pm | |
| Kara Göl'ün karanlık sularına bakarken aklına okuldaki profesörünün bir sözü geldi. "Hayatta herkesin kendinden bile gizlediği sırları vardır." Albert kısa süreliğine gözlerini kapayıp -acaba Dianne'ın sırrı ne- diye düşündü. Albert kendi sırrını düşündü sonra. Daha doğrusu onlardan sadece bir tanesini. Dianne'la alakalı olan sırrını. "Dianne..." diye lafa başladı ama sonra sustu. Konuşmaya devam etmek istiyordu. Eğer kısa anlığına da düşünürse vazgeçebileceğini biliyordu. Çünkü Lord'uyla yaptıkları plandan sonra Vlasis hakkında yayılan haberler en çok ailesini mahfetmişti. Olanların hepsini anlatamazdı belki ama en azından bir kısmını anlatmalıydı. Bunu iyi birisi olduğu için yapmıyordu. Albert kötü bir adamdı. Bunu yapmasının sebebi... Dianne'ye karşı hissettikleriydi. Lord bunu öğrendiğinde beni feci halde cezalandıracak,diye geçirdi içinden. Tekrar "Dianne..." dedi. "Bilmen gereken bir şeyler var. Gözlerime bakmanı istiyorum." | |
| | | Dianne Dickenson Bitkibilim Profesörü
Mesaj Sayısı : 171 Nerden : İzmir. Gerçek İsim : Esra. ^^ Tarafı : Tarafsız. Kan Durumu : Safkan ya da melez, kendisi de bilmiyor. Rp yaşı : Hebele. Özel Yetenek : Yok. Evcil Hayvan : Bitkileri tercih ediyor. Kayıt tarihi : 16/06/09
| Konu: Geri: Gölün Karanlığı Ptsi Ağus. 10, 2009 12:16 pm | |
| Bundan on beş yıl öncesinde bile, yanında oturan büyücüyü her görüşünde uzaklarda bir yerde birisi günlüğünü falan okuyormuş gibi hissetmesi garipti doğrusu. Bu hissi, bir günlük tutmadığı halde hâlâ yaşaması daha da garipti. Ama ortamda garip olan tek şeyin bu olmadığını düşünüyordu o anda. Büyücünün adını, çok ciddi bir konuya başlangıç havasında söylemesi garipti ama büyücünün her şeyi garip değil miydi aslında? Eski okul arkadaşının, şimdiki meslektaşının söyleyeceklerini duymayı istemeyeceği hissine kapıldı nedense. Ah, ama tabii ki duyacaktı. Merak kediyi öldürür, diye geçirdi içinden. Nedense içinde ölüm geçen bu atasözü de duruma en iyi uyacak tabirmiş gibi hissetti. “Bilmen gereken bir şeyler var. Gözlerime bakmanı istiyorum.” Bilmesi gereken bir şeyler vardı demek. Galsamotuyla suyun altında kaç saat kalınırdı, oksijeni daha bol sularda yetiştirirse galsamotunu, bu süreyi uzatabilir miydi, adamotlarına klasik müzik dinletirse daha mı alçak sesle çığlık atarlardı? Bir yanı bilmesi gerekenlerin sadece bunlar olduğunu söylese de yine de yeşil gözlerini adamınkilere çevirdi. “Evet?” dedi soru tonlamasıyla, söyleyebileceği bir çok şey varken neden aslında soru kelimesi bile olmayan tek bir kelime kullandığını bilmeyerek. "Ah, aslında hayır." dedi cadı aceleyle ayağa kalkarken. "Okumam gereken ödevler var, Al. Sonra görüşürüz." Şatoya doğru hızlı hızlı yürümeye başladı. | |
| | | | Gölün Karanlığı | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|