Edward Stephan

Edward, soğuk ama aynı zamanda sevecen biriydi.Kitap okumayı ve onlarla ilgilenmeyi çok seviyordu.Edward güzel mi güzel evinde gezinirken, birden kendini karanlık ve çok korkunç görünen bir evde buldu.Evin perdeleri yırtık,lambaları bozuktu.Birden siyah bir toz bulutu oluştu.

Edward korkmaya başlamıştı.Siyah toz bulutundan sesler geliyordu."Karanlığı seç" Edward "hayır, ben karanlığı seçmeyeceğime yemin ettim.Bunun nedeni karanlık lord ve ölüm yiyenler benim aileme büyük zarar verdiler.Bunun için sonsuza dek dünyadan karanlığı sileceğime yemin ettim.” Diye bağırarak oradan olduğunca hızlı bir şekilde gitmeye çalışır.Ama bir türlü gidemez.Hep aynı yere tekrar gider.Sanki bir boşlukta gibiydi.Birden zil sesi duyar ve gülümseyerek “oh be! Rüyaymış” dedi.


Bu rüyayı gördükten sonra artık kendine bir iş bulmalıydı.Ardından Zümrüdü Anka Yoldaşlığına giderek oraya üye olup, rahatça karanlık lorda karşı savaşabilirdi.Yatağından yavaşça kalkarak tavşanlı terliklerini giyindi.Hızlı bir şekilde elini ve yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa girdi.Mutluluktan şarkı mırıldanmaya başladı.Ardından yumurta tavasını alarak kendi için güzel bir omlet hazırladı.Büyük bir zevkle omleti yedi ve koşarak kıyafet odasına gitti.Kıyafet odasından güzel bir spor kıyafet giyerek evden hızlı bir şekilde çıktı.Arabasının olduğu garaja doğru sinirli bir şekilde gitti.Çünkü evden çıktıktan sonra son model süper bir araba geçiyordu, yolun kenarında ise bir su birikintisi vardı.Araba geçerken bütün su birikintisini Edward’ın montuna sıçratmıştı.Bu yüzden Edward çok sinirliydi.Mantosunu garajdaki koltuğa atarak arabasına bindi ve gezintiye çıktı.


Gezinirken Sihir Bakanlığına gitmek aklına geldi birden.Hızlı bir şekilde bakanlığa gitti ama bakanlıkta kimse yoktu.Bakanlık ölüm yiyenler tarafından ele geçirilmiş ve karanlık lord tarafından yönetiliyordu.Ölüm yiyenler Edward’ın etrafını bir anda sardı.Edward şok olmuştu ve ne yapacağını bilmiyordu o yüzden ölüm yiyenlere teslim oldu.Ölüm yiyenler Edward’ı karanlık lordun yanına götürdü.Edward asla karanlık lordun o iğrenç suratına bakmak istemiyordu.Bu yüzden başını başka taraflara yöneltti.Karanlık lord ona dönerek "seni uyarmıştım ama bu sana son ikazım ya benimle olursun ya da ölürsün” diyerek kahkahalar attı.Edward oraya düşüp bayılmıştı.


Gözlerini açtığında evinde o sıcak ve rahat olan yatağında yatıyordu.Yataktan yavaşça kalktı ve etrafında kimseyi göremedi.Birden ailesi ile ilgili bir anısı aklına geldi ve kafasında canlandı.Odasındaydı ve annesi ona sesleniyordu “Edward, tatlım hadi kahvaltıya gel seni bekliyoruz.” Edward ise annesine “tamam anneciğim geliyorum” diye cevap verdi.Aradan beş dakika geçtikten sonra Edward aşağıya indi ve annesine “anne ekmekler nerede?" diye sordu.Annesi ise ona bakarak “hadi bakalım seni uykucu bugün ekmekleri sen alacaksın” diyerek onu sandalyeden kaldırdı ve marketi gösterdi.Edward “tamam anne” diyerek markete gitti.


Ekmekler markete on beş dakika içinde gelecekti.Edward eve giderse annesinin hazırladığı o çok güzel kahvaltıyı ekmeksiz yiyecekti ve onun için büyük bir kayıp olacaktı daha doğrusu midesi için.O yüzden Edward beklemeyi tercih etti.Ekmekler markete geldi ve Edward eve doğru koşmaya başladı.Evin önüne geldi ve zile bastı ama kimse kapıya bakmıyordu.Edward zile iyice basıyordu bunun yanı sıra kapıya da vuruyordu.Ama ne yaparsa yapsın nafile kimse kapıyı açmıyordu.Edward evin arka kapısına koştu ve orda ne görsün annesi ve babası yerde ölü yatıyordu.Edward ağlamaya başladı yaşı çok küçüktü tek başına yaşayamazdı.Ölülerin yanında karanlık lordun işareti vardı.Annesinin ona küçüklüğünde anlattığı kötülerin kötüsü karanlık lordun işaretiydi.Birden bir tıkırtı duydu ve kendine geldi.Edward o anda sinirli bir şekilde bağırarak “Karanlık lord senden intikamımı alacağım, ailemin kanı yerde kalmayacak” diyerek evindeki kitaplığa gitti ve orada kitap okumaya başladı.