Şöminenin yaydığı sıcak hava dalgasının ikisini de ısıttığını hissediyordu. Vücut sıcaklığı Emilio için öyle büyük bir dert değildi; nasıl olsa her şartta sabit kalıyordu. Hava, onun için önemsiz bir mefhumdu her zaman, sıcağa da soğuğa da eşit mesafedeydi; ne de olsa sıcaklık kaç derece olursa olsun ruhunun bir daha ısınmayacağına adı gibi emindi. "Geleceğin dalgalarından daha büyük konuşma." dediğini hatırlıyordu kendi türdeşlerinden biri olan Miguél'in, o zamanlar bu sözüyle alay etse de; şimdi doğru bir duruma parmak bastığının farkına henüz varıyordu. Ruhunun üstündeki buzlar tuhaf bir şekilde çözülüyordu ve bunun basının sıkça sözünü ettiği "küresel ısınma" ile pek az alakası vardı.
Dünyanın en iyi ikinci yeri? İlki ne olabilirdi acaba, sormaya kararlıydı. Böylece ilk ziyaretini nereye yapacağı da az çok belli olacaktı. Sinsice sırıtarak düşüncelerini zihninin gerisine itti, dalga geçecek küçükleri düşünerek keyifle sırıttı. Gerçekten de Yasak Orman'a yaptığı bir gezide bunlardan birkaçını görmüş ve birden nasıl bir kavram olduğunu dahi unuttuğu gençliğine dönmüştü, artık içinde ölmüş olduğunu düşündüğü gençliğe. Stevie Rae'nin yine güldüğünü hissediyordu, melodik bir ıslıkla kıza eşlik etti bir süre. Ardından gelen soruyu ise her kelimesini tartarcasına yanıtladı: "Benim açımdan, gayet normal. Bilmem farkında mısın, çoğunluğu oluşturan kimseler arasında birlik daha az görülür. Ama azınlıktaysan, mutlaka birleşmen gerekir; çoğunluk kendi gibi olmayanlara tahammül edemez çünkü." Yüzünde bir tiksinti ifadesi oluşmuştu bile, çoğunluğun ezici gücü; kendisinin ve birçok türdeşinin bu kasvetli yerlerden dışarı çıkamamasının sebebiydi. "Hogsmeade" dedikleri kasabayı bile görememiştim henüz, suçum neydi? Dolunayın tesiri. Düşüncelerimi bir kenara bırakarak Stevie'ye döndüm ve devam ettim: "Senin açından bakacak olursak, biraz daha şüpheli olabilir bu. Gerçi dolunay olmadığı sürece saldırıya uğraman düşük bir ihtimal, ama birçok türdeşim yerinde olmak için can atacaktır, dolayısıyla pek iyi gözle bakılmayabileceğini söylemem gerek." Fazla mı açık sözlüydü acaba? Paketlenmiş centilmenlerden farkı buydu aslında; hiçbir zaman insanlara duymak isteyeceklerini söyleyip onları boş kaşıkla besleyen biri olmamıştı, bunun sonucu terk edilmek dahi olsa. Gözlerini kırpıştırdı ve Stevie Rae'nin tepkisine odaklandı sadece.