|
|
| Sıradan Bir Pazar Günü | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Sachiko Kyoshiro Model
Mesaj Sayısı : 259 Tarafı : Taraf tutmuyor Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 18 Evcil Hayvan : ... Kayıt tarihi : 12/09/09
| Konu: Sıradan Bir Pazar Günü Ptsi Eyl. 14, 2009 8:15 pm | |
| " Herkese teşekkürler, iyi günler! "
Sıcak gülümsemelerinden birini gösterdi ekibine doğru. Bugünkü fotoğraf çekimleri de bittiğinden dolayı kendini daha ferah ve özgür hissediyordu, artık önünde tamamen kendine ait bir pazar günü vardı. Ama o kadar şanssızdı ki, gökyüzü sanki sırf morali bozulsun, üzerine karamsar bir hava çöksün diye güneşi bulutların hapsine alıp, etrafa bir karanlık çökertmişti. Bir parlayıp, bir bulutların arkasına saklanan güneş ile onun da ruh hali değişiyordu. Yapacak pek bir işi olduğu da söylenemezdi doğrusu, sadece biraz düşünceleriyle baş başa kalmak, dinlenmek istiyordu. Işıkların olmadığı, hafif loş bir ortam belki. Ama tam o an kendini gösterip ışınlarını yeryüzüne yollayan güneş, düşüncesini yeniden değiştiriyordu; ' Belki de biraz dışarıda kalıp temiz hava almalısın.. Onunla zaman geçirmezsen doğa sana küsecek. '
Küçük adımlarla ilerlediği boş sayılabilecek sokaktaki karanlık geri gelince, düşünceleriyle yalnız kalma fikri tekrar belirmişti. Daha fazla dengesizlik yapıp, günü ikilemle bitirmemek için kendini önüne gelen ilk kapıdan içeri attı. İnsanın ruhunu rahatlatan bir düzenlemeye sahipti dükkan. Kendine en uygun görünen yere doğru adımlarını sıklaştırdı; ne çok insan içinde, ne de çok uzak bir yerdi. Tüm ortamı rahatça görebiliyor, aynı zamanda ışıktan da bolca yararlanıyordu. Eteğinin kıvrılmamasına özen gösterip, sandalyenin konforuna kendini teslim etti. Bir süre sadece ' yaşadı '. Bir dolu işinin arasında zavallı bedenini dinlendirebilecek nadir anlar bulabiliyordu, bu da o anlardan biriydi işte. Sadece yaşamanın verdiği keyif bile yetiyordu ona. Hiç bir sorumluluğunun olmadığı bilgisi beynine düşünce, zaten her zaman içinde bulunan mutluluğu sanki alevlenmiş gibi, büyük bir gülümseme yayıldı yüzüne. Gözlerini kapatıp, bulunduğu yeri dinledi, bir kaç çatal bıçak sesi, neşeli kahkahalar, topuklu bir ayakkabının zeminde yaptığı yankı ve çekilen sandalye sesleri. Hemen hemen kendi yaşlarında bir garson masasına yaklaşıp ne arzu ettiğini sorana kadar gözlerini açmadı. Garsona en az bakışları kadar ışıltılı bir gülümseme armağan etti ve sorusunu yanıtladı.
" Bana bir bardak kaymakbirası getirebilirsin genç adam. Şimdiden teşekkürler. " | |
| | | Kaoru Ai Kira Chornoye Pravda Gitaristi
Mesaj Sayısı : 389 Patronus : sekteretus Tarafı : demogorgothales Kan Durumu : - Rp yaşı : 19 Özel Yetenek : Düşük bir çene, androjin görünüm. Daha ne olsun o.O Evcil Hayvan : Kedi; 8 tane kadar. Kayıt tarihi : 07/08/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Ptsi Eyl. 14, 2009 9:33 pm | |
| Kafenin güneş almayan, lakin aydınlık bir bölümüne geçmiş, elinde ince bir defter ve kalemle bir şeyler yazıp karalıyor, bakışları sabırsızlıkla defterden kalkıp etrafta dolandıktan sonra tekrar başlangıç noktasına dönüyordu. Bu böylece neredeyse on dakika devam etti ve en sonunda dayanamayarak kalemi hepten bırakıp yazdıklarını şöyle bir gözden geçirdi. Ah, neredeyse bir aydır üzerinde çalıştığı sözler o kadar berbat anlamlar çıkarıyordu ki, kendisine sövüp duruyordu mırıltıyla. Siyah çerçeveli gözlüğünü çıkarıp bilindik sabırsızlığın bir göstergesi olarak ışığa tutmaya bile gerek görmeden rastgele temizledi ve tekrar zarif hatlarla donatılmış yüzüne yerleştirdi. `Tamam, artık şarkı sözü yazmak yok´ diye mırıltıyla söylendi ve defteri rozetlerden geçilmeyen renkli çantasının içine fırlatıverdi. Ardından yoldan geçerken aldığı bir klasiği masanın üzerine çıkarttı. Gayri ihtiyari etrafa bakınırken cin bakışlarından içeriye tatlı gülücükler saçan -Japon uyruklu olduğunu düşündüğü- bayanla göz göze gelince sıcak bir şekilde gülümsedi. Başka zaman olsa mutlaka çenesi düşer ve bir kaç kelam ederdi ancak bir kafede insanların başına bela olma fikri epey kötü geliyordu. Kızın masasına giden garsonu hafifçe kıkırdayarak çağırıp "Ah, hazır gelmişken bana da biraz çilekli rom bulabilir misin" isteklerini sundu ve ardından kıza dönüp gülümseyerek şımarık ama tatlı bir edayla "Garsonunuzu kapmaya çalışıyorum" dedi hafifçe alnını kırıştırarark. Garsonun gidişiyle tekrar o rahat pozisyonu alarak köşeli koltuğa evindeymiş gibi yayılıp küllükte ki çikolata renkli sigarasını dudaklarının arasına alarak zarifçe içine çekip kitabın ön sözüne göz atmaya başladı. Pembe tırnaklarıyla kitap ayracını oyuncak etmiş, mavi gözleri ciddiyetle satırlarda gidip geliyor ve pespembe dolgun dudakları bir şeyler fısıldayarak kıpırdanıyordu. | |
| | | Sachiko Kyoshiro Model
Mesaj Sayısı : 259 Tarafı : Taraf tutmuyor Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 18 Evcil Hayvan : ... Kayıt tarihi : 12/09/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Salı Eyl. 15, 2009 12:49 pm | |
| Oldukça dikkat çeken bir görünüme sahip adam, kendisine sipariş almak için gelen garsona bir eklemede bulunup yolladıktan sonra, yaptıklarının nedenini kısa bir cümleyle açıklayarak oldukça sevimli bir gülümseme attı ve dikkatini elindeki kitaba yöneltti. Gözlüğünün arkasında hızla gezinen çekik gözleri - bir an aklına bu adamın Japon olup olamayacağı sorusu düşmüştü -, sürekli aralanıp fısıltılar çıkaran ve çoğu insanın çekici bulduğu dudaklarıyla o kadar sempatik görünüyordu ki, elinde olmadan bir sırıtış kaplamıştı yüzünü. Bir süre sadece rahatça yayıldığı sandalyede kitap okuyuşunu gülerek izleyip, kendi kendine yorum yaptı. Daha sonra aklına parlak bir fikir gelmişti; bugün yapacak eğlenceli bir şey arıyordu değil mi? Henüz gördüğü bu adam eğlencenin ta kendisi gibi gözüküyordu. Yeni bir arkadaşlık, belki de dostluk, gününü daha eğlenceli hale getirebilirdi. Aklına gelen bu fikirle, kibar gülümsemesi yerini bir çocuğun sırıtışına bıraktı. Oturduğu sandalyeden kalkarak, genç büyücünün masasına doğru ilerledi. Aklında izin istemek gibi bir kibarlık yoktu. Fazla büyük olmayan masanın altına saklanmış izlenimi veren sandalyeyi çekip, kendini bıraktı. Tabii eteğinin katlanmasıyla ayağa kalkarak eteğini düzeltmesi ve sonra yeniden oturması gerekmişti. Ama bu sayede sandalyeyi masaya doğru biraz daha yaklaştırdı. Gözlerini karşıdaki genç adamın gözlerine dikti, ama bakışları rahatsız edici olmaktan çok güven verici ve sıcak bir bakıştı. Gülümseyerek, onunla tanışmak için ilk adımı attı. " Madem sen benim garsonumu çaldın, ben de senin zamanını ödünç almak istiyorum. " Bilinçli olarak ' ödünç almak istiyorum ' demişti, çünkü bu genç büyücü bir kez konuşulduktan sonra kolay kolay bırakılacak tipte birisi değildi. Zaten bırakmak da istemiyordu. Sözlerini sevimli bir sırıtış ve heyecanlı bakışlarla süsleyerek bitirdi. Sanki daha önce görmüş gibi hissettiği genç adamın vereceği tepkiyi merak ediyordu doğrusu. | |
| | | Kaoru Ai Kira Chornoye Pravda Gitaristi
Mesaj Sayısı : 389 Patronus : sekteretus Tarafı : demogorgothales Kan Durumu : - Rp yaşı : 19 Özel Yetenek : Düşük bir çene, androjin görünüm. Daha ne olsun o.O Evcil Hayvan : Kedi; 8 tane kadar. Kayıt tarihi : 07/08/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Salı Eyl. 15, 2009 2:59 pm | |
| Kitaba dalmak üzereydi ki, yan masada ki sevimli bayanın yerinden kalkıp kendi masasına geldiğini farketmiş ve gözleriyle onu izleyip yüzünü kocaman şımarık bir ifade kaplamıştı. Kitabı ve ayracı bırakarak, ellerini pürüzsüz yanaklarının iki yanına alarak ne istediğini sorar halde konuşmasını beklemeye başladı. Cümleleri devam ederken dudaklarının arasından birer inci tanesini andıran dişleri muzipçe göründü. Demek ona biraz zaman ayırmasını istiyordu, o halde biraz nazlanmanın kimseye zararı olmazdı değil mi? Bakışlarından gülümsemesine kadar hiç bir şeyi kendisini rahatsız etmediği için ona güvenmişti elinde olmadan. Hem o çekik gözler kendisini daha yakın hissetmesine neden oluyordu, ona karşı. Duvarda ki saate gözlerini nazlı bir biçimde kaydırıp "Hmm, pekala, öğleden sonra yapacak pek bir işim yoktu açıkçası" aylak aylak gezindiğini bir nevi kanıtlıyor olabiilirdi bu cümleleri, ancak kendisine sorarsanız oldukça büyük işler yapıyordu. Ardından kızın aklında herhangi bir plan var mı diye öğrenmek için masaya eğilerek "İncilerinizi dökün bakalım" Daha sonra garsonun getirdiklerini servis edişini izledikten sonra nefis kokulu likör bardağını dudaklarına değdirip ufak bir yudum aldı. Dilini hafifçe yakışı ancak aynı zamanda enfes bir koku ve tad bırakışı dünyada ki en hoş zevkler arasına giriyordu ona göre. | |
| | | Sachiko Kyoshiro Model
Mesaj Sayısı : 259 Tarafı : Taraf tutmuyor Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 18 Evcil Hayvan : ... Kayıt tarihi : 12/09/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Salı Eyl. 15, 2009 4:53 pm | |
| Gözlerinin saate gidip gelmesiyle en başta işi olduğu korkusu gelmişti aklına. Evet, her zamanki hazin son yaklaşıyordu; görür, hoşuna gider, tanışır ve karşıdaki özür dileyerek bir işini halletmek üzere masadan ayrılır. Ama O, kalkıp gitmenin aksine yapacağı bir işinin olmadığını söyleyip masaya yaklaşmış ve planlarını öğrenmek amacıyla kendisini dinlemeye başlamıştı. Ama gözlerine baktığı an, konuşmaktan çok uzaklaşıyordu, sanki birisi ses tellerini sökmüş, yerine bir yumru koymuş gibi hissediyordu. Yavaşça renk değiştiren yüzünü görmemesi için başını hafifçe önüne eğip, garsonun getirdiği kaymakbirasını ellerinin arasına aldı. İçkinin soğukluğu ellerinin sıcaklığını alıp, soğutmuştu. Aynı şeyi boğazındaki yumruyu geçirmek için kullanmaya karar verip, bir kaç yudum aldı. İçkisi boğazına hafif bir serinlik vermiş, yüzündeki kırmızılığı dağıtmaya yeterli olmuştu, ama her an geri geleceği korkusuyla nefes almaya bile çekiniyordu. Kahverengi gözlerini tekrar o mavi gözlere çevirdiğinde, garip bir şekilde rahatlamıştı. Heyecanlanmamıştı, aksine aklına binlerce konu geliyordu konuşmak için. " Henüz benim de bir fikrim yok.. Ama tanışmakla başlayabiliriz sanırım? " Kibar bir gülümseme ile cümlesini sonlandırıp, içkisinden bir yudum daha aldı. Aldığı ikinci yudum, onu tamamen rahatlatmış, daha kolay konuşmasını sağlamıştı. Gözlerine tekrar dönüp - bu onda alışkanlık yapmıştı, o kadar güzel bakıyorlardı ki - konuşmasına kaldığı yerden devam etti. " Ben başlayabilirim istersen. Adım Sachiko Kyoshiro. Tabii yakın arkadaşlarım genelde Sacchi diye seslenir. Senin de bana Sacchi şeklinde seslenmen hoş olurdu, ama tabii ki seçim sana kalmış. " Heyecanlı bakışlar, yerini meraka bırakırken, içinde bu büyücü ile iyi arkadaş olacağına dair fısıltılar dolanıyordu. Şimdi sadece merak ettiği şey O'nun adıydı. | |
| | | Kaoru Ai Kira Chornoye Pravda Gitaristi
Mesaj Sayısı : 389 Patronus : sekteretus Tarafı : demogorgothales Kan Durumu : - Rp yaşı : 19 Özel Yetenek : Düşük bir çene, androjin görünüm. Daha ne olsun o.O Evcil Hayvan : Kedi; 8 tane kadar. Kayıt tarihi : 07/08/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Salı Eyl. 15, 2009 6:19 pm | |
| Koyu renk saçlarını karıştırıp düzenleyerek likör bardağını tekrar dudaklarına götürdü. Onun tatlı kokusunu içine çekerken gözleri de bir çocuğun sevecenliğiyle kızın yüzüne dikilmiş, her hareketini hafızasına kazırcasına izliyordu. Tanımadığınız insanlarla genellikle birer arkadaş gibi konuşamazdınız ama Kaoru bunu hiç dert etmeyecek kadar rahattı. Yavaşça bacak bacak üstüne atarak pembe ve uzun tırnaklarıyla bardağın ince kenarını keşfe başladı. "Pekala tanışalım öyleyse" dedi ve ardından sözlerini dinledi. Demek düşündüğü gibi Japondu, harika! Yüzüne sevimli bir sırıtma çökmüştü, memnun bir vaziyette başını salladı. "Hmm, demek Sacchi. Çok hoş!" Sigarasından derin bir nefes çekip yan tarafa üflerken "Benim ismimde Kaoru. Kaoru Ai Kira" Hafifçe istemsizce kendi ismine güldü. Ardından masaya abanarak çenesini eline yasladı, yavaşça dudak bükerek biraz düşündü. "Sen de bana ne istersen onu diyebilirsin" Lakaplar konusunda sınırlaması olmadığı için onu özgür bırakmıştı. Hangisi hoşuna giderse kullanabilirdi. Hatta yeni bir tane bile üretebilirdi. Ardından liköründen bir yudum daha aldı ve gülümsedi. | |
| | | Sachiko Kyoshiro Model
Mesaj Sayısı : 259 Tarafı : Taraf tutmuyor Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 18 Evcil Hayvan : ... Kayıt tarihi : 12/09/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Salı Eyl. 15, 2009 7:52 pm | |
| Kaoru. Evet, mavi gözlerine sevimlilik katan çekikliğin sebebi şimdi kendini belli etmişti. Kendisi gibi Japon olan Kaoru, gittikçe daha çok hoşuna gidiyordu. Hareketleri bile öylesine benzersizdi ki, her birini dikkatle izleyerek gülümsüyordu. Hemen hemen dibinde olan mavi gözlere sırıtarak baktı. Aynı şekilde masaya dayanarak olabildiğince ileri uzandı, anormal durmamasına özen gösteriyordu tabii. Yüzü yakından çok daha güzel görünüyordu, kesinlikle. ' Gözlere bakma.. Gözlere bakma Sacchi! ' Ama elinde değildi ki.. Gözlüğünün ardında kendisini izleyen maviliklere dalmak kaçınılmaz son gibiydi. Hem kendi ilgisini hem de Kaoru'nun ilgisini dağıtmak amacıyla, en mantıklı gelen konudan konuşmaya başladı. " Seni daha önce bir yerde görmüş gibiyim Kaoru? Senin.. Bir grubun vardı değil mi? " Evet.. Evet bu oldukça şirin görünümlü ve bir o kadar değişik Japon büyücüyü bir yerde daha görmüştü. Sadece hatırlayamıyordu. Beyni o kadar çok gereksiz şeyle dolmuştu ki! Onu müzik yaparken hatırlıyordu sanki, gitar ona yakışırdı doğrusu. Belki de genç cadı tamamen yanlış hatırlıyordu, belki de Kaoru bir ressamdı, hatta düşük ihtimalle de olsa kendisi gibi bir model olabilirdi. Sonuçta onu daha önce de gördüğüne emindi. Ama böylesine bir stili gördükten sonra unutmak biraz zordu. Kaoru görüntüsüyle kesinlikle akılda kalıcı bir insandı, onu bir kez gördükten sonra unutmak ya bunu sağlayacak bir iksir, ya da oldukça meşgul bir beyin gerektirirdi. Bunu öğrenmek için sadece o pembe dudakların aralanmasına ihtiyacı vardı. | |
| | | Kaoru Ai Kira Chornoye Pravda Gitaristi
Mesaj Sayısı : 389 Patronus : sekteretus Tarafı : demogorgothales Kan Durumu : - Rp yaşı : 19 Özel Yetenek : Düşük bir çene, androjin görünüm. Daha ne olsun o.O Evcil Hayvan : Kedi; 8 tane kadar. Kayıt tarihi : 07/08/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Salı Eyl. 15, 2009 11:05 pm | |
| Kızın masaya abanıp yaklaşmasıyla hiç bir rahatsızlık duymamış, hafif bir muziplikle başını yana yatırıp gözlüğünün üzerinden kendisi de ona yaklaşarak yüzüne bakmıştı. Genelde birisi size yaklaştığında çok iyi tanımıyorsanız ya geriye kaçardınız yada sözlerinizle ondan uzaklaşmasını isterdiniz, ancak Kaoru sadece yakınlığa, yakınlıkla cevap vermekten memnun olan biriydi ve öyle de yapmıştı. Karşısında ki bir bayan da olsa erkekte olsa farketmezdi. Hiç bir çekince göstermeden yanına sokulabilirdi, yeter ki işin boyutu değişmesin. Sözlerini onaylarcasına "Evet, müzikle ilgileniyorum. Zaten dış görünüşümden de belli oluyordur." -Gerçi müzisyen olmasa da pembe gibi renklerle haşır neşir olacak biriydi- Derin bir nefes almak için geriye yaslanıp ellerini ensesinde birleştirdi "Bir kaç kişiden oluşan bir grupta gitar çalıyorum, daha önce bizi dinledin mi? Underground müzik yapıyoruz, biraz önce de söz yazmaya çalışıyordum ama pek iyi gitmedi" Ah ne aptalca bir soru sormuştu, grubu olduğunu biliyorsa tabi ki dinlemişti. Bakışlarını tavana dikip bazen cidden şapşallaştığını kendisine itiraf ederken istemsizce yüzünü de kimisine şapşalca, kimisine sevimlice gelecek bir gülücükle donatmıştı. Gruptan ve grup üyelerinden bahsedince de istemsizce böyle şapşallaşabiliyordu. Eh, müzik kendisi için her şeyden bir kaçış sayılıyordu bir kaç sene öncesine kadar. Vladimir sayesinde bu mutluluk ikiye katlanmıştı gerçi ve grubun kurucusu olan o eşsiz adamı hatırladıkça hem yanakları kızarıyor hem de sadece Animelerde görebileceğiniz o chibi stili sevimlilik triplerine giriyordu. Adama bunlar şapşalca mı geliyordu bilmiyordu ama sevgisini ifade etmenin en iyi yolu kocaman bir gülüş, şımarık ve tutkulu tavırlardı ve peşinden bir saniye olsun ayrılmamaktı. Ah, çoğu zaman romantik bir aşık olmaktan çok kendisine ilgi gösteren insana taparcasına tüm hayatını bağlamaktı yaptığı. Adam bundan şikayetçi olmadığı, yada kendisini kapı dışarı etmediği sürece de bozulacak değildi. Kim bilir kapı dışarı etse bile bu böyle sürüp giderdi büyük ihtimal. Likörü son bir kez daha boğazını yakarcasına tepesine diktikten sonra hayatın daha tatlı görünmesine aldırmadan -bu bir nevi sarhoş olmaktı- bardağı şımarıkça havaya kaldırıp "Garson bey, bir tane daha istiyorum!" diye seslendi çarpık bir gülüşle. Cafe de böyle hallere -Özellikle şu soğuk İngilizlerin içinde- girebilecek tek canlı nesli Japon bir oğlan olabilirdi ve kendisine dönen bakışlara sadece şımarıkça kıkırdayarak "Ne yapayım çok lezzetli" diye ufak bir açıklama da bulundu. Dikkat çekmek bazen oldukça hoşuna gidiyordu ancak bu psikolojik bir sorundan öte şımarık hallerinden kaynaklanmaktaydı ve ahlak seviyesinin düşük oluşuna da istemeden bir kaç hoş beyefendinin arzulu bakışlarıyla şahit olmuş, yüzünde ki gülümseme tacizin verdiği etkiyle solup gitmişti. Hafifçe masaya doğru sinerek sanki yanında ki kız kendisini koruyabilecekmiş gibi ciddiyetle onları yok farz edip aklına gelen ilk soruyu sordu "Peki sen neler yaparsın? Açıkçası dikkat çekici bir görünüşün var. Ya sanatla ilgileniyorsun yada ünlü birisin ve ben seni tanımıyorum" dedi, hafifçe eski neşesini bulmaya çalışıp zoraki bir kıkırtıyla kızın gözlerine bakarak. İşte yeniden ufak bardağı dolmuştu ve bakışları pembe içeceğe odaklanarak dinlediğini belirten bir tavır takınmıştı uysalca. | |
| | | Sachiko Kyoshiro Model
Mesaj Sayısı : 259 Tarafı : Taraf tutmuyor Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 18 Evcil Hayvan : ... Kayıt tarihi : 12/09/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Çarş. Eyl. 16, 2009 12:49 pm | |
| Kaoru'nun açıklamalarını dinlerken çenesini sağ avcuna yaslayıp, beyaz dişlerini tamamen ortaya çıkaran bir gülümsemyle onu izliyordu. Bu ondan gerçekten etkilendiğinin bir göstergesiydi. Ama nasıl bir etkilenme olduğunu henüz kendisi de anlayamıyordu, belki de bu kadar kendine özgü olması etkilemişti onu, ya da sevimli davranışları. Underground müzik yaptıklarını öğrenmesiyle, ona olan imrenmesi biraz daha artmıştı. Sadece yaptıkları işi sevdikleri için, eğlenmek için müzik yapıyorlardı. Birilerine kendilerini beğendirmek için değil. Ve sürekli göz önünde de değillerdi, insanlar onları görünüşleri için değil, ruhlarına işleyen müzik için seviyorlardı - tabii onların hayranları olan genç cadılar, hatta belki büyücüler dışında -. Bardağını kaldırıp, yüksek bir sesle aynısından bir kere daha istemesiyle kendisini bile rahatsız eden amacından sapmış bakışlar yüzünden Kaoru'nun yüzündeki gülümseme kaybolmuştu. Genç cadı giderek sinirleniyordu, akıllarında fikirlerinde tek bir şey olan insanlar en çok nefret ettiği insan modeliydi. Sevimli görünüşünün aksine soğuk bakışlarını Kaoru'yu rahatsız eden büyücülere yöneltip, tekrar yeni arkadaşına döndü. O ikinci bardağını yudumluyordu, ama kendisi birincinin yarısına bile gelmemişti henüz. İçkileri çabuk bitirip sağlıksız bir beyin ile dolaşmak yerine yavaşça tadını çıkararak içmek daha çok hoşuna gidiyordu. Ama tabii ki mutluluktan uçtuğu anlarında şişeleri devirdiği bile olmuştu. Kendi içeceğinden bir kaç yudum daha alıp, Kaoru'nun sorduğu son soruya cevap vermek üzere dudaklarını diliyle hafifçe ıslattı. " Dikkat çekici görünüş mü? Evet sarı kafalı İngilizlerin içinde dikkat çekici sayılıyorum sanırım. Mesleğim modellik. Bilirsin işte, binlerce fotoğraf çekimleri, söyleşiler, ve biraz daha fotoğraf çekimleri.." Fotoğraf çekimlerinden bahsederken her zaman verdiği pozları taklit ediyordu. Zaten belirli mimiklerle sınırlıydı çekilmiş resimleri, gülümseme, sırıtma, bazen ciddi bakışlar, bazen de tam aksine çocukça. Taklitlerini de bir kıkırdamayla sonlandırdı. Evet, bu mesleği yaparken onu en çok yoran işti belki de. Poz vermenin nesi yorucu diyebilirsiniz tabii, ama sürekli mutlu olmadan sahte gülüşlerle güzel görünmeye çalışmak, talihsiz bir kazayla görünüşündeki ufak bir değişiklikle işini kaybetme korkusu ruhunu yormaya yeterli oluyordu. Tabii yapılan tonlarca makyaj da cabası. İnsanların sadece onun görünüşünden hoşlandığı düşüncesi çoğu zaman canını sıkıyordu. Gülümsemesi yavaşça yerini memnuniyetsizlikle büzülmüş dudaklara bırakırken, içkisinden bir kaç yudum daha aldı. " Bazen bu işi sadece hoşuma gittiği için yaptığım günleri özlüyorum. " Gözlerini içkisinin üzerinde beyaz beyaz duran köpüklere dikti. Parmaklarıyla bardağın pürüzlü yüzeyinde ritim tutmaya başladı. Sadece biraz neşelenmeye çalışıyordu. Sevdiği hareketli bir parçanın melodisini uydurmaya çalıştı. Her zaman dinlediğinde ruhunu neşelendiren bir şarkıydı, gerçi kimin şarkısı olduğunu da bilmiyordu ya.. Yine de model olmasaydı kesinlikle bir müzisyen olacağına adı gibi emindi. Sesinin güzel olduğunu yavaşça inatçılığa dönüşen büyük bir kararlılıkla reddediyordu. Ama bir gerçek vardı ki aile mirası bir piyano ve keman çalma yeteneğine sahipti. Aklına annesinden aldığı piyano dersleri geldikçe ona olan özlemi artıyordu, küçük bir çocuk gibi hissetmeye başlamıştı. Başını koluna yaslayıp, iyice içeri gömüldü. Sanki ruhu giderek büyürken, bedeni küçülüyormuş gibi bir duygu kaplamıştı içini. Ama o anki mutsuzluğunu Kaoru'ya da geçirmek istemiyordu, gerçi onun moralini bozmak kolay gibi görünmüyordu. Ama hoşlanmadığı başka bir tip insan modeli de, gayet güzel bir günde aniden ağlayıp zırlamaya başlayanlardı. Kafasını kolundan kaldırıp, tekrar avcunun içine yerleştirdi ve her zaman kullanmaya alıştığı sahte gülümsemesini dudaklarına mükemmel bir şekilde yerleştirip yeniden maviliklere daldı. Ama gülümseme sahteliğini kaybediyor, gerçek bir gülümsemeye dönüyordu. Genç adamın gözlerine bakmak bile onun mutlu etmek için yeterli olmaya başlamıştı. Sesinin titremesinden korktuğu için ağzını açmamaya karar vermişti. Bu nedenle bir şeyler söylemesi için umutla Kaoru'yu bekliyordu. | |
| | | Kaoru Ai Kira Chornoye Pravda Gitaristi
Mesaj Sayısı : 389 Patronus : sekteretus Tarafı : demogorgothales Kan Durumu : - Rp yaşı : 19 Özel Yetenek : Düşük bir çene, androjin görünüm. Daha ne olsun o.O Evcil Hayvan : Kedi; 8 tane kadar. Kayıt tarihi : 07/08/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Çarş. Eyl. 16, 2009 2:22 pm | |
| Derin bir nefes alarak biraz sessizleşti. Keyfi kaçmış sayılmazdı ama o bilindik tavırlarında biraz durgunlaşma söz konusuydu. O sersemleri unutmak için sadece sohbete kaldıkları yerden devam etmeleri yeterli olacaktı. Kızın sinirlenmesine nazikçe gülümseyerek ufak bir göz kırpmayla "Keyfini kaçırmalarına izin verme" demekle yetindi, tabi kendisi de buna ne kadar inanıyordu o ayrı bir konuydu. Eh, bu duruma alışkındı nede olsa, onları yok farzetmek çoğu zaman etkili bir sonuç oluyordu, yüz vermediğiniz sürece çok fazla sapkın değillerse sizi bırakıp giderlerdi. İçki konusunda fazla hızlı gittiğini ancak kızın bardağına baktığında baktığında farketmişti. Tamam, çilek tadı oldukça keyif vericiydi ama biraz durmazsa sersem bir sarhoşa dönerdi ve Sacchi gibi nazik bir kızın bundan hiç hoşlanacağını sanmıyordu. Sözlerini ise tatlı bir gülümsemeyle dinledi. "Bence harika, ancak ben poz vermektense çekim yapmayı tercih ederim ama. Bazen grup için bizimde fotoğraflarımız çekiyorlar, her ne kadar iyi de gitse ben sadece kasılıp kaldığımı düşünüyorum" dedi hafifçe omuz silkerek. Ardından kaşlarını havaya kaldırıp sözlerinin devamını dinledi ilgiyle. Sonra aklına kendi yaptıkları iş gelmişti. Her şeyin ciddiye binmesini istiyordu ama ya bıkarsa diye düşündü. Gerçi Vladimir varken neyden bıkacaktı ki? Tekrar eski yaşantısına, ailesinin tek bir çatı altında toplandığı o sıkıcı eve dönmek istemiyordu. İngiltere de, her ne kadar melankolik bulsa da bu şehri mutluydu. İçinde büyük bir aşkla bağlandığı birini barındırıyordu ve o burada yaşamaya devam ettiği sürece kendisi de gitmeye niyetli değildi. "Seni işine bağlayan sebepleri bulmayı dene bence, hayatın güzel yönlerini görmeye çalışmak onu yaşanılabilir kılandır. Yoksa müzik emin ol daha bıktırıcı bir iş" dedi sözlerini destekler gibi başını sallayarak. Bir şarkı sözü yazmak için bile aylarını veriyordu, bunun sevilip sevilmemesi gibi etkenleri düşünmek için bile oldukça erkendi. Diğer işleri ise hiç aklına bile getirmek istemiyordu, ancak bunu da seviyordu. Yavaşça içkisinden neşelenmek için ufacık bir yudum alıp kıkırdadı "Neşelen biraz, o kadar da berbat sayılmaz" | |
| | | Vladimir Stepan Nieltsev Chornoye Pravda Solisti/Piyanisti & Rol Oyun Akademisi Üyesi
Mesaj Sayısı : 1269 Nerden : İzmir ~ Bakü. ^^ Meslek : Ne iş olsa yaparım. Malum işsizlik var. :P Tarafı : Sağ-sol-ön-arka. Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 19 Evcil Hayvan : Kaoru. Maalesef evcil değil. Kayıt tarihi : 17/07/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Perş. Eyl. 17, 2009 7:18 pm | |
| Siyah kılların arasında mor pırıltıların göze çarptığı tüy kalemimi parşömenime yaklaştırırken, aklıma gelen liriklerin parlaklığına kendimi kaptırıp gitmiştim. Satırların hançerin sivri ucu kadar keskin sözleriydi işte beni edebiyata bağlayan. Şarkı sözü dediğin de basit de olsa edebi bakımdan vurucu bir yana sahip olmalıydı. Dua niteliğindeki sözlerim mürekkep lekeleri halinde beliriyordu. Gerçi pek de dindar biri sayılmazdım, hatta din adamlarının toplumu günah korkusuyla istediği gibi "güttüğünü" düşünürdüm; yine de evrenin tümüne sinmiş bir Tanrı imgesi vardı kafamda. "Yollarımız kesişmişti, dar bir patikada İşte o zaman yaşamıştım ilk sevişi Aramıza tabelalar girmesin, kesmesin bu gidişi Var oluşumu adadım ben, fantezya adasında. Satılacak bir cennet yok, olsa da içimizde. Unutmak istemiyorum, kül oluyorum şehvetimde. Açılmış ellerimle dilerim, Tanrı mesut etsin. Onu da beni de, onu da beni de..."
Tıkandığımı hissediyordum, Kaoru getirirdi belki devamını. Omzumu silktim ve parşömeni buruşturmadan cebime attım. Duvar aynasıyla göz göze geldik bir an, evet; zarif şekilli kaşlarım, ince yüz hatlarım ve siyah bir kalemin belirginleştirdiği mavi gözlerimle oldukça güzeldim. Tabii buna önem vermezdim eskiden, ama hayatımın seyrini değiştiren hisler silsilesini yaşamaya başladığım andan itibaren, nedense ona layık olmak için olağanüstü bir çaba sergiliyordum. İzbe bir pub'da tanışmıştık onunla, gitarı sololarıyla konuşturmuyor; ağlatıyordu. Tabii gitarla beraber beni de ağlatmayı başarmıştı, oturduğum masanın üzerine yatıp sessizce silmiştim akan iki damla yaşı. Gece bitiminde tanışmıştık, ikimizin ortak tutkusu belliydi: Müzik. Ve böylece Chornoye Pravda'nın ilk temellerini atmıştık.
Londra'dan bıkmış olmama rağmen bunu Kaoru dahil kimseye söylememiştim henüz, buraya katlanmamın nedeni; kendimin de dahil olduğu 'yabancılar'dı. İngiliz toplumu insan ilişkilerinde oldukça yapmacık geliyordu bana; bir gün çıtkırıldım kibarlık gösterileri sergiledikleri kişinin hakkında ertesi gün dedikleri yozlaşmışlığın temel belirtisiydi, genelde bunları dinlemez; dudak bükmekle yetinirdim. Yine de yollara düşmüştüm işte, Hogsmeade kasabasının kırık dökük yapıları büyücü toplumunun tarihe verdiği önemi kanıtlar nitelikteydi. Kaoru Diamond Cafe'de dinlenmeye gitmişti, nitekim orayı bulmam fazla uzun olmadı. Çatal bıçak sesleri, kahkahalar, bunun yanında bana yöneltildiğini fark ettiğim tuhaf bakışlar... Aldırmadan içeri girdim ve Kaoru'yla beraber yaşıtım olduğunu düşündüğüm birini buldum. Sıkça takip ettiğim moda dergilerinde gördüğümü sandığım bir bayan vardı yanında, nitekim kanımda yanılmamıştım. Japon uyruklu, geyşa modeli mankenlerden biriydi bu; gerçekten etkileyici bir görüntüsü vardı. Gülümseyerek Kaoru'nun yanağına bir öpücük kondurmamla beraber kafedeki herkesin bakışları bize yönelmişti, "oo" gibi sesler duyduğuma emindim. Omuz silkerek bir sandalye çekip oturdum ve "Beklediğin sürpriz geldi, Kaoi." diye mırıldandım, belli etmek istemesem de şu tuhaf sesler beni utandırmıştı. Sonra da gözlerimi bayana çevirdim: "İnsanın buralarda bir vatandaşını görmesi ne hoş. Tabii sıla hasreti başka oluyor." dedim keyifle şakıyarak. Elimi şıklatarak garson çağırdım ve vişneli votka rica ettim. İnsan, sevdiği biriyle olunca kendini ait olduğu şehirden kilometrelerce uzakta bile evinde hissedebiliyordu. | |
| | | Kaoru Ai Kira Chornoye Pravda Gitaristi
Mesaj Sayısı : 389 Patronus : sekteretus Tarafı : demogorgothales Kan Durumu : - Rp yaşı : 19 Özel Yetenek : Düşük bir çene, androjin görünüm. Daha ne olsun o.O Evcil Hayvan : Kedi; 8 tane kadar. Kayıt tarihi : 07/08/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü C.tesi Eyl. 19, 2009 3:25 pm | |
| Dükkanın genelinde ki hareketlenme kendi ilgisini de çekmiş olacak ki, kapıya kayan bakışların nedenini merak ederek kendisi de gözlerini o tarafa çevirdi. Bu şaşkınlığın sahibini merak etmişti. Hafif bir ama geçici şaşkınlıkla masalarına doğru gelen Vladimir'i görünce gülümsemesi büyüdü. Giyiminden tutun, salınışına, bakışlarından, dudaklarının kıpırtısına kadar hemen hemen her şey Kaoru'yu derinden etkiliyordu ve hayranlığı daha da fazla artıyordu. Yanağına değen dudaklarla istemsizce kıpırdandı, tüm bedeni garip bir şok etkisiyle titremiş gibi alt dudağını ısırdı yavaşça. Ona sığınma istediğinin artışıyla, gözleri o adamlara kaydı, hala bakışlarıyla kendisini soymaya devam ediyorlardı. Aldırmamaya çalışarak kızaran yüzünü Vladimir'e çevirdi "Bir an hiç gelmeyeceksin sandım" dedi adamın masmavi, derin bakışlara sahip olan gözlerini incelerken. Nerede nasıl davranacağını hemen hemen bilen -kimi zamanlarda uygulamadığı olurdu, şimdi ki gibi- biri olmasına karşın kollarını oldukça şımarık bir hareketle Vladimir'in boynuna dolamış, yavaşça ona doğru sokularak sıcak nefesini hissedeceği mesafeye gelerek bir kaç saiye onu izledi sonra pembe ve dolgun dudaklarını onunkinin üstüne bastırdı. O sesler, şimdi yerini şoke olmuşluğun verdiği o komik sessizliğe bırakmıştı ancak kendisinin aldırdığı bile yoktu. Vladimir'in bundan utanıp utanmadığını bakışlarından çözümlemeye çalıştı. O sesler kendisini biraz rahatsız etmiş görünüyordu çünkü. Ardından isteksizce kollarını geriye çekerek bakışlarıyla Vladimir'e iki masa ötede ki iğrenç yaratıkları işaret etti. Daha sonra ise hiç bir şey yokmuş gibi önünde şımarıklıklar sergilediği Sacchi'ye döndü. "Sizi tanıştırayım, Vladimir, grubumuzun ve hayatımın gün ışığı -hafifçe kıkırdadı-" Ardından Sacchi'yi japon usulü takdim ederek "Kyoshiro Sachiko, ünlü bir model, eminim daha önce görmüşsündür." | |
| | | Sachiko Kyoshiro Model
Mesaj Sayısı : 259 Tarafı : Taraf tutmuyor Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 18 Evcil Hayvan : ... Kayıt tarihi : 12/09/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü C.tesi Eyl. 19, 2009 7:33 pm | |
| Kapının açıldığını belirten çanların ritmik sesleri onun kulağına da gelmişti. Masadan doğrulup arkasına döndü, ve bir başka mavi gözlü yabancının adımlarını kendi masalarına yöneltmesini izledi. Gelir gelmez Kaoru'nun mavi gözlerinin arasından kendini belli eden beyaz bir parıltı, gelen kişinin bir yabancıdan öte, onun hayatında oldukça önemli bir yeri olduğunu resmen ilan ediyordu. Platin sarısı parlak saçları, beyaz teni ve mavi gözleriyle o da oldukça bakımlı biriydi. Aralarında geçen bir tür ' özlem giderme ' hareketleriyle dolu süre içerisinde dışarıdaki insanların hareketleri ona daha alakadar gelmişti. Bu belki de biraz huzursuz olduğundan dolayıydı; çünkü daha önce birbiriyle sevgili iki erkeğe pek rastlamamıştı. Ancak Kaoru ' arkadaşıyla ' kendisini tanıştırınca gözlerini Vladimir'e çevirdi. Bir süre gülen gözlerle onu tetkik etti. Demek aynı gruptaydılar.. Sarı saçlı gencin de müzikle uğraştığını öğrenince latif bir gülümseyiş ile sözü kendi ele aldı. " Memnun oldum Vladimir. Tanışmak büyük bir onur. " Kaoru'nun başlattığı Japon geleneği hareketleri sürdürerek ellerini dizlerinin önünde birleştirdi ve başını bir iki kere öne eğerek kendi ülkesinin usulüne uygun tanışmasını tamamladı. Sonra küçük bir kahkahayla birasını kendinden bile beklemediği bir hızla bitirip, yenisini getirmesi konusunda bir işarette bulundu garsona doğru. İşte şimdi her şeyi unutup sadece gülmek istiyordu. Yeni içkisi gelirken kocaman bir sırıtışla Vladimir'e döndü. " Sen de bir şeyler içmeyecek misin? " | |
| | | Vladimir Stepan Nieltsev Chornoye Pravda Solisti/Piyanisti & Rol Oyun Akademisi Üyesi
Mesaj Sayısı : 1269 Nerden : İzmir ~ Bakü. ^^ Meslek : Ne iş olsa yaparım. Malum işsizlik var. :P Tarafı : Sağ-sol-ön-arka. Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 19 Evcil Hayvan : Kaoru. Maalesef evcil değil. Kayıt tarihi : 17/07/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü C.tesi Eyl. 19, 2009 8:14 pm | |
| Nedense ortama hala alışmaya çalışıyordum, Kaoru'yla öpüşmemiz sırasında utancım tamamen geçse de; abazan tiplerin onu bakışlarıyla soyma çabalarının bir anda bana yöneldiğini hissetmiştim. Dudaklarımız ayrılır ayrılmaz sol elimin orta parmağını onlara doğru salladım. Bunu nasıl yaptığımı aklım almıyordu; ayrıca Japon modelin önünde böyle davranmak hoşuma gitmemişti, fakat bu iğrenç sapıkları susturmak için de başka bir alternatif yok gibiydi. Önüme döndüm, Japon selamını zarif bir şekilde tekrarlayarak yerime geçtim yeniden. Artık en azından yakamızı bırakmış, hakaretlerini karşılıksız bırakmayacağımızı anlamış gibilerdi. Aldırmaksızın Kyoshiro Sachiko'ya baktım. "Bu şerefe nail olmak gerçekten çok hoş." dedim sırıtarak, geyşa makyajlı halini merak ediyordum bir yandan da, ama bu konuyu sonra açacaktım. Bir şeyler içip içmeyeceğimi sorduğunda hafifçe gülümsedim: "Ah, sanırım garson votkayı unuttu." Elimi şıklatarak garsonu çağırdım ve ona delici bakışlarımı armağan ettim. Unuttuğum votkayı söylememe kalmadan adamın elindeki votkayı fark etmiştim bile. "Oh, bolşoye spasibo." dedim ve dört galleon'u eline sıkıştırdım. Beğendiğim yerlerin kaliteli garsonlarına bahşişi eksik etmezdim. Sonra Sacchi'ye döndüm. "İnsanın fotoğraflara yansıyan güzelliğini görmesi muhteşem bir duygudur herhalde." Neşeyle sırıtarak votkadan büyük bir yudum aldım, rahatlamıştım. | |
| | | Sachiko Kyoshiro Model
Mesaj Sayısı : 259 Tarafı : Taraf tutmuyor Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 18 Evcil Hayvan : ... Kayıt tarihi : 12/09/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü C.tesi Eyl. 19, 2009 9:17 pm | |
| Garsonun getirdiği dolu bardağı direk olarak dudaklarına yöneltti. Soğuk bira hem boğazında hem de düşüncelerinde büyük etki bırakıyordu. Ağzının tadını tamamen yerine getiren dolu dolu yudumlardan sonra bardağı masaya tekrar bıraktı. Vladimir'in yabancı bir dilde - ne olduğunu çıkaramamıştı, sadece isminden aldığı kopya sayesinde Rusça olduğunu tahmin edebiliyordu - söylediği kelimelerin ne anlama geldiği sorusu merakla bir köşede beynini kemirirken, dikkatini soruyla karışık cümlesine yöneltti. Yine aynı konu ortaya dökülmüştü. Memnuniyetsizlikten bükülen dudaklarını aralayarak kısa bir cevap verdi; ona kalsa bu konuyu saatlerce hatta günlerce tartışabilirdi. " Aslında pek de hoş değil, bilirsin tamamen makyajla.. İnsanların seni doğal halinle sevip sevmeyeceğinden emin olamıyorsun, bir de işini kaybetme endişesi var tabii... " Küçük bir gülümseme ile olayı en sade haliyle özetledi yeni tanıştığı adama. Kendisi de erkek arkadaşı gibi sevimli bir yüze ve kibar davranışlara sahipti. Gerçi Kaoru tamamen çılgın sayılırdı, şuan bile konuşmadan çok çevresinde olan bitene meraklıydı. Yine de yeri geldiğinde gerçekten iyi bir dinleyici ve güvenilir bir sırdaş olduğunu anlayacak kadar tanımıştı onu. Tercihleri farklı bile olsa, bu iki insan ona sıcakkanlı geliyorlardı. Ayrıca gerçek duygularını dışa vuracak kadar cesaretleri de vardı; Sachiko'nun en çok takdir ettiği yönleri de buydu. Resmen dünyaya meydan okumak gibi... " Müzik grubundan bahsetmiştiniz.. Bir gün sizi dinlemek isterim. " İstekli bakışlarını bu sefer platin sarı saçlarla gözlüklerin arkasına saklanmış mavi gözler arasında gezdirmeye başladı. İçkisinden birkaç yudum daha alıp bir kez daha dudaklarını ıslattı ve onlardan gelecek ilk cevaba dikkat kesildi. | |
| | | Vladimir Stepan Nieltsev Chornoye Pravda Solisti/Piyanisti & Rol Oyun Akademisi Üyesi
Mesaj Sayısı : 1269 Nerden : İzmir ~ Bakü. ^^ Meslek : Ne iş olsa yaparım. Malum işsizlik var. :P Tarafı : Sağ-sol-ön-arka. Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 19 Evcil Hayvan : Kaoru. Maalesef evcil değil. Kayıt tarihi : 17/07/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Cuma Eyl. 25, 2009 3:33 pm | |
| Varoluşunu gerçek anlamda hissedebilmek... Bunu yaşadığım ender anlardan biriydi, tadını çıkarmalıydım. Gerçi orta parmağımı göstererek terbiyesizlik etmiştim belki, ama onların şu sapıkça ve bayağılığını bas bas bağıran soyma amaçlı bakışlarının ve çıkardıkları aptalca seslerin yanında bu devede kulak kalırdı. Göz ucuyla diğer masalara bir bakış fırlattım. Şu insan müsveddeleri gözlerini artık üzerimizden çekmiş gibi görünüyorlardı. Kaoru'nun gözlerinin içine tutkuyla baktım, aramızdaki telepati öyle güçlüydü ki; birbirimizden kilometrelerce uzakta olsak bile onun yaşadığı bir acı, anında bana geçiyordu; dökmek istediği yakıcı gözyaşlarını hissediyordum iliklerimde. Aynı duyumları onun da aldığını içimde bir yerlerde biliyordum, bir akıl hastası tarafından bile olsa o iğrenç saldırıya uğradığım gecenin ardından kendimi izbe bir meyhaneye atıp bir damla dahi gözyaşı dökemeden toza bulanmış, başında musalla taşı dahi olmayan bir toprak parçasına karışmayı bütün vücudumla istediğim anı hatırlıyordum. Orada cinnet getirip canıma kıymamamın tek nedeni, öfkelenecek kadar dahi fiziksel gücüm olmamasıydı. Bir an ensemde bir dokunuş hissetmiştim, ışığı mı görüyordum? Kaoru. Hayır, bilmesini istemiyordum; özellikle yaz tatillerinde kasvetli barlarda yarı çıplak bir halde söylediğim şarkıları öğrenirse o an beni bırakacağı kesindi. Genelde insanların kötü niyet taşıdıklarını anlayabilecek kadar zekiydim, ama piyano konusunda kolayca istismar edilebilecek duygularım vardı, ondan ayrı kalmamayı öylesine istiyordum ki; iş verme vaadiyle beni bara götüren adamın amacının erotik bir meta edinmek olabileceğini düşünmemiştim bile. Birkaç ay sonrasında bu mezbelede artık çalışamayacağımı söylediğimde yüklü bir tazminat istemişlerdi benden. Dava açsam da avukata ödeyeceğim parayı bir şekilde karşılamam gerekiyordu, annem bunun için varını yoğunu satmış, ardından davayı kazanıp barın da kapattırılmasını sağlamıştık. Ama Kaoi'nin bunları -en azından şimdilik- öğrenmemesi daha hayırlıydı, cinsel bir "eşya" olarak kullanıldığımı kendime bile itiraf edemezken, ona bu büyük üzüntüyü vermeye hakkım yoktu. Dudaklarımı sımsıkı kenetleyip dolan gözlerimi ışıktan rahatsız olmuşçasına kırpıştırdım ve bir anlığına varlığını unuttuğum Sachiko'ya gülümsedim: "Bu bizim için de büyük bir onur olur. Gerçi gittiğimiz mekânların kalitesi ortada, kenar mahallelerden bir kitle edinebildik. Ama Tokyo'da bir programımız var." Oyunda mızıkçılık yapan bir çocuğun hınzır ifadesiyle sırıttım ve Kaoru'ya döndüm: "Umarım geçici bir baterist buluruz." Sol gözümü hafifçe kırptım, bu konuda da menajerimiz Stevie'yle bir görüşme ayarlamamız gerekiyordu. | |
| | | Kaoru Ai Kira Chornoye Pravda Gitaristi
Mesaj Sayısı : 389 Patronus : sekteretus Tarafı : demogorgothales Kan Durumu : - Rp yaşı : 19 Özel Yetenek : Düşük bir çene, androjin görünüm. Daha ne olsun o.O Evcil Hayvan : Kedi; 8 tane kadar. Kayıt tarihi : 07/08/09
| Konu: Geri: Sıradan Bir Pazar Günü Ptsi Eyl. 28, 2009 8:35 pm | |
| Ağrıyan sırtını gevşetmek için yavaşça doğruldu, uyuşukça bir masaya yaslandığında hep aynı yer ağrıyordu. Tipik bir oturuş bozukluğu olduğunu söylerdi babası ve ardından gülerdi. Çevresinde ki dudakların kıpırtısını takip ederek zihninde canlanan cümlelerle ağır ağır neler söylediklerinin hayalini kurdu. Sacchi ve Vladimir'in konuşmasına ilk başlarda ilgi duysa da, konu duruldukça kendisi de istemeden esneme kıvamına geliyordu. Onlar konuşurken sadece ufak tefek bardağında ki pembe sıvıya bakarak hayallere daldı, hiç biriyle ilgilenmiyordu. Gözlerini bardağın parlak yüzeyine dikmiş aheste aheste düşünüyordu sadece. Ardından gözlerini yavaşça ve hatta baygınca Vladimir'in sorusu üzerine kaldırdı, hiç bir şey anlamamış olmasına karşın "Evet" dedi sadece. Konuşmanın devamını merak etmediği için tekrar gözleri bardağa yöneldi. Sıkılmıyordu, ancak ilgisini kaybettiği de açıktı. Alt dudağını ısırarak yavaşça bardağını dudaklarına götürüp ikisini hafifçe süzdü. Bütün gün burada mı oturacaklardı merak ediyordu, çıkışta nereye gitse diye düşündü ve elini yanağına yaslayıp gülümsemeye devam etti. | |
| | | | Sıradan Bir Pazar Günü | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|