Michael Nymins Miller Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 379 Meslek : Serbest Meslek Gerçek İsim : Hakan Tarafı : Aydınlık Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 13 Asası : Gerçeğin Aynası Özel Yetenek : Bilmem,belkide vardır. Evcil Hayvan : yok Kayıt tarihi : 04/07/09
| Konu: Geri: Kompartıman 5 Cuma Tem. 24, 2009 5:47 pm | |
| Peron 9 3/4 'ü gözleriyle ararken peron 9 ile 10 arasındaki bir haraket gözüne çarpmaktaydı.Üçüncü sütunun önünde etrafına bakınan bir genç grubu görmüştü.Ellerinde kafeslerle bavullarla sütüna doğru koşarken Mich meraklı gözlerle çarpmasını -toslamasını- bekliyordu.Ama koşan birey direkt yok olmuştu.Bu sıradışı olaydan yola çıkarak 9 3/4 peronunu bulduğuna kanaat getirmişti.İyice yaklaştıktan sonra oraya koşması gerektiğini farketmişti.Ama içini bir telaştır kaplamıştı.Ya çarparsam ? şeklinde endişesine son verdiğinden 2 dakikasının kaldığını farketti.Küçücük kızların bile yapabildiğini görünce aldırmadan (!) direkt -tam sürat- koşmaya başladı.Havanın değişmesiyle açmıştı gözlerini.Kendini çok değişik bir ortamda buldu.Loş ışığın ardından dumanlar geliyordu,kalabalık ve tren'in sesi birleşince kulak parçalıyordu.Tren'in kalktığını görünce acele ile atladı,trene.İnsanlarla karşılaşmayı pek istemiyordu.İletişimde arkadaş edinmede pek -hiç- iyi değildi.Küçük bir şakada sinirlenip sorun ıkarmak istemezdi.Gözden ırak olan en arkadaki beşinci kompartımana yöneldi.Boş kompartımanda oldukça rahat ancak yine bazı düşüncelerden dolayı telaşlı (!) bir şekilde cam kenarına yayılmıştı.Manzaradan aldığı huzur sayesinde gözleri hafif hafif kapanmaktaydı... | |
|
Victoria Lynn Hogan Muggle* Lütfen bir mesleğe ya da seçmen şapkaya başvuru yapın.
Mesaj Sayısı : 764 Gerçek İsim : Nino Tarafı : Aydınlık Kan Durumu : Safkan Rp yaşı : 21 Özel Yetenek : Şimdilik yok xDxD Evcil Hayvan : pingui Kayıt tarihi : 17/07/09
| Konu: Geri: Kompartıman 5 Paz Tem. 26, 2009 4:33 pm | |
| Victoria için o büyük an gelmişti. 2 tane ufak bavulu vardı. Ama taşımakta zorluk çekmiyordu. Yere sürttüğü bavulunun tekerlek sesi de çok hoşuna gidiyordu. Evin merdivenlerinden gürültülü bir şekilde indirdi. Ses kimseyi rahatsız etmezdi. Çünkü evde her zamanki gibi kimsecikler yoktu. Victoria heyecanından dolayı 1 saat erken uyanmıştı. Vakti çok olduğu için neredeyse salyangozu gibi yürüyordu. Etrafındakileri aldırmıyordu ve heyecanlanmamaya özen göstermeye çalışıyordu. Vicky tren istasyonuna vardı. Hemen 1. Kompartımana yerleşmeye karar verdi.
Bavullarından ilkini hemen yerleştirdi. Ama diğer minik bavulu yanında kalacaktı. Çünkü her şeyi içindeydi.(Yolda sıkılmasını engelleyecek her şey.) Victoria etrafa bir göz attı fazla kalabalık değildi. Boş bir yere oturmak istiyordu. Ama yeni insanlarla da tanışmaktan kaçınmıyordu. Şimdilik fazla kimse olmadığı için hemen boş bir yer bulup oturdu. Çünkü birazdan burasının tıka basa dolacağını biliyordu. Vicky, daha zamanın olduğunu bildiği için gişeden annesini aramak istedi. Koltuğundan kalktı ve hızlı adımlar atarak gişeye doğru yürümeye başladı. Gişede kimse yoktu. Vicky’de hemen teyzesini aramak üzere heyecanlı bir şekilde numarayı çevirmeye başladı.
-Dıtt, dıtt, dıtt. - Ahh hadi anne aç şu telefonunu! - Alo ? - Teyze, neden açmadın telefonunu kaç kere aradım? - Kızım kusura bakma toplantıdaydım yeni çıktım. - Hmm, tamam anladım ben. Teyzecim, sadece trene vardığımı söylemek için aradım biraz erken geldim ama yarım saat sonra tren kalkar sanırım. - Vicky, aslında kararsızım seni oraya yollamakla iyi mi ediyorum kötümü bilmiyorum canım benim? - Teyze, saçmalama! Hogwarts’a gideceğim o kadar babam ve ben bunu çok istiyoruz anladın mı? Ayrıca dayım'ın yanında hiçbir şey demiyordun şimdi ne oldu da fikrin değişiverdi ? - Vicky, tamam sakin ol kızım sadece senin için endişeleniyorum. - Hayır! Teyze sen şimdiye kadar benim için hiç endişelenmedin ve şimdide endişelenmeni istemiyorum tamam mı? Görüşürüz anne oraya varınca sana haber atarım. Kapatmam lazım.
Telefonu hızlıca kapattı ve kompartımanına doğru yürümeye başladı. Koltuğuna yerleşti ve düşündü. Vicky, yola çıkmadan çok sinirlenmişti. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Sinirden mi? Heyecandan mı? Yoksa ailesinden mi? Bilemiyordu. Sadece ağlıyordu. Bu onu rahatlatacaktı. Victoria 15 dakikadır kafası derin pencerelere yaslı, koltuğunda oturuyordu. Ve gözlerinden akan yaşları temizliyordu nazikçe elleriyle. Victoria bunalmıştı. Hemen koltuğundan kalkıverdi ve kendisini dışarı attı. Derin bir nefes çekti. “Ohh, rahatladım..” Demişti kendi kendine ama tam olarak rahatlayamamıştı. İçinde bir endişe vardı. Ama bunun ne olduğunu anlamakta biraz zorluk çekiyordu. Victoria biraz yürüdü ve duvarın yanına çömeldi. Elleriyle bacaklarını kavrayarak gökyüzüne bakmaya başladı… | |
|