Gölün Getirdiği şans..

Sean'ın karşısındaki kişiye selam vermesiyle karşıdaki kişi ayağa kalktı.Yüzünü döndüğünde Sean "Aman tanrım.Bu ne güzellik.Gerçekten çok güzel biri"diye düşünmeden alıkoyamıyordu kendini.Kendine gelerek

"Se,Selam"


demekle yetindi.Şöyle bir kızı süzdü.Kızda onu süzüyordu.Galiba birşeyler düşünüyordu.Sean kıza birazdaha yaklaştı.Biraz daha süzdükten sona "Gerçekten fiziği yaşına göre çok düzgün.İlk defa böyle biriyle karşılaşıyorum.Bu kızla takılan kişi dünyanın en şanslı kişisidir herhalde."diye düşündü.Ardından kız seslendi

"Neden buraya geldiğini öğrenebilirmiyim?"

diye sordu.Sean hiç beklemeden

"Hiç sadece dolaşıyordum ve seni gördüm.Arkadaş olmak istedim.Birileriye arkadaş olmayı severim.Konuşmayı eğlenmeyi severim.İstiyorsan tanışbiliriz.Ben sean,Sean Faris."

Kıza elini uzattı arkadaş olma manası ile diğer eli ise cebindeydi.Yaklaştığında kızın saçlarının ne kadar güzel koktuğunu anladı."Aman Tanrım"diye geçirdi içinden.Koku başını döndürmüştü.Eli kıza doğru uzanık bir şekilde beklemeye başladı.

"Hiç sadece dolaşıyordum ve seni gördüm.Arkadaş olmak istedim.Birileriye arkadaş olmayı severim.Konuşmayı eğlenmeyi severim.İstiyorsan tanışbiliriz.Ben sean,Sean Faris."

Sean'in elini uzatmasıyla Melody'de elini kaldırarak karşılık verdi. El sıkışırken ağzından "Bende Melody Dorés bana Mel derler kısaca istersen sende bana öyle hitap edebilirsin" diyerek elini elinden çekti. Melody içinden onun için çok şeyler düşünüyordu. "O da onun gibi arkadaş canlısıydı. Bu çok iyiydi. Belkide iyi bir arkadaş ya da daha çok şey olabilirdi" diye düşündü. Bu tatlı tanışma fatsından sonra çocuğun onu incelediğini fark etti. Melody bundan birazda olsa utanmıştı.. Neyse ki çocuğun onu davet etmesiyle bir yere oturdular ve konuşmaya devam ettiler. Melody ona doğru dönerek "Hangi binalısın öğrenebilirmiyim?" diyerek çocuğun ağzından çıkacak kelimeleri beklemeye başladı.

Melody'nin bunun dışında çok soracağı sorular vardı ve kafası allak bullak olmuştu. Konuşurken her detaya dikkatlice bakıp ve doğru düzgün cümleler kurup dile getiriyordu. Sean'ın ağzından çıkan kelimeleri anlamak için ona doğru odaklandı...

Sean'ın elini uzatmasıyla kızında elini uzatması bir oldu.Kız Sean'a dönerek


"Bende Melody Dorés bana Mel derler kısaca istersen sende bana öyle hitap edebilirsin"


Dedi.Sean Melody adlı kızı gerçekten çok hoş bulmuştu.Onla konuşurken adeta başı dönüyordu.Sanki bahar yeniden gelmiş gibiydi.Onun yanında sakarlık yapmaktan çok korkuyordu.Hemen onu oturacak bir yere davet etti.İçinden "Gerçekten arkadaş canlısı.Onu sevdim acaba oda benden hoşlandımı ??"diye düşündü.Bu arada Mel ona doğru döndü.Cümleleri çok dikkatli seçmek istediği belliydi.Gerçekten çok tatlı birisi.Sean'a

"Acaba hangi binadasın öğrenebilirmiyim?"

dedi.Sean cevap vermek istiyordu ancak sanki nutku tutulmuştu.Mel'e dönerek

"Gryffindor.Bu arada bana "S" diyebilirsin.Herkez bana böyle seslenir.Sen hangi binadasın.?"

diye sordu Mel'e.Bu güzel kızın cevabını beklemeye başlarken altında oturdukları ağacın hafif rüzgarın etkisiyle sallanıyordu.Bu gerçekten çok hoş bir duyguydu.Yalnızlardı ve karşılarında göl sankı onların karşısında daha hoş bir ortam olması için hafif hafif dalga gönderiyordu.Sean cevabı beklemeye başladı..

Gryffindor.Bu arada bana "S" diyebilirsin.Herkez bana böyle seslenir.Sen hangi binadası? diye sordu.

Melody biran için Sean'ın dediğini anlamamıştı. Çünkü aklında çok şey vardı ve hepsi allak bullak olmuştu. Karşısındakininde üzülmesini istemiyordu. Çünkü onu sevmiş gibiydi.. Neyse Melody bu düşüncelerinden Sean'in sorduğu soruya cevap vermek için kendini alıkoydu ve " Bende Ravenclaw binasındanım. Şuana kadar tek bina arkadaşım oldu. Belki tanırsın onun adıda " Anette Sophia Warren " dedi. Ve Sean'in yüz ifadesine bakıp ne olacağını anlamak istiyordu.

Sean'in " Tanıyorum " demesi üzerine Melody'de buna sevindi. Çünkü; en iyi arkadaşının herkes tarafından tanınmasını ve sevilmesini isterdi. Neyse ki artık ortak bir konuşma bulunmuştu. Melody ona doğru dönerek istersen "Anette" hakkında konuşabiliriz dedi ve yüzünde masum bir gülünüş takıntı. Bu son cümleyi demişti ama belkide arkadaşı kendinden bahsedilmesini istemezdi. Ama artık geri dönüş yoktu bir kere laf ağızdan çıkmıştı.

Melody Sean'in cevabını duymak için beklerken bir yandanda en yakın arkadaşının ne tepki vereceğinide merak ediyordu...

Sean son söylediği şeyden sonra Mel'in yüz ifadesi değişti.Sanki onu dinlemiyordu.Ama sonra birden kendine geldi.Sonra Sean'a dönerek

" Bende Ravenclaw binasındanım. Şuana kadar tek bina arkadaşım oldu. Belki tanırsın onun adıda " Anette Sophia Warren "dedi.Sean bunu duyduktan sonra

"Evet,tanıyorum"

dedi.Sean konuşurken sürekli Mel'in gözlerinin içine bakıyordu.Gözleri çok güzeldi.Saçları ve doğası kısaca bu kzıın bütün yapısı güzeldi.Sean bunları düşünürken Mel'in öksürmesiyle kendine geldi.Sean;

"Unutmadan sorayım.Aslına bakarsan kızlarla pek konuşamam ama sormak istiyordum kaç yaşındasın ve nerelisin?"

dedi.Sean'ın canı aslında yürümek istiyordu.Böyle havalarda yürümek insana en güzel gelen şeydi.Güneşin sarımsı turuncu renkleriyle doğayla cıvıldaşması onu kendnden geçiriyordu.Sean ayağa kalktı ve;

"İstersen biraz yürüyebiliriz.Yani tabi istersen.Yani yürümek hoşuna gidiyorsa.Ama yanlış anlama kötü bir niyetim yok.Yani sadece."

Dedi ama susutu.Mel'in yanında gerçek bir ahmak gibi davranıyordu.Hemen ayağa kalktı ve elini uzattı ayağa kalkmasına yardım etmek istiyordu.Ayakta elini uzattı ve beklemeye başladı.

"Unutmadan sorayım. Aslına bakarsan kızlarla pek konuşamam ama sormak istiyordum kaç yaşındasın ve nerelisin?"dedi.

"İstersen biraz yürüyebiliriz. Yani tabi istersen. Yani yürümek hoşuna gidiyorsa. Ama yanlış anlama kötü bir niyetim yok. Yani sadece."


Melody bu ard arda gelen sorular karşısında donakalmıştı. Bir an bile soruları unuttuğunu zannetti ve kafasında şeritler halinde uçuşan sorular arasında bulmaya çalıştı. Ve nihayetinde Sean’in söylediği sorular bir bir aklına geldi… Cevaplamak için ilk önce aklından cümlelerini tasarlayıp yavaşça ağzından üç, dört cümle çıkı verdi. “ Zaten anlamıştım kızlarla fazla konuşmadığını. Çünkü galiba benim tahminime göre heyecandan dolayı kelimeleri yutarak konuşuyordun ama bu bana tatlı geldi. Hoş konuşuyorsun. Hemde unutmadan sorunu cevaplım. Ben 13 yaşındayım ve Londra’da doğdum. Benimde senin yaşını sormamda bir mahzuru yoksa yaşınızı ve nereli olduğunuzu sorabilir miyim? ” Melody bu sorusunu sorduğunda Sean’in yüz ifadesini merak ettiği için hemen gözlerini yüzüne çevirdi. Ve bir anlam çıkartmak için koyuldu.

Böyle sürmesi üzerine “ Sean’in ani bir hareketle ayağı kalkması üzerine onu gezintiye kaldıracağını düşündü ve bu doğruydu. “ Zaten Melody’de yürümeyi çok severdi hele ki yanında birisi eşlik ettiği zaman. Melody bunların yanında Sean’in sorusuna cevap vermesini bekliyordu…

Melody Sean'ın yaş sorusuna

Zaten anlamıştım kızlarla fazla konuşmadığını. Çünkü galiba benim tahminime göre heyecandan dolayı kelimeleri yutarak konuşuyordun ama bu bana tatlı geldi. Hoş konuşuyorsun. Hemde unutmadan sorunu cevaplım. Ben 13 yaşındayım ve Londra’da doğdum. Benimde senin yaşını sormamda bir mahzuru yoksa yaşınızı ve nereli olduğunuzu sorabilir miyim? ”

Dedi.Sean elini uzatıp kalkması için reverans yaptı.Nazikçe elinden tutup havaya kaldırdı.Ayağa kaldırınca 2 genç göz göze geldiler.Sean 10 saniye kadar onun gözlerine baktı.Aslında oda şaşırmıştı.O kızın hemen gözlerini kaçıracağını sandı ama kız ona cevap veriyordu.Sean Mel'in sorusuna

"Tabiiki ben de senin gibi 13 yaşındayım ve Londra doğumluyum."

dedi gülümseyerek.Bu arada konuşurken nereye gittiğini unutan Sean son anda fark ettiki ormanın içine giriyorlardı.Sean içinde bir tedirginlik hisseti ancak garip bir şekilde korkmuyordu.Sean zaten çoğu şeyden korkmazdı.Onlar ormana doğru ilerledikçe sanki hava kararıyor ağaçlar çoğalıyordu.Sanki onlar yürüdükçe yeni yeni ağaçlar oluşuyordu.Kısa bir süre sonra ormanın içindeydiler.Tam ilerlerken bir çıtırtı duydular.Tam arkalarından geliyordu ses.Sean hemen asasını kaldırıp

"Kim var orada!!"

diye bağırdı.Ağızından "Lumos Maxima" sözleri döküldü.Asasının ucundan çıkan ışık ormanın karanlığını deliyor gibiydi.Biraz daha ilerlediler.Sean önlerinde birini gördü asalı.Hemen asasını kaldırıp "Expelliarmus" diye bağırdı.Karşısındakinin tam asasını nişan alıp vurmuştu.Ancak sonradan anladı ki bu bir ağaçtı.Ama küçük bir ağaçtı.Tam sonunda bir dal olduğu için elinde asa tutan birine benziyordu.Sonra bir çıtırtı daha.Sean

"Çık ortaya kim var orada.Neden bu kadar korkuyorsun."

dedi.Bu sefer sesi daha fazla çıkmıştı.Tekrar "Lumos Maxima"dedi ve etraf yeniden aydınlandı.Bu seferki sesin şidetti daha büyüktü.Sean hemen farketti ki üstlerine karga sürüsü geliyordu.Hemen Mel'i de tıuttuğu gibi yere yattı.Kargaların geçmesini bekledi..

"Tabiiki ben de senin gibi 13 yaşındayım ve Londra doğumluyum." dedi.

Melody bundan hoşlanmış gibiydi. Neyseki bu sevinç dolu gezintiyi ormanın ıssız, karanlık ve bir o kadarda soğuk bir yerinde olmaları Melody'nin ürpermesine neden olmuştu. Melody'nin hisleri birden korkuyla yer değiştir ve ve arkalarından çıtırdı sesi gelmesiyle Sean'in o sıcacık ellerine birden tutuldu. Sean'e güveniyordu ama onu tek başına korumasına izin vermezdi ve Melody'de elinde tuttuğu asasını çıtırdının geldiği yere doğru uzattı.

Sean'in "Kim var orada!!" demesiyle beraber,aynı anda
"Lumos Maxima" büyü sözleri ağızlarından döküldü. Melody'nin asasından çıkan ışık huzmesi etrafı aydınlatıyordu. Sean hemen asasını kaldırıp "Expelliarmus" diye bağırdı. Karşısındakinin tam asasını nişan alıp vurmuştu. Ancak sonradan anladı ki bu bir ağaçtı.Ama küçük bir ağaçtı. Tam sonunda bir dal olduğu için elinde asa tutan birine benziyordu. Sonra bir çıtırtı daha.

Sean'in "Çık ortaya kim var orada.Neden bu kadar korkuyorsun." demesiyle beraber Melody dahada korkmuşa benziyordu. Ama bu aptallığı yapmak istemiyordu. O korkak birisi değildi ve olmayacaktı da. Bunun için kendisini toparlayıp büyü sallaması lazımdı. Ve birden Sean ve Melody'nin ağzından aynı büyü sözleri çıkması üzerine etrafta muhtiş bir aydınlık oldu ve bu onları az da olsa rahatlamasını sağlamıştı. Ama aynı çıtırtının tekrar gelmesi üzerine Melody öne atıldı ve çıtırtının geldiği yöne doğru asasını tutup " Levicorpus " diye haykırdı...

Mel'in Yolladığı "Levicorpus" büyüsü ormanın derinliklerine doğru gitmeye başladı.Sonra gözden kayboldu.Sean dikkat kesilmişti.Mel arkasını dönmüş tam
Sean'a birşey söylemek için dudaklarını oynatıcaktı ki Sean hemen

"Karga Sürüsü!!"


diye bağırdı ve Mel'in kolundan tutup onu aşşağıya çekerek karga sürüsünün üstlerinden geçmesini sağladı.

Sean'ın Mel'i ve kendıisini yere eğiltmesiiyle karga sürüsü üstlerinden geçmişti.Birkaç saniye sonra sesler ve kargalar 2 katına çıkmıştı.Ondan sonraki saniyeler bu seslerle geçerken sesler birden kayboldu.Sanırım bitmişti.Sean dizlerinin üstüne çöküp Mel''e iyi olup olmadığını sorunca Mel;

"Vay canına! İyim. gerçekten çok teşekkür ederim. Sanırım sen olmasan kargaların gazabına uğramış olacaktım.... Sağol."

dedi.Yüzünde onun daha tatlı görünmesini sağlıyacak bir gülümsemeyle ayağa kalktı ve Sean'a yardımcı olmak için elini uzattı.Sean Mel'in elini tutarak ayağa kalktı.Ama o da ne tam arkalarından bir ses daha.Galiba Mel korkmuş olacak ki Sean'ın elini tuttu.Sean bundan daha da cesaret alıp gene asasını çıkardı

"Hemen kendini göster.Neden bu kadar korkaklık yapıyorsun"

diye bağırdı "Lumos Maxima" sözleriyle etrafı yeniden aydınlattı.Biraz daha ormanın içlerine ilerlediler.Onlar gittikçe sanki yeni yeni ağaçlar oluşuyormuş gibi geliyordu.İleride birşey vardı Sean gene tedbir olsun diye "Expelliarmus" diye bağırdı.Asanın ucundan çıkan ışık doğruca ormanın içine gitti ancak gittiği gibi geri geldi.Sean etrafına bakan Mel'ı itip kendini de bir köşeye çekti.Büyü Mel'ı sıyırıp geçmişti.Sean Mel'e dönüp

"İyisin değilmi.Bir yerine birşey olmadı değil mi?"

diye sordu.Biraz daha ilerlediklerinde karşılarına onlardan pek büyük olmayan biri çıktı.Sean

"Hey,sende kimsin."

dedi.Dedikten hemen sonra karşılarındaki çocuk asasını onlara doğrultarak "Expelliarmus" diye bağırdı.Sean hiç beklemeden "Protego" dedi.Büyü geldiği gibi kayboldu.Sean

"Hey,Senin derdin ne !!"

diye bağırdı.Çocuk Sean konuştuktan sonra gene "Expelliarmus" diye bağırdı.Sean da aynı anda "Expelliarmus" diye bağırınca iki büyü ortada çakıştı.Şu anda iki büyü karşı karşıyaydı.Bir Sean ileri gidiyordu bir çocuk.Sean Mel'e dönüp

"Kaç kendini kurtar.Çabuk kaç Mel.Ben onu oyalıyorum kaaaç!"

Diye haykırdı.Kız ne yaptığını bilmez halde gibiydi.Bir Sean'a bir karşıdaki çocuğa bakıyordu..

Kahretsin ki büyü işe yaramamıştı. Melody bundan çok utanç duymuştu. Ne zaman büyü yapsa geri işlemezdi. Ama şimdi bunu düşünecek zamanı yoktu. Hemen bir şeyler düşünüp bu lanet olası yerden kurtulmaları gerekiyordu.

Ve aniden bir ses yükseldi ve üstlerine gelen yarasa sürüsünden kurtulmak için Sean ani bir hareketle Mel'i aşağıya doğru çekti. Ve bir süre yerde hareketsiz bir şekilde durdu. Melody artık bundan keyif almışa benzemiyordu. Yarasa sürüsünün gittiğini anlayınca Melody hemen ayağıya sıçradı.

Melody ; "Vay canına! İyiyim. gerçekten çok teşekkür ederim. Sanırım sen olmasan kargaların gazabına uğramış olacaktım.... Sağol." dedi.

Ve Sean'in kalkmasına yardım ederek etrafı incelemeye başladılar. Ani bir kıpırtı Melody'nin ürkmesine neden olmuştu ve korkmayacaktı.

Sean'in ; "Hemen kendini göster.Neden bu kadar korkaklık yapıyorsun" demesiyle beraber hemen ardından

"Lumos Maxima" büyüsünü yaparak ileriye doğru fırlattı. Ve hemen önlem almak için arkasından "Expelliarmus" diye çığırdı. Ama büyü ters tepince Mel'i sıyırıp geçti ve Mel'in kötü olmasını sağladı.

Sean hemen ; "İyisin değilmi.Bir yerine birşey olmadı değil mi?" diye sordu ve Melody buna karşılık cevap vermedi.

Karşıdan birisinin gelmesiyle birlikte Sean hemen büyüler savurdu ama büyülerin hepsi ters tepmeye başladı.Bu olay Melody'nin canını sıkmıştı ve aklına gelen ilk büyüyü yapmak için ayağa kalktı ve " Expeliarmus " diye çığırdı. Galiba birşeyler olmuştu. Karşısındaki kişi bir an etkisiz hale getirilmiş zannetmişti ama onlara doğru gelen büyü karşısında Melody " Sersemlet " diye bağırdı. Onları doğru gelen büyü etkisiz hale getirilmişti ve Melody hemen başka bir büyü savurdu. Melody bu büyü ardından Sean'e hemen göz ucuyla baktı ve onun orada donmuş halde olduğunu gördü. Hemen Sean'e bağırarak " Üç diyince aynı ayna büyü savuracaz. Bir, iki, üç... "

Sean büyülerin etkisinde kalmıştı.Sonra Mel'in sesiyle kendine geldi.Mel'e Dönüp

"3 Deyince asanı ormanın dışına doğru yönelt ve "Carpe Portus"'de tamam mı ?"

Dedi.Karşıdaki çocuğun arkadaşları gelmişti.Hemen Onlara "Sersemlet"' yolluyordu.Hemde Mel'i uyarıyordu.

"Sakın lkonsantreni bozma.Unutma "Carpe Portus"Diyeceksin"

dedi bağırarak.Ama onla konuşurken çarpıştığı çocuklardan biri "Expelliarmus" diye bağırdı.Sean Ani refleks olarak hemen "Protego" dedi.Büyü geldiği gibi geri gitmişti.Sean asasını ormanın dışına tutmuş bir vaziyette saymaya başladı

"1-2-3 "Carpe Portus" Hadi Mel şimdi"


dedi bağırarak Mel'e baktı.

birilerini buldular hastenedeydiler Rp'de burada biTTi..